AI Terminal

MODULE: AI_ANALYST
Interactive Q&A, Risk Assessment, Summarization
MODULE: DATA_EXTRACT
Excel Export, XBRL Parsing, Table Digitization
MODULE: PEER_COMP
Sector Benchmarking, Sentiment Analysis
SYSTEM ACCESS LOCKED
Authenticate / Register Log In

SÖKE DEĞİRMENCİLİK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

Environmental & Social Information Oct 21, 2025

9062_rns_2025-10-21_82758183-20df-4934-9325-d1d3b1896b12.pdf

Environmental & Social Information

Open in Viewer

Opens in native device viewer

SÖKE DEĞİRMENCİLİK SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ'NİN TÜRKİYE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK RAPORLAMA STANDARTLARI KAPSAMINDA SUNULAN BİLGİLER HAKKINDA BAĞIMSIZ DENETÇİNİN SINIRLI GÜVENCE RAPORU

Söke Değirmencilik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi Genel Kurulu'na;

Söke Değirmencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.'nin ve bağlı ortaklıklarının ("Grup") 31 Aralık 2024 tarihinde sona eren yıla ait Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları 1 "Sürdürülebilirlikle İlgili Finansal Bilgilerin Açıklanmasına İlişkin Genel Hükümler" ve Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları 2 "İklimle İlgili Açıklamalar"a uygun olarak sunulan bilgiler ("Sürdürülebilirlik Bilgileri") hakkında sınırlı güvence denetimini üstlenmiş bulunmaktayız.

Güvence denetimimiz, önceki dönemlere ilişkin bilgileri ve Sürdürülebilirlik Bilgileri ile ilişkilendirilen diğer bilgileri (herhangi bir resim, ses dosyası, internet sitesi bağlantıları veya yerleştirilen videolar dâhil) kapsamaz.

Sınırlı Güvence Sonucu

"Güvence Sonucuna Dayanak Olarak Yürütülen Çalışmanın Özeti" başlığı altında açıklanan şekilde gerçekleştirdiğimiz prosedürlere ve elde ettiğimiz denetim kanıtlarına dayanarak, Grup'un 31 Aralık 2024 tarihinde sona eren yıla ait raporda yer alan Sürdürülebilirlik Bilgileri'nin, tüm önemli yönleriyle 32414(M) sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları'na ("TSRS") göre hazırlanmadığı kanaatine varmamıza sebep olan herhangi bir husus dikkatimizi çekmemiştir. Önceki dönemlere ilişkin bilgiler ve Sürdürülebilirlik Bilgileri ile ilişkilendirilmiş diğer herhangi bir bilgi (herhangi bir resim, ses dosyası, internet sitesi bağlantıları veya yerleştirilen videolar dâhil) hakkında bir güvence sonucu açıklamamaktayız.

Sürdürülebilirlik Bilgileri'nin Hazırlanmasında Yapısal Kısıtlamalar

Raporda yer alan Sürdürülebilirlik Bilgileri, ekonomik ve bilimsel bilgi eksikliklerinden kaynaklanan yapısal belirsizliklere maruz kalmaktadır. Sera gazı emisyonlarının hesaplanmasında bilimsel bilginin yetersizliği belirsizliğe yol açmaktadır. Ayrıca, gelecekteki muhtemel fiziksel ve geçiş dönemi iklim risklerinin olasılığı, zamanlaması ve etkilerine ilişkin veri eksikliği nedeniyle, Sürdürülebilirlik Bilgileri iklimle ilgili senaryolara dayalı belirsizlikler içermektedir.

Yönetimin ve Üst Yönetimden Sorumlu Olanların Sürdürülebilirlik Bilgileri'ne İlişkin Sorumlulukları

Grup Yönetimi aşağıdakilerden sorumludur:

  • Sürdürülebilirlik Bilgileri'nin Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları esaslarına uygun olarak hazırlanması.
  • Hata veya hile kaynaklı önemli yanlışlıklar içermeyen Sürdürülebilirlik Bilgileri'nin hazırlanmasıyla ilgili iç kontrolün tasarlanması, uygulanması ve sürdürülmesi,
  • Söz konusu sorumluluklara ek olarak, Grup Yönetimi uygun sürdürülebilirlik raporlama yöntemlerinin seçimi ve uygulanması ile koşullara uygun makul varsayımlar ve tahminler yapılmasından da sorumludur.

Üst Yönetimden Sorumlu olanlar, Grup'un sürdürülebilirlik raporlama sürecinin gözetiminden sorumludur.

Bağımsız Denetçinin Sürdürülebilirlik Bilgileri'nin Sınırlı Güvence Denetimine İlişkin Sorumlulukları

Aşağıdaki hususlardan sorumluyuz:

  • Sürdürülebilirlik Bilgileri'nde hata ya da hile kaynaklı önemli yanlışlıkların bulunup bulunmadığına yönelik sınırlı güvence sağlamak üzere denetim çalışmalarını planlamak ve gerçekleştirmek,
  • Elde ettiğimiz kanıtlara ve uyguladığımız prosedürlere dayanarak bağımsız bir sonuca ulaşmak ve Grup yönetimine denetim sonucunda ulaştığımız sonucu bildirmek.
  • Sürdürülebilirlik Bilgileri'nin önemli yanlışlık içerebilecek alanlarını belirlemek ve bu alanlara yönelik prosedürler tasarlamak ve uygulamak. Hile; muvazaalı işlemler, sahtekârlık, işlemlerin kasıtlı olarak kayda geçirilmemesi veya denetçiye kasten gerçeğe aykırı beyanlarda bulunulması veya iç kontrolün ihlali gibi konuları içerebilmesi sebebiyle hile kaynaklı önemli bir yanlışlığı tespit edememe riski, hata kaynaklı önemli bir yanlışlığı tespit edememe riskinden daha yüksektir.

Yanlışlıklar hata veya hile kaynaklı olabilir. Yanlışlıkların, tek başına veya toplu olarak, Sürdürülebilirlik Bilgileri kullanıcılarının buna istinaden alacakları ekonomik kararları etkilemesi makul ölçüde bekleniyorsa bu yanlışlıklar önemli olarak kabul edilir.

Yönetim tarafından hazırlanan Sürdürülebilirlik Bilgileri hakkında bağımsız bir sonuç bildirmekle sorumlu olduğumuz için, bağımsızlığımızın zedelenmemesi adına Sürdürülebilirlik Bilgileri'nin hazırlanma sürecine dâhil olmamıza izin verilmemektedir.

Mesleki Standartların Uygulanması

KGK tarafından yayımlanan Güvence Denetimi Standardı 3000 "Tarihi Finansal Bilgilerin Bağımsız Denetimi veya Sınırlı Bağımsız Denetimi Dışındaki Diğer Güvence Denetimleri" ve Sürdürülebilirlik Bilgilerinde yer alan sera gazı emisyonlarına ilişkin olarak Güvence Denetimi Standardı "3410 Sera Gazı Beyanlarına İlişkin Güvence Denetimleri"ne uygun olarak sınırlı güvence denetimini gerçekleştirdik.

Bağımsızlık ve Kalite Yönetimi

KGK tarafından yayımlanan ve dürüstlük, tarafsızlık, mesleki yeterlik ve özen, sır saklama ve mesleğe uygun davranış temel ilkeleri üzerine bina edilmiş olan Bağımsız Denetçiler İçin Etik Kurallar'daki (Bağımsızlık Standartları Dâhil) (Etik Kurallar) bağımsızlık hükümlerine ve diğer etik hükümlere uygun davranmış bulunmaktayız. Şirketimiz, Kalite Yönetim Standardı 1 hükümlerini uygulamakta ve bu doğrultuda etik hükümler, mesleki standartlar ve geçerli mevzuat hükümlerine uygunluk konusunda yazılı politika ve prosedürler dâhil, kapsamlı bir kalite yönetim sistemi sürdürmektedir. Çalışmalarımız, denetçiler ve sürdürülebilirlik ve risk uzmanlarından oluşan bağımsız ve çok disiplinli bir ekip tarafından yürütülmüştür. Grup'un iklim ve sürdürülebilirlikle ilişkili risk ve fırsatlarına yönelik bilgilerin ve varsayımların makuliyetini değerlendirmeye yardımcı olmak için uzman ekibimizin çalışmalarını kullandık. Verdiğimiz güvence sonucundan tek başımıza sorumluyuz.

Güvence Sonucuna Dayanak Olarak Yürütülen Çalışmanın Özeti

Sürdürülebilirlik Bilgileri'nde önemli yanlışlıkların ortaya çıkma olasılığının yüksek olduğunu belirlediğimiz alanları ele almak için çalışmalarımızı planlamamız ve yerine getirmemiz gerekmektedir. Uyguladığımız prosedürler mesleki muhakememize dayanır. Sürdürülebilirlik Bilgileri'ne ilişkin sınırlı güvence denetimini yürütürken:

  • Grup'un anahtar konumdaki personeli ile raporlama dönemine ait Sürdürülebilirlik Bilgileri'nin elde edilmesi için uygulamada olan süreçleri anlamak için görüşmeler yapılmıştır.
  • Sürdürülebilirlik ile ilgili bilgilerin açıklanmasının ve sunumunun değerlendirilmesi gerçekleştirilmiştir.
  • Sürdürülebilirlik ile ilgili bilgileri değerlendirmek ve incelemek için Grup iç dokümantasyonu kullanılmıştır.
  • Sorgulamalar yoluyla, Sürdürülebilirlik Bilgileri'nin hazırlanmasıyla ilgili Grup'un kontrol çevresi ve bilgi sistemleri konusunda kanaat edinilmiştir. Ancak, belirli kontrol faaliyetlerinin tasarımı değerlendirilmemiş, bunların uygulanmasıyla ilgili kanıt elde edilmemiş ve işleyiş etkinlikleri test edilmemiştir.
  • Grup'un tahmin geliştirme yöntemlerinin uygun olup olmadığı ve tutarlı bir şekilde uygulanıp uygulanmadığı değerlendirilmiştir. Ancak prosedürlerimiz, tahminlerin dayandığı verilerin test edilmesini veya Grup'un tahminlerini değerlendirmek için kendi tahminlerimizin geliştirilmesini içermemektedir.
  • Grup'un sürdürülebilirlik raporlama süreçleriyle birlikte finansal olarak önemli olduğu tespit edilen risk ve fırsatların belirlenmesine ilişkin süreçler anlaşılmıştır.

Sınırlı güvence denetiminde uygulanan prosedürler, nitelik ve zamanlama açısından makul güvence denetiminden farklıdır ve kapsamı daha dardır. Sonuç olarak, sınırlı güvence denetimi sonucunda sağlanan güvence seviyesi, makul güvence denetimi yürütülmüş olsaydı elde edilecek güvence seviyesinden önemli ölçüde daha düşüktür.

Finansal Eksen Bağımsız Denetim ve Danışmanlık A.Ş.

Exclusive Member of GGI GlobalAlliance AG

Mustafa ÇANAKÇIOĞLU, SMMM Sorumlu Denetci

İstanbul, 21 Ekim 2025

1. Rapor Hakkinda
1.1. Amaç, Kapsam ve Raporlama Dönemi 8
1.2. Raporlama Dönemi 10
1.3. Bağlantılı Bilgi ve Önemlilik 10
1.4. Geçiş 10
2. Söke Degirmencilik Hakkında 11
2.1. Faaliyet Alanı ve Ortaklık Yapısı 11
2.2. İş Modeli ve Değer Zinciri 13
3. Yönetişim 14
4. Strateji 17
4.1. İklim ve Sürdürülebilirlik Riskleri ve Fırsatları 18
İklim ve Sürdürülebilirlik Riskleri 19
İklim ve Sürdürülebilirlik Fırsatları 26
4.2. İklim Dirençliliğinin Değerlendirmesi 32
4.3. İklim ve Sürdürülebilirlik Risklerinin ve Fırsatlarının Karar Alma Süreçlerine
ve İş Modeline Etkisi 38
5. Risk Yönetimi 40
6. Metrik ve Hedefler 43
6.1. İklimle İlgili Metrikler 43
Sera Gazı Emisyonları Hesaplama Metodolojisi, Raporlama Sınırları ve
Ölçüm Yaklaşımı 43
Emisyon Faktörleri 43
Karbon Fiyatlandırma, Karbon Kredisi 44
6.2. Sektöre Özgü Sürdürülebilirlik Metrikleri 44
Sera Gazı Emisyonları (Cilt 20) 45
Enerji Yönetimi (Cilt 20 ve Cilt 25) 46
Su Yönetimi (Cilt 20 ve Cilt 25) 47
İçerik Tedarik (Cilt 20) 48
6.3. Faaliyet Metrikleri 49
6.4. Hedefler 50

1. RAPOR HAKKINDA

1.1. Amaç, Kapsam ve Raporlama Dönemi

Söke Değirmencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. (Şirket) ve bağlı ortaklığı (Gen Oyuncak Sanayi ve Ticaret A.Ş. veya Childgen) (hep birlikte "Söke Değirmencilik" olarak anılacaktır), Sermaye Piyasası Kurulu'nun düzenleme ve denetimine tabi olması nedeniyle 29 Aralık 2023 tarihli ve 32414(M) sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları'na (TSRS) uyumlu sürdürülebilirlik raporu yayınlama yükümlülüğüne sahiptir.

Söke Değirmencilik, ana faaliyet alanı olan "tüketicilere yönelik (B2C) paketli un, tahıl unu, glütensiz un, ekmek unu karışımları, kurabiye, tortilla gibi diğer unlu mamuller, ev dışı tüketim noktaları için profesyonel ürünler (B2B), perakende firmaları ve endüstriyel müşteriler için özel markalı un ve puding üretimi ve satışı" operasyonlarının yanı sıra "buğday unundan el yapımı oyun hamurları üretimi" yapan bağlı ortaklığının (Gen Oyuncak Sanayi ve Ticaret A.Ş. veya Childgen) iş faaliyetlerini de içeren tüm değer zincirinde ortaya çıkması ve yoğunlaşması muhtemel iklim ve sürdürülebilirlik riskleri ile fırsatlarını bu rapor kapsamına dahil etmiştir.

Bu raporda paylaşılan, iklim ve sürdürülebilirliğe ilişkin veriler Söke Değirmencilik'in Aydın – Söke'de, Ankara – Sincan'da, Tekkeköy - Samsun'da ve Ataşehir - İstanbul'da (Childgen) yer alan üretim tesislerini ve İstanbul'da konumlanan ofisini kapsamaktadır. 2022 yılında Söke Değirmencilik şirket paylarının tamamını Ulusoy Un'un satın almasıyla, Ulusoy Un'un Şirketler Topluluğundan biri haline gelmiştir. Dolayısıyla Söke Değirmencilik sürdürülebilir tarımı destekleyerek tüketicilere sağlıklı ve doğal besin kaynağı sunma yönündeki vizyonunu, Ulusoy Un'un sürdürülebilirlik stratejisi ve iklim değişikliği ile mücadele ilkeleriyle harmanlayarak, işbu rapordaki açıklamalarını hazırlamıştır. İlaveten Söke Değirmencilik faaliyetlerini, ana ortağı olan Ulusoy Un (Şirketler Topluluğu) yönetiminde gerçekleştirdiğinden dolayı, Ulusoy Un Şirketler Topluluğu düzeyinde ele alınan risk ve fırsatların aynısına sahiptir. Ancak bu raporda ele alınan risk ve fırsatlara ilişkin finansal açıklamalar Ulusoy Un Şirketler Topluluğu düzeyinde beklenen finansal etkilerden farklılaşmaktadır. Söke Değirmencilik şeffaflık taahhüdünü destekleyen güvenilir bilgiyi okuyucuya sunmayı hedeflemiştir.

Bu rapor, şirketin sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili finansal bilgilerini, yönetim yapısını, stratejisini, risk ve fırsat belirleme ve yönetme süreçlerini, performans metriklerini ve hedeflerini gerçeğe uygun bir şekilde ele almaktadır. Söke Değirmencilik'in tanıtıldığı Söke Değirmencilik Hakkında bölümünün beraberinde, TSRS Standartlarının temel içeriğini temsil eden Yönetişim, Strateji, Risk Yönetimi, Metrikler ve Hedefler başlıkları altında çerçevelendirilmiştir. Söke Değirmencilik, bu raporda finansal durumunu ve beklentilerini makul ölçüde etkilemesi beklenebilecek risk ve fırsatlara dair önemli bilgileri açıklamaktadır.

Raporda aynı zamanda Uluslararası Sürdürülebilirlik Standartları Kurulu (ISSB) tarafından idame ettirilen Sürdürülebilirlik Muhasebe Standartları Kurulu (SASB) Standartları da dikkate alınmıştır. Bu doğrultuda, SASB Standartlarından türetilen ve TSRS 2'nin Sektör Bazlı Uygulanmasına İlişkin Rehber'in parçası olan "Cilt 20—Tarımsal Ürünler" ve "Cilt 25—İşlenmiş Gıdalar" ciltleri Söke Değirmencilik'in ana faaliyet alanı ile ilişkili olan ve bu raporun hazırlanmasında yararlanılan rehber kaynaklar arasındadır.

SASB Standartlarından türetilen bu ciltler arasında Cilt-20, tarım ürünleri sektöründe faaliyet gösteren; sebze ve meyvelerin işlenmesi, ticareti ve dağıtımı ile hububat, şeker, tüketilebilir yağlar, mısır, soya fasulyesi ve hayvan yemi gibi tarımsal ürünlerin üretilmesi ve işlenmesi ile uğraşan şirketler için geçerlidir. Cilt-25 ise işlenmiş gıda sektöründe yer alan; perakende tüketici tüketimi için ekmek, dondurulmuş gıdalar, atıştırmalık gıdalar, evcil hayvan gıdaları ve baharatlar gibi gıdaları işleyen ve paketleyen şirketler için uygundur. Söke Değirmencilik, bu raporda her iki ciltte belirtilen faaliyet metrikleri ile sürdürülebilirlik metriklerine atıfta bulunmuştur. Raporun Metrikler ve Hedefler Bölümünde, bu ciltlerde yer alan sektör bazlı açıklama konularına ve metriklere yer verilmiştir.

1.2. Raporlama Dönemi

1 Ocak – 31 Aralık 2024 finansal raporlama döneminin esas alındığı bu rapor, TSRS 1 (Sürdürülebilirlikle İlgili Finansal Bilgilerin Açıklanmasına İlişkin Genel Hükümler) ve TSRS 2 (İklimle İlgili Açıklamalar) Standartlarına uygun olarak hazırlanmıştır. Bu raporda yer alan sürdürülebilirlik ve iklime ilişkin açıklamalar, Şirket'in 1 Ocak – 31 Aralık 2024 tarihli konsolide finansal tabloları ile birlikte değerlendirilmelidir.

1.3. Bağlantılı Bilgi ve Önemlilik

TSRS S1 21 uyarınca, bu raporda sunulan sürdürülebilirlik ve iklim açıklamaları ile 1 Ocak-31 Aralık 2024 tarihli finansal rapor birbiri ile uyumludur. Bu rapor kapsamında, Şirketler Topluluğu'nun finansal durumunu makul ölçüde etkileyebilecek sürdürülebilirlik ve iklim risk ile fırsatlarına yönelik önemli bilgiler derlenirken, finansal tablolarda açıklanan Şirket cirosu üzerinden önemlilik analizi gerçekleştirilmiştir. Ek olarak, Şirket'in strateji, risk yönetimi, metrik ve hedefler açıklamaları raporda sunulan iklim ve sürdürülebilirlik risk ve fırsatları ile bağlantılıdır.

1.4. Geçiş

TSRS Standartlarını uyguladığı ilk yıllık raporlama döneminde Söke Değirmencilik, TSRS 1'de belirtilen E3, E4, E5 ve E6 maddeleri ile TSRS 2'de belirtilen C3, C4 ve C5 maddeleri uyarınca izin verilen bazı geçiş muafiyetlerini dikkate almıştır.

  • TSRS S2 C4 uyarında, TSRS'nin ilk uygulama tarihinden hemen önceki yıllık raporlama döneminde, sera gazı emisyonlarını ölçmek için Sera Gazı Protokolü: Kurumsal Muhasebe ve Raporlama Standardı (2004) (GHG Protokolü) dışında bir yöntem kullanan şirketlerin bu yöntemi kullanmaya devam etmesine izin verilmektedir. Ancak Söke Değirmencilik 2024 yılı Kapsam 1 ve Kapsam 2 sera gazı emisyonlarını Sera Gazı Protokolü: Kurumsal Muhasebe ve Raporlama Standardına (2004) göre hesapladığından bu geçiş muafiyetini kullanmamaktadır.
  • TSRS gereklilikleri doğrultusunda, işletmeler sürdürülebilirlik raporlamasının ilk iki yılında Kapsam 3 sera gazı emisyonlarını açıklamak zorunda değildir. 2025 yılında yayımlanan bu ilk TSRS uyumlu sürdürülebilirlik raporunu Kapsam 3 emisyon bilgilerini içermemektedir.
  • Söke Değirmencilik, bu standardı uygulamaya başladığı ilk raporlama döneminde, iklim ve sürdürülebilirlikle ilgili finansal bilgilerini, TSRS S1 E4 (a)'da yer alan geçiş muafiyetinden yararlanarak, bir sonraki ara dönem finansal raporu ile birlikte açıklamaktadır.
  • TSRS S1 ve S2 kapsamında, standartların ilk uygulama tarihinden önceki dönemlere ilişkin açıklama yapma ve karşılaştırmalı veri sunma zorunluluğu bulunmadığından, Söke Değirmencilik bu raporda sadece 2024 yılına ait performans göstergelerini paylaşmaktadır. Ayrıca, TSRS S1 E3 ve TSRS S2 C3 maddelerinde belirtilen geçiş muafiyetleri doğrultusunda, önceki yıllara dair sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili finansal bilgiler bu raporda yer almamaktadır.
  • İlk yıllık raporlama döneminde, TSRS 2 kapsamında yalnızca iklimle bağlantılı risk ve fırsatları açıklaması ve dolayısıyla TSRS S1 hükümlerini sadece iklimle ilgili risk ve fırsatlarla sınırlı uygulaması mümkün kılınmıştır (TSRS S1 E5). Bu muafiyetten yararlanmayan Söke Değirmencilik bu raporda iklimle ilgili olanların yanı sıra sürdürülebilirliğe ilişkin önemli risk ve fırsatlarını da açıklamaktadır. Ek olarak, Yönetişim ve Risk Yönetimi Bölümleri altında sunulan açıklamalar, iklim de dahil olmak üzere sürdürülebilirliğin tüm çevresel, sosyal ve yönetişim alanlarını kapsamaktadır.

