AI Terminal

MODULE: AI_ANALYST
Interactive Q&A, Risk Assessment, Summarization
MODULE: DATA_EXTRACT
Excel Export, XBRL Parsing, Table Digitization
MODULE: PEER_COMP
Sector Benchmarking, Sentiment Analysis
SYSTEM ACCESS LOCKED
Authenticate / Register Log In

HATEKS HATAY TEKSTİL İŞLETMELERİ A.Ş.

Environmental & Social Information Nov 3, 2025

10690_rns_2025-11-03_bc777ba0-2999-440f-be1c-2cc01d8d487f.pdf

Environmental & Social Information

Open in Viewer

Opens in native device viewer

İçindekiler

HATEKS – GELECEĞİ DOKUYORUZ 1
AMAÇ 2
KAPSAM 3
GENEL HÜKÜMLER 4
Raporlayan İşletme 4
İş Modeli ve Değer Zinciri 4
Raporlama Zamanı ve Açıklamanın Yeri 9
Karşılaştırmalı Bilgi 9
Gerçeğe ve İhtiyaca Uygun Sunum 9
Muhakemeler ve Ölçüm Belirsizlikleri 10
Önemlilik 11
Bağlantılı Bilgi 12
Rehberlik Kaynakları 12
Geçiş Hükümleri 12
Uygunluk Beyanı 13
TEMEL İÇERİK 14
Ana Şirket ve Bağlı Ortaklıklar 14
YÖNETİŞİM 15
Yönetişim Organı ve Sürdürülebilirlikle İlgili Risk ve Fırsatların
Gözetiminden Sorumlu Kişiler
15
Yönetişim Organının Faaliyetlerine İlişkin Talimat ve Prosedürler 16
Yönetişim Organının Yetkinliğinin Kaynakları ve Sürekli Gelişimi 18
Yönetişim Organının Bilgilendirme Sıklığı ve Yöntemleri 19
İşletme Stratejisi Belirlenirken Sürdürülebilirlikle İlgili Risk ve Fırsatların Ele Alınışı 20
Ücretlendirme Politikası 20
STRATEJİ 21
Gelecekteki Finansal Yeterliliğini Etkilemesi Makul Ölçüde Beklenebilecek
Sürdürülebilirlik ve İklimle İlgili Risk ve Fırsatlar
21
RISK YÖNETIMI 37
Risk Yönetimi Sürecimiz 37
METRİKLER VE HEDEFLER 40
Metrikler 40

HATEKS – GELECEĞİ DOKUYORUZ

1973 yılında tekstil sektörüne değer katma vizyonuyla kurulan Topluluğumuz, kurulduğu günden bu yana yenilikçi üretim anlayışı, güçlü ihracat ağı ve kalite odaklı yaklaşımıyla Türkiye'nin önde gelen tekstil üreticilerinden biri haline gelmiştir. Hatay'da yer alan entegre üretim tesislerinde gerçekleştirdiği yüksek standartlı üretim faaliyetleriyle Topluluğumuz, bugün birçok ülkeye ihracat yaparak ülkemiz tekstil sektörünü uluslararası arenada başarıyla temsil etmektedir.

Kuruluşundan itibaren "kalitede süreklilik, üretimde verimlilik" ilkeleri doğrultusunda hareket eden Topluluğumuz; iplikten kumaşa, kumaştan nihai ürüne kadar tüm üretim aşamalarını kendi bünyesinde gerçekleştiren entegre yapısıyla, sektörün güvenilir ve istikrarlı markalarından biri olmuştur. Modern teknolojilerle donatılmış üretim hatları, deneyimli mühendislik ekibi ve güçlü Ar-Ge yetkinlikleri sayesinde, değişen moda trendlerine ve müşteri beklentilerine hızlı ve esnek çözümler sunmaktadır.

Ayrıca Topluluğumuz faaliyetlerinin merkezine sürdürülebilirlik yaklaşımını yerleştirmeye gayret göstererek çevreye, insana ve topluma duyarlı bir üretim modeli benimsemiştir. Enerji verimliliği, su kaynaklarının korunması, kimyasal kullanımının azaltılması ve atık yönetimi konularında uluslararası standartlarda uygulamalar yürütmektedir.

Topluluğun üretim gücünü destekleyen en önemli unsurlardan biri de güçlü insan kaynağıdır. Topluluk çalışanlarını sadece üretim sürecinin bir parçası olarak değil, aynı zamanda kurumsal başarının temel taşı olarak görmektedir. Eğitim, fırsat eşitliği ve güvenli çalışma ortamı konularına öncelik veren Topluluk, çalışan bağlılığını yüksek tutarak uzun vadeli kurumsal istikrar sağlamaktadır.

Topluluk, müşteri memnuniyetini esas alan hizmet anlayışıyla, dünyanın önde gelen tekstil markalarıyla uzun yıllara dayanan iş birlikleri yürütmektedir. Esnek üretim yapısı ve tedarik zinciri yönetimindeki uzmanlığı sayesinde, küresel pazarlarda rekabet gücünü artırmakta ve müşterilerine kaliteli, yenilikçi ve sürdürülebilir ürün çözümleri sunmaktadır.

2011 yılından bu yana "HATEK" koduyla Borsa İstanbul'da işlem gören Topluluk, halka açık olmanın gerektirdiği şeffaflık, hesap verebilirlik ve kurumsal yönetişim ilkelerine bağlı kalarak faaliyetlerini sürdürmektedir. Güçlü finansal yapısı, kurumsal sürdürülebilirlik politikaları ve paydaşlarına değer yaratma odaklı yaklaşımıyla hem ulusal hem de uluslararası düzeyde güvenilir bir yatırım markası olmayı sürdürmektedir.

Bugün Topluluk, yenilikçi üretim teknolojilerine yatırım yaparak, tekstil endüstrisinde dijital dönüşümün öncülerinden biri olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir. Geleneksel tekstil deneyimini modern üretim anlayışıyla birleştiren Topluluk ülkemizin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine katkı sunarken, çevreye ve topluma duyarlı bir büyüme modelini benimsemektedir.

Topluluk, geçmişinden aldığı güçle geleceğe yön vermeye; kalite, güven ve sürdürülebilirlik ilkeleri çerçevesinde hem iş ortakları hem de paydaşlarıyla birlikte kalıcı değer üretmeye kararlılıkla devam etmektedir.

AMAÇ

Kıymetli Paydaşlarımız,

Bu rapor 4 Haziran 2022 tarihinde 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nda yapılan değişiklikle Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (KGK)'nun Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartlarını belirlemeye ve yayımlamaya yetkili kılınmasının ve "Geleceği Dokuyoruz" vizyonumuzun bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.

KGK sürdürülebilirlik raporlaması alanında yetkili kılınmasının akabinde Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartlarını belirlerken Uluslararası Finansal Raporlama Standartları Vakfı (IFRS Vakfı) bünyesinde oluşturulan Uluslararası Sürdürülebilirlik Standartları Kurulu (ISSB) tarafından yayımlanan sürdürülebilirlik standartlarını esas almıştır. ISSB tarafından yayımlanmış olan iki Standart bulunmaktadır ve bu iki standart TSRS 1 Sürdürülebilirlikle İlgili Finansal Bilgilerin Açıklanmasına İlişkin Genel Hükümler ve TSRS 2 İklimle İlgili Açıklamalar isimleriyle 29 Aralık 2023 tarihli 1. Mükerrer Resmî Gazete'de yayımlanarak KGK tarafından mevzuatımıza kazandırılmıştır.

Mevzuatımıza kazandırılmış hâliyle TSRS 1 Sürdürülebilirlikle İlgili Finansal Bilgilerin Açıklanmasına İlişkin Genel Hükümler; bir işletmenin genel amaçlı finansal raporların asli kullanıcıları açısından işletmeye kaynak sağlama kararı verirken faydalı olacak sürdürülebilirlikle ilgili risklerine ve fırsatlarına ilişkin bilgileri açıklamasını zorunlu kılmayı amaçlamaktadır.

TSRS 2 İklimle İlgili Açıklamalar ise bir işletmenin genel amaçlı finansal raporların asli kullanıcıları açısından işletmeye kaynak sağlama kararı verirken faydalı olacak iklimle ilgili risklerine ve fırsatlarına ilişkin bilgileri açıklamasını zorunlu kılmayı amaçlamaktadır.

Bu bağlamda Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu Sürdürülebilirlik Raporlaması Uygulama Kapsamını da 29 Aralık 2023 tarihli 1. Mükerrer Resmî Gazete'de yayımlamış ve bu uygulama kapsamı uyarınca da Topluluğumuzun "Geleceği Dokuyoruz" vizyonuna ek olarak 1 Ocak 2024 tarihi itibarıyla ayrı bir TSRS Uyumlu Sürdürülebilirlik Raporu yayımlaması bir zorunluluk halini almıştır.

KAPSAM

Topluluğumuzun "Geleceği Dokuyoruz" vizyonunu yansıtan "TSRS Uyumlu Sürdürülebilirlik Raporu"muz, 1 Ocak 2024 – 31 Aralık 2024 raporlama dönemini kapsayacak şekilde ve KGK tarafından belirlenen Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları esas alınarak hazırlanmıştır.

"TSRS Uyumlu Sürdürülebilirlik Raporu"muz hazırlanırken Topluluğumuzun gelecekteki finansal yeterliliğini makul ölçüde etkilemesi beklenmeyen sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili risk ve fırsatları kapsam dışında bırakılmıştır.

Sürdürülebilirlikle ilgili belirli risk ve fırsatlara ilişkin açıklama yapılması gereken bilgileri diğer TSRS'ler belirleyebilmektedir. Bu bağlamda Topluluğumuzun "TSRS Uyumlu Sürdürülebilirlik Raporu" hazırlama sürecinde iklimle ilgili risk ve fırsatların açıklanması için TSRS 2 İklimle İlgili Açıklamalar standardı uygulanmıştır.

Bu bağlamda TSRS 2 İklimle İlgili Açıklamalar standardı kapsamında Topluluğumuzun gelecekteki finansal yeterliliğini etkilemesi makul ölçüde beklenen iklimle ilgili riskleri ve fırsatları açıklanmıştır. Topluluğumuzun iklimle ilgili riskleri açıklanırken TSRS 2 İklimle İlgili Açıklamalar standardında zorunlu kılınan;

  • İklimle İlgili Fiziksel Riskler ve
  • İklimle İlgili Geçiş Riskleri esas alınmıştır.

GENEL HÜKÜMLER

Raporlayan İşletme

Genel amaçlı finansal raporları ve sürdürülebilirlikle ilgili finansal açıklamaları hazırlamakla yükümlü olan ya da bunları hazırlamayı seçen işletme raporlayan işletme olarak tanımlanmaktadır. Bilindiği üzere genel amaçlı finansal raporlar, kendi özel bilgi ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik raporlar hazırlanmasını talep edebilme imkânı bulunmayan asli kullanıcılarının ihtiyaçlarını karşılamak için hazırlanmaktadır. Böylelikle raporlayan işletme hakkında, o işletmeye kaynak sağlamaya ilişkin kararlar veren asli kullanıcılar için faydalı olacak finansal bilgilerin sağlanması hedeflenmektedir.

Nitekim TSRS 1 Sürdürülebilirlikle İlgili Finansal Bilgilerin Açıklanmasına İlişkin Genel Hükümler Standardına göre, sürdürülebilirlik kapsamında yapılan finansal açıklamalar, ilgili finansal tabloları hazırlayıp raporlayan aynı işletmeye ait olmalıdır. Dolayısıyla da bir işletmenin genel amaçlı finansal raporları ve sürdürülebilirlikle ilgili finansal açıklamaları aynı işletmeyi kapsamalıdır. Örnek vermek gerekirse Türkiye Muhasebe Standartlarına göre hazırlanan konsolide finansal tablolar, ana ortaklık ve bağlı ortaklıklar hakkında, tek bir raporlayan işletme olarak bilgi sunmaktadır. Dolayısıyla söz konusu işletmenin sürdürülebilirlikle ilgili finansal açıklamalarını da konsolide olarak hazırlaması gerekmektedir.

Bu kapsamda Topluluğumuz "Geleceği Dokuyoruz" vizyonuna katkı sunabilmek ve Sürdürülebilirlik Raporlaması Uygulama Kapsamı uyarınca "TSRS Uyumlu Sürdürülebilirlik Raporu" yükümlülüğünü layıkıyla yerine getirebilmek için sürdürülebilirlikle ilgili finansal açıklamalarda bulunurken Topluluk konsolide finansal tablolarını dikkate almıştır.

Böylelikle ana ortaklık ve bağlı ortaklıklar hakkında tek bir raporlayan işletme olarak bilgi sunulması temin edilmiş ve asli kullanıcıların Topluluğumuzun sürdürülebilirlikle ilgili finansal açıklamalarını hem ana ortaklık ve hem de bağlı ortaklıklar için anlamaları sağlanmaya çalışılmıştır.

İş Modeli ve Değer Zinciri

TSRS 1 Sürdürülebilirlikle İlgili Finansal Bilgilerin Açıklanmasına İlişkin Genel Hükümler asli kullanıcılar tarafından Topluluğun sürdürülebilirlikle ilgili risk ve fırsatlarının iş modelimiz ve değer zincirimiz üzerindeki;

  • Mevcut ve
  • Öngörülen etkilerini

anlamalarını sağlayan bilgileri açıklamamızı zorunlu kılmaktadır. Bu kapsamda, iş modeli stratejik amaçları yerine getirerek değer ile nakit akışı yaratmak amacıyla girdilerin Topluluk faaliyetleri aracılığıyla çıktılara ve sonuçlara dönüştürülmesini sağlayan sistem olarak tanımlanmaktadır. Özetle iş modeli;

  • Bir işletmenin girdilerini (doğal kaynaklar, insan sermayesi, finansal kaynaklar vs.),
  • Bu girdileri kullanarak oluşturduğu faaliyetleri (üretim, hizmet, tedarik zinciri, AR-GE vs.),
  • Bu faaliyetler sonucu ortaya çıkan çıktılar ve sonuçları (ürünler, hizmetler, atıklar, emisyonlar, toplumsal etkiler vs.) ve
  • Tüm bu süreçlerin kısa, orta ve uzun vadede işletmenin değer yaratma süreci üzerindeki etkilerini bütüncül bir şekilde ele alan yapı olarak da tanımlanabilmektedir.

Bu doğrultuda Topluluğumuzun girdileri; doğal kaynaklar (pamuk, su, enerji), insan kaynağı, finansal sermaye ve teknolojik altyapıdan oluşmaktadır. Bu girdiler, Topluluğumuzun faaliyetleri aracılığıyla etkin ve verimli şekilde kullanılarak tekstil ürünlerine dönüştürülmektedir. Faaliyetlerimiz esas itibarıyla;

  • Pamuk ipliği üretimi,
  • Dokuma, boyama ve konfeksiyon süreçleri,
  • Ev tekstili ve hazır giyim ürünlerinin geliştirilmesi ve
  • Yurtiçi ve yurtdışı müşterilere ihracat odaklı satış ve dağıtım faaliyetlerinden oluşmaktadır.

Özetle Topluluğumuz tekstil sektöründe faaliyet gösteren, entegre üretim ve ihracat odaklı bir iş modeline sahiptir. Topluluğumuzun temel stratejisi, değer zincirinin büyük bölümünü kendi bünyesinde yöneterek kalite kontrolünü en üst düzeye çıkarmak ve küresel pazarlarda sürdürülebilir rekabet avantajı elde etmektir.

Bu kapsamda Topluluğumuzun başlıca gelir kaynakları; havlu ve bornoz gibi ev tekstili ürünlerinin üretimi ve satışıyla birlikte, pamuk ve pamuk karışımlı ipliklerin (boyanmış, gazlı ve merserize iplikler dâhil) imalatı ve ticaretine dayanmaktadır. Bu da Topluluğun hem yarı mamul hem de mamul üretimi ve ticareti alanlarında güçlü bir konumda yer almasına sebep olmaktadır.

Sonuç olarak bu faaliyetlerin neticesinde ise yüksek kaliteli tekstil ürünlerinin ulusal ve uluslararası müşterilerle buluşturulması, sürdürülebilir üretim uygulamalarıyla çevresel etkilerin azaltılması, istihdam yaratılması ve ekonomiye katkı sağlanması hedeflenmektedir. Dolayısıyla tüm bu çıktılar Topluluğumuzun yalnızca finansal performansını değil, aynı zamanda çevresel sürdürülebilirlik, toplumsal fayda ve paydaş memnuniyeti boyutlarını da etkilemektedir.

Bu kapsamda 1973 yılında temelleri atılan Topluluğumuz, bugün Türkiye'nin önde gelen tekstil üreticilerinden birisi konumundadır. Ürünlerini birçok ülkeye ihraç eden Topluluğumuz, tekstil sektöründe kalite, güven ve sürdürülebilirlik temelleri üzerine inşa edilmiş güçlü bir itibara sahiptir.

Topluluğumuzun iş modeli, hammaddenin tedarikinden nihai ürünün müşteriye ulaştırılmasına kadar uzanan bütünleşik bir değer zinciri üzerine kuruludur.

Topluluğumuzun iş modeli kapsamında faaliyetleri pamuğun tedarikçilerimizden teminiyle başlamaktadır. Topluluk, iplik üretimini kendi tesislerinde gerçekleştirerek, ürün kalitesinin temelini oluşturan bu aşamada kontrolü elinde bulundurmaya gayret etmektedir. Topluluk tarafından üretilen iplikler, dokuma ve örme hatlarında işlenerek havlu ve bornoz gibi nihai ev tekstili ürünlerine dönüştürülmektedir. Ardından uygulanan boyama ve terbiye işlemleriyle ürünlerin renk, doku ve dayanıklılık standartları güvence altına alınmaktadır. Topluluk bu aşamalarda kendi tasarımlarına dayalı özgün ürünler geliştirerek tekstil ürünleri pazarında fark yaratmaya çalışmaktadır.

Üretim sürecini takip eden pazarlama ve dağıtım faaliyetleri ise Topluluğun uluslararası ölçekteki faaliyet ağının temelini oluşturmaktadır. Öte yandan Topluluk ürünlerini yalnızca iç pazara değil, aynı zamanda dış pazara da etkin biçimde ulaştırmaktadır. Bu ihracat odaklı yaklaşım, Topluluğun sürdürülebilir büyüme stratejisinin ana bileşenini oluşturmaktadır.

Bununla birlikte Topluluk, üretim süreçlerinde kalite, çevre, enerji verimliliği, sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirliği temel öncelik olarak benimsemektedir. Bu çerçevede Topluluk sahip olduğu kapsamlı sertifikasyon ve uluslararası girişim portföyü ile tüm faaliyetlerinde yüksek standartların sağlamasını hedeflemektedir.

• Topluluk çevresel yönetim alanında ISO 14001 sertifikasıyla çevresel yönetim sistemlerini uluslararası standartlara uygun olarak yapılandırmakta, doğal kaynakların verimli kullanımını ve atık oluşumunun azaltılmasını temin etmektedir. Bu sertifika sayesinde Topluluk çevresel riskleri sistematik şekilde yönetme ve çevre mevzuatına uyum sağlama taahhüdünü şeffaflaştırmaktadır. Ayrıca UKAS akreditasyonu ile de ISO 14001 sertifikasının uluslararası geçerliliği ve güvenilirliği üst düzeyde teyit edilerek tedarik zincirindeki tüm paydaşlara sertifikanın değeri kanıtlamaktadır.

  • Kalite yönetimi açısından Topluluk, ISO 9001 sertifikasıyla müşteri gereksinimlerini, yasal ve düzenleyici şartları karşılayan ürün ve hizmet sunma kabiliyetini belgelemektedir. Bu sistem, süreçlerin sistematik yönetimini, sürekli iyileştirmeyi ve müşteri memnuniyetinin artırılmasını temin ederken, faaliyet verimliliğinin ve süreçlerin şeffaflığının sağlanmasını da güvence altına almaktadır.
  • Topluluk iş sağlığı ve güvenliği yönetiminde ISO 45001 sertifikası ile çalışanların güvenli ve sağlıklı koşullarda çalışmasını garanti ederek iş kazalarını ve mesleki hastalıkları asgari düzeyde tutabilmeyi hedeflemektedir.
  • Enerji yönetimi alanında ise ISO 50001 sertifikası ile Topluluğun enerji kullanımını sistematik olarak izlenmekte, en uygun hale getirilmeye çalışılmakta ve böylelikle verimliliğin artırılmasına ve çevresel sürdürülebilirliğe katkıda bulunulmasına imkân tanınmaktadır. Tüm bu yönetim sistemleri ise SGS (Société Générale de Surveillance) denetimiyle uluslararası standartlarda geçerlilik kazanmaktadır.
  • Öte yandan Topluluk, sürdürülebilir pamuk kullanımı ve etik üretim alanında da öncü bir yaklaşım sergilemektedir. Fair Trade (Adil Ticaret) sertifikalı pamuk kullanımı sayesinde çiftçilerin adil bir fiyatla mallarını satmaları ve zorla çalıştırma ile çocuk işçiliğinin yasaklanması temin edilmektedir.
  • Better Cotton Initiative (BCI) ve Cotton Made in Africa (CmiA) girişimleri ile ise Topluluk, pamuk üretiminde çevresel ve sosyal sürdürülebilirliği teşvik etmekte, çiftçilerin verimli ve çevre dostu üretim yapmasını desteklemektedir.
  • Egyptian Cotton™ markası ise ürünlerin yüksek kaliteli, Mısır'da yetişmiş pamuktan üretildiğini garanti ederek müşterilere güven ve kalite standardı sağlanmaktadır.
  • Topluluğun sosyal sorumluluk ve etik üretim uygulamaları ise BSCI, Sedex ve ICS gibi uluslararası girişimlerle desteklenmektedir. Bu platformlar aracılığıyla Topluluk, tedarik zincirinde işçi hakları, güvenli çalışma koşulları, adil ücretler ve çevresel sorumluluk alanlarında şeffaflığı artırmakta, etik standartlara uyumu sürekli izlemektedir.
  • Topluluğun sahip olduğu OEKO-TEX® STANDARD 100 sertifikası ile ürünlerinin insan sağlığı açısından güvenli olduğunu garanti edilmektetir.
  • Topluluğun sahip olduğu Vegan V-Label etiketi ile de ürünlerin hayvansal içerik taşımadığı ve üretim sürecinde hayvan testine tabi tutulmadığı belgelenmektedir. Böylelikle etik ve sürdürülebilir tüketici taleplerine cevap verilmesi sağlanmaktadır.
  • ZDHC programı kapsamında Topluluk, üretim süreçlerinde tehlikeli kimyasalların deşarjını asgari düzeye indirerek çevresel risklerini azaltmakta ve kimyasal yönetiminde şeffaflığı sağlamaktadır.
  • Türkiye'nin Sıfır Atık programına uyum ise Topluluğun atık yönetimini sistematik şekilde yürütmesini, geri dönüşümü teşvik etmesini ve kaynak kullanımını en uygun seviyeye getirmesini mümkün kılmaktadır.

Tüm bu sertifikalar, girişimler ve programlar, Topluluğun hem ulusal hem de uluslararası pazarlarda çevresel, sosyal ve etik sorumluluklarını yerine getiren bir üretici olduğunu ortaya koymakta, müşteri güvenini ve sürdürülebilir büyüme kapasitesini güçlendirmektedir. Topluluk, kalite ve sürdürülebilirliği merkezine alan yaklaşımıyla hem sektöründe örnek teşkil etmekte hem de paydaşları ve tüketicileri için güvenilir bir iş ortağı olarak konumlanmaktadır. Topluluğun dikey olarak entegre, kalite odaklı ve etik temelli yapısı, Topluluğun tekstil sektöründeki güçlü ve sürdürülebilir konumunu desteklemektedir.

Özetle yukarıda bahsedilen iş modeli ile dahil olunan sertifikalar, girişimler ve programlar sayesinde Topluluğumuz, sürdürülebilir büyüme stratejileri doğrultusunda kaynaklarını etkin bir şekilde kullanarak hem toplumun refahına katkı sağlamakta hem de çevresel, sosyal ve yönetişimsel sorumluluklarını yerine getirerek uzun vadeli değer yaratmaktadır.

Topluluğumuz Türkiye'nin önde gelen tekstil üreticilerinden ve ihracatçılarından biri olarak faaliyet göstermektedir. İş modelimiz yarı mamul ve mamullerden oluşan ürün portföyümüzü müşterilerimize ulaştırmak üzerine kuruludur. Bu çerçevede iş modelimizin temel unsurlarını şu şekilde özetlemek mümkündür.

  • Tedarik: Topluluk ulusal ve uluslararası tekstil ürünleri hammadde üreticileri ile uzun vadeli iş birlikleri kurarak faaliyetlerinin sürekliliğini garanti altına almaktadır.
  • Üretim: Topluluk sorumlu üretim anlayışıyla hem üretici müşterilerine hem de nihai tüketicilere ürün ve hizmet sağlamaktadır.
  • Dağıtım ve Satış: Ürünlerimiz üreticilere, bağlı ortaklıklarımız aracılığıyla yurt dışına, kurumsal müşterilere ve nihai tüketicilere ulaştırılmaktadır.
  • Müşteri İlişkileri ve Son Kullanım: Topluluk yalnızca üretim ve satış yapan bir işletme konumunda değildir. Aynı zamanda iş ortaklarına verdiği destek ve sürdürülebilirlik yaklaşımıyla önemli bir paydaş konumundadır.

Sonuç olarak tekstil ürünlerine ilişkin değer zincirimiz esasen tasarımdan teslimata, tüketimden kullanım ömrünün sonuna kadar tüm aşamaları kapsamaktadır. Bu süreçte yalnızca ürünlerin tedariki, üretimi ve dağıtımı değil, aynı zamanda çevresel, sosyal ve yönetişim etkileri de dikkate alınmaktadır.

Bu kapsamda Topluluğumuzun iş modeli kapsamındaki değer zinciri ise aşağıdaki temel aktörlerden oluşmaktadır:

• Yukarı Yönlü Etkiler (Tedarikçiler):

  • Yerli ve yabancı hammadde tedarikçileri (pamuk, iplik, boya, yardımcı kimyasallar),
  • Enerji sağlayıcılar ve lojistik firmaları,
  • Makine ve ekipman üreticileri,
  • Stratejik iş ortaklarımız.