2. SÖKE DEĞİRMENCİLİK HAKKINDA

2.1. Faaliyet Alanı ve Ortaklık Yapısı

Söke Değirmencilik, 1963 yılında un ve un karışımları üretimine ve satışına başlayarak sektöre adım atmıştır. Şirket, 62 yıllık tecrübesiyle, günümüzde geniş bir ürün yelpazesi sunan önemli markalardan biri haline gelmiştir. Gıda sektörünün dinamiklerini dikkate alan Söke Değirmencilik, lojistik imkanların önemine vurgu yaparak, üretim tesislerini stratejik bir biçimde konumlandırmayı hedeflemiş ve Türkiye'nin iki farklı bölgesinde iki üretim tesisi inşa etmiştir.

Aydın-Söke Üretim Tesisi, toplamda 51.674 metrekare alan içerisinde 19.356 metrekaresi kapalı alan olmak üzere un ve un karışımlarının üretimini gerçekleştirmektedir. Bu tesis, üç değirmen ünitesi ile 293.000 ton/yıl profesyonel ürün için un ambalajlama, 110.000 ton/yıl paketli un ambalajlama ve 192.000 ton/yıl buğday işleme kapasitesine sahiptir.

Ankara-Sincan Üretim Tesisi ise toplamda 22.994 metrekare alan üzerinde 7.638 metrekaresi kapalı olarak faaliyet göstermektedir. Aydın-Söke Üretim Tesisi'ne benzer niteliklere sahip olan bu tesis, üç değirmen ünitesi ile 315.000 ton/yıl profesyonel ürün ambalajlama, 129.000 ton/yıl paketli un ambalajlama ve 252.500 ton/yıl buğday işleme kapasitesine sahiptir. Ayrıca, unlu mamuller pazarında çeşitliliği artırma amacıyla Samsun-Tekkeköy'de toplam 6.995 m² alan üzerine inşa edilmiş, 4.100 m² kapalı alana sahip bir üretim tesisi kiralanmıştır. Bu tesis Mayıs 2024 itibarıyla unlu mamüller üretimine başlamıştır.

Söke Değirmencilik'in faaliyet alanları, tüketicilere yönelik (B2C) paketli un, tahıl unu, glütensiz un ve ekmek unu karışımlarını kapsamaktadır. Şirket, ayrıca ev dışı tüketim noktaları için profesyonel ürünler (B2B) sunmakta, perakende firmaları ve endüstriyel müşterilere özel markalı un ve puding üretimi ile satışını gerçekleştirmektedir. Un üretim sürecinde meydana gelen çeşitli tali ürünler, gıda ve yem sektöründe pazarlanmakta olup, bu sayede şirketin ürün portföyü genişletilmektedir. Tüm bu stratejiler, tüketici memnuniyetinin artırılması ve daha geniş bir ürün yelpazesine ulaşılması amacıyla geliştirilmiştir.

11 Ocak 2022 tarihinde Şirket paylarının tamamı Ulusoy Un tarafından satın alınmıştır ve 12 Ocak 2023 tarihi itibarıyla Borsa İstanbul Yıldız Pazar'da işlem görmeye başlamıştır.

2024 itibarıyla Söke Değirmencilik'in ortaklık yapısı ve sermaye dağılımı aşağıdaki gibidir.

Ortaklıklar Grubu Sermayedeki Payı (TL) Sermayedeki Payı (%)
Ulusoy Un Sanayi ve Ticaret A.Ş. A 30.900.001,00 %7,99
Ulusoy Un Sanayi ve Ticaret A.Ş. B 260.849.999,00 %67,50
Halka Açık B 94.750.000,00 %24,51
Toplam 386.500.000,00 %100,00

Söke Değirmencilik, uluslararası büyüme hedefleri doğrultusunda gıda sektöründe tüketici odaklı ve katma değeri yüksek alanlara yatırım yapma stratejisini sürdürmektedir. Bu çerçevede, Mart 2023 tarihinde Gen Oyuncak Sanayi ve Ticaret A.Ş.'nin %60 hissesinin satın alınmasıyla şirkette hakim ortak konumu elde edilmiştir. Gen Oyuncak, buğday unundan oluşan, kimyasal ve koruyucu madde içermeyen doğal oyun hamurlarını üretmektedir. Bu ürünler, Türkiye'nin ilk CE belgeli, ISO Gıda Güvenliği Sertifikalı el yapımı oyun hamurları arasında yer almaktadır. Ayrıca, Amerika Birleşik Devletleri'nin Colorado eyaletinde organik ve glutensiz unlu mamul sektörünün öncü markalarından biri olan Rudi's Organic and Gluten Free Brands Inc. şirketine %12,50 oranında iştirak edilmiştir. Eylül 2023 tarihi itibarıyla Rudi's'in sermaye artırımına katılarak ortaklık oranı %12,65'e yükseltilmiştir.

Söke Değirmencilik'in bağlı ortaklıklarının faaliyette bulunduğu coğrafi bölge ve 2024 yılında Şirket'in etkin ortaklık oranı aşağıda belirtilmiştir.

Bağlı Ortaklık/İştirak İsmi Faaliyette Bulunduğu Bölge 2024 Etkin Ortaklık Oranı (%)
Gen Oyuncak Sanayi ve Ticaret A.Ş. İstanbul 60
Rudi's Organic and Gluten Free Brands Inc.1 ABD 12,65

Genel müdürlüğü Aydın'da bulunan Şirket'in açık adresi Sazlı Mahallesi Fabrika Sokak No:2 09260 Söke/Aydın'dır. Şirketin internet sitesi adresi https://www.soke.com.tr/ iken yatırımcı ilişkileri ile ilgili iletişimler [email protected] e-posta adresi üzerinden sağlanmaktadır.

Rudi's Organic and Gluten Free Brands Inc. sermayesinin %12,65'ine denk gelen pay ile Söke Değirmencilik, bu şirketin politikaları ve operasyonları üzerinde doğrudan kontrole sahip değildir. Dolayısıyla, işbu raporda GHG Protokolü'nün yaklaşımlarının biri olan "operasyonel kontrol" yaklaşımı kullanıldığından, bu şirketin faaliyetlerinden kaynaklı Kapsam 1 ve 2 emisyonları ile diğer sürdürülebilirlik metrikleri konsolidasyona dahil edilmemiştir.

2.2. İş Modeli ve Değer Zinciri

Söke Değirmencilik, un ve un karışımları üretimine ve satışına dair operasyonel süreçlerinin yanı sıra, değer zincirinin hem yukarı hem de aşağı yönlü aşamalarını da iklim değişikliği ve sürdürülebilirlikle ilgili risk ve fırsatlar bağlamında ele almıştır.

Söke Değirmencilik, ana faaliyet alanını gerçekleştirirken başlıca şu adımları izlemektedir: Ham madde Kabul ve Numune Alma, Laboratuvar Analizleri ve Tasnif, Depolama, Temizleme ve Tavlama, Değirmende Tahılların Öğütülmesi, Un Depolama, Laboratuvar ve Fırın, Un Ambalajlama ve Sevkiyat. Bu adımları aşağı yönlü, direkt operasyon ve yukarı yönlü olmak üzere kademelendiren Söke Değirmencilik, sürdürülebilirlikle bağlantılı risk ve fırsatların ortaya çıktığı ve yoğunlaştığı süreçleri değerlendirmektedir. Bu çerçevede, iklim ve sürdürülebilirlikle bağlantılı her bir risk ve fırsat, faaliyet alanlarına göre ayrı ayrı analiz edilmiş ve bunların finansal etkileri değerlendirilmiştir. Ayrıca, bu unsurların değer zincirinin hangi aşamalarında yoğunlaştığı ve hangi operasyonları etkileyebileceği de belirlenmiştir. Şirket'in yukarı ve aşağı yönlü değer zinciri ilişkileri ile kendi direkt operasyonlarının gösterimi aşağıda yer almaktadır:

3. YÖNETİŞİM

Söke Değirmencilik'te sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili konular, Yönetim Kurulu düzeyinde ele alınmakta ve kurumun stratejik öncelikleri arasında yer almaktadır. Bu alanlarda ortaya çıkabilecek risklerin ve fırsatların izlenmesinde, farklı yönetişim yapıları koordineli bir şekilde görev almaktadır. Denetim Komitesi, Riskin Erken Saptanması Komitesi ve Kurumsal Yönetim Komitesi, sürdürülebilirlik odağındaki konuların izlenmesi ve değerlendirilmesinde sorumluluk üstlenmektedir. İlgili komiteler, yapı itibarıyla bağımsız üyelerden oluşmakta olup; Kurumsal Yönetim Komitesi'nde ayrıca Yatırımcı İlişkileri birimi temsil edilmektedir. Bu yapılar arasında RESK, sürdürülebilirlik ve iklim risklerinin tespiti ve yönetiminde daha belirgin bir rol oynamaktadır.

Bunlar arasında Riskin Erken Saptanması Komitesi (RESK), Şirket'in maruz kalabileceği risklerin önceden tespit edilmesi ve bu risklerin etkin bir şekilde yönetilmesi amacıyla çalışmalarını sürdürmektedir. Komitenin görevlerini eksiksiz şekilde yerine getirebilmesi için ihtiyaç duyduğu tüm kaynak ve destek, Yönetim Kurulu tarafından sağlanmaktadır. RESK, her yıl en az iki kez toplanmakta; yapılan toplantılar kayıt altına alınarak elde edilen bulgular ve alınan kararlar Yönetim Kurulu ile paylaşılmaktadır. Ayrıca komite, şirketin risk yönetim sistemini yılda en az bir kez gözden geçirerek sistemin etkinliğini ve güncelliğini değerlendirmektedir.

Komite, gerekli gördüğü durumlarda uzman kişilerin bilgi ve deneyiminden yararlanmak üzere onları toplantılarına davet edebilmekte; ayrıca ihtiyaç duyulan konularda dış danışmanlık hizmeti alma yetkisine sahiptir. Üyelikte herhangi bir boşluk yaşanması hâlinde, uygun kriterleri sağlayan yeni üyenin ataması ilk Yönetim Kurulu toplantısında gerçekleştirilerek komitenin işleyişinde aksama yaşanmasının önüne geçilmektedir. Bağımsızlık ve tarafsızlık ilkeleri doğrultusunda faaliyetlerini sürdüren Komite, belirlenmiş aralıklarla düzenli olarak toplanmakta ve komitenin çalışma usul ve esasları RESK Yönetmeliği ile kamuoyuyla paylaşılmaktadır. Söke Değirmencilik bünyesindeki RESK'in çalışma esaslarına ilişkin yönetmeliğe ilgili bağlantı aracılığıyla erişim sağlanabilmektedir.

Sürdürülebilirliğe ilişkin risk ve fırsatların etkin biçimde yönetilebilmesi, bu alandaki gelişmelerin düzenli olarak izlenmesi ve RESK'in karar süreçlerinin desteklenmesi amacıyla yeni bir yönetişim yapısının oluşturulması hedeflenmektedir. Bu doğrultuda, Sürdürülebilirlik Komitesi'nin tesisine yönelik hazırlıklar devam etmektedir. Komite yapısının işlerlik kazanması için gerekli olan üyelik ve çalışma grubu düzenlemeleri ise hâlen onay sürecindedir. Kurumsal sürdürülebilirlik yaklaşımını daha yapılandırılmış bir yönetişim modeliyle desteklemek üzere Sürdürülebilirlik Komitesi yapısının hayata geçirilmesiyle birlikte, çevresel, sosyal ve yönetişim alanlarında daha koordineli ve kapsayıcı bir karar alma sistemi kurulması amaçlanmaktadır. Halihazırda, bu başlıklara ilişkin değerlendirme ve yönlendirmeler, Riskin Erken Saptanması Komitesi aracılığıyla yürütülmektedir. Sürdürülebilirlik uygulamaları, kalite, çevre yönetimi, iş sağlığı ve güvenliği, insan kaynakları ve finans gibi temel kurumsal işlevlerle eşgüdümlü şekilde ilerletilmektedir. Böylece, sürdürülebilirlik yönetimi şirket genelinde sistematik, bütüncül ve kurumsal yapılara entegre bir model hâlinde uygulanmaktadır.

Başta Söke Değirmencilik Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Eren Günhan Ulusoy, YK Üyeleri ve Genel Müdür Zeki Basar KILIÇ olmak üzere, Şirket'in üst yönetimi sürdürülebilirlik ve iklim konularını uzun yıllardır yakından takip eden, bu konularda yetkin kişilerdir. Dr. Eren Günhan Ulusoy, IAOM (International Association of Operative Millers Eurasia - Uluslararası Un Sanayicileri ve Hubutatçılar Birliği Avrasya) Direktörlüğünü yürütmektedir ve bu sayede iklim değişikliği ile mücadele ve tarımın sürdürülebilirliği temalı çok sayıda organizasyonda liderlik üstlenmiştir. Dr. Eren Günhan Ulusoy, Ekim 2023 tarihinde "DigitalTalks Sürdürülebilirlik Sohbetleri '23" oturumunda, iklim değişikliğinin gıda güvenliğine olan etkileri ve tarım sektörünün sürdürülebilirliği; Eylül 2024 tarihinde Bakü'de düzenlenen IAOM Avrasya Konferansı & Sergisi'nde, "Değişen İklimde Sürdürülebilir Gıda Güvenliği" başlıklı konuşmasında sürdürülebilirliğin şirketlerin rekabet gücüne olan etkisi ve gıda üretiminde artış hedeflerine ulaşmadaki önemi; "Future-Proofing Türkiye's Agribusiness Sector" Konferansı'nda tedarik zincirinde iklim dayanıklılığı üzerine konuşmalar gerçekleştirmiştir. Bunun yanı sıra, Dr. Eren Günhan Ulusoy'un 2023 yılında gerçekleşen ve Türkiye'nin tarım ve gıda sektöründeki sürdürülebilirlik uygulamaları, yenilenebilir enerji projeleri ve çevre koruma çalışmalarınının sergilendiği Expo 2023 Doha etkinliğinde Türkiye Pavilyonu'nun tanıtım toplantısına katılım sağlaması, Ulusoy Un'un sürdürülebilir tarım ve gıda güvenliği alanındaki küresel gelişmeleri yakından izlediğinin göstergesidir. Bunlara, Mart 2024'teki "Tarım'ın Token'ı – Cropto Paneli", Nisan 2023'teki "2. Tarım, Gıda ve Gastronomi İnovasyon Zirvesi", Eylül 2024'teki "WorldFood İstanbul Fuarı", Mayıs 2024'teki "Ulusal Hububat Konseyi 2024 Mısır ve Buğday Kongresi" eklenmiştir. Tüm bu organizasyon, panel ve konferanslara YK Başkanı ve üst yönetim düzeyindeki katılım, Şirketler Topluluğu'nun iklim değişikliğinin doğal kaynaklar ve tarımsal faaliyetler üzerindeki etkilerini yakından takip ettiğini ve iyi uygulamalarını tüm sektör ile paylaşacak yetkinliğe sahip olduğunu göstermektedir.

Söke Değirmencilik'in bağlı olduğu Ulusoy Un Şirketler Topluluğu tarafından benimsenen Sürdürülebilirlik Politikası, çevresel etkilerin kontrolü, etik değerlere bağlılık ve iş sağlığı ile güvenliği gibi temel alanlarda belirlenen ilke ve hedefleri, sorumlu kişi ve birimlerin görev tanımlarıyla uyumlu şekilde süreçlere entegre etmektedir. Bu bütüncül yaklaşım, sürdürülebilirliğin yalnızca belirli pozisyonlara ait bir görev değil, organizasyon genelinde tüm çalışan ve yöneticilerin ortak sorumluluğu olarak görülmesini sağlamaktadır.

Sürdürülebilirlik hedeflerinin kurum genelinde etkin biçimde sahiplenilmesi amacıyla, sorumluluk alanları açık şekilde yapılandırılmakta ve ilgili ekiplerin rol tanımları netleştirilmektedir. Bu kapsamda, sürdürülebilirlik alanında görev üstlenen ekipler; bilgi düzeylerini artırmaya, teknik becerilerini geliştirmeye ve kurumsal etkiyi güçlendirmeye yönelik özel eğitim ve gelişim programlarıyla desteklenmektedir. Böylece, bu ekiplerin stratejik öncelikler doğrultusunda proaktif bir liderlik sergilemeleri teşvik edilmektedir.

Söke Değirmencilik'te stratejik planlama süreçlerine sürdürülebilirlik ve iklimle bağlantılı risk ve fırsatların etkisi sistematik biçimde dâhil edilmektedir. Şirket üst yönetimi, operasyonel ve finansal kararlarını çevresel etkileri de dikkate alarak şekillendirmekte; sürdürülebilirlik ilkelerini temel alan bir yönetim anlayışını iş yapış biçimlerine entegre etmektedir. Mevcut politikalar düzenli aralıklarla gözden geçirilmekte, elde edilen sonuçlara göre revize edilmekte ve uygulamalara yön verilmektedir. Sürdürülebilirlik performansının sürekli izlenmesi ve bu sürece çalışanların aktif katılımı, kurumsal yaklaşımın temel unsurlarından biri olarak benimsenmiştir.

Söke Değirmencilik'in Ücretlendirme Politikası, şirketin uzun vadeli vizyonu ve risk temelli yönetim modeliyle uyumlu bir çerçevededir. Üst düzey yöneticilere sağlanan maddi haklara ilişkin bilgiler, şeffaflık ilkesi doğrultusunda yıllık raporlamalar kapsamında paydaşlarla paylaşılmaktadır. Kurumsal Yönetim Komitesi, sürdürülebilirlik hedeflerinin tanımlanması ve performans doğrultusunda değerlendirilmesinden sorumlu yapı olarak görev yapmaktadır. Bu yapı, ilgili göstergeleri düzenli aralıklarla gözden geçirerek sürdürülebilirliğe dair ilerlemeyi izlemektedir. Öte yandan 2024 itibarıyla, sürdürülebilirlik ve iklimle bağlantılı performans göstergeleri ücretlendirme politikalarına dahil değildir. Söke Değirmencilik, sürdürülebilirlik kriterlerini dikkate alarak yöneticilerin çevresel ve sosyal sorumluluk alanlarındaki duyarlılığını artırmayı ve kurumun uzun vadeli hedefleriyle daha yakından uyumlu bir ücretlendirme yaklaşımını benimsemeyi hedeflemektedir.

4. STRATEJİ

İklim değişikliği, sadece çevresel bir sorun olmanın ötesinde, ekonomik sistemler ve toplumsal yapılar üzerinde de derin etkiler yaratan, günümüzün en ciddi küresel risklerinden biridir. Paris Anlaşması'nın hedeflediği gibi; küresel ortalama sıcaklık artışını sanayi öncesi döneme kıyasla 2°C'nin çok altında tutmak ve mümkünse 1,5°C ile sınırlandırmak için gereken önlemler hızla alınmazsa, çevresel, ekonomik ve sosyal sonuçların geri dönülemez boyutlara ulaşma ihtimali giderek artmaktadır. Bununla birlikte iklim değişikliği, tarım sektörü ve gıda güvenliği üzerinde ciddi ve giderek artan riskler barındırmaktadır. Özellikle buğday tarımı, sıcaklık artışları, düzensiz yağışlar ve artan kuraklık gibi iklim değişikliğinin sebep olduğu fiziki olaylardan doğrudan etkilenmektedir. Yüksek sıcaklıklar, buğdayın büyüme dönemlerinde verim kayıplarına yol açabilirken, aşırı kuraklık veya sel gibi ekstrem hava olayları ürün kalitesini ve üretim miktarını olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Ayrıca, iklim değişikliğine bağlı olarak hem tarımsal süreçlerde hem de depolama aşamasında ortaya çıkan zararlı organizma, mantar ve hastalıkların yaygınlaşması da buğday üretiminde riskleri artırmaktadır. Tüm bu faktörler, gıda güvenliği ve tarımsal üretimde ekonomik istikrar açısından önem arz etmektedir. Bu nedenle, iklim değişikliğinin etkilerine karşı dayanıklı tarım yöntemlerinin geliştirilmesi ve uygulanması kritik önem taşımaktadır.