• Topluluk İçi Etkiler (Faaliyetler):

  • İplik, dokuma, boyama ve konfeksiyon üretimi,
  • Kalite kontrol, paketleme ve lojistik süreçleri,
  • Ürün tasarımı, AR-GE ve sürdürülebilir üretim inovasyonları,
  • Yönetim, insan kaynakları ve paydaş ilişkileri süreçleri.

• Aşağı Yönlü Etkiler (Müşteriler):

  • Uluslararası tekstil markaları, toptancılar ve perakendeciler,
  • Ev tekstili ve hazır giyim pazarındaki kurumsal müşteriler,
  • Nihai tüketiciye ürün/hizmet sunan diğer iş ortakları.
  • Nihai tüketiciler

Bu yapı sayesinde Topluluğumuz, tekstil sektöründe geniş ve güçlü bir ekosistem oluşturmaktadır. Dolayısıyla değer zincirimizin her aşamasında etik tedarik, sürdürülebilir üretim ve toplumsal sorumluluk kriterleri gözetilmektedir. Bu doğrultuda, sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili risk ve fırsatların etkin bir şekilde yönetilmesi ve tüm paydaşlara uzun vadeli değer yaratma yaklaşımımızın yansıtılabilmesi temel bir gereklilik olarak öne çıkmaktadır.

Bu kapsamda Topluluğumuzun ortaklık yapısı, değer zincirinde yer alan bağlı ortaklıkları ve değer zinciri aşağıdaki gibidir.

31.12.2024 tarihi itibariyle Topluluğumuzun ortaklık yapısı aşağıdaki gibidir:

Ortak Adı Pay Oranı Pay Adedi
Abud Abdo % 9,09 5.726.167
Toni Abdo % 8,43 5.312.167
Gazi Huri % 8,82 5.555.427
Kristian Huri % 9,39 5.915.499
Diğer % 64,27 40.490.740
Toplam 63.000.000
Değer Zinciri Bölümü Bağlı Ortaklıklar İş Modeli Lokasyon Bilgileri
Topluluk İçi Etkiler
(Faaliyetler)
Cotonella SARL Fransa-Paris'te kurulmuş bir tekstil
şirketidir. Kendine ait "Sensei"
markasıyla veya müşterilerinin isteği
doğrultusunda başka markalar için
üretim yapabilmektedir.
Compagnıe Internatıonale
De Commerce Du Coton / 15
Rue Tronchet 75008 Paris –
Fransa
Topluluk İçi Etkiler
(Faaliyetler)
Hatex Invest: 2022 yılında Fransa'da kurulmuştur.
Şirket'in faaliyet konusu her türlü
tekstil ürünlerini almak satmak ve
aracı olmaktır.
61 Bıs Boulevard De
Beasejour 75016 Paris –
Fransa
Topluluk İçi Etkiler
(Faaliyetler)
Hateks International
Aldawlia
Şirket tekstil sektöründe iplik,
dokuma, boyama, konfeksiyon ve
ev tekstili ürünleri imalatı yapmak
üzere 2008 yılında Halep/Suriye'de
kurulmuştur. Suriye'de yaşanan ülke
içi sorunlar ve olumsuz gelişmeler
nedeniyle, ana ortaklık Hateks
Hatay Tekstil İşletmeleri A.Ş.'nin,
sermayesinde %88,5 paya sahip
olduğu Suriye'de yerleşik Hateks
International Aldawlia Şirketi (Hateks
International) faaliyetlerini 02 Ağustos
2012 tarihinde durdurmuştur. Hateks
International'ın 31 Aralık 2012 tarihli
finansal tabloları Suriye'deki söz
konusu olumsuz koşullar nedeniyle
alınamamıştır. Söz konusu bağlı
ortaklık ilişik konsolide finansal
tablolarda tam konsolidasyon yöntemi
ile konsolide edilememiş ve değer
düşüklüğü karşılığı ayrılmak suretiyle
finansal durum tablosu dışında
bırakılmıştır
Al Najjar Organize Sanayi
Bölgesi No:14 Halep –
Suriye (2011 Yılından İtibaren
Gayrifaal Olup Spk Onayı
ile konsolide finansal
tabloların dışına alınmıştır.
Bu sebeple de TSRS
Uyumlu Sürdürülebilirlik
Raporumuzda Kurumsal
sınıra dahil edilmemiştir.)

Raporlama Zamanı ve Açıklamanın Yeri

TSRS 1 Sürdürülebilirlikle İlgili Finansal Bilgilerin Açıklanmasına İlişkin Genel Hükümler ve TSRS 2 İklimle İlgili Açıklamalar standartları uyarınca sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili finansal açıklamalar, ilgili finansal tablolar ile aynı raporlama dönemini (1 Ocak 2024 – 31 Aralık 2024) kapsayacak şekilde sunulmuştur.

Öte yandan raporlama döneminin bitiminden sonra ancak sürdürülebilirlikle ilgili finansal açıklamaların yayımlanması için onayladığı tarihten önce Topluluk, raporlama dönemi sonunda var olan koşullar hakkında bilgi elde ederse, yeni bilgiler ışığında bu koşullarla ilgili açıklamaları güncellemelidir. Ancak bu güncellemenin yapılmasının zorunlu olması için bu bilgilerin asli kullanıcıların kararlarını makul derecede etkilemesi gerekmektedir. Bu bağlamda ilgili raporlama dönemi sonrasında asli kullanıcıların kararlarını etkileyecek herhangi bir gelişme yaşanmamıştır.

Karşılaştırmalı Bilgi

Başka bir TSRS'de aksi belirtilmedikçe raporlama döneminde açıklanan tüm tutarların önceki dönemle karşılaştırmalı olarak sunulması gerekmektedir.

Bilindiği üzere metrikler ve hedefler bazı durumlarda tahmine dayanabilmekte ve yeni bilgi edinimi ile değişebilmektedir. Bu durumda işletmeler hem raporlama döneminde hem de sonrasında karşılaştırmalı bilgi sunarken;

  • Yeni bilgiyi yansıtan ve revize edilmiş tutarları,
  • Önceki tutarla olan farkları ve
  • Metrik ya da hedefteki revizyonun nedenlerini açıklamalıdır.

Ancak karşılaştırmalı tutarlarda revize edilmiş tutarı hesaplamak mümkün değilse veya metrik ileriye yönelikse ek bir açıklama yapılması gerekmemektedir. Öte yandan raporlama döneminde yeni bir metrik ya da hedef kullanılmaya başlanıldığında ise eğer mümkün ise karşılaştırmalı tutarlarında açıklanması gerekmektedir.

Bu doğrultuda Topluluk sürdürülebilirlik ve iklim ilgili açıklamaları ve bu açıklamaların finansal durum ve finansal performansa olan etkilerini kurumsal politikalar ve iç kontrol sistemleri aracılığıyla TSRS uyumlu hale getirmek üzere ilgili raporlama dönemi itibariyle sistematik hale getirmeye başlamıştır.

Ancak ifade etmek gerekir ki Topluluğumuz dört ana başlıktaki (Yönetişim, Strateji, Risk Yönetimi, Metrikler ve Hedefler) temel içerikleri TSRS 1 Sürdürülebilirlikle İlgili Finansal Bilgilerin Açıklanmasına İlişkin Genel Hükümler de yer alan geçiş hükümlerine ve TSRS Uygulama Kapsamına İlişkin Kurul Kararı'nın geçici 1'inci maddesinde yer alan muafiyete dayanarak karşılaştırmalı sunmamıştır.

Gerçeğe ve İhtiyaca Uygun Sunum

Sürdürülebilirlikle ilgili finansal bilgilerin faydalı olması için; bu bilgilerin ihtiyaca uygun olması ve sunmayı amaçladığı hususu gerçeğe uygun bir şekilde sunması gerekir. Bunlar sürdürülebilirlikle ilgili finansal bilginin temel niteliksel özellikleridir. Sürdürülebilirlikle ilgili finansal bilginin karşılaştırılabilir, doğrulanabilir, zamanında sunulmuş ve anlaşılabilir olması durumunda faydası arttırılmış olur. Karşılaştırılabilirlik, doğrulanabilirlik, zamanında sunum ve anlaşılabilirlik, sürdürülebilirlikle ilgili faydalı finansal bilginin destekleyici niteliksel özellikleridir.

Bir bilginin faydalı olabilmesi için açıklamayı amaçladığı olayların biçiminden ziyade özünü gerçeğe uygun olarak sunması gerekmektedir. Dolayısıyla gerçeğe uygun sunumun sağlanabilmesi için sunumun tam, tarafsız ve doğru olması gerekir. Bu kapsamda;

  • • Asli kullanıcıların riskleri ve fırsatları anlayabilmesi için gereken tüm önemli bilgileri içeren sunum tam sunumdur.
  • Bilgilerin seçiminde ve açıklanmasında taraflılığın bulunmadığı sunum tarafsız sunumdur. Tarafsız sunumda asli kullanıcıları önemli bilgilerin özünden uzaklaştıracak manipülatif anlatımlara yer verilmez. Ayrıca tarafsızlık ihtiyatlılıkla da desteklenmeli ve risk ile fırsatlar olduğundan düşük ya da yüksek gösterilmemelidir.
  • Bir bilgi kesinlik içermese de doğru olabilir. Doğru bilgiler önemli hatalar içermeyen, tanımlamaların kesin olduğu, dilin sarih olduğu, tahminler ile gelecek muhakemelerinin oluşturulmasında makul girdilerin kullanıldığı bilgilerdir. Bu şekilde bir sunum ise doğru sunumdur.

Öte yandan ihtiyaca uygun bilgi asli kullanıcıların verdikleri kararlarda fark yaratma gücüne sahip bilgidir. Bir bilgi tahmin değerine, doğrulama değerine veya her ikisine birden sahip ise ihtiyaca uygundur.

  • Bir bilgi asli kullanıcılar tarafından gelecekteki sonuçları tahmin etmek için girdi olarak kullanılabiliyorsa, tahmin değerine sahiptir. Bu bilginin illaki bir tahmin ya da öngörü olması gerekmez. Asli kullanıcıların bilgiyi tahminleri için girdi olarak kullanabilmesi tahmin değeri özelliğini taşıması için yeterlidir.
  • Bir bilgi önceki değerlendirmelere yönelik geri bildirim sağlıyor, yani önceki bilgileri doğruluyor ya da değişmesine sebep oluyorsa doğrulama değerine sahiptir. Sonuç olarak tahmin değerine sahip olan bilgi, genellikle doğrulama değerine de sahiptir. Örneğin, cari yıl sera gazı emisyonuna ilişkin bilgi gelecek yıllara ilişkin sera gazı emisyonlarının tahmin edilmesinde dayanak olarak kullanılabileceği gibi, geçmiş yıllarda cari yıl sera gazı emisyonu için yapılmış olan tahminlerle de karşılaştırılabilir. Bu karşılaştırmaların sonuçları ise daha önceki tahminlerin yapılması sırasında uygulanan süreçlerin düzeltilmesi ve iyileştirilmesinde kullanıcılara yardımcı olabilir.

Bu kapsamda gerçeğe ve ihtiyaca uygun sunumu sağlamak adına Topluluğumuz tarafından sunulan sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili tüm riskler ve fırsatlar mümkün olan her koşulda iş modelimizi ve gelecekteki finansal yeterliliğimizi makul ölçüde etkilemesi beklenen metrikler ve hedeflerle ilişkilendirilmiş ve ilk raporlama dönemi olması sebebiyle bu ilişkilere yönelik olarak nitel açıklamalara yer verilmiştir.

Muhakemeler ve Ölçüm Belirsizlikleri

Topluluğumuz iklim risklerini değerlendirirken yalnızca Türkiye'deki faaliyet alanlarını değil, aynı zamanda dünyanın dört bir yanında müşteri ve tedarikçilerini de kapsayan geniş bir coğrafyayı dikkate almaktadır. Bu çerçevede, IPCC tarafından yayımlanan senaryo analizleri karar alma süreçlerimizde önemli bir referans noktasıdır. Ancak bu senaryoların zaman içinde güncellenmesi ve bölgesel farklılıklara göre değişiklik göstermesi, fiziksel risklerin kesin ve ayrıntılı biçimde değerlendirilmesini güçleştiren başlıca belirsizlik kaynaklarından birisidir.

Benzer şekilde, geçiş risklerinde de belirsizlikler söz konusudur. Topluluğumuz, bu alanda NGFS senaryo analizlerini dikkate almakta; karbon fiyatlandırması, emisyon azaltım yükümlülükleri ve politika değişimlerini yakından izlemektedir. Bununla birlikte, Türkiye'de İklim Kanunu yürürlüğe girmiş olsa da Emisyon Ticaret Sistemi ve ikincil mevzuat hazırlıkları henüz tamamlanmamıştır. Küresel düzeyde ise karbon vergileri ve çok çeşitli ETS uygulamaları gündemde olup bu düzenlemelerin ne şekilde hayata geçirileceği halen belirsizdir.

Dolayısıyla hem fiziksel risklerde hem de geçiş risklerinde, kullanılan senaryoların dinamik yapısı ve mevzuatın gelişim aşamasında olması Topluluğumuzun stratejik kararlarının ve iklim hedeflerinin gerçekleşme düzeyini doğrudan etkileyebilecek önemli belirsizlik alanlarını oluşturmaktadır.

Sonuç olarak iklimle ilgili fiziksel ve geçiş riskleri henüz sayısal olarak ölçülebilir bir seviyeye ulaşmamıştır. Bu nedenle, TSRS 2 kapsamında beklenen finansal açıklamalar, daha net projeksiyonların ve düzenlemelerin oluşacağı gelecek raporlama dönemlerinde yeniden ele alınacak ve nicel bilgi verilmesi sağlanılmaya çalışılacaktır.

Önemlilik

İhtiyaca uygunluğun işletmeye özgü haline önemlilik denilmektir. Bir bilginin verilmemesi, yanlış verilmesi veya gizlenmesinin asli kullanıcılarının kararlarını etkilemesi makul ölçüde bekleniyorsa o bilgi önemlidir. Önemlilik niteliksel ya da niceliksel olabilmektedir.

Bu kapsamda topluluğumuz, 2024 raporlama dönemine özgü bir önemlilik analizi çalışması yürütmüş ve sürdürülebilirlik ile iklim konularının topluluğumuz ve değer zincirimiz açısından önemi değerlendirilmiştir.

Analiz sonuçları, topluluğumuzun faaliyet gösterdiği tekstil sektörüne özgü risk ve fırsatları dikkate alarak aşağıdaki öncelikli konuları ortaya koymuştur:

  • Ulusal ve Uluslararası Karbon Vergileri ve Karbon Fiyatlandırma Mekanizmaları: AB ve diğer ülkelerde yürürlüğe konulan veya uygulanması planlanan karbon vergileri ve karbon fiyatlandırma mekanizmaları, Topluluğumuzun üretim faaliyetlerinde karbon ve gömülü karbon maliyetlerini artırma potansiyeli taşımaktadır. Her ne kadar tekstil sektörü hâlihazırda Avrupa Birliği Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) kapsamında öncelikli sektörler arasında yer almasa da düzenlemenin kapsamının ilerleyen dönemlerde genişletilerek tekstil sektörünü de içereceği öngörülmektedir. Bu gelişme Topluluğumuz açısından doğrudan maliyet artışı riski yaratabileceği gibi, karbon yönetimi ve düşük emisyonlu üretim yatırımlarının stratejik önemini de artırmaktadır.
  • Ortalama Hava Sıcaklıklarındaki Artış: Küresel ölçekte artan ortalama sıcaklıklar Topluluğumuz bünyesindeki üretim süreçlerinde kritik iki doğal kaynak olan pamuk ve suya yönelik risk oluşturmakta ve faaliyetlerimizin sürekliliğini tehdit etmektedir. Bilindiği üzere tekstil üretiminde pamuk ve su iplik ve kumaş boyama, yıkama, terbiye ve son işlem aşamalarında yoğun biçimde kullanılmaktadır. Bu nedenle bu doğal kaynakların azalması veya kalitesinin bozulması, üretim verimliliği, ürün kalitesi ve kapasite kullanımı üzerinde doğrudan olumsuz etkiler yaratma potansiyeline sahip bir risk unsuru olarak Topluluğumuzu yakından ilgilendirmektedir.
  • Teknolojik Geçişin Finansmanı: Düşük karbonlu, enerji verimli ve sürdürülebilir teknolojilere geçiş süreci, Topluluğumuz için sürdürülebilir üretim hedeflerinin temel unsurlarından birisidir. Ancak bu dönüşümün gerektirdiği yatırımların yüksek maliyetli olması, finansman kaynaklarına erişimde zorluk yaşanması ve borçlanma maliyetlerinin artması Topluluğumuz açısından önemli bir risk faktörüdür. Bu risk faktörü kısa ve orta vadede Topluluğun sermayesi ile nakit akışları üzerinde baskı yaratabilme potansiyeline sahiptir. Dolayısıyla Topluluğumuz bu riski yakından takip etmektedir.
  • Müşteri Tercihlerinin Değişmesi: Sürdürülebilirlik ve çevresel etkiler konusunda artan bilinç, müşterilerin düşük karbon ayak izine sahip sürdürülebilir ürün ve hizmetleri tercih etmesine yol açmaktadır. Bu eğilim, sektörde yeşil tedarik zincirlerini ve çevre dostu ürün portföylerini geliştiren işletmeler için önemli bir rekabet avantajı yaratmaktadır.

Özetle bu analiz, Topluluğumuzun paydaşlarına uzun vadeli değer sunabilmesi için hangi konuları öncelikli olarak ele alması gerektiğini göstermekte ve raporlama dönemine ilişkin açıklamalarımızın temelini oluşturmaktadır.

Bu bağlamda, topluluk üzerinde en yüksek potansiyel finansal etkiye sahip sürdürülebilirlik ve iklim konularını belirlemek amacıyla 2024 raporlama dönemine özgü yapılan bu önemlilik analizi çalışması sürecinde ulusal ve uluslararası ölçekte yayımlanan çeşitli sektörel raporların, akademik çalışmaların ve rehber dokümanların dikkate alındığını belirtmek isteriz.

Bağlantılı Bilgi

Bilginin ilgili olduğu unsurlar ile genel amaçlı finansal raporlarda işletme tarafından sağlanan açıklamalar arasındaki bağlantıların açıklanması bağlantılı bilgidir. Bu kapsamda işletmelerin bilgiler arasındaki bağlantı kurarken bu bilgilerin yönetişim, strateji, risk yönetimi, metrik ve hedeflerle olan bağlantısını da açıklaması gerekmektedir. Ayrıca bağlantılı bilgi sunulurken;

  • Bağlantılar açık ve öz bir şekilde ifade edilmeli,
  • Gereksiz tekrarlardan kaçınılmalı,
  • Sürdürülebilirlik ve iklim ilgili finansal açıklamalar için kullanılan veriler ile genel amaçlı raporları hazırlamak için kullanılan verilere ait önemli farklar ifade edilmeli ve
  • Sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili finansal açıklamalarda ölçü birimi para olarak belirlendiğinde genel amaçlı finansal raporlardaki sunum para birimi kullanılmalıdır.

Bu bağlamda, Topluluğumuzca sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili risk ve fırsatlara ilişkin önemli bilgiler açıklanırken, söz konusu risk ve fırsatların mevcut ve gelecekteki finansal durum ile finansal performans üzerindeki bağlantılarına, bu raporun "Muhakemeler ve Ölçüm Belirsizlikleri" bölümünde bahsedilen sebepler ile ilk raporlama dönemi olması nedeniyle nitel açıklamalar aracılığıyla yer verilmiştir.

Rehberlik Kaynakları

Topluluğumuz tarafından TSRS'ler uygulanırken;

• TSRS 2'nin Sektör Bazlı Uygulanmasına İlişkin Rehber'in EK-1 Giyim, Aksesuar ve Ayakkabı bölümü rehber olarak kullanılmıştır.

Ayrıca Topluluk seviyesinde TSRS 1 bağlamında ele alınan konularda;

  • SASB standartları ve
  • Küresel Raporlama İnisiyatifi standartlarından istifade edilmiştir.

Geçiş Hükümleri

Topluluk, 2024 yılı itibarıyla Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS) kapsamında ilk sürdürülebilirlik raporunu hazırlamaktadır. İlk uygulama yılı olması nedeniyle, Topluluğumuz tarafından TSRS'lerin geçiş hükümlerinden ve kolaylaştırıcı uygulamalarından yararlanılmıştır.

İlk raporlama döneminde yalnızca iklimle ilgili risk ve fırsatlara odaklanılmış olup, rapor TSRS 2 – İklimle İlgili Açıklamalar esas alınarak hazırlanmıştır. Bu çerçevede çevresel, sosyal ve yönetişim (ÇSY) temelli sürdürülebilirlik konularına ilişkin detaylı açıklamalara 2025 ve sonraki raporlama dönemlerinde yer verilecektir.

Bu geçiş muafiyetini uygulamasından dolayı Topluluk ilk raporlama döneminde iklimle ilgili risk ve fırsatlarına sonraki raporlama döneminde ise sürdürülebilirlikle ilgili risk ve fırsatlarına yönelik karşılaştırmalı bilgi sunmayacaktır.

TSRS 2 standardı uyarınca, Topluluk kısa, orta ve uzun vadeli iklim risklerini değerlendirmek amacıyla IPCC'nin RCP 4.5 ve RCP 8.5 senaryolarına dayalı senaryo analizi çalışmalarına başlamıştır. Ayrıca, küresel finansal otoriteler tarafından yaygın olarak kullanılan NGFS (Network for Greening the Financial System) senaryoları da dikkate alınarak farklı geçiş riskleri ve piyasa koşullarının potansiyel etkileri değerlendirilmiştir. Bu analizler hem fiziksel hem de geçiş risklerinin Topluluk faaliyetlerine olası etkilerini kapsamlı biçimde ortaya koymak üzere yapılandırılmıştır.

Ayrıca TSRS 1 ve KGK düzenlemeleri kapsamında TSRS Uyumlu Sürdürülebilirlik Raporumuz 2024 yılına ait finansal tabloların yayımlanmasının ardından hazırlanarak kamuoyu ile paylaşılmıştır.

TSRS 2'nin sağlamış olduğu geçiş muafiyeti kapsamında ise ilk raporlama döneminde Kapsam 3 sera gazı emisyonları (yukarı yönlü/aşağı yönlü faaliyetlerden kaynaklanan dolaylı emisyonlar) açıklama kapsamı dışında bırakılmıştır. Topluluk ilerleyen dönemlerde Kapsam 3 emisyonlarının hesaplanması ve açıklanması için gerekli süreç ve veri altyapısını oluşturmayı hedeflemektedir.

Uygunluk Beyanı

Sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili finansal açıklamaları TSRS'lerin tüm hükümleriyle uygunluk sağlayan bir işletme, açık ve koşulsuz bir uygunluk beyanında bulunur. İşletme, TSRS'lerin tüm hükümlerine uymadığı müddetçe, sürdürülebilirlikle ilgili finansal açıklamaların, TSRS'lerle uygunluk sağladığını belirtemez.

Topluluk; gerçeğe ve ihtiyaca uygun sunum temel niteliksel özellikleri ile şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerini şiar edinerek yürürlükte olan TSRS'ler de yer alan tüm hükümlere uyum sağladığını ve ilerleyen dönemlerde de uyum sağlayacağını beyan etmektedir.

TEMEL İÇERİK

Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS) uyarınca işletmeler, sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili finansal açıklamalarını temel olarak şu başlıklar altında sunar:

  • Yönetişim,
  • Strateji,
  • Risk Yönetimi ve
  • Metrikler ve hedefler başlıkları altında açıklamalar yapılır.

Bu kapsamda;

  • Yönetişim bölümünde, Topluluğun sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili risk ve fırsatları izlemek ve yönetmek amacıyla kullandığı yönetişim süreçleri, kontroller ve prosedürlere ilişkin bilgiler paylaşılmaktadır. Böylece asli kullanıcıların, bu risk ve fırsatların nasıl yönetildiğini anlamaları amaçlanmaktadır.
  • Strateji başlığı altında yapılan açıklamalarla Topluluğun sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili olası risklerini bertaraf edebilmek ve fırsatlarını değerlendirebilmek için kullandığı yaklaşıma dair önemli bilgilere yer verilmektedir. Böylelikle asli kullanıcıların Topluluğun sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili risk ve fırsatlarını yönetme stratejisini anlamalarını sağlamak amaçlanmaktadır.
  • Risk Yönetimi başlığı altında, Topluluğun sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili risk ve fırsatları nasıl değerlendirdiği, önceliklendirdiği ve izlediğine ilişkin süreçlere dair önemli bilgilere yer verilmektedir. Bu sayede, söz konusu süreçlerin işletmenin genel risk yönetimi yapısına entegre edilip edilmediği, entegre edildiyse nasıl bir yöntemle gerçekleştirildiği, genel risk yönetimi sürecine nasıl bilgi akışı sağlandığı ile işletmenin genel risk profili ve risk yönetim yaklaşımlarına ilişkin önemli bilgilerin asli kullanıcılar tarafından anlaşılmasını sağlamak amaçlanmaktadır.
  • Metrikler ve Hedefler başlığı altında ise Topluluğun TSRS'ler ile uyumlu bir şekilde belirlenmiş hedeflere yönelik ilerlemeler de dâhil olmak üzere, sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili riskler ve fırsatlarını yönetilebilmesi için ortaya koyduğu performans raporlanmaktadır. Böylelikle metrik ve hedeflere ilişkin önemli bilgilerin asli kullanıcılar tarafından anlaşılmasını sağlamak amaçlanmaktadır.

Ana Şirket ve Bağlı Ortaklıklar

TSRS 1 Sürdürülebilirlikle İlgili Finansal Bilgilerin Açıklanmasına İlişkin Genel Hükümler bu raporun "Raporlayan İşletme" bölümünde de ifade edildiği üzere TSRS raporlama yükümlülüğü bulunan işletmelerin, ana ortaklık ve bağlı ortaklıkları hakkında tek bir raporlayan işletme olarak bilgi sunmasını şart koşmuştur.