Türkiye'de, "İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi ve Eylem Planı 2024-2030 (İDASEP)" ile "İklim Değişikliği Uyum Stratejisi ve Eylem Planı 2024-2030 (İDUSEP)" 2024 yılında oluşturmuştur. Bu eylem planlarında, tarımsal üretimin planlanmasında iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlamak amacıyla veri tabanları ve bilgi teknolojilerinin geliştirilmesi, tarımda iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlamak amacıyla Ar-Ge çalışmalarının artırılması, ekosistemlerin ve doğal kaynakların korunması, Modern sulama yöntemlerinin yaygınlaştırılması ve suyun tasarruflu kullanımının teşvik edilmesi, kuraklığa ve soğuğa toleranslı yeni tohum/bitki çeşitlerinin geliştirilmesi ve hastalıklara dayanıklı çeşitlerin yaygınlaştırılması konuları yer almaktadır. Böylelikle, tarım sektörünün iklim değişikliğine karşı daha dirençli hale getirmek ve sürdürülebilir tarım uygulamalarını teşvik etmek hedeflenmektedir. Bununla birlikte, 2023 yılında yayımlanan ve 2023- 2027 yıllarını kapsayan "Tarımsal Kuraklıkla Mücadele Stratejisi ve Eylem Planı" ile 2024 yılında hazırlanan "Türkiye'nin 2053 Uzun Dönemli İklim Stratejisi" tarımda emisyon kaynaklarının azaltılması, su verimliliğinin artırılması için modern sulama yöntemlerine geçiş, tarımsal kuraklıkla mücadele ve onarıcı tarım uygulamalarının önemi vurgulanmaktadır.

Türkiye'nin 2053 Uzun Dönemli İklim Stratejisinde, aşırı iklim olaylarının sıklığı ve şiddetinin artmasının, verim ve üretim kayıplarına neden olabileceğinin altı çizilmiştir. Ayrıca, iklim değişikliğinin fiziksel etkilerinin, tarımsal üretimin yanı sıra tedarik zincirleri ve ekosistemler üzerinde de kısa ve uzun vadede hasar yaratabileceği belirtilmiştir. Tarım sektörüyle ilişkili altyapıların ve gıda güvenliğinin de bu hasarlardan etkilenebileceği, bu sebeple tarımsal üretimde direncin artırılması ve iklim değişikliğine uyum sağlanması konularının önemine dikkat çekilmiştir.

İklim değişikliğinin potansiyel etkilerinin, tüm bu ulusal politika gelişmelerinin ve gıda güvenliği risklerinin farkında olan Söke Değirmencilik, ana ortağı Ulusoy Un ile birlikte kendi sürdürülebilirlik ve iklim risklerini izlemekte ve azaltmaya yönelik önlemler almaktadır.

4.1. İklim ve Sürdürülebilirlik Riskleri ve Fırsatları

Söke Değirmencilik, iklim değişikliği kaynaklı çevresel etkilerini en aza indirmek ve olumlu sosyal etkilerini en üst düzeye getirmek amacı doğrultusunda, kısa, orta ve uzun vadede şirketi ve bağlı olduğu Şirketler Topluluğu'nun finansal yeterliliğini ve geleceği etkileyebilecek sürdürülebilirlik ve iklim riskleri ile fırsatlarını belirlemiş, değerlendirmiş ve önceliklendirmiştir. Bu raporda paylaşılan ve Şirket'i finansal açıdan makul derecede etkilemesi beklenen risk ile fırsatlar, Söke Değirmencilik ile başta aynı faaliyet alanında operasyon yürüten ve bağlı olduğu Ulusoy Un olmak üzere geniş bir risk değerlendirme sürecinin sonucudur. Şirket'in direkt operasyonlarının yanı sıra, risk ve fırsatların aşağı ve yukarı yönlü faaliyetler dikkate alındığında değer zincirinin hangi noktasında ortaya çıktığı ve yoğunlaştığı tespit edilmiştir.

Farklı zaman dilimleri içerisinde Söke Değirmencilik'in geleceğini etkileyebilecek iklimle ilgili riskler ve fırsatlar değerlendirilmiştir. Bu değerlendirmede kullanılan, Söke Değirmencilik'e özgü zaman vadeleri ve tanımları şunlardır:

Zaman Vadeleri Kısa Vade Orta Vade Uzun Vade
Yıl 0 – 1 yıl ≥ 1-5 yıl
5-10 yıl

Ek olarak, iklimle ilgili risk ve fırsatlar, İklimle Bağlantılı Finansal Beyan Görev Gücü (The Task Force on Climate-related Financial Disclosures - TCFD) dikkate alınarak kategorize edilmiştir. Bu değerlendirme ile Söke Değirmencilik, risk tolerans seviyesini saptamış ve bu doğrultuda risklerin olası finansal karşılıklarını yaklaşık aralıklar olarak belirlemiştir. İklim ve sürdürülebilirlik risk ve fırsatlara dair önemli açıklamaları belirlerken, kamuya açık finansal tablolardaki hasılat (ciro) bilgisine dayanarak belirlenen nicel eşik değerin üzerinden önemlilik analizi gerçekleştirilmiştir. Finansal etkinin raporlama yılına ait Şirket cirosunun (2024 yıl sonu cirosu TL olarak 5.465.010.948 olmasına karşın hem enflasyon muhasebe uygulamaları hem de TL bazlı cirodaki sürekli artışın risk analizinde verimsiz kalması nedeniyle dönem sonu TCMB döviz alış kuruna göre USD - \$ bazında açıklanması uygun görülmüştür) %4'ünü aşması halinde, söz konusu risk veya fırsatın finansal önemlilik eşiğini geçtiği ve Şirket'in finansal durumu üzerinde makul etkisinin olabileceği sonucuna varılmıştır. Gerçekleştirilen finansal önemlilik analizinin detayları raporun Risk Yönetimi Bölümünde sunulmuştur.

İklim ve Sürdürülebilirlik Riskleri

Risk 1 Aşırı sıcaklar ve sıcak hava dalgaları kaynaklı bakteriyel, fungal ve viral
bitki hastalıkları ile zararlılar
Riskin Tanımı Aşırı sıcaklıklar ve sıcak hava dalgaları, buğday bitkilerinde strese yol
açarak
bakteriyel,
fungal
ve
viral
hastalıkların
yanı
sıra
zararlıların
yayılımını kolaylaştırma
potansiyeline sahiptir. Bu durum, verim kaybı ve
ürün kalitesinde düşüşe neden olabilmekte; dolayısıyla üretici gelirlerinde
dalgalanmalara sebep olabilmektedir. Tarımsal üretimin doğal koşullara
büyük ölçüde bağlı olması, bu tür hastalık ve zararlıların etkisini artırmakta; bu
da un üretiminde maliyet artışlarına ve Söke Değirmencilik'in kâr marjlarında
azalma riskine yol açabilmektedir. Hasat sonrası kalite kayıpları, şirketin
üretim süreçleri ve maliyetleri üzerinde ilave baskı yaratabilmektedir.
Aynı
zamanda,
yüksek
sıcaklıkların
silolarda
depolanan
buğdayın
kalitesini olumsuz etkileyerek bozulma ve küflenme riskini artırabileceği
değerlendirilmektedir.
Sıcaklığın
artması,
buğdayın
nem
dengesini
bozarak,
uygun
olmayan
depolama
koşullarında
mikroorganizmaların
ve zararlıların hızla çoğalmasına neden olabilir. Bu da ürün kalitesinde
düşüşe ve ekonomik kayıplara yol açabilmekte; aynı zamanda un üretiminde
maliyetleri artırabilmektedir. Ürün kalitesindeki bu olumsuzluklar, arz
talep dengesinde dalgalanmalara sebep olarak ham madde fiyat artışlarını
beraberinde getirebilmektedir.
Hastalıkların ve zararlıların yayılması, un üretiminde kullanılan buğdayın
kalite ve miktarını tehdit ederken; oluşabilecek ham madde kıtlığı ve kalite
düşüşü, üretimin sürekliliğini riske atabilir. Bu durum, aynı zamanda tedarik
zincirinde belirsizlik ve kırılmalar yaratarak şirketin rekabetçi konumunu
Riskin İlişkili Olduğu zayıflatma riski taşımaktadır.
Çevresel / İklim Riski
ÇSY Konusu
Risk Kategorisi Fiziksel / Kronik
Değer Zincirinde Ortaya
Çıktığı ve Yoğunlaştığı
Yer

Yukarı Yönlü (ham madde tedariği)

Direkt Operasyonlar
Riskin Ortaya Çıktığı
Coğrafi Bölge

Buğday tarımının ve ham madde tedarikinin yapıldığı tüm bölgeler

Samsun, Aydın, Ankara, İstanbul (üretim tesislerinin olduğu
konumlar)

Aydın, Yozgat, Kırıkkale, Çorum (Söke Değirmencilik'in bağlı
olduğu Şirketler Topluluğu'nun depoculuk faaliyetlerinin olduğu
konumlar)
Gerçekleşme Olasılığı 1 2 3 4 5
Finansal Etki Büyüklüğü 1 2 3 4 5
Zaman Vadesi (Yıl) Kısa (0-1 yıl) Orta (≥ 1-5 yıl) Uzun (≥ 5-10 yıl)
Potansiyel Finansal Etki 0 \$ < x ≤ 1,1M \$
(0 TL < x ≤ 38,7M TL)
0 \$ < x ≤ 0,5M \$
(0 TL < x ≤ 17,6M TL)
0 \$ < x ≤ 0,2M \$ (0 TL < x ≤ 7M TL)
Cari Dönem Finansal
Etkisi
yet yılına cari etkisi bulunmamaktadır. Bu risk faaliyet yılı içerisinde yaşanmamıştır. Dolayısıyla güncel faali
Potansiyel Finansal Etki
Tanımı

Artan ham madde maliyeti

Artan operasyonel giderler

Satış hacimlerinin düşmesi
Finansal Etki
Hesaplama Yöntemi
Konsolide açıklanan BD raporundaki Hasılat (Ciro) verisinin TCMB
döviz alış kuruna bölünerek elde edilen USD bazlı ciro rakamları
dikkate alınarak tahmini tutar aralığı belirlenmiştir.
Riske Karşı Kırılgan İş
Faaliyeti
Aşırı sıcaklar ve sıcak hava dalgalarının neden olduğu bakteriyel,
fungal ve viral bitki hastalıkları ile zararlılar, buğday üretiminde verim
ve kalite kaybına yol açarak un üretim sürecini ve ürün arzını olumsuz
etkileyebilmektedir. Bu durum, nihai ürünün miktar ve kalitesinde
düşüşe neden olarak satış hacimlerinin azalması riskini beraberinde
getirmektedir. Söke Değirmencilik'in un ve unlu mamül üretim
tesislerinin bulunduğu Samsun, Aydın ve Ankara lokasyonlarındaki
varlıkları bu riske karşı kırılgan olarak değerlendirilmekte olup, Söke
Değirmencilik iş faaliyetlerinin %95'i bu riskten doğrudan etkilenme
potansiyeline sahiptir.

Riske Karşılık Vermek İçin Söke Değirmencilik'in Aldığı Önlemler

Söke Değirmencilik, aşırı sıcaklar ve sıcak hava dalgalarının tarımsal üretim ve ham madde temini üzerindeki olası olumsuz etkilerine karşı çok yönlü ve proaktif stratejiler geliştirmektedir. Üretim süreçlerinin kesintiye uğramaması ve ürün kalitesinin sürdürülebilmesi için tarımsal üretimde sürdürülebilirliğin sağlanması temel bir öncelik olarak ele alınmaktadır.

Söke Değirmencilik'in bağlı olduğu Şirketler Topluluğu bölgesel ve uluslararası düzeyde ürün rekoltelerini yakından takip ederek, olası rekolte düşüşlerinin ham madde fiyatları üzerindeki etkilerini önceden tespit etmeye çalışmaktadır. Kritik stok seviyelerinin artırılmasıyla, üretim süreçlerinin sürekliliği sağlanmakta ve olası ham madde kıtlıklarının etkileri minimize edilmektedir. Ayrıca, emtia borsalarında vadeli işlemler gerçekleştirerek fiyat dalgalanmalarına karşı risklerini etkin şekilde yönetmektedir. Bu yöntem, ham madde alımlarında maliyet öngörülebilirliği sağlayarak finansal riskleri azaltmaktadır. Şirket, piyasa trendlerini analiz etmekte, farklı senaryolar üzerinde çalışmakta ve bu sayede tedarik zinciri yönetiminde esnekliğini artırmaktadır.

Bunun yanında, tarımsal üretimde dayanıklı buğday çeşitlerinin geliştirilmesi için araştırma ve geliştirme faaliyetleri yürütülmektedir. Böylece, iklim koşullarının yarattığı stres ve hastalık risklerine karşı uzun vadeli dayanıklılık sağlanması hedeflenmektedir.

Depolama süreçlerinde ise, sıcak hava koşullarının etkisini azaltmak üzere ilgili standartlar ve uygulamalar titizlikle uygulanmakta; buğdayın nem dengesinin korunması, bozulma ve küflenme riskinin en aza indirilmesi için gerekli teknik altyapı ve kontrol mekanizmaları güçlendirilmektedir. Tüm bu önlemler, Söke Değirmencilik'in üretim sürekliliğini güvence altına alırken, ürün kalitesini korumasına ve piyasa dalgalanmalarına karşı direncini artırmasına katkı sağlamaktadır.

Risk 2 İklim değişikliği sebebiyle regülasyon - düzenleme değişiklikleri ve ham maddeye erişimde aksaklıklar

Riskin Tanımı Ülkemiz dünya un ihracatında dünya liderliğini üstlenmektedir. Ülkemizde önemli ölçüde buğday hasatı da söz konusudur. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2024 yılında Türkiye'nin buğday üretimi yaklaşık 20,8 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Bu, bir önceki yıla göre %5,5'lik bir azalmayı ifade etmektedir. Bununla birlikte, 2024 yılında buğday unu ihracatının yaklaşık 1,1 milyar USD olduğu bilinmektedir. Yüksek tonajda un ihracatına bağlı olarak dışarıdan buğday tedarik edilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla, Türkiye un imalatı için başta Rusya, Ukrayna ve Bulgaristan olmak üzere çeşitli ülkelerden buğday ithal etmektedir.

Söke
Değirmencilik'in
ham
madde
tedarik
süreçlerinde
başvurduğu üç temel yöntem vardır; 1. ithalat ile buğday temini,
2. tüccarlar aracılığıyla satın alım
ve 3. müstahsiller aracılığıyla
buğday tedariğidir. Her
yıl değişen
koşullar
altında bu üç
satın alım
yönteminin
ağırlıkları değişmekle birlikte, Toprak
Mahsulleri Ofisi (TMO), Türkiye'de buğday piyasasının istikrarını
sağlamak için kritik bir rol oynar. TMO, stok, üretim, dış piyasa
koşulları ve fiyat dengesine göre arzı dengeler ve bazı koşullarda
ithalatı durdurma kararı alabilir. Örneğin, 2023-2024 yıllarında bu
karar alınarak üreticinin desteklenmesi, iç piyasa fiyat istikrarının
korunması ve dış ticaretin düzenlenmesi hedeflenmiştir.
Bu ülkelerden ham madde temin edilememesi (politik nedenler,
savaşlar, sosyo-ekonomik çatışmalar gibi durumlarda) ya da
maliyetin yüksek olması durumunda, ülkemizden yerel satın
alımlar yapılmaktadır.
TMO'nun bu ve benzeri kararları ve
düzenlemeleri ilerleyen yıllarda iklim kaynaklı afetler sebebiyle
de olabilir. İklime bağlı aşırı hava olaylarının artması veya artan
sıcaklık ve kuraklık gibi iklim koşulları sebebiyle buğday veriminin
azalması da yeni düzenlemeler getirebilir. Tüm bu nedenlerden
dolayı, regülasyon değişiklikleri, buğday ham maddesine erişimde
sıkıntılara neden olabilir. Bu durum, ham madde maliyetlerinde
artışa ve üretimin aksamasına sebebiyet verebilir.
Riskin İlişkili Olduğu ÇSY
Konusu
Çevresel / İklim Riski
Risk Kategorisi Geçiş / Politika ve Yasal
Değer Zincirinde Ortaya
Çıktığı ve Yoğunlaştığı Yer
Yukarı Yönlü (ham madde tedariği)
Riskin Ortaya Çıktığı
Coğrafi Bölge
Türkiye'de buğday tarımının ve ham madde tedarikinin
yapıldığı tüm bölgeler
Gerçekleşme Olasılığı 1 2 3 4 5
Finansal Etki Büyüklüğü 1 2 3 4 5
Zaman Vadesi (Yıl) Kısa (0-1 yıl) Orta (≥ 1-5 yıl) Uzun (≥ 5-10 yıl)
Potansiyel Finansal Etki 0 \$ < x ≤ 1,1M \$
(0 TL < x ≤ 38,7M TL)
0 \$ < x ≤ 0,5M \$
(0 TL < x ≤ 17,6M TL)
0 \$ < x ≤ 0,1M \$
(0 TL < x ≤ 3,5M TL)
Cari Dönem Finansal Etkisi Bu risk raporlama yılı içerisinde meydana gelmemiştir.
Dolayısıyla güncel faaliyet yılına cari etkisi bulunmamaktadır.
Potansiyel Finansal Etki
Tanımı

Artan ham madde maliyeti
Finansal Etki Hesaplama
Yöntemi
Konsolide açıklanan BDR raporundaki Hasılat (Ciro) verisinin
TCMB döviz alış kuruna bölünerek elde edilen USD bazlı ciro
rakamları dikkate alınarak tahmini tutar aralığı belirlenmiştir.

Riske Karşı Kırılgan İş Faaliyeti

İklim değişikliğine bağlı düzenleme değişiklikleri ile ham madde tedarik zincirinde yaşanabilecek aksaklıklar, un üretiminde kullanılan buğdayın temininde maliyet artışına yol açabilmektedir. Bu kapsamda, Söke Değirmencilik'in un ve unlu mamuller üretim tesislerinin bulunduğu Samsun, Aydın ve Ankara lokasyonlarındaki iş faaliyetlerinin tamamı bu riske karşı kırılgan olarak değerlendirilmekte olup, Söke Değirmencilik firmasının üretim tesisleri %95'i bu riskten doğrudan etkilenme potansiyeline sahiptir.

Riske Karşılık Vermek İçin Söke Değirmencilik'in Aldığı Önlemler

Buğday tedariğinin yurtiçinden sağlanması gereken dönemlerde, Söke Değirmencilik'in bağlı olduğu Ulusoy Un maliyet avantajı sağlayacak şekilde yerelden satın alımlar yapma yönünde kararlar almaktadır.

Dış tedarikte herhangi bir sorun yaşanması durumunda, iç piyasadan alternatif tedarik imkanları devreye alınmaktadır. Bu tür olumsuzluklara karşı kritik stok seviyeleri belirlenmekte ve bu seviyelerin korunması sayesinde risk etkisi azaltılmaktadır. Lojistik avantajlar sağlamak amacıyla farklı lokasyonlardaki üretim tesislerinden üretim planlaması yapılabilmektedir.

Yurtdışında bulunan tarımsal emtia ticareti yapan bağlı ortaklıkların katkısıyla, tedarik zincirindeki aksamaların önlenmesi için farklı kaynaklar ve tedarikçilerle sürekli iş birliği yapılmaktadır. Ayrıca, yeni tedarikçiler arayarak etkin stok yönetimi mekanizması işletilmektedir; bu sayede tedarik güvenliği sağlanmaktadır.

Ham madde sıkıntısı yaşanan dönemlerde, yurtiçi ve yurtdışındaki geniş ticaret ve tedarik ağı sayesinde bölgesel ve küresel rakiplere karşı ham maddeye erişim avantajı elde edilmektedir. Ayrıca, Söke Değirmencilik'in bağlı olduğu Ulusoy Un'un %100 bağlı ortaklıkların farklı lokasyonlarda bulunan lisanslı depoları, üreticilere doğrudan erişim imkanı sunarak ham madde tedariğinde devamlılık sağlamaktadır.

Risk 3 Su stresi ve kuraklık Riskin Tanımı Su stresi ve kuraklık, buğday tarımını doğrudan etkileyen iklime bağlı kritik faktörlerdir. Türkiye, tarımsal üretiminde büyük bir potansiyele sahip olmasına rağmen, iklim değişikliği ve su kaynaklarının azalması bu potansiyelin gerçekleştirilmesini zorlaştırmaktadır. Kuraklık, buğday verimliliği, tanelerin kalitesi ve hasatta düşüş gibi etkilere yol açarak, ürün kalitesini ve miktarını olumsuz yönde etkileyebilir. Bu durum un üretimi için gereken buğday arzını da tehdit edebilecek potansiyeldedir.