Bu sebeple 2024 yılı raporlama dönemi için TSRS yükümlülüğü bulunan Hateks Hatay Tekstil İşletmeleri A.Ş. sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili açıkladığı bilgilerde konsolide finansal tablolarını esas almış ve bu konsolide finansal tablolarıyla uyumlu bir şekilde raporlama yapmıştır.

YÖNETİŞİM

Topluluk sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili risk ve fırsatlarını aktif, esnek, yenilikçi ve çözüm odaklı bir yönetişim modeli ile ele almaktadır. Bu kapsamda paydaşların Topluluğun sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili risk ve fırsatları izlemek, yönetmek ve denetlemek için kullandığı yönetişim süreçlerini, kontrolleri ve prosedürlerini anlamalarını sağlamak için bu başlık altında özün önceliği de gözetilerek kapsamlı açıklamalar yapılmıştır.

Yönetişim Organı ve Sürdürülebilirlikle İlgili Risk ve Fırsatların Gözetiminden Sorumlu Kişiler

Sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili tüm risk ve fırsatların izlenmesi ve yönetimi, Topluluk Riskin Erken Saptanması Komitesi'nin tavsiyeleri doğrultusunda, Topluluğun sürdürülebilirlik yönetimine rehberlik eden ve en üst yönetişim organı konumunda bulunan Yönetim Kurulu tarafından yürütülmektedir.

Topluluğun Yönetim Kurulu, ikisi bağımsız olmak üzere toplam dokuz üyeden oluşmaktadır. Yönetim Kurulu, topluluğun en üst karar ve gözetim organı olarak; genel yönetim, stratejik hedefler, sürdürülebilirlik politikaları ve anahtar performans göstergelerinin izlenmesinden sorumludur.

Bu kapsamda Yönetim Kurulu:

  • Sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili risk ve fırsatları gündemine almakta,
  • İlgili komite tavsiyeleri doğrultusunda stratejik yönlendirmelerde bulunmakta,
  • Sorumlu tedarik ve üretim anlayışını benimsemekte,
  • Finansal hedefler ve faaliyet hedefleri ile sürdürülebilirlik ve iklim hedefleri arasındaki uyumu gözetmekte ve
  • Paydaş beklentileri ve düzenleyici yükümlülükleri de göz önünde bulundurarak şeffaf ve hesap verilebilir bir sürdürülebilirlik raporlaması yapılmasını sağlamaktadır.

Topluluğumuzun Yönetim Kurulu;

  • Abud ABDO (Yönetim Kurulu Başkanı),
  • Corc HURİ(Yönetim Kurulu Bşk. Yrd.),
  • Toni ABDO (Yönetim Kurulu Üyesi),
  • Ömer ABDO (Yönetim Kurulu Üyesi),
  • Lara Madlen ABDO (Yönetim Kurulu Üyesi),
  • Emre KURU (Yönetim Kurulu Üyesi),
  • İlyas MUKANNASGİL (Yönetim Kurulu Üyesi),
  • Cem ÜSTÜNER (Bağımsız Yön. Kurulu Üyesi) ve
  • Onur BARAK'tan (Bağımsız Yön. Kurulu Üyesi) oluşmaktadır.

Topluluk, "Geleceği Dokuyoruz" vizyonuna katkı sağlamak adına bir sonraki raporlama dönemi itibarıyla "Sürdürülebilirlik Komitesi" oluşturmayı ve bu komitenin "Çalışma Usul ve Esaslarını" belirleyerek Kamuyu Aydınlatma Platformu'nda ve kendi internet sayfasında yayımlamayı planlamaktadır.

Bu kapsamda, Yönetim Kurulu Topluluk genelinde sürdürülebilirlik kültürünü güçlendirmek amacıyla; sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili risk ve fırsatların yönetimi, uygulanması, takibi ve ölçümlenmesi görevlerini, kendi gözetim sorumluluğu saklı kalmak üzere Sürdürülebilirlik Komitesi'ne devretmeyi planlamaktadır. Bu plan dahilinde Topluluk'un Sürdürülebilirlik Komitesi'nin oluşturulması aşamasında;

  • Yönetim Kurulu Üyesi Emre KURU ve
  • İSG ve Çevre Müdürü Doğan ACEM görevlendirilmiş bulunmaktadır.

Yönetişim Organının Faaliyetlerine İlişkin Talimat ve Prosedürler

Denetimden Sorumlu Komite

Denetimden Sorumlu Komite Üyeleri, Kurumsal Yönetim İlkeleri gereği Yönetim Kurulu'nun bağımsız üyeleri arasından seçilmektedir. Topluluğumuzda denetimden sorumlu komite üyeleri Cem Üstüner ve Onur Barak olarak belirlenmiştir. Komite başkanlığı görevini Cem Üstüner yürütmektedir.

Komite, Topluluğun muhasebe sistemi ve finansal raporlama süreçlerinin denetimi, finansal tabloların gerçeğe ve ihtiyaca uygunluğunun incelenmesi, finansal raporların genel kabul görmüş muhasebe ilkeleri ve ilgili mevzuat hükümlerine uygunluğunun kontrol edilmesi amacıyla kurulmuştur. Ayrıca iç kontrol, iç denetim ve bağımsız denetim süreçlerinin gözetimi de Komite'nin görev alanına girmektedir.

Komite'nin başlıca görevleri şunlardır:

  • Finansal raporlama sisteminin işleyişini düzenli olarak izlemek ve değerlendirmek,
  • Finansal tabloların, Topluluğun gerçek finansal durumunu doğru yansıtıp yansıtmadığını kontrol etmek,
  • İç kontrol ve risk yönetimi sistemlerinin etkinliğini incelemek, gerekli iyileştirme önerilerini Yönetim Kurulu'na sunmak,
  • Bağımsız denetim kuruluşunun seçimi, çalışmasının gözetimi ve bağımsızlığının korunmasına ilişkin süreçleri yönetmek,
  • Yönetim Kurulu'na ve paydaşlara şeffaf, doğru ve zamanında bilgi akışını sağlamak.

Özetle Denetimden Sorumlu Komite, menfaat sahiplerinin ve Yönetim Kurulu'nun finansal raporlama, iç kontrol ve denetim süreçlerindeki gözetim görevini etkin biçimde yerine getirmesine katkı sağlamaktadır.

Kurumsal Yönetim Komitesi

Kurumsal Yönetim Komitesi Yönetim Kurulu üyeleri Onur Barak, Emre Kuru ve Corc Huri ile birlikte, Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yayımlanan Kurumsal Yönetim Tebliği'nin (II-17.1) 11. maddesinin 2. fıkrası uyarınca Yatırımcı İlişkileri Bölüm Yöneticisi Ali Koçak'tan oluşmaktadır.

Komite, topluluk bünyesinde kurumsal yönetim ilkelerinin benimsenmesi, uygulanması, geliştirilmesi ve izlenmesi amacıyla kurulmuş olup, bu çerçevede Topluluğun Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yayımlanan kurumsal yönetim ilkelerine uyumunu sürekli olarak takip etmektedir. Kurumsal Yönetim Komitesi, bu alandaki gözlemleri ve değerlendirmeleri ışığında hazırladığı raporları Yönetim Kurulu'na sunarak karar alma süreçlerine katkıda bulunmaktadır.

Komite'nin temel görev ve sorumlulukları şunlardır:

  • Kurumsal yönetim ilkelerinin Topluluk bünyesinde etkin şekilde uygulanmasını sağlamak,
  • Uygulamada karşılaşılan eksiklikleri tespit ederek iyileştirme önerileri geliştirmek,

  • Yönetim Kurulu'nun etkinliği ve işleyişine ilişkin değerlendirmeler yapmak ve önerilerde bulunmak,

  • Yatırımcı ilişkileri faaliyetlerini denetlemek, pay sahipleri ile ilişkilerin adil, şeffaf, etkin ve eşitlikçi bir şekilde yürütülmesini gözetmek,
  • Kurumsal yönetim uygulamalarına ilişkin düzenli raporlar hazırlamak ve Yönetim Kurulu'na sunmak,
  • Paydaş iletişimini güçlendirecek uygulamalar geliştirmek ve iyi kurumsal yönetim uygulamalarını teşvik etmek.

Komite, bu görevleri aracılığıyla yalnızca mevzuata uyumu sağlamakla kalmamakta, aynı zamanda Topluluğun şeffaf, hesap verebilir, sağlıklı ve sürdürülebilir bir yönetim yapısına sahip olmasına katkıda bulunmaktadır. Böylelikle Komite, kurumsal yönetimin Topluluk genelinde bir kültür haline gelmesini desteklemekte ve yatırımcı güveninin artırılmasına yardımcı olmaktadır.

Riskin Erken Saptanması Komitesi

Riskin Erken Saptanması Komitesi üyeleri, Yönetim Kurulu üyeleri Onur Barak ve Toni Abdo'dan oluşmakta olup, Komite Başkanlığı görevini Onur Barak yürütmektedir.

Komite, Türk Ticaret Kanunu, Kurumsal Yönetim İlkeleri ve ilgili mevzuat çerçevesinde, Topluluğun faaliyetlerini sürdürülebilir bir şekilde devam ettirebilmesi için risklerin erken teşhis edilmesi, izlenmesi, önlenmesi ve yönetilmesi konularında önemli bir rol üstlenmektedir. Riskin Erken Saptanması Komitesi, yılda en az altı kez toplanmakta, ihtiyaç duyulduğunda olağanüstü toplantılar da yapabilmektedir.

Komitenin başlıca görev ve sorumlulukları şunlardır:

  • Topluluğun varlığını, gelişmesini, devamlılığını ve sürdürülebilirliğini tehlikeye düşürebilecek riskleri erken aşamada tespit etmek,
  • Belirlenen risklere karşı alınması gereken önlemleri belirlemek ve uygulanmasını takip etmek,
  • Topluluk genelinde risk yönetimi kültürünün gelişmesini sağlamak,
  • Risk yönetim sistemlerinin etkinliğini düzenli olarak gözden geçirmek,
  • Stratejik, faaliyetlere yönelik, finansal ve sürdürülebilirlik temelli risklere ilişkin Yönetim Kurulu'na düzenli rapor sunmak,
  • Gerektiğinde riskleri daha etkin yönetebilmek amacıyla özel çalışma grupları oluşturmak ve bu grupların faaliyetlerini koordine etmek.

Komite, yaptığı değerlendirmeleri ve aldığı kararları tutanak altına almakta ve bu raporları Yönetim Kurulu'nun bilgisine sunmaktadır. Böylelikle Yönetim Kurulu, Topluluğun risk yönetimi performansını düzenli olarak izleme ve gerekli aksiyonları alma imkanına sahip olmaktadır.

Riskin Erken Saptanması Komitesi, bu görevleriyle yalnızca mevzuat gerekliliklerini yerine getirmekle kalmamakta, aynı zamanda Topluluğun uzun vadeli sürdürülebilirliğine ve kurumsal dayanıklılığına katkı sağlamaktadır.

Yönetişim Organının Yetkinliğinin Kaynakları ve Sürekli Gelişimi

Topluluğumuzun sürdürülebilirlik vizyonu doğrultusunda en üst düzeyde karar alma, gözetim ve yönetişim görevini yürüten Yönetim Kurulu üyelerinin mesleki deneyimleri ve yetkinlikleri aşağıda sunulmaktadır.

Abud ABDO, Yönetim Kurulu Başkanı

1961 doğumlu olan Abud Abdo, İngiltere ve ABD'de ekonomi alanında (MBA) eğitim almıştır. 40 yılı aşkın süredir tekstil ve sanayi sektörlerinde deneyim sahibi olan Abdo, 20 yılı aşkın süredir Topluluğumuzun Yönetim Kurulu Başkanı olarak liderlik görevini sürdürmektedir. Görev süresi boyunca, özellikle havlu ve bornoz tekstil ürünlerinin üretim ve pazarlama stratejilerinin yönetiminde aktif rol oynayan Abud Abdo Topluluğumuzun sektördeki konumunu güçlendirmeye öncülük etmeye devam etmektedir.

Corc HURİ, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı

1971 doğumlu olan Corc Huri, yüksek lisans eğitimini Fransa'da işletme alanında tamamlamıştır. 15 yılı aşkın süredir Topluluğumuzun Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yapmakta olup, özellikle pazarlama faaliyetlerinin Fransa ve diğer Avrupa Birliği ülkelerinde yürütülmesinde aktif rol almaktadır. Corc Huri Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının yanı sıra Fransa ve Lübnan vatandaşlıklarına da sahiptir.

Toni ABDO, Yönetim Kurulu Üyesi

1966 doğumlu olan Toni Abdo, yüksek lisans eğitimini ABD'de ekonomi alanında tamamlamıştır. İplik üretimi ve satışı konusunda uzman olan Toni Abdo, Türkiye'deki yerli müşteriler ile yurtdışındaki müşterilerle yürütülen pazarlama faaliyetlerinde aktif rol almaktadır.

Ömer ABDO, Yönetim Kurulu Üyesi

1987 doğumlu olan Ömer Abdo, yüksek öğrenimini ABD'de tamamlamıştır. Abud Abdo'nun oğlu olan Ömer Abdo Topluluğumuzun üçüncü nesil temsilcisidir. Ömer Abdo Topluluğumuzun geleceğe yönelik stratejik projelerinde ve sürdürülebilir büyüme vizyonunun şekillendirilmesinde aktif rol almaktadır.

İlyas MUKANNASGİL, Yönetim Kurulu Üyesi

1983 doğumlu olan İlyas Mukannasgil, lisans eğitimini Kimya Mühendisliği alanında Türkiye'de tamamlamıştır. 15 yılı aşkın süredir şirketimizde görev almakta olan Mukannasgil, halen Genel Müdür olarak şirketimizin operasyonel yönetiminden sorumludur.

Lara Madlen AKGÖL, Yönetim Kurulu Üyesi

1991 doğumlu olan Lara Madlen Akgöl, yüksek lisans eğitimini ekonomi alanında tamamlamıştır. Abud Abdo'nun kızı ve Topluluğumuzun üçüncü nesil temsilcisi olan Akgöl, pazarlama faaliyetlerinde aktif rol almakta ve Topluluğun stratejik büyüme çalışmalarına katkı sağlamaktadır.

Emre KURU, Yönetim Kurulu Üyesi

1979 doğumlu Emre Kuru, yüksek lisans eğitimini Türkiye'de iktisat alanında tamamlamıştır. 24 yılı aşkın süredir Topluluğumuzda görev almakta olan Kuru, Finans ve Muhasebe Müdürü olarak Topluluğumuzun mali ve finansal operasyonlarının yönetiminden sorumludur.

Cem ÜSTÜNER, Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi

1972 doğumlu olan Cem Üstüner lisans eğitimini Türkiye'de tamamlamıştır. Cem Üstüner Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi olarak Topluluğumuzda aktif bir şekilde çalışmalarına devam etmektedir.

Onur BARAK, Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi

1990 doğumlu olan Onur Barak lisans eğitimini Türkiye'de tamamlamıştır. Onur Barak Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi olarak Topluluğumuzda üstlendiği aktif rolün dışında serbest avukatlık görevini idame ettirmektedir.

Yönetim Kurulu üyelerinin mevcut yetkinliklerine ek olarak, 2024 yılı raporlama dönemi içerisinde çeşitli programlara katılım sağlanmış ve böylelikle üyelerin sürekli gelişimine katkı sunulmaya devam edilmiştir.

2025 yılı itibarıyla ise, sürdürülebilirlik ve iklim riskleri yönetimi alanlarında uzmanlaşmış özel bir danışmanlık firmasıyla iş birliği yapılmıştır. Bu iş birliği çerçevesinde, dış uzmanlardan sağlanan bilgi ve deneyimle topluluğun kurumsal kapasitesinin güçlendirilmesi ve toplam kalitenin sürekli artırılması hedeflenmektedir.

Bu kapsamda danışmanlık desteği alınan başlıca konular şunlardır:

  • TSRS uyumlu raporlama süreçleri,
  • Emisyon izleme stratejileri.

Bu yaklaşım sayesinde, Topluluk yönetimi ulusal ve uluslararası sürdürülebilirlik standartlarına uyumu güçlendirirken aynı zamanda iklim risklerinin daha etkin yönetilmesine yönelik kurumsal kapasitesini geliştirmektedir.

Yönetişim Organının Bilgilendirme Sıklığı ve Yöntemleri

Riskin Erken Saptanması Komitesi, Topluluğun varlığını, gelişmesini ve sürdürülebilirliğini etkileyebilecek nitelikteki her türlü riski, özellikle de sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili potansiyel riskleri düzenli olarak izlemekte ve değerlendirmektedir. Komite, bu tür risklerin tespit edilmesi halinde, bulgularını ve önerilerini Yönetim Kurulu'na aktarmaktadır. Böylelikle risklerin erken teşhisi, gerekli önlemlerin alınması ve stratejik karar alma süreçlerine entegre edilmesi sağlanmaktadır.

Bu kapsamda Riskin Erken Saptanması Komitesi'nin yönlendirmeleri doğrultusunda önümüzdeki raporlama dönemi için Yönetim Kurulu tarafından bir Sürdürülebilirlik Komitesi kurulması çalışmalarına başlanılmış, gerekli görevlendirmeler yapılmış ve yine kurulması planlanan komitenin faydaları hakkında Yönetim Kurulu bilgilendirilmiştir.

İşletme Stratejisi Belirlenirken Sürdürülebilirlikle İlgili Risk ve Fırsatların Ele Alınışı

Topluluğun stratejik hedefleri Yönetim Kurulu'nun gözetiminde ve Kurul tarafından alınan kararlar doğrultusunda, Topluluğun gelecek vizyonunu da dikkate alarak oluşturmaktadır. Belirlenen hedeflere ulaşmak için ilgili personel görevlendirilmekte, performansları düzenli olarak izlenmekte ve bu süreçlerin kurumsal katılım ile şeffaf ve izlenebilir bir biçimde yönetilmesi sağlanmaktadır. Böylelikle karar alma süreçlerinde yalnızca üst yönetimin değil, tüm kurumsal yapının etkin katılımı temin edilmektedir.

Topluluk, sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili risk ve fırsatları iş stratejisine entegre ederken, özellikle Riskin Erken Saptanması Komitesinin değerlendirmelerinden ve raporlarından yararlanmaktadır.

• Riskin Erken Saptanması Komitesi kurumsal risk yönetimi çerçevesinde riskleri düzenli olarak gözden geçirmekle ve bu risklerin etkin biçimde yönetilebilmesi için gerekli önlemleri almakla sorumludur. Böylece Topluluğun uzun vadeli sürdürülebilirliğine ve risk dayanıklılığına doğrudan katkı sağlamaktadır.

Öte yandan, üst yönetim ve diğer komiteler de sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili risk ve fırsatları dikkate alarak ödünleşim mekanizmalarını değerlendirmekte ve stratejik karar alma süreçlerini yönlendirmektedir. Denetim Komitesi, diğer birimlerin süreçlere katkısını gözetleyerek Yönetim Kurulu'na raporlamada bulunmakta, böylece stratejik kararların daha bütüncül bir bakış açısıyla alınmasına imkân tanımaktadır.

Nitekim bu yapının tamamı, 2024 raporlama dönemi için gerçekleştirilen önemlilik analizi sonuçlarıyla da desteklenmektedir. Analiz sonucunda belirlenen öncelikli konular – Ulusal ve Uluslararası Karbon Vergileri ve Karbon Fiyatlandırma Mekanizmaları, Ortalama Hava Sıcaklıklarındaki Artış, Teknolojik Geçişin Finansmanı ve Müşteri Tercihlerindeki Değişim– doğrudan iş stratejilerine entegre edilmeye başlanmıştır.

Sonuç olarak Yönetim Kurului komiteler ve diğer birimler tüm bu süreçlerde sürdürülebilirlik ve iklimle risk ve fırsatları dikkate alarak farklı seçenekler arasından en iyi tercihi yapmaya gayret etmekte, birimler ve komiteler arasında eş güdüm sağlayarak stratejik karar alma süreçlerini müştereken yönlendirmektedir.

Ayrıca Topluluğumuzun Kalite, Çevre, İSG, Enerji ve Etik Politikaları sürdürülebilirlik vizyonumuzu destekleyerek, alınan tüm stratejik kararlarda iklim ve sürdürülebilirlik perspektiflerinin dikkate alınmasını güvence altına almaktadır. Böylelikle Topluluk, yalnızca kısa vadeli finansal sonuçları değil, uzun vadeli değer yaratmayı ve paydaş beklentilerini gözeten kapsayıcı bir yönetişim anlayışını benimsemektedir.

Ücretlendirme Politikası

Topluluk, sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili performans metriklerini henüz ücret politikasına dahil etmemiştir. Bununla birlikte, sürdürülebilirlik hedefleri ile kurumsal performans arasındaki ilişkinin güçlendirilmesi amacıyla ilerleyen dönemlerde bu metriklerin ücret politikasıyla entegre edilmesi planlanmaktadır.

STRATEJİ

Stratejiye ilişkin sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili finansal açıklamalarla genel amaçlı finansal raporların kullanıcılarının, işletmenin sürdürülebilirlikle ilgili risk ve fırsatları yönetme stratejisini anlamalarını sağlamak amaçlanmaktadır.

Gelecekteki Finansal Yeterliliğini Etkilemesi Makul Ölçüde Beklenebilecek Sürdürülebilirlik ve İklimle İlgili Risk ve Fırsatlar

Topluluk, sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili risk ve fırsatlarını, yalnızca ana ortaklığı değil aynı zamanda bağlı ortaklıklarını da kapsayan entegre bir yaklaşımla ve tüm Topluluk düzeyinde yürütülen ortak bir çalışma sonucu belirlemiştir. Bu süreçte, önemlilik analizinin sonuçları, paydaş beklentileri ve ulusal/uluslararası standartlar ve sektörel raporlar dikkate alınmıştır.

Dolayısıyla Topluluk, sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili faaliyetleri üzerindeki potansiyel etkileri stratejik düzeyde ele almaya çaba göstermiş ve bu çerçevede sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili risk ve fırsatlarını sistematik bir yaklaşımla değerlendirmeye tabii tutmuştur.

Bu doğrultuda sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili riskler ve fırsatlar belirlenirken ilgili risk ve fırsatlardan her birinin etkisinin gerçekleşmesinin makul ölçüde beklenebileceği zaman dilimlerinin yani kısa, orta, uzun vadenin belirtilmesi gerekmektedir. Nitekim kısa, orta ve uzun vadeli zaman dilimleri işletmeden işletmeye değişebilmektedir. Ayrıca bu zaman dilimleri belirlenirken raporlayan işletme ile de tutarlı bir yaklaşım sergilenmesi adına Topluluk bazında değerlendirmede bulunulması gerekmektedir.

Bu kapsamda işletme, gelecekteki finansal yeterliliğini etkilemesini beklediği sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili risk ve fırsatları bu raporun kapsam bölümünde de belirtildiği üzere iklimle ilgili fiziksel riskler ve iklimle ilgili geçiş riskleri olmak üzere iki ana başlık altında ele almıştır.

Bilindiği üzere iklimle ilgili fiziksel riskler olay tabanlı gerçekleşen bir iklim değişikliğinden kaynaklanan akut fiziksel riskler ile iklim olaylarındaki uzun vadeli değişimlerden kaynaklanan kronik fiziksel risklerden müteşekkildir.

Akut fiziksel riskler; şiddeti ve sıklığı artan fırtınalar, sel, kuraklık, orman yangınları ve sıcak hava dalgaları gibi ani ve olay tabanlı hava olaylarıdır. Bu riskler, doğrudan varlık hasarına yol açarak üretim ve lojistik süreçlerinde aksamalara sebep olabilmektedir.

Kronik fiziksel riskler ise deniz seviyesinin yükselmesi, yağış ve sıcaklık rejimlerindeki kalıcı değişiklikler, suya erişimin azalması, biyolojik çeşitlilik kaybı ve toprak verimliliğindeki düşüş gibi uzun vadeli iklim değişikliklerinden kaynaklanmaktadır. Bu riskler, Topluluğun tedarik zincirinde süreklilik sorunlarına ve faaliyetlere yönelik maliyetlerin artışlarına sebep olabilmektedir.

Bu riskler, Topluluk için hem doğrudan finansal etkiler (örneğin üretim tesislerinde aksama, ek enerji veya hammadde maliyetleri) hem de dolaylı etkiler (örneğin tedarik zincirinde kesintiler, lojistik ve dağıtım maliyetlerinde artış) yaratabilmektedir.

İklimle ilgili geçiş riskleri ise düşük karbonlu ekonomiye geçiş çabalarından kaynaklanmaktadır. Bu kapsamda geçiş riskleri;

• Politik geçiş riskleri siyasi kararlar, düzenlemeler, hükümet değişiklikleri, toplumsal istikrarsızlık ya da uluslararası ilişkilerden kaynaklanan risklerdir. Dolayısıyla bu riskler kaynaklı karbon vergileri, emisyon ticaret sistemleri ve AB düzenlemeleri gibi yeni düzenlemelerin ek maliyet baskısı yaratabileceği değerlendirilmektedir.