Ayrıca, su stresi nedeniyle uygulanan su yönetimi stratejileri, tarımsal
verimlilik üzerinde ek bir baskı oluşturabilir.
Toplam su ayak izi açısından bakıldığında, buğdaydan un üretimi yüksek
su yoğunluklu bir sektördür, çünkü ana su tüketimi buğday tarımından
kaynaklanır. Ancak bunun beraberinde değirmencilik, un üretim ve unlu
mamul üretim süreçleri de suya bağımlı faaliyetlerdir. Su kaynaklarının
azalması, buğday tarımındaki verimliliği azaltmanın yanı sıra, Söke
Değirmencilik için üretim faaliyetlerinde aksaklıklar yaratmaktadır.
Özellikle,
buğdayların
öğütme
öncesinde
temizleme
ve
tavlama
aşamalarının su stresinin etkisiyle sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilmesi
zorlaşabilir.
Riskin İlişkili Olduğu ÇSY
Konusu
Çevresel / İklim Riski
Risk Kategorisi Fiziksel / Kronik
Değer Zincirinde Ortaya
Çıktığı ve Yoğunlaştığı Yer

Yukarı Yönlü (ham madde tedariği)
Direkt Operasyonlar
Riskin Ortaya Çıktığı
Coğrafi Bölge

Türkiye'de buğday tarımının yapıldığı ve Söke Değirmencilik'in ham
madde tedariği yaptığı tüm bölgeler

Samsun, Aydın, Ankara, İstanbul (üretim tesislerinin olduğu konum
lar)
Gerçekleşme Olasılığı 1 2 3 4 5
Finansal Etki Büyüklüğü 1 2 3
4
5
Zaman Vadesi (Yıl) Kısa (0-1 yıl) Orta (≥ 1-5 yıl) Uzun (≥ 5-10 yıl)
Potansiyel Finansal Etki - 0 \$ < x ≤ 0,5M \$
(0 TL < x ≤ 17,6M TL)
0 \$ < x ≤ 1,1M \$
(0 TL < x ≤ 38,7M TL)
Cari Dönem Finansal Etkisi yılına cari etkisi bulunmamaktadır. Bu risk faaliyet yılı içerisinde yaşanmamıştır. Dolayısıyla güncel faaliyet
Potansiyel Finansal Etki
Tanımı

Artan ham madde maliyeti
Riske Karşı Kırılgan İş
Faaliyeti
Artan operasyonel maliyet
Su stresi ve kuraklık riski açısından, Söke Değirmencilik'in üretim
tesislerinin bulunduğu lokasyonlar doğrudan etkilenme potansiyeline
sahiptir. Söke Değirmencilik'in üretim tesislerinin bulunduğu illerin
Dünya Kaynakları Enstitüsü'nün (WRI) Su Riski Atlası aracı olan Aqueduct
tarafından yapılan sınıflandırmaya göre Aydın Üretim Tesisi: Su Stresi
olarak Aşırı Yüksek (>%80), Ankara Üretim Tesisi: Su Stresi olarak Aşırı
Yüksek (>%80), Samsun Üretim Tesisi: Su Stresi olarak Yüksek (40-80%)
olarak değerlendirilmiştir. Bu üretim tesislerinde gerçekleştirilen un ve
unlu mamuller üretimine ilişkin iş faaliyetlerinin hasılat (satış) içindeki
payı doğrultusunda, toplam iş faaliyetlerinin %95'i bu riske karşı kırılgan
olarak değerlendirilmektedir.
Riske Karşılık Vermek
İçin Söke Değirmencilik'in
Aldığı Önlemler

Belirlenen bölgelerdeki üreticilerle yapılan sözleşmeli tarım uygulamaları, üretim sürecinde yaşanabilecek olumsuzluklara karşı üreticilerin bilgilendirilmesi, kontrol edilmesi ve izlenmesini sağlamaktadır. Ayrıca, kuraklık ve iklim değişikliği etkilerine dayanıklı buğday çeşitlerinin geliştirilmesi amacıyla Söke Değirmencilik'in bağlı olduğu Ulusoy Un, Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü ile tohum ıslahı projeleri gerçekleştirmektedir.

İklim değişikliği nedeniyle yaşanabilecek ani hava olaylarına karşı sürdürülebilir üretimin sürekliliğinin korunması ve dayanıklı çeşitliliğin artırılması hedeflenmektedir. Bunun yanı sıra, biyoçeşitliliğin artırılması amacıyla yapılacak gen aktarımı çalışmaları, risklerin azaltılmasına yönelik önemli bir referans noktası oluşturmaktadır. Söke bölgesi için stres testleri uygulanarak mevcut riskler değerlendirilmiş ve gerekli önlemler belirlenmiştir.

Risk 4 Tüketici/işletmelerin asılsız paylaşımları veya ürün/hizmet sıkıntısından
kaynaklanan son kullanıcı paylaşımları
Riskin Tanımı Söke Değirmencilik için tüketici ve işletmelerin asılsız paylaşımları,
sosyal medya ve dijital platformların yaygınlaşmasıyla önemli bir
risk faktörüdür. Yanıltıcı paylaşımlar, şirketin itibarını zedeleyebilir
ve müşteri güvenini sarsarak potansiyel satış kaybına yol açabilir.
Ürün veya hizmet sıkıntıları nedeniyle yaşanan olumsuz deneyimlerin
sosyal medyada hızlı bir şekilde yayılması ise şirketin imajı üzerinde
olumsuz etkiler yaratma potansiyeline sahiptir. Bu da mevcut
ve potansiyel müşteriler üzerinde caydırıcı bir etki oluşturabilir.
Sorunlar, uzun vadede marka sadakatini olumsuz yönde etkileyebilir.
Riskin İlişkili Olduğu ÇSY
Konusu
Sosyal (Müşteri Beklentilerine Bağlı Sürdürülebilirlik Riski)
Risk Kategorisi İtibar Riski
Değer Zincirinde Ortaya
Çıktığı ve Yoğunlaştığı Yer
Aşağı Yönlü (Müşteriler)
Riskin Ortaya Çıktığı
Coğrafi Bölge
Ürün satışının gerçekleştirildiği tüm bölgeler
Gerçekleşme Olasılığı 1 2 3 4 5
Finansal Etki Büyüklüğü 1 2 3 4 5
Zaman Vadesi (Yıl) Kısa (0-1 yıl)
Orta (≤ 1-5 yıl)
Uzun (≤ 5-10 yıl)
Potansiyel Finansal Etki 0 \$ < x ≤ 1,1M \$
0 \$ < x ≤ 1,1M \$
0 \$ < x ≤ 1,1M \$
(0 TL < x ≤ 38,7M TL)
(0 TL < x ≤ 38,7M TL)
(0 TL < x ≤ 38,7M TL)
Cari Dönem Finansal Etkisi Bu risk faaliyet yılı içerisinde yaşanmamıştır. Dolayısıyla güncel
faaliyet yılına cari etkisi bulunmamaktadır.

Potansiyel Finansal Etki
Tanımı

Satış hacimlerinin düşmesi

Gelir kaybı
Finansal Etki Hesaplama
Yöntemi
Konsolide açıklanan BD raporundaki Hasılat (Ciro) verisinin TCMB
döviz alış kuruna bölünerek elde edilen USD bazlı ciro rakamları
dikkate alınarak tahmini tutar aralığı belirlenmiştir.
Riske Karşı Kırılgan İş
Faaliyeti
Tüketici ve işletmelerin asılsız paylaşımları ile ürün veya hizmet
kaynaklı son kullanıcı şikayetleri, Söke Değirmencilik'in tamamını
etkileyebilecek önemli bir risktir. Bu nedenle, Söke Değirmencilik'in
un ve unlu mamuller üretimine ilişkin yürüttüğü iş faaliyetleri (gelirin
%95'ine tekabül eden faaliyetler) bu riskten etkilenme potansiyeline
sahiptir. Bu risk olasılık ve finansal etki büyüklüğü açısından
bakıldığında finansal önemlilik eşiğinin altında kalmaktadır. Ancak
hem sektörün yakından takip ettiği hem de itibar kaybına neden
olabilecek bir risk olduğu için bu raporda açıklanmıştır.
Riske Karşılık Vermek
İçin Söke Değirmencilik'in
Aldığı Önlemler
Söke Değirmencilik, ürün ve hizmetlerle ilgili sıkıntılar yaşayan
müşterilerin
geri
bildirimlerini
kalite
departmanında
titizlikle
değerlendirmektedir. Tüketici hattı ve sosyal medya kanalları
aracılığıyla
yapılan
tüm
başvurulara
hızlı
bir
şekilde
yanıt
verilmektedir. Her bir müşteriyle birebir iletişim kurarak, ilgili
sorunlar için etkili çözümler üretilmektedir.
İyi işleyen geri bildirim mekanizması, müşteri hassasiyetlerinin
doğru bir şekilde değerlendirilmesine olanak tanırken, potansiyel
krizlerin proaktif olarak önüne geçilmesine yardımcı olmaktadır.
Bu yaklaşım, müşteri memnuniyetini artırmakta ve şirketin itibarını
korumaya yönelik önemli bir adım teşkil etmektedir.

İklim ve Sürdürülebilirlik Fırsatları

Fırsat 1 Yenilenebilir enerji kullanımı ile operasyonel maliyetlerin
azaltılması
Fırsatın Tanımı Söke
Değirmencilik'in
Aydın-Söke
ve
Ankara-Sincan
üretim
tesislerinin elektrik ihtiyacının tamamına yakınının Konya-Ilgın'da
kurulan 14.1 MWp kapasiteli Güneş Enerjisi Santrali (GES) ile
karşılanması beklenmekte ve enerji tedariğinde dışa bağımlılığını
azaltmakta
ve
enerji
maliyetlerini
önemli
ölçüde
düşürmesi
beklenmektedir. Ayrıca, ihtiyaç fazlası üretimin Elektrik Piyasasında
Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliğinin "ihtiyaç fazlası enerjinin
değerlendirilmesi" maddesi kapsamında belirlenen fiyat üzerinden
10 yıl süre ile ilgili görevli tedarik şirketine satışı gerçekleştirilecektir
ve böylelikle ek gelir elde edilmesi planlanmaktadır. Yenilenebilir
enerji yatırımları sayesinde Şirketler Topluluğu'nun emisyon azaltım
hedeflerine katkı sunulmakta, enerji fiyatlarındaki dalgalanmalara
karşı
dirençlilik
sağlanmakta
ve
uzun
vadeli
finansal
yapı
güçlenmektedir. Bu gelişmeler, yalnızca operasyonel maliyetlerin
azaltılmasına
değil,
aynı
zamanda
şirketin
FAVÖK
miktarına
doğrudan katkı sağlayarak çevresel performansını güçlendirmesine
ve yeşil finansman kaynaklarına erişimini kolaylaştırmasına da
imkân tanımaktadır.
Fırsatın İlişkili Olduğu ÇSY
Konusu
Çevresel / İklim Fırsatı
Fırsat Kategorisi Enerji Kaynakları
Değer Zincirinde Ortaya
Çıktığı ve Yoğunlaştığı Yer

Direkt Operasyonlar (Enerjiye bağımlı tüm üretim süreçleri)
Fırsatın Ortaya Çıktığı
Coğrafi Bölge
Aydın, Ankara, Samsun, Manisa, İzmir, Konya, (üretim tesislerinin
olduğu konumlar ve yenilenebilir enerji yatırımlarının olduğu bölgeler)
Gerçekleşme Olasılığı 1 2 3 4 5
Finansal Etki Büyüklüğü 1 2 3 4 5
Zaman Vadesi (Yıl) Kısa (0-1 yıl) Orta (≥1-5 yıl) Uzun (≥ 5-10 yıl)
Potansiyel Finansal Etki 0 \$ < x ≤ 1,1M \$
(0 TL < x ≤ 38,7M TL)
0 \$ < x ≤1,7M \$
(0 TL < x ≤ 59,9M TL)
0 \$ < x ≤ 2,2M \$
(0 TL < x ≤ 77,5M TL)
Cari Dönem Finansal Etkisi kWh) olup %91'i yenilenebilir kaynaklardan elde edilmektedir. Raporlama dönemi itibarıyla, Söke Değirmencilik'in Ankara ve Söke'de
faaliyet gösteren tesislerinde enerji ihtiyacı 76.349,99 GJ (21.214.968,4
Potansiyel Finansal Etki
Tanımı

Azalan işletme maliyeti Tüketim fazlası enerjiden ek gelir elde etme
Finansal Etki Hesaplama
Yöntemi
Tasarruf sağlanan toplam elektrik maliyeti yenilenebilir enerjiden
yararlanılan tesislerdeki toplam elektrik tüketiminin (kWh), 2024 yılı
ortalama birim elektrik fiyatı ile çarpılması sonucu bulunmuştur.
Konsolide açıklanan BD raporundaki Hasılat (Ciro) verisinin TCMB
döviz alış kuruna bölünerek elde edilen USD bazlı ciro rakamları
dikkate alınarak tahmini tutar aralığı belirlenmiştir.
Fırsatla Uyumlu İş Faaliyeti Enerji maliyetlerinin önemli bir girdi kalemi oluşturduğu un üretimi
ve unlu mamul üretimi faaliyetleri, bu fırsata doğrudan bağlıdır ve
uyumludur. Söke Değirmencilik, 2025 yılı sonunda faaliyetlerinin
%100'ü için elektrik ihtiyacının tamamını bu fırsattan yararlanmasını
amaçlamaktadır.
Fırsatı Gerçekleştirmek İçin
Söke Değirmencilik'in Aldığı
Aksiyonlar
Söke Değirmencilik'in bağlı olduğu Şirketler Topluluğu, GES ve
RES yatırımlarının kurulu güç kapasitelerinin artırılması yönünde
planlamalar
yapılmakta;
özellikle
Aksaray'daki
GES
sisteminin
genişletilmesi ve Manisa-İzmir bölgesinde kurulacak RES projesiyle
enerji üretim kapasitesinin yükseltilmesi hedeflenmektedir. Yeni
tesis yatırımlarında, yeşil enerji altyapılarının öncelikli kriter olarak
değerlendirilmesi yönünde karar alma süreçleri şekillenmektedir.
Üretilen fazla enerjinin şebekeye satılabilmesi amacıyla, enerji
piyasasına katılım prosedürlerinin sadeleştirilmesi ve iç süreçlerin
bu doğrultuda yeniden düzenlenmesi gündemdedir. Ayrıca, enerji
tüketimi ve üretimine ilişkin performans göstergelerini izlemeye
olanak
sağlayacak
dijital
takip
sistemlerinin
kurulması
ve
bu
sistemler üzerinden enerji verimliliği değerlendirmelerinin yapılması
planlanmaktadır.
Fırsatı 2 Tarımın dijitalleşmesi üzerine yatırımlar ile rekabet avantajı sağlanması
Fırsatın Tanımı Söke Değirmencilik'in ana ortağı Ulusoy Un'un tarım teknolojilerine
yönelik
yatırımlarının
hız
kazanmasıyla
birlikte
dijital
tarım
çözümlerine erişim kolaylaşmakta ve tedarik zincirinde izlenebilirlik
uygulamaları yaygınlaşmaktadır. Doktar Teknoloji tarımsal üretime
ilişkin kararların bilgi ve optimizasyona dayalı olarak alınması yoluyla
tarımı daha sağlıklı ve sürdürülebilir kılmak amacıyla yazılımları ve
loT cihazlarıyla ön plana çıkmaktadır. 2024 yılında Ulusoy Un, tarım
ve gıda sektöründe uçtan uca dijitalleşmeyi sağlayan, teknolojileriyle
36 ülkede dünya devleri tarafından tercih edilen tarımsal bilgi şirketi
Doktar Teknoloji'ye yatırım yapmıştır. Böylece, Doktar Teknoloji'nin
%2'sine denk gelen pay Ulusoy Un tarafından satın alınmıştır. Son
olarak Doktar Teknoloji'nin ECBF ve Pymwymic liderliğinde aldığı 7,5
milyon euro yatırım, dijital tarım altyapılarının ne denli stratejik hale
geldiğini göstermektedir.
Ulusoy Un'un iklime dayalı riskleri öngörmeyi ve yönetmeyi sağlayan
bu tür dijital platformlara yatırım yaparak üretim süreçlerini uçtan uca
izlenebilir hale getirmesi hem sürdürülebilirlik standartlarına uyumu
kolaylaştıracak hem de gıda güvenliği açısından pazarda güvenilir bir
oyuncu olarak konumunu güçlendirecektir. Bu teknolojik yatırım,
Ulusoy Un'a hem iç pazarda hem de ihracat pazarlarında önemli bir
rekabet avantajı sağlayacaktır. İç ve dış pazarlarda rekabet gücünün
artması; sürdürülebilir tarım sertifikalarına sahip ürünlerle daha
yüksek marjlı pazarlara erişim sağlanması; operasyonel kayıpların
azaltılması ve uzun vadede kurumsal yatırımcıların ilgisinin artması
beklenmektedir.
Fırsatın İlişkili Olduğu ÇSY
Konusu
Yönetişim (Teknolojik Gelişmelere Bağlı Sürdürülebilirlik Fırsatı)
Fırsat Kategorisi Teknoloji
Değer Zincirinde Ortaya
Çıktığı ve Yoğunlaştığı Yer


Yukarı Yönlü (tarımsal veri toplama, çiftçi bazlı platformlar),
Direkt Operasyonlar (izlenebilirlik entegrasyonu),
Aşağı Yönlü (gıda güvenliği, ihracat talepleri)
Fırsatın Ortaya Çıktığı
Coğrafi Bölge
Samsun, Aydın, Ankara (Söke Değirmencilik'a bağlı üretim
tesislerinin olduğu konumlar)
Gerçekleşme Olasılığı 1 2 3 4 5
Finansal Etki Büyüklüğü 1 2 3 4 5
Zaman Vadesi (Yıl) Kısa (0-1 yıl) Orta (≥1-5 yıl) Uzun (≥ 5-10 yıl)
Potansiyel Finansal Etki 0 \$ < x ≤ 0,5M \$
0 \$ < x ≤0,7M \$
0 \$ < x ≤ 1,1M \$
(0 TL < x ≤ 17,6M TL)
(0 TL < x ≤ 24,7M TL)
(0 TL < x ≤ 38,7M TL)
Cari Dönem Finansal Etkisi Şirketin ana ortağı Ulusoy Un, Doktar Teknoloji'ye 2024 yılı içinde
15,7 milyon TL tutarında yatırım gerçekleştirerek, iklimle ilgili bir
fırsata yönelik sermaye harcaması yapmıştır. Bu yatırım henüz
2024 yılı içinde gerçekleştirildiğinden raporlama yılına cari etkisi
bulunmamaktadır.
Potansiyel Finansal Etki
Tanımı

Öngörülebilir ham madde maliyetlerinin azaltılması
Finansal Etki Hesaplama
Yöntemi
Konsolide açıklanan BD raporundaki Hasılat (Ciro) verisinin TCMB
döviz alış kuruna bölünerek elde edilen USD bazlı ciro rakamları
dikkate alınarak tahmini tutar aralıkları belirlenmiştir.
Fırsatla Uyumlu İş Faaliyeti Tarım
teknolojilerine
yönelik
dijitalleşme
yatırımları,
Söke
Değirmencilik için un ve unlu mamüller üretim faaliyetlerini
etkileyebilecek ölçekte stratejik bir dönüşüm aracı olarak öne
çıkmaktadır. Un ve unlu mamüller üretiminin hasılat (satış) içindeki
payı doğrultusunda, toplam iş faaliyetlerinin %95'i bu fırsat ile
uyumludur.
Fırsatı Gerçekleştirmek İçin
Söke Değirmencilik'in Aldığı
Aksiyonlar
Söke Değirmencilik'in tarım teknolojileri alanındaki girişimlerle
stratejik iş birlikleri geliştirmesi, özellikle veri temelli tarımsal
analizlerin yaygınlaşmasına katkı sunacaktır. Sözleşmeli çiftçilerin
üretim verilerinin dijital platformlar üzerinden izlenmesine yönelik
altyapıların artırılması hedeflenmektedir.
Fırsat 3 Yeşil ve sürdürülebilir finansmana erişim
Fırsatın Tanımı Söke Değirmencilik'in ana ortağı Ulusoy Un'un Uluslararası Finans
Kurumu (IFC), Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), Hollanda
Kalkınma Bankası (FMO) ve İslami Kalkınma Bankası (IsDB) gibi
uluslararası kalkınma finansmanı kuruluşlarından temin ettiği
finansman kaynakları sayesinde, sürdürülebilirlik odaklı projelerde
uzun vadeli düşük faizli kredilere erişim sağlanmaktadır. Bu
kapsamda; Söke Değirmencilik birleşmesi, Hatay Üretim Tesisi'nin
satın alımı ve modernizasyonu, 50. Yıl Üretim Tesisi'nin revizyonu
ile RES-GES yatırımları gibi büyük ölçekli projeler, yeşil kredilerle
finanse edilmiştir.
2024 yılı itibarıyla, 80 milyon Euro tutarında tamamen çevresel
ve
sosyal
sürdürülebilirlik
kriterlerine
uygun
projeler
yeşil
kredilerle finanse edilecektir. Söz konusu kredi yenilenebilir enerji
projeleri, modernizasyon ve iyileştirme çalışmaları ile olası yatırım
harcamalarının finansmanında kullanılacaktır. Ulusoy Un'un erişim
sağladığı bu kaynaklar sayesinde sermaye maliyeti düşmekte, nakit
akışı planlanabilir hale gelmekte ve sürdürülebilir yatırımlar için ön
finansman imkânı doğmaktadır. Ek olarak, karbon ayak izi azaltımı
da mümkün olmaktadır. Ayrıca, FMO tarafından yürütülen çevresel
değerlendirmeler
sayesinde,
Ulusoy
Un
projelerinin
çevresel
etkileri düzenli olarak ölçülmekte ve finansman koşulları buna göre
optimize edilmektedir. Bu durum, şirketin finansal dayanıklılığını
artırırken aynı zamanda yatırımcı güvenini de güçlendirmektedir.
Fırsatın İlişkili Olduğu ÇSY
Konusu
Çevresel / İklim Fırsatı
Fırsat Kategorisi Pazar ve Rekabet Avantajı
Değer Zincirinde Ortaya
Çıktığı ve Yoğunlaştığı Yer
altyapısı yatırımları, Üretim Tesisi revizyonları) Direkt Operasyonlar (Yenilenebilir enerji yatırımları, üretim
Fırsatın Ortaya Çıktığı
Coğrafi Bölge