  • Yasal geçiş riskleri yürürlükteki kanun, yönetmelik, standart ve sözleşmelere uyulmaması ya da bu düzenlemelerde meydana gelen değişikliklerin maddi kayıp, itibar zedelenmesi veya hukuki yaptırımlara maruz bıraktığı risklerdir. Dolayısıyla ulusal ve uluslararası sürdürülebilirlik düzenlemelerinin ek maliyet baskısı ve uyum riski yaratabileceği değerlendirilmektedir.
  • Teknolojik geçiş riskleri faaliyetleri ve rekabet gücünü etkileyebilecek teknolojideki hızlı değişimlerden veya yeni teknolojilere uyum sağlanamamasından kaynaklanan belirsizlikler kaynaklı risklerdir. Dolayısıyla düşük karbonlu teknolojilere geçiş için yapılması gereken yatırımların ek maliyet baskısı yaratabileceği değerlendirilmektedir.
  • Piyasa geçiş riskleri faaliyet gösterilen piyasalarda meydana gelen talep değişimleri, fiyat dalgalanmaları, rekabet koşulları veya müşteri tercihlerindeki kaymalar nedeniyle finansal performansın olumsuz etkilenmesi riskleridir. Dolayısıyla müşteri taleplerinin hızla değişmesinin ve düşük karbon ayak izine sahip ürünlere yönelimin artmasının rekabet dezavantajı yaratabileceği değerlendirilmektedir.
  • İtibar geçiş riskleri ise kamuoyu, müşteriler, yatırımcılar, çalışanlar ve diğer paydaşlar nezdinde sahip olduğu güven ve marka değerinin zedelenmesi sonucu maddi kayıplar, müşteri kaybı veya yatırımcı ilgisinin azalması riskleridir. Dolayısıyla sürdürülebilirlik konularında yeterli aksiyon alınmaması halinde ek maliyetlerin oluşabileceği değerlendirilmektedir.

Bu doğrultuda Topluluk, iklim değişikliğinin ortaya çıkardığı risk ve fırsatları dikkate alarak iş modelini ve stratejisini kısa, orta ve uzun vadede inisiyatif alan bir yaklaşımla güçlendirmektedir. Bu süreçte;

  • Yönetim Kurulu en üst gözetim organı olarak yönetişim sorumluluğunu üstlenmekte,
  • Riskin Erken Saptanması Komitesi sürdürülebilirlik stratejisi, politikaları, hedefler ve ÇSY performansını yönlendirmekte ve risklerin izlenmesi ve önleyici tedbirlerin uygulanmasını sağlamaktadır.

Ayrıca bir sonraki raporlama dönemi için kurulması planlanan Sürdürülebilirlik Komitesi vesilesiyle de bu alana özel bir komitenin oluşturulması hedeflenmektedir. Tüm bunlara ek olarak Denetim Komitesi ise tüm bu süreçlere ilişkin raporlamaları gözetim altında tutarak şeffaflık ve hesap verebilirliği güçlendirmektedir. İnsan Kaynakları Politikası, Etik İlkeler ve İş İlkeleri de bu yaklaşımlara katkı sağlayarak karar alma süreçlerinde sürdürülebilirlik perspektifinin kurumsal düzeyde benimsenmesini güvence altına almaktadır.

Bu bağlamda sektörel dinamiklerin ve küresel eğilimlerin farkında olan Topluluk, iklim değişikliğinin ortaya çıkardığı risk ve fırsatları iş modeline ve stratejik planlamasına entegre ederek bu etkileri kısa, orta ve uzun vadeli perspektiflerle yönetmeyi hedeflemektedir. Sonuç olarak bu yaklaşım, hem TSRS'lerin öngördüğü metodolojiyle uyumlu olup hem de Topluluğun stratejik vizyonu ile de örtüşmektedir.

Bu kapsamda Topluluk, belirlenen risk ve fırsatların gerçekleşme olasılığı ve etkilerini zaman dilimlerine göre aşağıdaki gibi sınıflandırmaktadır:

• Kısa vade (0-3 yıl),

Bu dönem, iklimle ilgili risk ve fırsatların ilk yansımalarının en somut şekilde hissedildiği ve faaliyetler düzeyinde aksiyonların hayata geçirilmeye başlandığı süreçtir.

• Orta vade (4-15 yıl) ve

Bu dönem Topluluğun stratejik yatırımlarının olgunlaştığı ve sektörel dönüşümlere adaptasyonun hızlandığı bir süreçtir. Bu dönemde sürdürülebilirlik yatırımlarının ve iklim stratejilerinin somut çıktıları ortaya çıkmaya başlamaktadır.

• Uzun vade (15+ yıl) olarak değerlendirmektedir.

Uzun vadede, Topluluğun sürdürülebilirlik stratejisinin kurumsal kültürün ayrılmaz bir parçası haline geldiği, iklimle mücadele alanında kalıcı çözümlere ulaştığı bir süreçtir.

Vade Vade Türü Yıllar
0-3 Yıl Kısa Vade 2024-2026
4-15 Yıl Orta Vade 2027-2041
15+ Yıl Uzun Vade 2041 ve Sonrası

Topluluk, "Geleceği Dokuyoruz" vizyonunun bir parçası olarak, ilk sürdürülebilirlik raporlaması sürecinin çıktılarından da yararlanarak, stratejik öncelikleri çerçevesinde kısa, orta ve uzun vadeli risk ve fırsatlarını kapsamlı şekilde değerlendirmektedir.

Bu kapsamda Topluluğun kısa vadede odak noktası, risklerin hızlı tespiti, bu risklere cevap verecek mekanizmaların alt yapısının oluşturulması olarak belirlenmiştir.

Orta vadede, stratejik yatırımların olgunlaşmasıyla birlikte, Topluluk sürdürülebilirliği iş modeline bütüncül şekilde entegre etmeyi hedeflemektedir. Bu dönem, iklim risklerine karşı kurumsal yapının güçlendirildiği ve fırsatların daha etkin şekilde değerlendirildiği bir dönem olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bu kapsamda Topluluğun orta vadede odak noktası, çevre dostu hammadde tedarikinin ve ihracatın artırılması, ve yenilenebilir enerji çözümlerinin geliştirilmesi olarak belirlenmiştir. Bu doğrultuda Topluluk tarafından yeni iş birliklerinin hayata geçirilmesi, sektörel dönüşümlere daha hızlı adaptasyon sağlanması ve fırsatlardan doğacak avantajların sistematik olarak takip edilerek değer yaratma sürecine entegre edilmesi hedeflenmektedir.

Uzun vadeli dönemde ise Topluluk iklimle mücadelede karbon sıfır, net sıfır hedefleri ve yenilenebilir enerji dönüşümü hedefleri doğrultusunda sürdürülebilirlik stratejisini kurumsal kültürünün ayrılmaz bir parçası haline getirmeyi amaçlamaktadır.

Bu kapsamda Topluluğun uzun vadede odak noktası ülke hedefleriyle de uyumlu bir şekilde 2053 Net Sıfır Emisyon hedefi doğrultusunda oluşturacak ulusal politikalara uyum sağlamak, İklim Kanunu ve ETS (Emisyon Ticaret Sistemi) süreçlerine tamamıyla entegre olmak, yenilenebilir enerji kullanımına geçiş yapmak ve uzun vadeli değer yaratma ve paydaş güvenini pekiştirmek olarak belirlenmiştir.

Dolayısıyla Yönetim Kurulu, iklimle ilgili risk ve fırsatların stratejik hedeflere entegrasyonunu gözeterek belirlenen risk ve fırsatların stratejik planlamaya yansıtılmasını, ÇSY performansının artırılmasını ve politika geliştirilmesini temin etmeyi hedeflemektedir.

Ayrıca, ödünleşim mekanizmaları dikkate alınmakta; risk ve fırsatların değerlendirilmesinden doğabilecek olumlu ya da olumsuz etkiler Yönetim Kurulu tarafından bütüncül şekilde ele alınmaktadır. Böylece kısa vadeli faaliyetlerin verimliliği ile uzun vadeli sürdürülebilirlik hedefleri arasında bir denge kurulmaktadır.

Bu bağlamda Topluluk, iklimle ilgili risk ve fırsatlarını senaryo analizleri ışığında değerlendirmektedir. Bu yöntem, TSRS 2 İklimle İlgili Açıklamalar standardı çerçevesinde, işletmenin iklim değişikliğine ilişkin farklı gelecek senaryolarına karşı dayanıklılığını test etmesi ve stratejik planlamasını bu doğrultuda uyarlaması için önemli bir araçtır.

Bu kapsamda iklimle ilgili fiziksel riskler için Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından yayımlanan Altıncı Değerlendirme Raporu (AR6) esas alınmış ve aşağıdaki iki temel senaryo dikkate alınmıştır:

RCP 4.5 (Orta Düzey Senaryo):

RCP 4.5, küresel ölçekte sera gazı emisyonlarının 2040'lı yıllardan itibaren kademeli olarak düşüş eğilimine girdiği görece dengeli bir senaryoyu temsil etmektedir. Bu senaryoda, emisyonlar zirve yaptıktan sonra yüzyıl ortasına doğru azalmaya başlamakta ve yüzyıl sonunda nispeten istikrarlı bir düzeye ulaşmaktadır.

  • Sıcaklık Artışı: Sanayi öncesi döneme kıyasla küresel ortalama sıcaklıkların yaklaşık 2,0–2,7 °C artacağı öngörülmektedir. Bu artış, iklim sisteminde belirgin değişiklikler yaratmakla birlikte, karbon nötr politikaların ve enerji dönüşümünün etkisiyle daha yönetilebilir bir risk ortamı ortaya çıkarmaktadır.
  • Fiziksel Riskler: Sel, fırtına ve sıcak dalgalarının sıklığında artış, tarımsal verimlilikte azalma ve ekosistem hizmetlerinde bozulma gibi etkiler gözlemlenmektedir. Ancak RCP 8.5'e kıyasla bu etkiler daha orta düzeyde kalmaktadır.
  • Geçiş Dinamikleri: Bu senaryo, karbon vergileri, emisyon ticaret sistemleri ve yenilenebilir enerjiye geçiş yatırımları gibi düzenleyici ve ekonomik adımların hız kazanacağını öngörmektedir. İşletmeler açısından bu durum, enerji verimliliği yatırımları, yenilenebilir kaynakların devreye alınması ve karbon yönetimi konularında daha geniş fırsatlar anlamına gelmektedir.

RCP 8.5 (Yüksek Düzey Senaryo):

RCP 8.5, sıklıkla "işlerin alışıldığı gibi devam etmesi" (business as usual) senaryosu olarak tanımlanmakta olup, küresel ölçekte sera gazı emisyonlarının ciddi ölçüde artmaya devam ettiği bir gelecek projeksiyonudur. Bu senaryoda fosil yakıt tüketimi yüksek seviyelerde sürmekte, enerji verimliliği ve düşük karbon teknolojilerine geçiş gecikmektedir.

  • Sıcaklık Artışı: Sanayi öncesi döneme göre küresel sıcaklıkların 4 °C ve üzeri artması öngörülmektedir. Bu artış, gezegenin birçok bölgesinde geri dönüşü olmayan ekolojik ve sosyo-ekonomik sonuçlara yol açabilecek yüksek riskli bir gelecek anlamına gelmektedir.
  • Fiziksel Riskler: Kuraklık, su kıtlığı, orman yangınları, sıcak hava dalgaları, sel ve taşkın olaylarının şiddeti ve sıklığı ciddi ölçüde artmaktadır. Ayrıca deniz seviyesindeki yükselme nedeniyle kıyı bölgeleri ve kritik altyapılar risk altına girmektedir. Bu durum, tedarik zincirlerinde kesintiler, lojistik maliyetlerinde artış ve üretim kapasitesinde düşüş gibi doğrudan finansal etkiler yaratmaktadır.
  • Geçiş Dinamikleri: Bu senaryo, düşük karbon ekonomisine geçişte gecikme yaşandığı için işletmelerin bir anda çok daha sert düzenlemelerle karşı karşıya kalma riskini barındırmaktadır. Karbon fiyatlarının hızla yükselmesi, fosil yakıtlara bağımlı iş modellerinin değer kaybetmesi ve itibar riskleri ön plana çıkmaktadır.

Öte yandan iklimle ilgili geçiş riskleri için, Yeşil Finansal Sistem Ağı (NGFS) tarafından yayımlanan senaryolar esas alınmış ve aşağıdaki iki temel senaryo dikkate alınmıştır:

NGFS 1 – Düzenli Geçiş (Orderly Transition)

Bu senaryo, iklim politikalarının erken, planlı ve kademeli biçimde hayata geçirildiği bir dünyayı ifade etmektedir. 2020'li yılların başından itibaren karbon fiyatlandırma, enerji dönüşümü ve sürdürülebilir yatırımlar hızla devreye alınır.

  • Sıcaklık artışı: Yüzyıl sonunda sanayi öncesi döneme kıyasla yaklaşık 1,5–2 °C ile sınırlandırılır.
  • Geçiş maliyetleri: Karbon fiyatları öngörülebilir şekilde artar; işletmelerin uyum sağlaması için zamana yayılmış bir süreç öngörülür.
  • Riskler: Fiziksel riskler düşük, geçiş riskleri yönetilebilir düzeydedir.

NGFS 2 – Düzensiz / Gecikmiş Geçiş (Disorderly Transition)

Bu senaryo, iklim politikalarının gecikmeli, ani ve düzensiz biçimde uygulandığı bir gelecek tasvir etmektedir. Başlangıçta hareketsizlik söz konusudur; ancak 2030 sonrası sert düzenlemeler ve ani karbon fiyat artışlarıyla piyasada şok etkisi oluşacağı öngörülmektedir.

  • Sıcaklık artışı: Yüzyıl sonunda 2,0–2,5 °C aralığında gerçekleşir.
  • Geçiş maliyetleri: Kısa vadede yüksek uyum maliyetleri, ani sermaye ihtiyacı ve bazı sektörlerde varlık değeri kayıpları yaşanır.
  • Riskler: Fiziksel riskler orta, geçiş riskleri ise çok yüksektir.