Samsun,
Aydın,
yenilenebilir enerji yatırımlarının olduğu bölgeler)
Manisa,
İzmir,
Konya, Ankara
(Şirketler
Topluluğu'na bağlı üretim tesislerinin olduğu konumlar ve
Gerçekleşme Olasılığı 1 2 3 4 5
Finansal Etki Büyüklüğü 1 2 3 4 5
Zaman Vadesi (Yıl) Kısa (0-1 yıl) Orta (≥1-5 yıl) Uzun (≥5-10 yıl)
Potansiyel Finansal Etki 0 \$ < x ≤ 1,1M \$
(0 TL < x ≤ 38,7M TL)
(0 TL < x ≤ 59,9M TL) 0 \$ < x ≤1,7M \$ 0 \$ < x ≤ 2,2M \$
(0 TL < x ≤ 77,5M TL)
Cari Dönem Finansal Etkisi EBRD'den
sağlanacak
yeşil
enerji
yatırımlarında
kullanılmak
üzere raporlama yılında (2024) görüşmelere başlanan 80 milyon
euro tutarındaki kredi sözleşmesi 2025 yılında Ulusoy Un ile
imzalanacak ve kullanıma alınacaktır. Diğer yandan cari dönemde
grup firmalarından Söke Değirmencilik firması TSKB (Türkiye Sınai
ve Kalkınma Bankası) den Konya/Ilgın da bulunan 14.1 MWp GES
projesi için 10.3 mio-USD yatırım kredisi kullanmıştır.
Potansiyel Finansal Etki
Tanımı
Finansman maliyetlerinin azalması
Finansal Etki Hesaplama
Yöntemi
Konsolide açıklanan BD raporundaki Hasılat (Ciro) verisinin TCMB
döviz alış kuruna bölünerek elde edilen USD bazlı ciro rakamları
dikkate alınarak tahmini tutar aralıkları belirlenmiştir.
Fırsatla Uyumlu İş Faaliyeti Söke Değirmencilik'in büyüme ve modernizasyon stratejisinde
merkezi rol oynayan üretim altyapısı yatırımları ile birleşme ve
satın alma süreçleri, sürdürülebilir finansman kaynaklarına erişim
fırsatına doğrudan bağlı durumdadır. Bu nedenle iş faaliyetlerinin
%100'ü bu fırsattan yararlanma potansiyeline sahiptir ve bu fırsat
ile uyumludur.
Fırsatı Gerçekleştirmek İçin
Söke Değirmencilik'in Aldığı
Aksiyonlar
Söke Değirmencilik, çevresel ve sosyal etki performansını düzenli ve
ölçülebilir biçimde izleyebilmek amacıyla kurumsal bir raporlama
altyapısı oluşturmayı hedeflemekte; yatırımcılarla düzenli veri
paylaşımını içeren uygulamaların yaygınlaştırılması beklenmektedir.
Mevcut
ve
planlanan
projelerde
yeşil
tahvil,
sürdürülebilirlik
bağlantılı kredi gibi finansman modellerine erişimi kolaylaştırmak
adına süreçlerin sadeleştirilmesi ve uygunluk denetimlerinin içsel
olarak yürütülmesi öngörülmektedir. Finansman kriterlerine tam
uyum sağlamak amacıyla, bağımsız teknik danışmanlık firmalarıyla
proje bazlı çalışmalara ağırlık verilmesi düşünülmektedir.
Fırsat 4 Sözleşmeli tarım uygulamaları ile üreticilerin farkındalığının artırılması
Fırsatın Tanımı Söke Değirmencilik ve ana ortağı Ulusoy Un'un çiftçilerle yürüttüğü
sözleşmeli
tarım
modeli,
regülasyon
değişiklikleri,
ithalat
sınırlamaları, kur dalgalanmaları ve düşük kaliteli ürün riski gibi
dışsal faktörlere karşı buğday tedarik güvenliğini sağlayan etkili
bir yöntem olarak konumlanmaktadır. Bu model sayesinde, ham
madde fiyatlarında dalgalanma riski azalmakta; kalite standartları
önceden belirlenerek sabit fiyatlı alımlar yapılmakta ve ithalat
ihtiyacı minimuma indirilmektedir. Ayrıca, iklim kaynaklı verim
dalgalanmalarında
tedarik
sürekliliğini
güçlendirme
yönünde
potansiyel bir fırsattır. Sözleşmeli çiftçilerden alınan ürünlerin
izlenebilirlik ve sürdürülebilirlik kriterlerine uygunluğu sayesinde,
gıda güvenliği artmakta ve operasyonel riskler azaltılmaktadır. Bu
uygulama, lojistik, analiz ve kalite kontrol maliyetlerinde düşüşe yol
açarken; istikrarlı ve kaliteli ham maddenin sağlanması, nihai ürünün
kar marjlarının iyileşmesine katkı sağlamaktadır. Böylelikle Söke
Değirmencilik, tedarik zincirinde bağımsız, çevik ve finansal olarak
avantajlı bir konum elde etmektedir.
Fırsatın İlişkili Olduğu ÇSY
Konusu
Çevresel İklim Fırsatı Sosyal (Tedarik Zincirine Bağlı Sürdürülebilirlik Fırsatı)
Fırsat Kategorisi Dayanıklılık ve Rekabet Avantajı
Değer Zincirinde Ortaya
Çıktığı ve Yoğunlaştığı Yer

Yukarı Yönlü (ham madde tedariği, çiftçi iş birlikleri),
Direkt Operasyonlar (kalite kontrol, tedarik zinciri yönetimi)
Fırsatın Ortaya Çıktığı
Coğrafi Bölge

Türkiye'de buğday tarımının yapıldığı ve Söke Değirmencilik'in
ham madde tedariği yaptığı tüm bölgeler

Samsun, Aydın, Ankara (Şirket'in üretim tesislerinin olduğu
konumlar)
Gerçekleşme Olasılığı 1 2 3 4 5
Finansal Etki Büyüklüğü 1 2 3 4 5
Zaman Vadesi (Yıl) Kısa (0-1 yıl) Orta (≥1-5 yıl) Uzun (≥5-10 yıl)
Potansiyel Finansal Etki 0 \$ < x ≤ 0,5M \$
(0 TL < x ≤ 17,6M TL)
0 \$ < x ≤0,7M \$
(0 TL < x ≤ 24,7M TL)
0 \$ < x ≤ 1,1M \$
(0 TL < x ≤ 38,7M TL)
Cari Dönem Finansal Etkisi Sözleşmeli tarım uygulamalarına yeni başlanmış olması ve hasat
dönemlerinin cari dönemlerle tam olarak örtüşmemesi nedeniyle,
finansal
etki
ölçümüne
yönelik
çalışmalar
ilerleyen
yıllarda
gerçekleştirilecektir.
Potansiyel Finansal Etki
Tanımı

Ham madde erişim kolaylığı
Finansal Etki Hesaplama
Yöntemi
dikkate alınarak tahmini tutar aralıkları belirlenmiştir. Konsolide açıklanan BD raporundaki Hasılat (Ciro) verisinin TCMB
döviz alış kuruna bölünerek elde edilen USD bazlı ciro rakamları

Fırsatla Uvuml u İs Faali * veti
- , 3 ,

Fırsatla Uyumlu İş Faaliyeti Sözleşmeli tarım uygulamalarının etkin bir biçimde yürütülmesi, Söke Değirmencilik'in üretim süreçlerini etkileyebilecek ölçekte stratejik bir fırsat sunarken, aynı zamanda dışsal piyasa dalgalanmalarına karşı oluşabilecek riskleri bertaraf etmede kritik bir rol oynamaktadır. Bu bağlamda, un ve unlu mamüller üretiminin hasılat (satış) içindeki payı doğrultusunda, toplam iş faaliyetlerinin %95'i bu fırsat ile uyumludur.

Fırsatı Gerçekleştirmek İçin Söke Değirmencilik'in Aldığı Aksiyonlar

Sözleşmeli üretici ağı, ürün bazında arz güvenliğini sağlamak amacıyla bölgesel olarak genişletilmekte ve bu alandaki çalışmalar artırılmaktadır. Trakya ve İç Anadolu'da 1500 dekar arazide, çiftçilerin sürdürülebilir tarım uygulamaları hakkında bilgilendirilmesine yönelik eğitimlerin yaygınlaştırılması planlanmakta, ayrıca izlenebilirlik ve kalite yönetimi konularında farkındalık oluşturacak rehber içeriklerin hazırlanması değerlendirilmektedir. Tüm bu süreçlerin dijital platformlar üzerinden izlenebilir hale getirilmesi, tedarik zincirinin etkin şekilde yönetilmesi açısından önceliklendirilmekte ve ürün kalitesinin anlık takibini sağlayacak uygulamaların yaygınlaştırılması beklenmektedir.

4.2. İklim Dirençliliğinin Değerlendirmesi

Söke Değirmencilik, iklim değişikliğine bağlı risklere karşı dayanıklılığını artırmak, fırsatları zamanında değerlendirmek ve üretim süreçlerinde sürdürülebilirliği sağlamak amacıyla geçmişe yönelik verileri ve ileriye dönük projeksiyonları sistematik olarak takip etmektedir. TSRS S2 (22, 23) gerekliliği ile uyumlu olarak şirket iklim değişikliğine bağlı gelişmeleri ve belirsizlikleri dikkate alarak iş modelinin ve stratejisinin finansal dirençliliğini düzenli olarak değerlendirmektedir. Bu doğrultuda hem ulusal hem de uluslararası düzeyde güvenilirliği kabul görmüş kaynaklardan elde edilen iklim projeksiyonları ile veriler uzun yıllardır analiz edilmekte ve bu analizler şirketin hem ham madde satın alma hem de yatırım kararlarını şekillendirmektedir. Geçmiş yıllara ait üretim verileri incelendiğinde, buğday üretiminin her zaman artış yönünde ilerlemediği, dönemsel dalgalanmaların yaşandığı görülmektedir. Bu dalgalanmalar iklim değişikliğinin yanı sıra diğer çevresel faktörlere ve ekonomik göstergelere dayalıdır. Bu nedenle Söke Değirmencilik, daha gerçekçi ve uygulanabilir öngörülerde bulunabilmek amacıyla kısa vadeli iklim projeksiyonlarına öncelik vermekte ve karar alma süreçlerinde 0-1 yıllık periyoda daha fazla odaklanmaktır.

Şirket'in iklim dirençliliği analizi için belirlenen kapsamlı analiz seti, un-değirmencilik iş modelinde arz, fiyat, verim ve su ilişkisini birlikte kapsadığı için tercih edilmiştir. Bu kapsamda Şirket OECD-FAO 2025–2034 Tarım Görünümü istatistikleri, Trademap veri tabanı, Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM), Avrupa-Akdeniz İklim Değişikliği Merkezi (Fondazione Centro Euro-Mediterraneo sui Cambiamenti Climatici – CMCC) tarafından hazırlanan G20 İklim Risk Atlası (RCP2.6 ve RCP6.0 senaryoları, 2036- 2065) ve World Resources Institute (WRI) tarafından geliştirilen Su Stresi Atlası (Aqueduct Water Risk Atlas, 2015–2045) ile çeşitli iklim senaryolarını değerlendirmektedir. Bu araçlar ile sıcaklık artışına ilişkin senaryoları buğday satın alımı yaptığı tüm bölgeler için değerlendirirken, su stresi ile ilgili senaryoları operasyonlarını yürüttüğü tesislerin olduğu iller için gerçekleştirmektedir.

Şirketin tanımladığı uzun vade (5-10 yıl, 2031- 2035) için yapılan değerlendirmelerde, Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Teşkilatı (Organisation for Economic Co-operation and Development – OECD) ile Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (Food and Agriculture Organization – FAO) iş birliğinde yayımlanan OECD-FAO Tarım Görünümü2 (2025-2034) Raporu için oluşturulan modele başvurulmaktadır. Bu çalışma, başta ılıman iklim kuşağındaki ülkeler olmak üzere, tarımsal emtia piyasalarına ilişkin 2010–2033 dönemini kapsayan tarihsel veriler ve projeksiyonlar sunmakta olup; buğday üretimi, ithalat, ihracat, kullanım miktarları ve doğrudan sera gazı emisyonları gibi göstergelere dayanmaktadır.

Raporda yer alan söz konusu uzun vadeli projeksiyonlar, OECD ve FAO veri tabanları temel alınarak oluşturulmuş, veri kaynaklarının önemli bir bölümü ise ulusal istatistik kurumları tarafından sağlanmıştır. Doğrudan sera gazı emisyon tahminlerinde FAO'nun Tarım Emisyonları Veri Tabanı (FAOSTAT)3 kullanılmıştır. Projeksiyonların temelini oluşturan tahminlerin geliştirilmesinde kullanılan veriler, Ocak 2024 itibarıyla mevcut olan verilerdir. Raporda yer alan projeksiyonlar için kullanılan araç, 2034 yılına kadar doğrudan sera gazı emisyonlarının artışı ile buğday üretiminin değişimi arasındaki korelasyonu izlemeye imkân tanımaktadır. Verilere göre, Türkiye için buğday üretiminin 2025-2034 döneminde yıllık bileşik büyüme oranının (YBBO) %3,86 doğrudan sera gazı emisyonlarının ise %9,97 olacağı öngörülmektedir.

Şirket'in OECD-FAO Tarım Görünümü raporu için kullandığı araçtan yararlanarak uzun vade için değerlendirdiği Türkiye buğday üretimi ve emisyon değerleri arasındaki korelasyonun grafiği aşağıda sunulmaktadır.

2 https://data-explorer.oecd.org/

3 http://www.fao.org/faostat/en/#data/GT

4 https://www.igc.int/en/markets/marketinfo-sd.aspx

5 https://apps.fas.usda.gov/psdonline/app/index.html#/app/advQuery

Bununla birlikte, Söke Değirmencilik uzun vadeli öngörülerin ekonomik ve çevresel birçok belirsizlikten etkilenebileceğinin farkındadır. Küresel ve yerel düzeyde yaşanabilecek ekonomik dalgalanmalar, enflasyondaki oynaklık, jeopolitik riskler, savaşlar, tarımsal girdi maliyetlerindeki artış (özellikle gübre ve enerji) ile piyasa düzenlemeleri, projeksiyonların doğruluğunu sınırlandırmaktadır. Ayrıca iklim değişikliğine bağlı olarak ortaya çıkan aşırı sıcakların sebep olduğu kuraklık ile bakteriyel, fungal ve viral bitki hastalıkları gibi faktörler, tarımsal üretimi sekteye uğratabilmektedir.

Bu kapsamda başta TÜİK olmak üzere, Uluslararası Hububat Konseyi (International Grains Council – IGC)4 , Amerika Birleşik Devletleri Tarım Bakanlığı Dış Tarım Servisi (United States Department of Agriculture Foreign Agricultural Service – USDA FAS)5 gibi kurumların verileri takip edilmektedir. IGC, kısa vadeli sezonluk buğday üretim, tüketim ve stok projeksiyonları sunarken; USDA FAS dünya genelindeki verimlilik, ekim alanları ve ticaret verilerine dair güncel istatistikler sağlamaktadır.

Örneğin kısa dönemli incelediği projeksiyonlara göre, 2025/2026 sezonunda FAO, IGC ve USDA projeksiyonlarına göre Türkiye'nin dünya içerisindeki buğday üretim payının azalması tahmin edilmektedir. Bu doğrultuda Söke Değirmencilik, stoklarının kontrolü ile bu duruma neden olabilecek etmenleri yakından takip ederek cevap vermektedir.

Ek olarak, Trademap6 veri tabanı da ithalat ve ihracat verilerinin izlenmesinde kullanılmaktadır. Söke Değirmencilik, bu kaynaklardan elde edilen verileri hem dünya hem Türkiye genelinde hem de bölgesel düzeyde değerlendirmekte; farklı projeksiyonları karşılaştırarak kısa döneme ilişkin en güvenilir tahminleri esas almaktadır.

Söke Değirmencilik ayrıca, sıcaklık artışlarının beraberinde buğday üretimi üzerinde doğrudan etkili olan diğer iklim değişkenlerini de dikkate almaktadır. Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM)7 tarafından sağlanan bölgesel sıcaklık değişimleri, tarımsal yağış takvimleri ve yıllık ortalamalar düzenli olarak izlenmektedir. Bununla birlikte, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (Intergovernmental Panel on Climate Change – IPCC) projeksiyonları8 ile Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (National Aeronautics and Space Administration – NASA)9 Küresel Isınma verileri de analiz sürecine dahil edilmektedir.

https://www.trademap.org/Country_SelProduct_TS.aspx?nvpm=1%7c%7c%7c%7c%7c1101%7c%7c% 7c4%7c1%7c1%7c2%7c2%7c1%7c2%7c1%7c1%7c1

https://www.mgm.gov.tr/veridegerlendirme/il-ve-ilceler-istatistik.aspx

https://interactive-atlas.ipcc.ch/

https://svs.gsfc.nasa.gov/webapps/hyperweb/index.html

10https://www.cmcc.it/

11https://www.g20climaterisks.org/

12https://files.cmcc.it/g20climaterisks/G20_climaterisk_MethodologicalNotesandReferences.pdf

13https://files.cmcc.it/g20climaterisks/Turkey_tr.pdf

Ayrıca, Avrupa-Akdeniz İklim Değişikliği Merkezi (Fondazione Centro Euro-Mediterraneo sui Cambiamenti Climatici – CMCC)10 tarafından hazırlanan G20 İklim Risk Atlası11 kapsamında, G20 ülkelerinin iklim değişikliği altındaki tarımsal üretkenlik eğilimleri ISIMIP (InterSectoral Impact Model Intercomparison Project) veri tabanı kullanılarak analiz edilmiştir.12 Söz konusu veri tabanı, RCP2.6 (düşük emisyon) ve RCP6.0 (orta-yüksek emisyon) olmak üzere iki emisyon senaryosu altında 2050 yılı çevresindeki (2036–2065) buğday verimine ilişkin projeksiyonları sunmaktadır. Bu kapsamda, Türkiye'ye özel senaryolar12 da değerlendirilmektedir. Ekin verimliliği, birim arazi alanı başına hasat edilen ürün miktarını ifade etmekte olup, mevcut buğday verimi hektar başına 2.7 ton olarak belirtilmiştir. RCP2.6 senaryosu kapsamında, yaklaşık 1.0 ila 1.8 °C'lik küresel sıcaklık artışına karşılık buğday veriminde %5.2 oranında bir artış öngörülmektedir. RCP 6.0'da ise sıcaklık artışının 2.0 ila 3.0 °C seviyelerine ulaşması durumunda ise bu artışın %5.6 seviyesine çıkacağı tahmin edilmektedir.

Bu projeksiyonlar, optimum su ve besin koşullarının sağlandığı, zararlıların, hastalıkların ve aşırı iklim olaylarının etkisinin göz önüne alınmadığı varsayımları altında yapılmıştır.

Söke Değirmencilik bu varsayımların yarattığı belirsizliğin farkındadır ve kendi risk değerlendirmelerinde bu noktaları göz önünde bulundurmaktadır.

Söke Değirmencilik, iklim senaryolarının değerlendirilmesinde G20 İklim Risk Atlası'nı referans almakta, böylece risk atlasında yer alan iki senaryoyu; iklim projeksiyonları arasında en iyimser senaryo olan RCP2.6 ile orta-yüksek emisyon modeli olarak tanımlanan emisyonların zamanla artıp sonra stabil hale geleceğini (yani aşırı artışın önlenip belirli bir seviyede tutulacağını) öngören RCP6.0 senaryosunu birlikte izleme imkânı bulmaktadır. Bu çerçevede, Paris Anlaşması ile uyumlu bir yol haritası sunan RCP 2.6 senaryosu iyimser senaryo olarak dikkate alınmaktadır. Öte yandan RCP 6.0 senaryosu ile sıcaklığın daha fazla olacağı projekte edilen RCP 2.6'ya göre daha kötümser senaryo olarak öne çıkmaktadır.

G20 İklim Risk Atlası'nda değerlendirilen RCP 2.6 ve RCP6.0 iklim senaryolarına göre Türkiye'de buğday verimindeki değişim projeksiyonları şöyledir:

Senaryo Tahmini Sıcaklık
Artışı (°C)
Projeksiyon
Dönemi
Verim Artışı (%)
RCP2.6 1.0 ila 1.8 °C 2036–2065 %5,2
RCP6.0 2.0 ila 3.0 °C 2036–2065 %5,6
Mevcut Durum - 1976–2005 Ortalama verim:
2.7 ton/hektar

Artan sıcaklıkların tahılların fenolojik evrelerini hızlandırarak biyokütle birikimi ve verim sürelerini kısaltması beklenmektedir; bu durum, belirli bölgelerde (özellikle CO2 kaynaklı gübrelemenin etkisiyle) buğday veriminde artışa yol açabilir. Ancak, güney kıyı bölgelerinde verim kayıplarının yaşanabileceği öngörülmekte, aynı zamanda İç Anadolu'da da uzun süreli kuraklıkların, buğday üretiminin istikrarını olumsuz yönde etkilemesi beklenmektedir. Bu nedenle, iklim değişikliği ve sıcaklık artışının tarımsal üretim üzerindeki etkileri karmaşık bir şekil alarak, bazı bölgelerde olumlu sonuçlar ortaya çıkarken, diğerlerinde ise olumsuz sonuçlara yol açması muhtemeldir.

14 https://www.iklim.gov.tr/db/turkce/icerikler/files/iklim%20Degisikligine%20Uyum%20Stratejisi%20ve%20Eylem%20Plan.pdf

Söke Değirmencilik yukarıda sunulan verilerin yanı sıra ulusal ve uluslararası tarım ve iklim politikalarını da yakından takip etmektedir. Bu doğrultuda İklim Değişikliğine Uyum Stratejisi ve Eylem Planı (2024–2030)14'na göre, Türkiye'de tarım sektörünün iklim değişikliğine karşı en kırılgan sektörlerden biri olduğu görülmektedir. Söz konusu plan, Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti'nin desteğiyle, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye Ofisi (United Nations Development Programme – UNDP Türkiye) ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Başkanlığı iş birliğinde hazırlanmıştır. Plana göre 2080 yılı itibarıyla sıcaklık ve yağış değişikliklerinin buğday, arpa, çavdar ve yulaf verimlerinde ortalama %8,3 oranında azalma yaratacağı tahmin edilmektedir. Aynı plan kapsamında, hazırlanan Sektörel Etkilenebilirlik ve Risk Analizi çalışmasında, son yirmi yılda Konya ve Karaman illerinin en yüksek meteorolojik kuraklık değerlerine sahip olduğu ve bu illeri Hatay ve Kahramanmaraş illerinin izlediği belirlenmiştir.

Planda yer verilen Türkiye'de İklim Değişikliğine Uyum Eyleminin Güçlendirilmesi Projesi kapsamında ise seçili sektörler için 2100 yılına kadar RCP4.5 iyimser senaryo ve RC8.5 kötümser senaryoya göre analizler gerçekleştirilmiştir. RCP4.5 senaryosuna göre 2021–2040 döneminde Batı Karadeniz ve Doğu Marmara'da kuraklık yoğunluğunda %20 azalma, diğer bölgelerde ise kuraklıkta artış beklenmektedir. RCP8.5 senaryosuna göre ise 2060'lı yıllarda Güney Ege'de ortalama %40, Güneydoğu Anadolu'da ise %80'e varan kuraklık yoğunluğu artışı öngörülmektedir.

Söke Değirmencilik, kuraklık kaynaklı risklerin değerlendirilmesi kapsamında su stresi düzeylerine ilişkin analizlerini de sürdürmektedir. Bu çerçevede, World Resources Institute (WRI) tarafından geliştirilen Su Stresi Atlası (Aqueduct Water Risk Atlas)15 temel bir referans kaynağı olarak kullanılmaktadır. Su stresi, farklı sektörlerin (evsel kullanım, endüstriyel faaliyetler, tarımsal sulama, hayvancılık vb.) toplam su talebinin, mevcut yenilenebilir yüzey ve yeraltı suyu kaynaklarına oranı olarak tanımlanmaktadır.

Atlas tarafından sunulan projeksiyonlar, üç farklı senaryo doğrultusunda oluşturulmuştur: "Business as Usual (BaU)", "Optimist" (iyimser) ve "Pessimist" (kötümser). BaU senaryosu, mevcut politika ve uygulamaların değişmeden sürdüğü bir geleceği varsayarken; Optimist senaryo, su yönetimi açısından daha sürdürülebilir ve iyileştirici politikaların benimsendiği bir gelecek öngörüsünü yansıtmaktadır. Buna karşılık, Pessimist senaryo ise fosil yakıt tüketiminin yüksek olduğu ve çevresel baskıların yoğunlaştığı bir büyüme patikasını esas almaktadır.

Her üç senaryo kapsamında yapılan değerlendirmeler, 2015-2045 yılları arasındaki 30 yıllık dönemi kapsamakta olup, bu dönem Söke Değirmencilik'in risk yönetim yaklaşımında tanımladığı kısa, orta ve uzun vadenin tamamını (2024-2035 yıllarını) içermektedir.

Su Stresi Atlası (Aqueduct Water Risk Atlası) analiz sonuçlarına göre, Şirket'in Aydın ve Ankara'daki ana tesislerinin bulunduğu bölgeler tüm senaryolarda "aşırı yüksek su stresi" seviyesinde yer almakta; Samsun'daki tesis alanı ise "yüksek su stresi" kategorisinde değerlendirilmektedir. Bu bulgular, uzun vadeli su kaynakları planlaması ve risk yönetimi stratejileri açısından kritik bir öneme sahiptir. Bu çerçevede, Söke Değirmencilik su yönetim risk planları yapmakta ve bu risklere karşı önlem almaktadır.

Aqueduct Water Risk Atlası'na göre Söke Değirmencilik'in üretim tesislerinin bulunduğu Aydın, Ankara ve Samsun için su stresi seviyeleri:

Söke Değirmencilik, yukarıda belirtilen iklim senaryolarının ve projeksiyonlarının iş modeli ve finansal performansı üzerindeki potansiyel etkilerini titizlikle değerlendirmektedir. Bu analizleri kullanarak genel finansal pozisyonu, operasyonel verimliliği ve yatırım kararları üzerindeki olası etkileri hem niteliksel hem de niceliksel olarak analiz etmektedir. Bu değerlendirmeler, COGS (satılan malların maliyeti), brüt kâr marjı, CAPEX (yatırım harcamaları) ve OPEX (işletme giderleri) gibi başlıklara yönelik potansiyel etkileri kapsamaktadır. Fiziksel riskler (aşırı sıcaklar, kuraklık, su stresi ve bunlara bağlı verim/kalite kayıpları) ham madde maliyetlerini ve operasyonel giderleri artırarak brüt marjlar üzerinde baskı oluşturabilirken; iklim geçişine ilişkin hususlar (artan enerji ve gübre maliyetleri, AB tedarikçi talepleri gibi düzenleyici ve piyasa değişiklikleri) tedarik zinciri maliyetlerini ve operasyonel giderleri etkileyebilmektedir. Şirket bu değerlendirmelere istinaden, iklim risklerinin yönetimi ve fırsatların değerlendirilmesi yoluyla finansal dayanıklılığını koruma ve iş modelini sürdürülebilir kılma hedefiyle uyumlu stratejiler geliştirmektedir.

İklim Senaryo Analizlerindeki Belirsizlikler ve Tahmin Kaynakları

İklim Değişikliğine Uyum Stratejisi ve Eylem Planı (2024–2030)'nda belirtilen RCP senaryo analizlerine göre, 2080 yılı itibarıyla sıcaklık ve yağış rejimi değişikliklerinden kaynaklı olarak buğday üretiminde verim kaybı yaşanacağı öngörülürken, Avrupa-Akdeniz İklim Değişikliği Merkezi tarafından hazırlanan G20 İklim Risk Atlası'nda yer alan aynı tahmin kaynağına (RCP senaryolarına) dayanan projeksiyona göre verimde artış görüleceği tahmin edilmektedir. Bu farklılaşan projeksiyonlar Şirket'in TSRS S2 22-a-ii uyarınca, iklim değişikliğine ilişkin değerlendirmelerinde dikkate aldığı önemli belirsizlik alanlarıdır. Bu belirsizlikler nedeniyle uzun vadeli tahminler zorlaşmaktadır ve Şirket kısa vadeli projeksiyonları daha yakından takip ederek satın alma kararlarını uygulamaktadır.

Ek olarak, ılıman sıcaklık artışları buğdayın büyüme sürecini hızlandırabilir ve dolayısıyla verimi artırabilir. Ancak bir diğer açıdan bakıldığında, yüksek sıcaklık artışları özellikle çiçeklenme dönemlerinde gerçekleşirse, buğday verimini olumsuz etkileyebilir. Çünkü yüksek sıcaklık stresi, çiçeklerin döllenmesini zorlaştırır, tane sayısını azaltır ve tane büyümesini engeller. Dolayısıyla, iklim değişikliğinin beraberinde getirdiği sıcaklık artışının hangi dönemde daha fazla hissedildiği buğday tarımından alınacak verimi doğrudan değiştirebilir ve bu durum da iklim senaryo analizleri için belirsizlik alanlarından biridir.

Tüm bu değerlendirmeler ışığında, Söke Değirmencilik iklim değişikliğinin sıcaklık artışı, su stresi ve tarımsal verim üzerindeki etkilerine karşı dirençli ve esnek bir iş modeli benimsemektedir. Bilimsel temellere dayanan veri analizleri, çok kaynaklı karşılaştırmalı projeksiyonlar, iklim senaryoları ve düzenli izleme faaliyetleri ile iklim risklerinin etkilerini en aza indirmek amacıyla, çok katmanlı, öngörülü ve uyarlanabilir stratejiler geliştirmektedir. Tedarik zinciri kesintilerine karşı hazırlıklı olmak ve ham maddeye erişimde aksaklık yaşamamak için kritik stok seviyeleri belirli aralıklarla gözden geçirilmekte, satın alım faaliyetleri buna göre yürütülmekte ve stratejik stok yönetimi uygulanmaktadır. Ayrıca, yüksek sıcaklık ve kuraklık koşullarına daha dirençli buğday çeşitlerine yönelme ve yerel çiftçilerle iş birliği modellerinin geliştirilmesi için projeler yürütmekte ve tohum ıslahını önceliklendirmektedir. Bu önlemler, belirsizlikler altında dahi finansal dayanıklılığın korunması hedefi ile uyumludur.

4.3. İklim ve Sürdürülebilirlik Risklerinin ve Fırsatlarının Karar Alma Süreçlerine ve İş Modeline Etkisi

Söke Değirmencilik, sürdürülebilirlik risklerine karşı duyarlı yaklaşarak iklim değişikliğiyle mücadeleyi öncelikli bir konu olarak benimsemiş ve tarım sektöründeki sorumluluğunun bilincinde olarak sürdürülebilirlik prensiplerini şirket stratejisinin temel unsuru haline getirmiştir. İklim değişikliğinin getirdiği belirsizliklerin farkında olan Söke Değirmencilik ana ortağı Ulusoy Un'un sahiplendiği "değişimi fırsata çevir, geleceği yönet" anlayışı doğrultusunda hareket etmektedir ve değişen koşullara hızlıca uyum sağlama yetisine sahiptir.

Söke Değirmencilik'in bağlı olduğu Şirketler Topluluğu, bu doğrultuda sahiplendiği sürdürülebilirlik prensiplerini Sürdürülebilirlik Politikası ile belirlemiş ve kamuoyu ile paylaşmıştır. Bu politikada, ürün kalitesini ve güvenliğini korumak, gıda arz ve güvenliği ile toplumun her kesiminin güvenli gıdaya erişimine katkı sunmak, iş sağlığı ve güvenliği gerekliliklerine tam uyum sağlamak, kurumsal yönetişim ve etik değerleri önceliklendirmek, fırsat eşitliğini sağlamak, tedarik zincirinde çocuk işçiliğine müsamaha göstermemek ve toplumun sürdürülebilirlik konusunda bilinçlenmesini sağlamak yönünde ilkeler yer almaktadır. Ayrıca bu politikada vurgulanan prensiplerden diğeri; çevresel riskleri Ulusoy Un Çevre Yönetim Sistemi ve kurum politikaları doğrultusunda yöneterek olumsuz çevresel etkileri (enerji tüketimi, atıklar, sera gazı emisyonları vb.) düzenli aralıklarla izlemek ve minimize etmektir.

Söke Değirmencilik ve bağlı olduğu Ulusoy Un, iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik alanındaki riskleri fırsata dönüştürmeyi hedefleyerek, ulusal stratejilerle uyumlu şekilde yenilenebilir enerji ve tarımın dijitalleşmesine yönelik yatırımlar gerçekleştirmektedir. Ayrıca, büyük ölçekli RES ve GES projelerini yeşil kredi imkanlarıyla finanse etme fırsatlarını değerlendirmektedir. Mevcut ve planlanan güneş ve rüzgâr enerjisi projeleri sayesinde enerji maliyetlerini azaltarak sürdürülebilir enerji üretimini desteklemektedir.

Türkiye'nin 3 farklı bölgesinde bulunan 3 üretim tesisine sahip Söke Değirmencilik, Türkiye'nin 5 farklı bölgesinde faaliyet gösteren ana ortağı ile birlikte, risklere karşı bölgesel önlemler almaktadır. Üretim Tesislerinin konumlandığı bölgelerde limanların bulunması, Şirketler Topluluğu'nun ithal ham madde tedariğinde lojistik açıdan maliyet avantajı elde etmesine katkı sağlamaktadır. Şirketler Topluluğu, iklim değişikliğine dayanıklı üretim için sözleşmeli tarım ve tohum ıslahı projeleri yürütmektedir. Ulusoy Un, Tarım Bakanlığı'na bağlı Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü ile iş birliği yaparak, değişen iklim koşullarına uyum gösterebilen; soğuğa, kuraklığa ve hastalıklara karşı dirençli, yeterli su kaynağı sağlandığında verimi artan ekmeklik buğday tohumlarının geliştirilmesi amacıyla bir ıslah projesi başlatmıştır. Türkiye'de ilk olma özelliğine sahip bu proje kapsamında, pilot bölgeler olarak Ankara, Kırıkkale, Çorum ve Yozgat seçilmiştir. Projenin kapsamının genişletilmesi ve sürdürülebilir tarımın yaygınlaştırılması hedeflenmektedir.

İklim ve sürdürülebilirlik faktörleri, Şirketler Topluluğu'nun ve Söke Değirmencilik'in buğday alım süreçleri ile RES ve GES gibi büyük yatırımlarının yanı sıra dayanıklı tohum geliştirmek için yürüttüğü ıslah projeleri, sözleşmeli tarım uygulamaları ve su verimliliği projelerindeki karar mekanizmalarında önemli bir rol oynamaktadır. Ulusoy Un, sözleşmeli tarım yoluyla üreticilerin bilinçlenmesini sağlamaya odaklanarak tedarik zincirini etkin biçimde yönetmekte ve ham maddeye erişimi kolaylaştırmaktadır. Ayrıca, Trakya ve İç Anadolu bölgelerindeki 1500 dekar alanda sözleşmeli tarım yapan çiftçilerle iş birliği içinde, sanayi ihtiyaçlarına uygun ve iklim değişikliklerine dayanıklı tohumlar yetiştirerek buğdayın zorlu iklim koşullarına karşı direncini artırmaya yönelik deneme çalışmaları yapmaktadır. Bu kapsamda Ulusoy Un, yürüttüğü faaliyetlerle kurumsal yapısını ve iş modelini iklim ve sürdürülebilirlik riskleri karşısında daha dayanıklı hale getirmektedir.

5. RİSK YÖNETİMİ

Söke Değirmencilik, sürdürülebilirlik ve iklim temelli risk ve fırsatları, kurumun genel risk yönetim sistemine entegre ederek kapsamlı bir değerlendirme yaklaşımı benimsemektedir. Bu kapsamda söz konusu risk ve fırsatlar, bağlı ortaklığı bulunduğu Ulusoy Un'un risk yönetimi ile entegre olacak şekilde "sektörel riskler", "operasyonel ve ticari riskler" ile "finansal riskler" başlıkları altında ele alınmakta; böylece sürdürülebilirliğe ilişkin unsurlar mevcut risk yönetim yapısına dâhil edilmekte ve sistemin güncelliği ile bütünlüğü korunmaktadır.

Söke Değirmencilik, iklim değişikliğiyle bağlantılı stratejik yönelimlerini güvenilir veri setleri üzerine inşa etmekte ve bu kapsamda bütüncül, sistematik bir yöntem benimsemektedir. İklim ve sürdürülebilirlik ile ilişkili risklerin tanımlanması ve analiz edilmesine yönelik olarak yalnızca iç operasyonel göstergeler değil; aynı zamanda dış çevresel faktörler, düzenleyici gelişmeler ve sektörel eğilimler de dikkate alınmaktadır. Bu doğrultuda, üretim faaliyetlerinden elde edilen çevresel göstergeler (örneğin su ve enerji tüketimi, atık yönetimi), saha ziyaretleri, iç kontrol bulguları, mevzuat güncellemeleri ve sektörel raporlamalar karar süreçleri için önemli veri setlerini oluşturmaktadır. Bu çok kaynaklı veriler, Riskin Erken Saptanması Komitesi'nin düzenli incelemesine tabi tutulmakta olup, elde edilen bulgular Yönetim Kurulu'na sunularak stratejik karar alma mekanizmalarına yön vermektedir.

Söke Değirmencilik, sürdürülebilirlik raporlamaları, sektörel eğilimler ve güncel düzenlemeler doğrultusunda; yenilenebilir enerji, kaynak verimliliği ve dijital tarım gibi alanlarda ortaya çıkan fırsatları sistematik biçimde izlemekte ve değerlendirmektedir. Bu fırsatlar yalnızca çevresel katkıları açısından değil; aynı zamanda operasyonel etkinlik, maliyet optimizasyonu ve uzun vadeli değer yaratma potansiyeli bakımından da analiz edilmektedir. Fırsatların değerlendirilmesi sırasında stratejik hedeflere uyum düzeyi ve uygulama olanakları da göz önünde bulundurulmakta; önceliklendirilen alanlar yatırım ve proje planlarına entegre edilmekte ve performans göstergeleri üzerinden düzenli olarak izlenmektedir.

Diğer yandan, sürdürülebilirlik ve iklimle bağlantılı risklerin tespitinde, Şirketler Topluluğu'nun farklı işleyiş senaryolarına özgü olarak geliştirilen iklim senaryoları kullanılmakta; bu senaryolar kapsamında hem niteliksel hem de niceliksel analiz yöntemlerine başvurulmaktadır. Niteliksel analizler; söz konusu risklerin operasyonel faaliyetlerin devamlılığı, kurumsal itibar, mevzuat uyumu ve çevresel etkiler üzerindeki olası sonuçlarını dikkate almakta, niceliksel değerlendirmeler ise enerji ve su kullanımı gibi ölçülebilir çevresel parametreler üzerinden yürütülmektedir. Bu yaklaşım sayesinde risklerin niteliği, oluşma olasılığı ve potansiyel etkisi çok boyutlu şekilde ele alınmaktadır.

Söke Değirmencilik işletmelerinde sürdürülebilirlik ve iklim değişikliğiyle ilgili tüm riskleri, Kurumsal Risk Yönetiminin bir parçası olarak ele alınmakta ve performans kriterleri ile ilişkilendirilmektedir. Bu performans kriterleri arasında üretim miktarı, enerji yönetimi (yenilenebilir ve yenilenemeyen), çalışanlar, eğitim programları, iş sağlığı ve güvenliği yönetimi, tedarik zinciri yönetimi, su tüketimi, su tasarrufu, çevre ve atık su yönetimi, ham madde ve sarf malzeme tüketimi, geri dönüştürülen katı ve sıvı malzemeler ve emisyon ölçümleri gibi ana başlıklar yer almaktadır. Tüm bu kriterler, Söke Değirmencilik iklim değişikliğinin etkilerini yakından izlediğini gösterirken, sürdürülebilirliğin sosyal boyutuna da önem verdiğini belirtmektedir.

Riskler ve fırsatlar, Söke Değirmencilik'in bağlı olduğu Ulusoy Un'un risk yönetim politikası ile birlikte bütüncül bir çerçevede ele alınmakta ve önceliklendirme süreci aynı metodolojik yaklaşımla yürütülmektedir. Öncelikli olarak belirlenen riskler, hem günlük operasyonel kararlar hem de uzun vadeli stratejik planlama süreçlerine entegre edilerek, kaynak tahsisi ve önleyici adımlar bu doğrultuda yapılandırılmaktadır.

Söke Değirmencilik, iklim değişikliğiyle bağlantılı risk ve fırsatları kapsamlı bir şekilde analiz ederek, sürdürülebilir bir gelecek inşa etme hedefi doğrultusunda stratejik karar alma süreçlerine entegre etmektedir. İş süreçlerine entegre edilen bu değerlendirmeler doğrultusunda, risk yönetimi için gerekli zamanlama planlanmakta ve bu doğrultuda uygun stratejiler geliştirilmektedir. Böylece, karşılaşılan risklere karşı dayanıklılık artırılırken, ortaya çıkan fırsatlardan azami düzeyde fayda sağlanması amaçlanmaktadır.

Ayrıca, Söke Değirmencilik tarafından yürütülen önemlilik analizlerinde; iklim ve sürdürülebilirlik kaynaklı risk ve fırsatların ortaya çıkma zaman dilimleri, gerçekleşme olasılıkları ve potansiyel finansal etkileri dikkate alınarak kapsamlı bir değerlendirme yapılmaktadır. Bu sayede, belirsizliklerin etkileri önceden öngörülmekte ve kurumsal düzeyde hazırlık seviyesi güçlendirilmektedir.

Zaman Vadeleri Kısa Vade Orta Vade Uzun Vade
Yıl 0 – 1 yıl 1-5 yıl 5-10 yıl
Açıklama 2024- 2025 yıllarını
kapsamaktadır. Söke
Değirmencilik'in iklim
ve sürdürülebilirlik
ile ilgili risk ve
fırsatlarının kısa
vadede etkisini
göstereceğini belirtir.
2026- 2030 yıllarını
kapsamaktadır. Söke
Değirmencilik'in iklim
ve sürdürülebilirlik
ile ilgili risk ve
fırsatlarının orta
vadede etkisini
göstereceğini belirtir.
2031- 2035 yıllarını
kapsamaktadır. Söke
Değirmencilik'in iklim ve
sürdürülebilirlik ile ilgili
risk ve fırsatlarının uzun
vadede etkisini göstereceğini
belirtir.

Söke Değirmencilik, iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik temelli risk ve fırsatların gerçekleşme olasılığını sistematik bir yaklaşımla değerlendirmekte olup, bu amaçla beş seviyeden oluşan bir olasılık ölçeği kullanmaktadır.

Olasılık Derecesi 5 4 3 2 1
Olasılık Düzeyi Gerçek
zamanlı
Neredeyse
kesin
Muhtemel Mümkün Pek mümkün
değil
Açıklama Olayın rapor
lama dönemi
içerisinde hali
hazırda yaşanmış
olması ya da
gerçekleşeceğinin
kesinlik taşıması
durumunda, %100
gerçekleşme
beklentisi söz
konusudur.
Olayın
önümüzdeki 1
yıl içinde büyük
olasılıkla or
taya çıkacağı ve
çoğu durumda
gerçekleşme
sinin beklendiği
durumlar bu
kapsamda değer
lendirilmektedir.
Olayın 1 ila 2
yıl içerisinde
meydana gelme
ihtimali güçlüdür;
çoğunlukla
bu sürede
ortaya çıkması
öngörülmektedir.
Önümüzdeki 2
ila 5 yıl içinde
meydana
gelmesi
mümkün olan
olaylardır,
belirli koşullar
oluştuğunda
gerçekleşme
potansiyeline
sahiptir.
5 ila 10 yıllık
süre zarfında
gerçekleşmesi
ihtimal dâhilinde
olan olaylar,
daha çok belirli
ve sınırlı du
rumlarda ortaya
çıkabilir nitelik
tedir.

Söke Değirmencilik, iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik kapsamında ortaya çıkabilecek risk ve fırsatların finansal etkilerini analiz ederken, önemlilik eşiği olarak toplam konsolide Söke Değirmencilik cirosunun (2024 yıl sonu cirosu TL olarak 5.465.010.948 olmasına karşın hem enflasyon muhasebe uygulamaları hem de TL bazlı cirodaki sürekli artışın risk analizinde verimsiz kalması nedeniyle dönem sonu TCMB döviz alış kuruna göre USD - \$ bazında açıklanması uygun görülmüştür) %4'lük bir değişim sınırını esas almaktadır. Bu doğrultuda, söz konusu eşiği aşan finansal etkiler, "önemli" olarak kabul edilmekte ve stratejik planlama süreçlerinde öncelikli olarak ele alınmaktadır. Bu yaklaşım, kaynakların etkin tahsisini ve risklerin proaktif biçimde yönetilmesini desteklemektedir.

</x≤%2)<></x<></x≤%2)<></x≤%2)<></x≤%3)<>
Etki Tanımı
Derecesi
5 4 3 2 1
Finansal Etki Cironun
etkilenme
oranı %4'ten
büyüktür.
%4 <x< td="">
Cironun
etkilenme
oranı %3'den
büyüktür
ancak %4'e
eşit veya %4
ten küçüktür.
(%3<x td="" ≤%4)<="">
Cironun
etkilenme
oranı %2'den
büyüktür
ancak %3'e
eşit veya
%3'ten
küçüktür.
Cironun
etkilenme
oranı %1'den
büyüktür ancak
%2'e eşit
veya %2'den
küçüktür.
(%1<x≤%2)< td="">
Cironun
etkilenme
oranı %1'e
eşit veya
%1'den
küçüktür.
Cironun
etkilenme
oranı %3'den
büyüktür
ancak %4'e
eşit veya %4
ten küçüktür.
(%3 <x td="" ≤%4)<="">
Cironun
etkilenme
oranı %2'den
büyüktür
ancak %3'e
eşit veya
%3'ten
küçüktür.
Cironun
etkilenme
oranı %1'den
büyüktür ancak
%2'e eşit
veya %2'den
küçüktür.
(%1<x≤%2)< td="">
Cironun
etkilenme
oranı %1'e
eşit veya
%1'den
küçüktür.
Cironun
etkilenme
oranı %2'den
büyüktür
ancak %3'e
eşit veya
%3'ten
küçüktür.
Cironun
etkilenme
oranı %1'den
büyüktür ancak
%2'e eşit
veya %2'den
küçüktür.
(%1 <x≤%2)< td="">
Cironun
etkilenme
oranı %1'e
eşit veya
%1'den
küçüktür.
Cironun
etkilenme
oranı %1'e
eşit veya
%1'den
küçüktür.
(%2 <x≤%3)< td="">(0<x≤%1)< td=""></x≤%1)<> (0 <x≤%1)< td=""></x≤%1)<>

Söke Değirmencilik, iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik kaynaklı risk ve fırsatların Şirketler Topluluğu üzerindeki potansiyel etkilerini belirlemek amacıyla, finansal önemlilik ilkesine dayalı bir analiz süreci yürütmektedir. Bu süreçte, her bir risk ve fırsat unsuru hem gerçekleşme olasılığı hem de yaratabileceği finansal etki büyüklüğü açısından beşli bir ölçekle ayrı ayrı puanlanmaktadır. İki bileşenin çarpımıyla elde edilen toplam skorlar, ilgili unsurların göreli önem düzeyini ortaya koymakta; böylece risk ve fırsatlar, etkilerine göre anlamlı biçimde sıralanarak stratejik önceliklendirme yapılmasına olanak tanımaktadır.

Söke Değirmencilik'te sürdürülebilirlik ve iklim kaynaklı risklerin takibi, iç kontrol mekanizmaları, performans verileri ve çevresel göstergeler aracılığıyla düzenli olarak gerçekleştirilmektedir. Son raporlama döneminde, izleme süreçlerinde yapılan iyileştirmeler arasında takip sıklığının artırılması ve sürdürülebilirlik odaklı risklerin daha erken ve proaktif şekilde ele alınması öncelik kazanmıştır. Ayrıca, enerji, su kullanımı ve sera gazı emisyonları gibi kritik verilerin dijital platformlar ve otomasyon teknolojileri kullanılarak hassas biçimde toplanması ve analiz edilmesi uygulamaya alınmıştır. Bu gelişmeler, Söke Değirmencilik'in iklim ve sürdürülebilirlik risk yönetim süreçlerinin etkinliğini artırmakta ve karar alma mekanizmalarının doğruluğunu ve hızını yükseltmektedir.

6. METRİK VE HEDEFLER

6.1. İklimle İlgili Metrikler

2024 faaliyet yılı itibarıyla Şirket'in toplam sera gazı emisyonu yaklaşık 10.798,40 ton CO2 eşdeğeri olarak hesaplanmıştır. Bu miktarın %14,44'ü Kapsam 1,%85,56'sı ise Kapsam 2 kaynaklı emisyonlardan oluşmaktadır.

Söke Değirmencilik
Sera Gazı Emisyonu
(Brüt)
Kapsam 1
Emisyonu
Kapsam 2
Emisyonu
Kapsam 1 ve 2
Toplam Emisyon
Yıl Metrik birimi ton CO² eşdeğeri ton CO² eşdeğeri ton CO² eşdeğeri
Yıl Metrik birimi 1.559,40 9.239,09 10.798,49
Oran %14,44 %85,56 %100,0

Sera Gazı Emisyonları Hesaplama Metodolojisi, Raporlama Sınırları ve Ölçüm Yaklaşımı

Söke Değirmencilik, 2024 yılına ait sera gazı emisyonlarını TSRS 2 doğrultusunda, Sera Gazı Protokolü Kurumsal Hesaplama ve Raporlama Standartları'na (2004) uygun şekilde hesaplamıştır. Emisyonların raporlanmasında, organizasyonel sınırların belirlenmesi amacıyla kontrol yaklaşımı benimsenmiş; bu çerçevede operasyonel kontrol yöntemine göre hareket edilmiştir. Bu yöntem doğrultusunda, Söke Değirmencilik'in operasyonel kontrolüne sahip olduğu tüm faaliyetlerden kaynaklanan sera gazı emisyonları raporlama kapsamına alınmıştır. Bu sayede yalnızca sahiplik oranı değil, karar alma ve operasyonel süreçlerdeki kontrol düzeyi de dikkate alınarak emisyon verilerinin bütüncül ve tutarlı biçimde yansıtılması sağlanmaktadır.

Bu çerçevede, Rudi's Organic and Gluten Free Brands Inc. şirketinin sermayesindeki %12,65 oranındaki payına rağmen, Söke Değirmencilik bu şirketin faaliyetleri ve karar süreçleri üzerinde doğrudan kontrol yetkisine sahip olmaması nedeniyle, operasyonel kontrol yaklaşımı gereğince, söz konusu şirketin Kapsam 1 ve 2 emisyonları ile diğer sürdürülebilirlik göstergeleri bu raporun konsolidasyon kapsamına dahil edilmemiştir.

Konsolidasyona Dahil Edilen Şirketler ve Emisyon Verileri

Şirket Toplam Emisyonlar (Kapsam 1+2)
(ton CO2 eşdeğeri)
Söke Değirmencilik Sanayi Ve Ticaret A.Ş. 10.735,30
Gen Oyuncak Sanayi Ve Ticaret A.Ş. 63,19

Emisyon Faktörleri

Söke Değirmencilik'in 2024 yılına ait kurumsal karbon ayak izi hesaplamalarında Kapsam 1 ve Kapsam 2 emisyonlarına yer verilmiştir. Kapsam 1 emisyonları, sabit tesislerde kullanılan fosil yakıtlar (örneğin kömür kazanları, 94.600 tCO2/TJ, IPCC AR6 2021), mutfak tipi LPG tüpleri, sanayi tipi LPG tüpleri, motorin ve benzinle çalışan on-road ve off-road araçlar (motorin için 74.100 tCO2/ TJ, benzin için 69.300 tCO2/TJ, IPCC AR6 2021), sabit yanma kaynakları, kaçak gazlar ve yangın tüpleri (örneğin CO2 ve HFC-227ea, 1,00 tCO2/kg, IPCC 2021) gibi unsurları kapsamaktadır. Ayrıca, klima ve soğutma sistemlerinde kullanılan soğutucu akışkanlardan R-32 (771 GWP), R-410A (2.255,5 GWP) ve R-134a (1.530 GWP) için IPCC AR6 (2021) tarafından yayımlanan küresel ısınma potansiyeli katsayıları esas alınmıştır.

Kapsam dahilindeki sera gazları GHG Protokol standardının kapsadığı yedi (7) sera qazını içermektedir. Bunlar; CO2 karbondioksit, CH4 metan, N2O nitrozoksit, NF3 nitrojen trifluorid, HFCs hidroflorokarbonlar, PFCs perflorokarbonlar ve SF, kükürtheksafloriddir.

Kapsam 216, elektrik tüketimi sonucunda oluşan emisyonları analiz etmekte olup, bu hesaplamalarda Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından yayımlanan 2023 Ulusal Şebeke Emisyon faktörü (0.44 kg CO2/kWh) temel alınarak hesaplanmıştır. Emisyon faktörleri. DEFRA 2024 (UK Department for Environment, Food and Rural Affairs) ve IPCC AR6 (Intergovernmental Panel on Climate Change, 2021) ve Küresel Isınma Potansiyeli (GWP) tarafından yayımlanan güncel katsayılarla belirlenmiştir. Ayrıca, iklim değişikliği konusundaki veriler yerel ve ulusal düzeyde çeşitli raporlardan türetilmiştir. Yerel veriler T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı -Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nden; ulusal veriler ise Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) tarafından sağlanmıştır. Enerji kaynaklarının alt ısıl değerleri ve ilgili petrol eşdeğerine çevirim katsayıları, "Enerji Kaynaklarının ve Enerjinin Kullanımında Verimliliğin Artırılmasına Dair Yönetmelik" Ek 2 (2019) verilerine dayanmaktadır.

Kapsam 2 emisyonları, Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından yayımlanan 2023 Ulusal Şebeke Emisyon Faktörü esas alınarak lokasyon-bazlı yaklaşım ile hesaplanmıştır ve brüt emisyon değerleri sunulmuştur. Raporlama yılı içinde piyasa-bazlı değer hesaplaması için qeçerli herhangi bir sözleşmesel enstrüman (I-REC, PPA, YEK-G vb.) bulunmadığından, piyasa-bazlı emisyonlar yoktur. Hesaplamalarda T&D (iletim ve dağıtım) kayıpları dahil edilmiştir.

Son olarak, hesaplamaların doğruluğu, kurumun iç denetim sistemleri ve operasyonel birimlerle yürütülen çapraz kontroller aracılığıyla sağlanmıştır. Enerji ve yakıt tüketimindeki sayısal veriler, doğrudan sayaç ölçümleri ve faturalama sistemlerinden elde edilirken; ulaşım verileri filo yönetim sistemleri ve ulasım kavıtları ile kontrol edilmistir.

Karbon Fiyatlandırma, Karbon Kredisi

2024 yılı itibarıyla Söke Değirmencilik, faaliyetlerinden kaynaklanan sera gazı emisyonlarını denkleştirmek amacıyla herhangi bir karbon kredisi alımı ya da satımı gerçekleştirmemiştir. Türkiye'de halen zorunlu bir karbon fiyatlandırma sistemi veya yasal çerçevede işleyen bir emisyon ticaret piyasası bulunmamakta olup iç karbon fiyatlandırması uygulamaları sınırlı düzeyde seyretmektedir. Şirketin mevcut durumda esas aldığı herhangi bir iç karbon fiyatı uygulaması bulunmamaktadır.

Sektöre Özgü Sürdürülebilirlik Metrikleri 6.2.

TSRS 2 – 20 Tarımsal Ürünler Cildi, sebze ve mevvelerin islenmesi, ticareti ve dağıtımı ile hububat. şeker, tüketilebilir yağlar, mısır, soya fasulyesi ve hayvan yemi gibi tarımsal ürünlerin üretilmesi ve işlenmesi ile uğraşan kuruluşlar için uygun bir rehberdir. Bu rehber kapsamındaki işletmeler, tüketici ürünlerinde ve endüstriyel ürünlerde kullanılmak üzere ürünleri doğrudan tüketicilere ve işletmelere satarlar. Sektördeki işletmeler, daha sonra katma değerli faaliyetler (örneğin, işleme, ticaret, dağıtım ve öğütme) yürütmek için genellikle bu tür ürünleri (doğrudan veya dolaylı olarak) yetiştiren işletmelerden tarım ürünleri satın alır. Tarım ürünleri işletmeleri ayrıca toptan satış ve dağıtımla da ilgilenmektedir. Sektördeki işletmeler, tarımsal ürünlerin önemli bir bölümünü çeşitli ülkelerdeki üçüncü taraf yetiştiricilerden temin edebilir. Bu nedenle, tedarik zincirindeki sürdürülebilirlik risklerini yönetmek, güvenilir bir ham madde tedarikini güvence altına almak ve uzun vadede fiyat artışları ve oynaklık riskini azaltmak için kritik öneme sahiptir.

Ulusoy Un bünyesinde faaliyet gösteren Söke Değirmencilik, Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS) S2 sektör sınıflandırmasına göre Cilt 20: Tarımsal Ürünler17 rehberini

6 Kapsam 2 Emisyonları (ton CO² e) = Elektrik Tüketimi (kWh) × Bölgesel Elektrik Şebekesinin Karbon Yoğunluğu (ton CO² e/kWh) formülü kullanılarak hesaplanmıştır.

17 TSRS 1 B42(b) paragrafı uyarınca gereksiz tekrarlardan kaçınmak için Şirket Cilt 20'de yer alan "Brüt toplam Kapsam 1 emisyonları" metriğine ilişkin bilgileri raporun İklimle İlgili Metrikler Bölümünde, "Kapsam 1 emisyonlarını, emisyon azaltma hedeflerini yönetmek için uzun ve kısa vadeli stratejinin veya planın müzakere edilmesi ve bu hedeflere yönelik performansın analizi" metriğine dair analizi raporun Hedefler Bölümünde sunmaktadır.

kullanmaya uygundur.

TSRS 2 – 25 İşlenmiş Gıda Cildi işletmeleri, perakende tüketici tüketimi için ekmek, dondurulmuş gıdalar, atıştırmalık gıdalar, evcil hayvan gıdaları ve baharatlar gibi gıdaları işler ve paketler. Tipik olarak, bu ürünler tüketime hazır hale getirilir, perakende tüketiciler için pazarlanır ve gıda perakendecilerinin raflarında bulunabilir. Sektör, büyük ve karmaşık içerik tedarik zincirleri ile karakterize edilir, çünkü birçok işletme, dünyanın dört bir yanından bileşen tedarik eder. Büyük işletmeler küresel olarak faaliyet gösterir ve uluslararası fırsatlar büyümeyi destekler. Söke Değirmencilik., un üretiminin yanı sıra devreye alınan kurabiye üretim tesisiyle birlikte Cilt 25: İşlenmiş Gıdalar kapsamında da değerlendirilmektedir.karakterize edilir, çünkü birçok işletme, dünyanın dört bir yanından bileşen tedarik eder. Büyük işletmeler küresel olarak faaliyet gösterir ve uluslararası fırsatlar büyümeyi destekler. Söke Değirmencilik., un üretiminin yanı sıra devreye alınan kurabiye üretim tesisiyle birlikte Cilt 25: İşlenmiş Gıdalar kapsamında da değerlendirilmektedir.

Böylece Şirket, hem tarımsal ürünler hem de işlenmiş gıdalar alanlarında faaliyet gösteren tesislerinin varlığı sebebiyle bu iki sektörel rehberde yer alan metrikleri sunmaktadır.

Sera Gazı Emisyonları (Cilt 20)

Metrik Birim Açıklama Konsolide
Kapsam 1
emisyonlarını,
emisyon azaltma
hedeflerini
yönetmek için
uzun ve kısa
vadeli stratejinin
veya planın
müzakere
edilmesi ve bu
hedeflere yönelik
performansın
analizi
İşletmenin, Kapsam 1 sera gazı (GHG)
emisyonlarını yönetmek için uzun ve kısa
vadeli stratejisini veya planını müzakere
etmesi beklenir. İşletmenin, emisyon
azaltma hedeflerini ve bu hedeflere
yönelik performansını; hedefin kapsamı,
niteliği (mutlak veya yoğunluğa dayalı
oluşu), kullanılan metrikler, baz yıl ve
azaltım oranları, zaman çizelgeleri,
uygulanacak mekanizmalar, planlanan
yatırımlar ile karşılaşılabilecek risk
ve kısıtları dikkate alarak açıklaması
beklenir. Ayrıca, hedeflerin hangi iş
birimlerini, coğrafi bölgeleri ve emisyon
kaynaklarını kapsadığı ile bölgesel,
ulusal veya uluslararası düzenleyici
programlarla olan ilişkisini de
değerlendirir. Bu açıklamalar, yalnızca
raporlama döneminde yürütülen veya
tamamlanan faaliyetleri kapsar.
Söke Değirmencilik, Kapsam 1 sera
gazı emisyonlarını azaltmak amacıyla
kısa, orta ve uzun vadeli stratejiler
uygulamaktadır. Bu kapsamda; yakıt
dönüşümü, ekipman değişimi, proses
ve bakım optimizasyonları, enerji
verimliliği eğitimleri ve enerji yönetim
sistemi gibi çeşitli uygulamalar
devreye alınacaktır. 2030 yılına kadar
kademeli olarak emisyon azaltımı
hedeflenmektedir. Hedefler mutlak
azaltım yaklaşımıyla belirlenmekte
olup üretim ve lojistik operasyonlarını
kapsamaktadır.
Stratejiler, farklı birimler tarafından
yürütülmekte ve aylık ya da üç ayda
bir kontrol edilmektedir. Kısa vadeli
önlemler hızla devreye alınmakta,
uzun vadeli dönüşümler ise 2030
yılına kadar planlanmaktadır.
Tüketilen filo
yakıtı
Gigajoule
(GJ)
Brüt emisyonlar belirtilmelidir ve bu
emisyonları azaltan veya telafi eden
dengelemeler, krediler veya diğer benzer
mekanizmalar hesaba katılmadan
atmosfere salınan sera gazlarıdır.
Söke: 12.340,89
Ankara: 4.828,45
Samsun: 592,06
Toplam: 17.761,40
Yenilenebilir
enerji yüzdesi (filo
araçlar için)
Yüzde (%) İşletme, kendi sahip olduğu veya
işlettiği filo araçları tarafından tüketilen
yakıt içinde yenilenebilir yakıtın payını
açıklar. Yenilenebilir yakıt; yenilenebilir
biyokütleden üretilen, fosil yakıt
kullanımını azaltan ve yaşam döngüsü
boyunca sera gazı emisyonlarını düşüren
yakıt olarak tanımlanır. Üçüncü tarafların
taşıma faaliyetlerinde tüketilen yakıt
kapsam dışında tutulur.
0
Yenilenebilir yakıt
tüketimi yoktur.

Enerji Yönetimi (Cilt 20 ve Cilt 25)

Metrik Birim Açıklama Konsolide
Faaliyetlerde
kullanılan enerji
Gigajoule
(GJ)
İşletmenin tükettiği toplam enerji
miktarını (filo araçları hariç) gigajoule
(GJ) cinsinden toplam miktar olarak
açıklaması beklenir. Enerji tüketimi
kapsamı, filo araçları tarafından tüketilen
yakıtı içermez, ancak dış kaynaklardan
satın alınan enerji ve işletmenin kendisi
tarafından üretilen (kendi ürettiği)
enerji dâhil olmak üzere diğer tüm
kaynaklardan elde edilen enerjiyi içerir.
Örneğin; satın alınan elektrik, ısıtma,
soğutma ve buhar enerjisi enerji tüketimi
kapsamındadır.
Ankara: 35.880,91
Söke: 39.729,17
Samsun: 739,91
Toplam: 76.349,9918
Elektrik tüketimi Gigajoule
(GJ)
İşletmenin tükettiği toplam elektrik
miktarını (filo araçları hariç) gigajoule
(GJ) cinsinden toplam miktar olarak
açıklaması beklenir
Ankara: 35.090,92
Söke: 39.419,17
Samsun: 389,91
Toplam: 74.900,0019
Şebeke elektriği
yüzdesi
Yüzde (%) İşletme, şebeke elektriğinden sağlanan
tükettiği enerjinin (filo araçları hariç)
yüzdesini açıklar. Yüzde, satın alınan
şebeke elektriği tüketiminin toplam enerji
tüketimine bölümü olarak hesaplanır.
%7
Yenilenebilir enerji
yüzdesi
Yüzde (%) İşletme tükettiği enerjinin (filo araçları
hariç) yenilenebilir enerji yüzdesini
açıklar. Yenilenebilir enerji, jeotermal,
rüzgâr, güneş, hidro ve biyokütle gibi
tükenme oranlarına eşit veya daha yüksek
bir oranda yenilenen kaynaklardan
elde edilen enerji olarak tanımlanır.
Yüzde, yenilenebilir enerji tüketiminin
toplam enerji tüketimine bölümü olarak
hesaplanır.
%91

Söke Değirmencilik'in Ankara ve Söke'de bulunan üretim tesislerinde belirli miktarlarda yenilenebilir enerji kullanılıyor olup konsolide enerji kullanımının %91'idir. 2024 yılı Nisan ayı itibarıyla yenilenebilir kaynaklı konsolide enerji üretimi 69.472,11 GJ (19.297.807 kWh)'dir. 20

18 Elektrik, kömür ve doğalgaz tüketimi verileridir. Bunun yaklaşık %2'si doğalgaz ve kömür kaynaklıdır. Childgen dahil değildir.

19 Childgen dahil değildir. Toplam enerji tüketiminin %98'i elektrik tüketimi kaynaklıdır.

20 Nisan 2024 itibarıyla yenilebilir enerji devreye alınmıştır. Nisan 2024- Aralık 2024 aralığına ait veridir.

Su Yönetimi (Cilt 20 ve Cilt 25)

Metrik Birim Açıklama Konsolide
Toplam çekilen su Bin
metreküp
(m³)
İşletme, tüm kaynaklardan çekilen su
miktarını bin metreküp cinsinden açıklar.
Su kaynakları, yüzey sularını (sulak
alanlar, nehirler, göller ve okyanuslardan
gelen sular dâhil), yer altı sularını,
doğrudan işletme tarafından toplanan ve
depolanan yağmur sularını ve belediye su
kaynaklarından, su hizmetlerinden veya
diğer işletmelerden elde edilen su ve atık
suyu içerir.
Aydın Üretim Tesisi: 14.400,0
Ankara Üretim Tesisi: 9.933,0
Samsun Üretim Tesisi: 887,0
Toplam: 25.220,0
Tüketilen toplam
su
Bin
metreküp
(m³)
İşletme, faaliyetlerinde tükettiği su
miktarını bin metreküp cinsinden açıklar.
Su tüketimi, çekme, kullanma ve deşarj
sırasında buharlaşan su, işletmenin ürün
veya hizmetine doğrudan veya dolaylı
olarak katılan su, başka bir toplama
alanına veya denize geri dönen su gibi,
çekildiği aynı toplama alanına geri
dönmeyen su olarak tanımlanır.
Aydın Üretim Tesisi: 14.400,0
Ankara Üretim Tesisi: 9.933,0
Samsun Üretim Tesisi: 887,0
Toplam: 25.218,0
Yüksek veya
Aşırı Yüksek
Temel Su Stresi
olan bölgelerde
tüketilen toplam
su yüzdesi
Yüzde (%) İşletme, tüm operasyonlarını su riskleri
açısından analiz eder ve Dünya Kaynakları
Enstitüsü'nün (WRI) Su Riski Atlası
aracı olan Aqueduct tarafından yapılan
sınıflandırmaya göre Yüksek (%40–80)
veya Aşırı Yüksek (>%80) Temel Su
Stresi olan yerlerde su çeken ve tüketen
faaliyetleri belirler. İşletme, Yüksek
veya Aşırı Yüksek Temel Su Stresi olan
yerlerde tüketilen suyu, tüketilen toplam
suyun yüzdesi olarak açıklar.
Aydın Üretim Tesisi:
%100 Yeraltı Suyu
Ankara Üretim Tesisi:
%100 Şebeke Suyu
Samsun Üretim Tesisi:
%100 Şebeke Suyu
İstanbul Üretim Tesisi:
%100 Şebeke Suyu
Konsolide: %100
Yüksek veya
Aşırı Yüksek
Temel Su Stresi
olan bölgelerde
tüketilen toplam su
yüzdesi
Yüzde (%) İşletme, tüm operasyonlarını su riskleri
açısından analiz eder ve Dünya Kaynakları
Enstitüsü'nün (WRI) Su Riski Atlası
aracı olan Aqueduct tarafından yapılan
sınıflandırmaya göre Yüksek (%40–80)
veya Aşırı Yüksek (>%80) Temel Su
Stresi olan yerlerde su çeken ve tüketen
faaliyetleri belirler. İşletme, Yüksek
veya Aşırı Yüksek Temel Su Stresi olan
yerlerde tüketilen suyu, tüketilen toplam
suyun yüzdesi olarak açıklar.
Aydın Üretim Tesisi: Su Stresi olarak
Aşırı Yüksek (>%80)
Ankara Üretim Tesisi: Su Stresi
olarak Aşırı Yüksek (>%80)
Samsun Üretim Tesisi: Su Stresi
olarak Yüksek (40-80%)
Konsolide: %100

Su yönetimi
risklerinin tanımı ve
bu riskleri azaltmak
için strateji ve
uygulamaların
müzakere edilmesi
- İşletme, su çekilmesi, su tüketimi ve su
veya atık su deşarjı ile ilgili su yönetimi
risklerini tanımlar. Su çekilmesi ve su
tüketimi ile ilgili riskler, aşağıdakileri
içeren yeterli, temiz su kaynaklarının
mevcudiyetine yönelik riskleri içerir.
Örneğin, çevresel kısıtlamalar (su
sıkıntısı çeken bölgelerde faaliyet
gösterme, kuraklık, iklim değişikliğinin
etkilerinden kaynaklanan riskler vb.),
düzenleyici ve finansal kısıtlamalar (su
maliyetlerindeki değişkenlik, paydaş
algıları ve su çekilmesiyle ilgili endişeler
(örneğin, yerel topluluklardan, sivil
toplum kuruluşlarından ve düzenleyici
kurumlardan gelenler) vb.), su veya atık
su deşarjı ile ilgili riskler vb. İşletme,
aşağıdakileri içeren, su yönetimi risklerini
azaltmak için kısa ve uzun vadeli
stratejilerini veya planlarını müzakere
eder. Su yönetimi hedeflerini, hedefe
ulaşmak için mekanizmalarını, Hedefe
ulaşılmasına yönelik olarak su yönetimi
hedeflerinin değerlendirildiği ilk yıl
olan baz yıla göre azalma veya iyileşme
yüzdesi belirtir.
İşletme, su çekimi, tüketimi ve atık
su deşarjıyla ilgili riskleri; fiziksel
(kuraklık, düşük debi), kalite (kirlilik,
korozyon), yasal (kota ve deşarj
limitleri), itibar (toplumsal algı) ve
iklim kaynaklı (yağış düzensizliği)
başlıklar altında değerlendirmektedir.
Bu riskler, özellikle su stresi yüksek
bölgelerdeki faaliyetleri etkileme
potansiyeline sahiptir.
Riskleri azaltmak amacıyla; dijital su
sayaçları, yağmur suyu toplama, gri
su sistemleri, atık su geri kazanımı
ve ileri arıtma teknolojileri gibi
yatırımlar planlanmakta; çalışanlara
eğitimler verilmekte ve paydaşlarla
şeffaf iletişim kurulmaktadır.
Su kalitesi izinleri,
standartları ve
düzenlemeleri ile
ilgili uyumsuzluk
olaylarının sayısı
Sayı İşletme, teknolojiye dayalı bir standardın
ihlali ve nicelik veya kaliteye dayalı
standartların aşılması dâhil olmak üzere,
uyumsuzluk durumlarının toplam sayısını
açıklar. Açıklamanın kapsamı, yalnızca
resmi yaptırım(lar)a yol açan uyumsuzluk
durumlarını içerir.
0

İçerik Tedarik (Cilt 20)

Metrik Birim Açıklama Konsolide
Ana
mahsullerin
belirlenmesi
ve iklim
değişikliğinin
ortaya
koyduğu risk
ve fırsatların
tanımlanması21
- İşletme, işi için öncelikli olan
ana mahsulleri belirler. Ana
mahsuller, son üç raporlama
döneminin herhangi birinde
konsolide gelirin %10'unu
veya daha fazlasını oluşturan
mahsullerdir. Açıklamanın
kapsamı; doğrudan işletme
tarafından yetiştirilen, sözleşmeye
dayalı olarak yetiştirilen veya
bir emtia olarak tedarik edilen
mahsulleri içerir. İşletme, iklim
değişikliğinin ana mahsulleri
üzerindeki olası etkilerini
değerlendirerek; su kaynaklarının
durumu, ekim bölgelerindeki
kaymalar, haşere hareketleri ve
aşırı hava olayları gibi riskleri ve
bunlara bağlı fırsatları açıklar. Bu
etkilerin işletme ve tedarik zinciri
üzerindeki sonuçları ile ne zaman
gerçekleşmelerinin beklendiği de
belirtilir.
Ana mahsul, konsolide gelirin %10'undan
fazlasını oluşturan buğdaydır. Tedarik zincirinin
temelini oluşturan buğday, hem yerli hem de ithal
kaynaklardan sağlanmaktadır.
Bu raporun Strateji Bölümünde bu metriğin
gerektirdiği üzere, iklm değişikliği kaynaklı risk ve
fırsatlara yer verilmiştir.
Özetle, iklim değişikliği buğday üretim bölgelerinde
çeşitli riskler ortaya çıkarmaktadır:
Kuraklık ve su stresi: Konya, Şanlıurfa gibi üretim
bölgelerinde sıkça yaşanmakta, verimi doğrudan
etkilemektedir.
Ekim alanı kaymaları: Sıcaklık değişimi nedeniyle
İç Anadolu'dan daha kuzeydeki bölgelere yönelim
artmaktadır.
Haşere artışı: Artan sıcaklıklarla zararlı
organizmaların yayılımı genişlemiştir.
Aşırı hava olayları: Sel, dolu ve rüzgâr hasarları hem
iç piyasada hem ithalat yapılan ülkelerde tedarik
riskini artırmaktadır.
Buna karşın:
Yeni adaptasyon çeşitleri (kuraklığa dayanıklı
buğdaylar) fırsat sunmaktadır.

21 TSRS 1 B42(b) paragrafı uyarınca gereksiz tekrarlardan kaçınmak için Şirket Cilt 20'de yer alan bu metrikle ilgili detaylı açıklamaları raporun Strateji Başlığı altında İklim ve Sürdürülebilirlik Riskleri ve Fırsatları Bölümünde sunmaktadır.

Yüksek veya
Aşırı Yüksek
Temel Su
Stresi olan
bölgelerden
elde edilen
tarımsal
ürünlerin
yüzdesi
Maliyete
göre
yüzde (%)
İşletme, yüksek veya aşırı yüksek su
stresine sahip bölgelerden sağlanan
tarımsal ürünlerin toplam içindeki oranını
açıklar. Bu oran, yüzde, tarımsal ürünleri
üretmek için Yüksek veya Aşırı Yüksek
Temel Su Stresi olan bölgelerde su çeken
ve tüketen 1. Seviye tedarikçilerden satın
alınan tarımsal ürünlerin maliyetinin, 1.
Seviye tedarikçilerden satın alınan tarımsal
ürünlerin toplam maliyetine bölümü olarak
hesaplanır. Su stresi değerlendirmesinde
Aqueduct (WRI) sınıflandırması kullanılır.
Elde edilemeyen tedarikçi verileri varsa,
kaynak bölgesi ve su riski bilinmeyen
ürünlerin oranı da belirtilir.
%58,2022
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- ------------------------------- ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------ ----------

6.3. Faaliyet Metrikleri

TSRS S2 Cilt 20, işletmelerin faaliyetlerini değerlendirmek amacıyla tesis sayısını, ana ürünlerin üretim miktarını ve dış kaynaklardan temin edilen tarım ürünlerinin maliyetini içeren önemli metrikler sunmaktadır. Benzer şekilde, TSRS S2 Cilt 25 faaliyet metrikleri de üretim tesislerinin sayısını ve satılan ürünlerin ağırlığını kapsamaktadır. Tablo, hem TSRS S2 Cilt 20 hem de Cilt 25 için 2024 yılına ait toplam konsolide faaliyet metriklerini sunmaktadır.

Gen Oyuncak Sanayi ve Ticaret A.Ş. faaliyetleri, TSRS S2 Cilt 20- Tarımsal Ürünler veya Cilt 25- İşlenmiş Gıdalar rehberlerinde tanımlanan sektör tanımları kapsamına girmemektedir. Bu nedenle, değerlendirmemizin odak noktası Söke Değirmencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.'dir. Söke Değirmencilik, üç adet tesis işletmektedir.

Metrik Birim Açıklama Konsolide
Ana ürün bazında
üretim
Ton Başlıca ürünler, son üç finansal yılın
herhangi birinde konsolide gelirin yüzde
10'unu veya daha fazlasını oluşturan
ürünlerdir.
Un: 203.587
Tali Madde: 66.506
İşleme tesisi
sayısı (Cilt 20)
Üretim tesisi
sayısı (Cilt 25)
Sayı İşleme tesisleri, tarımsal ürünlerin
üretimi, işlenmesi, paketlenmesi veya
elde tutulması ile ilgili tesisleri içerir ve
idari ofisleri içermez.
3
Dış kaynaklı
tarım ürünlerinin
maliyeti23
TL Tarım ürünleri, işletmenin faaliyetlerinde
kullanılmak üzere tedarik edilen gıda,
yem ve biyoyakıt bileşenleri olarak
tanımlanır. Dışarıdan temin edilen
tarımsal ürünlerin kapsamı, işletmenin
sahip olduğu veya işlettiği arazilerde
yetiştirilen tarım ürünlerini kapsamaz.
4.773.983.078
Satılan ürünlerin
ağırlığı
Ton - Un: 209.958
Tahıl: 86.176
Tali Madde: 66.506

22 Maliyete göre oransal bilgi verilmiştir.

23 31 Aralık 2024 tarihi itibarıyla konsolide finansal tablolara dair dipnotlardaki satılan mamullerin maliyeti ile satılan ticari malların maliyeti değerleri dikkate alınarak dış kaynaklı tarım ürünlerinin maliyeti hesaplanmıştır.

6.4. Hedefler

Şirket, sürdürülebilirlik stratejisi doğrultusunda belirlediği hedeflerini kısa, orta ve uzun vadeli dönemler için tanımlamış, bu hedeflerin izlenmesi için performans göstergeleri oluşturmuştur. Başlıca göstergeler arasında üretim miktarı, enerji yönetimi (yenilenebilir dahil olmak üzere), su tüketimi, çevre ve atık su yönetimi, sera gazı emisyonları, geri dönüşüm oranları ve tedarik zinciri verimliliği yer almaktadır. Hedeflerin izlenmesi amacıyla 3 ayda bir gözden geçirme raporları hazırlanmakta, aynı zamanda bağımsız çevre danışmanları tesisleri düzenli olarak denetlemektedir. Ayrıca, yönetim gözden geçirme toplantılarında hedeflerin gerçekleşme durumları iç paydaşlarla değerlendirilmektedir.

Hedefler tüm Söke Değirmencilik tesislerini kapsamakta ve enerji, üretim, satın alma, planlarının sivil toplum kuruluşları ve yerel otoritelerle beraber değerlendirilerek yürütülmesi, IT, kalite, Ür-Ge gibi iş kollarında uygulanmaktadır. Şirketin belirlediği iklim hedefleri mutlak hedeflerdir ve brüt sera gazı emisyonlarının (Kapsam 1 ve 2) azaltımına odaklanmaktadır. Net emisyon hedefi ya da karbon kredisi uygulaması bulunmamakta, şirket emisyon azaltımını doğrudan azaltım yöntemleriyle gerçekleştirmektedir.

Söke Değirmencilik, sera gazı emisyonlarını azaltmaya yönelik stratejilerini farklı vadeleri göz önünde bulundurarak yapılandırmakta ve uygulamaktadır. Uzun vadede, fosil yakıtlardan elektrikli ve hibrit sistemlere geçiş ile alternatif, düşük karbonlu yakıtların kullanımına yönelik dönüşüm planları oluşturulmuştur. Kısa vadede ise üretim alanlarında enerji verimliliğini artırmaya yönelik çeşitli uygulamalar hayata geçirilmektedir. Bu kapsamda; elektrikli forklift kullanımına geçiş, termal yalıtım iyileştirmeleri, ekipman bakım süreçlerinin dijitalleştirilerek optimize edilmesi ve araç kullanım planlamalarının revize edilmesi gibi operasyonel önlemler öne çıkmaktadır. Ayrıca, çalışanlara yönelik enerji verimliliği ve emisyon farkındalığı eğitimleri düzenlenmekte olup, ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi belgesinin alınması için çalışmalar devam etmektedir. Tüm bu uygulamalar, ilgili birimler tarafından düzenli olarak izlenmekte ve sürdürülebilirlik performansı doğrultusunda değerlendirmeye tabi tutulmaktadır.

Ayrıca, "yeşil değirmen" stratejisi ve bağlı olduğu Şirketler Topluluğu'nun yenilenebilir enerji yatırımları ile Aydın-Söke ve Ankara-Sincan'da yer alan üretim tesislerinin elektrik ihtiyacının tamamına yakınını GES'ten sağlamaktadır. Bunun ötesinde önümüzdeki yıllarda ihtiyacının fazlasını da üretmeyi hedeflemektedir. Bu amaç doğrultusunda, ana ortağı Ulusoy Un inisiyatifi ile hem yerel kalkınma bankasından hem de uluslararası çok taraflı finans kuruluşlarından finansman elde ederek GES yatırımı gerçekleştirilmiştir.

Söke Değirmencilik, tedarik zincirinde ve kendi faaliyetlerinde su stresine ilişkin riskleri değerlendirerek çeşitli stratejik hedefler belirlemiştir. En yüksek risk olarak tanımlanan su stresi için damla ve yağmurlama sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması hedeflenmekte; yeraltı suyu aşırı kullanımı ve verimsiz tarımsal sulama gibi orta düzeydeki riskler için ise dijital sayaç sistemleri, ruhsatsız kuyuların kapatılması ve iklime uygun sulama planlarının sivil toplum kuruluşları ve yerel otoritelerle beraber değerlendirilerek yürütülmesi öngörülmektedir. İklim değişikliği ve su kirliliği kaynaklı risklere karşı kuraklık senaryolarına dayalı su arz-talep modellemesi ve kimyasal kullanımının azaltılması planlanırken, veri eksikliği ve kurumsal koordinasyon yetersizliği gibi

Bunların yanı sıra belirlenen ve takip edilen diğer hedefler24 şunlardır:

Hedef Odağı Kısa Vade 0-1 yıl (2024-
2025)
Orta Vade Hedefler 1-5 yıl
(2026-2030)
Uzun Vade 5-10 yıl (2031-
2035)
Yenilenebilir Enerji Enerji kaynakları içindeki
yenilenebilir enerji oranını
artırmak üzere yatırım
planının yapılması
Enerji kaynakları içindeki
yenilenebilir enerji oranının
%100'e çıkarılması
Enerji kaynakları içindeki
yenilenebilir enerji oranını %100
olarak korunması
Sera Gazı Emisyonu Sera Gazı
Hesaplamalarının tüm
üretim tesislerinde devam
ettirilmesi (Kapsam 1 ve 2)
Kapsam 3 emisyonlarının
hesaplanması
Sera Gazının maksimum
düzeyde azaltılması
(Kapsam 1-2-3) Sera Gazı
Hesaplamalarının tüm üretim
tesislerinde yapılması ve
doğrulanması (Kapsam 1-2-3)
Net sera gazı emisyonu
için minimuma indirilmesi
planlanmaktadır.
İş Birliği ve Proje
Sayısı & Tescilli
Ürün Sayısı
Ür-Ge yatırımları için
stratejik iş birliklerinin
belirlenmesi (İklim
değişikliğine uygun tohum
çalışmalarının gibi inovatif
ürünlerin geliştirilmesi,
tescilli ürün çalışmaları,
dijitalleşme gibi)
Hastalıklara, kuraklığa
ve iklim değişikliklerine
dayanıklı, verimli ve
kalitesi yüksek buğday
ıslahı konusunda, Tarımsal
Araştırma Enstitüleri ile ortak
projeler geliştirilmesi
En az 2 adet ekmeklik buğday
ıslahının tamamlanarak tescil
edilmesi
Sürdürülebilirlikle
İlgili Öneri Sayısı
Sürdürülebilirlik odaklı
çalışma gruplarının
oluşturulması ve
üst yönetime ilgili
sorumlulukların
tanımlanması
Sürdürülebilirlik odaklı
üst yönetime ilgili
sorumlulukların tanımlanması
Sürdürülebilirlikle ilgili
öneri sayısının %10 oranında
artırılması
Etik Hattına Gelen
Bildirim Sayısı ve
Geri Bildirimlere
Dönüş Hızı
Çalışanların etik
hattı konusunda
bilinçlendirilmesi, etik
hat kullanımı ile ilgili
olarak geniş katılımlı
bilgilendirme seminerler
düzenlenmesi
Etik Hat'tan alınan
bildirimlerin en geç 30
gün içerisinde geri dönüş
yapılarak kapatılması.
Etik Hata gelen hukuki sürece
konu olabilecek bildirimlerin en
aza indirilmesi

24 TSRS S1 madde 21 (a), (b) uyarınca, raporda sunulan açıklamaların sürdürülebilirlikle ilgili risk ve fırsatlarla bağlantılı bilgiler olması gerektiğinden, paylaşılan risk ve fırsatlara ilişkin hedefler bu raporda sunulmuştur. Söke Değirmencilik'in bağlı olduğu Şirketler Topluluğu burada yer alan hedeflerinin ötesinde diğer sürdürülebilirlik konuları için belirlediği hedefleri ve uygulamaları 2023 Entegre Faaliyet Raporu'nda paylaşmaktadır.

Talk to a Data Expert

Have a question? We'll get back to you promptly.