Riskler

Topluluk, sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili risk ve fırsatlarını belirlerken yukarıda da özetlendiği üzere senaryo analizlerinden ve sektörel raporlardan yararlanmıştır. Bu çerçevede, fiziksel riskler için IPCC'nin RCP senaryoları, geçiş riskleri için ise NGFS senaryoları esas alınmıştır. Böylece farklı gelecek senaryoları altında Topluluğun faaliyetleri üzerindeki potansiyel etkiler sistematik bir biçimde değerlendirilmiş ve önceliklendirilmiştir.

Risk 1 Ulusal ve Uluslararası Karbon Vergileri ve Karbon Fiyatlandırma Mekanizmaları (Geçiş Riski Politik ve Yasal)

Riskin Tanımı

Karbon vergileri ve karbon fiyatlandırma mekanizmaları, Topluluğun faaliyet gösterdiği tekstil sektöründe hem ihracat hem de hammadde tedariki aşamalarında karbon ve gömülü karbon maliyetlerinin artmasına yol açabilecek önemli bir politik ve yasal geçiş riskidir.

Özellikle Avrupa Birliği Emisyon Ticaret Sistemi (AB ETS), Topluluğun ihracat faaliyetleri açısından kritik öneme sahiptir. AB ETS kapsamındaki karbon maliyetlerinin zamanla ürünlere doğrudan, tedarikçiler üzerinden ise dolaylı biçimde yansıması beklenmektedir. Dolayısıyla bu durum, ihracat maliyetlerinin artmasına ve rekabet gücünün azalmasına neden olabilecektir.

Buna ek olarak, Türkiye'de yürürlüğe girmesi beklenen Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) uygulamasının da yerel tedarik zincirimizde benzer maliyet baskıları yaratması öngörülmektedir.

Nitekim senaryo analizleri, bu riskin olası etkilerini şu şekilde ortaya koymaktadır:

  • NGFS "Düzenli Geçiş" Senaryosunda, karbon fiyatlarının kademeli arttığı ve etkilerin yönetilebilir düzeyde kaldığı varsayılmaktadır. Bu durumda Topluluğun karbon maliyetlerini etkin biçimde yönetmesi mümkündür.
  • NGFS "Düzensiz / Gecikmiş Geçiş" Senaryosunda ise karbon düzenlemelerinin ani ve sert biçimde devreye alınmasıyla maliyetlerin öngörülemez biçimde artması beklenmektedir. Bu durumda özellikle ihracat maliyetlerinde ve hammadde fiyatlarında hızlı artışlar yaşanabileceği, tedarik zincirinin kırılganlaşabileceği değerlendirilmektedir.

Riskin Değer Zincirimizdeki Yeri

Yukarı Yönlü Etkiler (Tedarikçiler)

  • AB ETS'si, Avrupa Birliği ülkelerinde faaliyet gösteren ya da Birlik ile doğrudan ilişkileri olan hammadde tedarikçilerimizin maliyetlerini artırabilecek, bu da ithal edilen pamuk ve iplik fiyatlarına yansıyabilecektir.
  • Türkiye'de ETS'nin yürürlüğe girmesiyle birlikte yerel tedarikçilerimizin de benzer maliyet baskısına maruz kalması beklenmektedir.

Topluluk İçindeki Etkiler (Faaliyetler)

  • Hammadde ve enerji maliyetlerindeki artış Topluluğun brüt kâr marjı ve fiyatlama politikasını doğrudan etkileyebilecektir.
  • Üretim ve lojistik faaliyetlerinde dolaylı karbon maliyetlerinde artış olacağı öngörülmektedir.

Aşağı Yönlü Etkiler (Müşteriler)

  • Nihai ürün fiyatları, karbon ve gömülü karbon maliyetleri nedeniyle artabilecektir.
  • Düşük karbonlu ürün taleplerinin artacağı ve karbon yoğun ürünlere olan talebin düşeceği öngörülmektedir.
  • Topluluğun karbon maliyetlerini yönetememesi halinde pazar payında kayıp yaşayacağı öngörülmektedir.

Riskin Zaman Dilimi ve Önceliği

Topluluk için karbon vergileri ve karbon fiyatlandırma mekanizmaları riski kısa vadede önem arz etmektedir. AB'de ETS uygulanmakta olup Türkiye'de ise Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) hazırlıkları hızla ilerlemektedir. Özellikle 2025 yılı sonu itibarıyla ülkemizde ikincil mevzuatın devreye girmesi beklenmektedir. Dolayısıyla her ne kadar Topluluğumuzun henüz doğrudan uyum yükümlülükleri olmasa da ilerleyen süreçlerde AB tarafından tekstil sektörünün de kapsama alınabileceği ve Topluluğumuzun karbon maliyetlerine maruz kalacağı, brüt kâr marjımızın daralacağı, pazarlık gücümüzün ve rekabet avantajımızın zayıflayabileceği öngörülmektedir.

Dolayısıyla bu riskin kısa vadede önceliği "orta" olarak belirlenmiştir. Çünkü etkilerin kısa vadenin sonuna doğru hissedileceği ve orta vadeye yayılarak finansal performansımızı ve faaliyet süreçlerimizi yakından ilgilendireceği değerlendirilmektedir.

Riskin İşletmenin Strateji ve Karar Alma Mekanizması Üzerindeki Etkileri

Karbon vergileri ve karbon fiyatlandırma uygulamaları Topluluğumuz için sadece finansal bir risk değil aynı zamanda bir öğrenme ve mevzuata uyum süreci olarak görülmektedir. Yönetim Kurulu, bu alandaki gelişmeleri dikkate alarak

  • Karbon yönetimi,
  • Sürdürülebilir tedarik zinciri,
  • Düşük karbonlu üretim teknolojileri ve
  • Ürün portföyü dönüşümünü kısa ve orta vadeli stratejik öncelik olarak tanımlamıştır.

Bu doğrultuda Topluluk, karbon muhasebesi ve raporlama kabiliyetini güçlendirmekte, sürdürülebilir pamuk tedariği, tedarik zinciri çeşitlendirmesi ve ürün portföyünün dönüşümü konularında kurumsal kapasitesini artırmaktadır. Özellikle sürdürülebilir pamuk tedariği noktasında raporlama dönemi itibarıyla %3 Fair Trade, %20 Better Cotton, %5 Cotton Made in Africa ve %20 organik pamuk kullanılmış olup toplam pamuk tedariğinin %48'i sürdürülebilir kaynaklardan temin edilmiştir.

Riske Karşı Atılacak Adımlar

  • AB ETS ve Türkiye ETS düzenlemelerinin sürekli takibi ve bu konuda kurum içi eğitimlerin artırılması.
  • Tedarikçi seçiminde karbon ayak izi ve sürdürülebilirlik kriterlerinin dikkate alınması.
  • Düşük karbonlu ve sürdürülebilir hammadde ve üretim süreçlerine yönelim, enerji verimliliği yatırımlarının önceliklendirilmesi.
  • Sertifikalı hammade tedariği,
  • Karbon uyumlu ürünlerin rekabet avantajı sağlayan marka unsuru haline getirilmesi.

Risk 2 Ortalama Hava Sıcaklıklarındaki Artış (Kronik Fiziksel Risk)

Riskin Tanımı

Küresel ortalama sıcaklıkların yükselmesi, iklim değişikliğinin en belirgin ve kalıcı etkilerinden biridir. IPCC'nin RCP 4.5 ve RCP 8.5 senaryoları, bu artışın 2100 yılına kadar özellikle RCP 8.5 altında 4°C ve üzerine çıkabileceğini ortaya koymaktadır.

Topluluk açısından sıcaklık artışının temel etkileri:

  • Pamuk üretimi için gerekli su kaynaklarına erişimin zorlaşması,
  • Enerji tüketiminde ve işletme giderlerinde yükseliş,
  • Çalışma koşullarının zorlaşması ve buna bağlı verimlilik kaybı,
  • Kritik üretim ekipmanlarında ısınma kaynaklı arızaların ve erken yenileme ihtiyacının artması.

Bu nedenle ortalama hava sıcaklıklarındaki artış, Topluluğun faaliyetleri üzerinde hem doğrudan maliyet baskısı hem de dolaylı verimlilik kaybı riski yaratmaktadır.

Riskin Değer Zincirimizdeki Yeri

Yukarı Yönlü Etkiler (Tedarikçiler):

  • Artan sıcaklık ve su kıtlığı, pamuk üretimini olumsuz etkileyerek tedarik risklerini artırabilir.
  • Tarımsal üretimdeki verim düşüşü, hammadde maliyetlerinin yükselmesine yol açabilir.

Topluluk İçindeki Etkiler (Faaliyetler)

  • Üretim merkezlerimizde enerji yoğunluğumuz artabilir.
  • Bakım-onarım sıklığı ve enerji giderleri yükselebilir.
  • Aşırı sıcaklar nedeniyle çalışan verimliliğinde azalma görülebilir.
  • Lojistik süreçlerde rota değişikliği ve taşıma kısıtlamaları ortaya çıkabilir.

Aşağı Yönlü Etkiler (Müşteriler)

  • Enerji verimli ve düşük karbonlu sürdürülebilir ürünlere talep artabilir.
  • Bu kriterleri karşılamayan ürünlere yönelik talep azalabilir.
  • Müşteri beklentilerine uyum sağlayamayan işletmeler rekabet avantajını kaybedebilir.

Riskin Zaman Dilimi ve Önceliği

Ortalama hava sıcaklıklardaki artışın kısa ve orta vadede faaliyetlere yönelik maliyetler üzerinde baskı yaratsa da asıl kritik etkilerinin uzun vadede görüleceği değerlendirilmektedir. Çünkü iklim değişikliğinin kronik boyutunun özellikle IPCC RCP 8.5 senaryosunda öngörüldüğü üzere yüzyıl ortalarından sonra daha belirgin hale geleceği düşünülmektedir.

Bu dönemde:

  • Pamuk üretiminde suya erişimin kritik hale geleceği,
  • Soğutma ve enerji ihtiyacının sürekli artacağı,
  • İklim dayanıklı altyapı ve yenilenebilir enerji çözümlerinin kaçınılmaz olacağı,
  • İş gücü verimliliğinin azalacağı,
  • Enerji verimsiz ve sürdürülebilir olmayan ürünlerin pazar dışında kalacağı ve

Düşük karbonlu ve sürdürülebilir ürünlerin standart hâle geleceği değerlendirilmektedir.

Dolayısıyla bu riskin etkileri, kısa vadede yönetilebilir olsa da uzun vadede yapısal bir dönüşüm gerektiren stratejik bir konudur.

Her ne kadar bu risk, uzun vadede kritik sonuçlar doğurabilecek olsa da öncelik derecesi "orta" olarak belirlenmiştir.

Bunun temel sebepleri:

  • İklim uyumlu iş planları sayesinde bu riskin etkilerinin önemli ölçüde yönetilebilir olması,
  • Sıcaklık artışının ani bir kriz olmaktan ziyade kademeli bir süreç olması ve bunun da Topluluğa uyum sağlama ve yatırım planlarını şekillendirme konusunda fırsat sunması ve
  • Riskin yalnızca Topluluğumuza değil tüm sektöre yayılması gösterilebilecektir.

Riskin İşletmenin Strateji ve Karar Alma Mekanizması Üzerindeki Etkileri

Uzun vadeli sıcaklık artışı, Topluluğun stratejik gündemini doğrudan etkilemektedir. Yönetim Kurulu iklim değişikliğinin kronik etkilerini dikkate alarak "iklim uyumlu iş modeli altyapısını" uzun vadeli stratejinin merkezine yerleştirmiş ve bu strateji noktasında yapısal değişim planlamalarını yapmaya başlamıştır.

Riske Karşı Atılacak Adımlar

  • Üretim ve depolama alanlarında ısı yalıtımı, gölgelendirme ve enerji verimli soğutma sistemlerinin devreye alınması,
  • Üretim merkezlerimizde önleyici bakım süreçlerinin güçlendirilmesi,
  • Bakım onarım faaliyetlerinin sıklaştırılması ve
  • Esnek vardiya ve çalışma modellerine geçilmesi.

Risk 3 Teknolojik Geçişin Finansmanı (Teknolojik Geçiş Riski)

Riskin Tanımı

Düşük karbonlu, enerji verimli ve sürdürülebilir üretim teknolojilerine geçiş süreci, Topluluk açısından çevresel taahhütlerin ve uzun vadeli rekabet gücünün temel bir unsurudur. Ancak bu dönüşümün gerektirdiği sermaye yatırımlarının yüksek maliyetli olması, finansman kaynaklarına erişimde sınırlılıklar yaşanması ve borçlanma maliyetlerinin artması, finansal sürdürülebilirliği tehdit eden önemli bir geçiş riski oluşturmaktadır. Bu durum orta ve uzun vadede işletme sermayesi üzerinde baskı yaratma, nakit akışlarında dalgalanmalara yol açma ve yatırım planlarının ertelenmesi riskini beraberinde getirmektedir.

Riskin Değer Zincirimizdeki Yeri

Yukarı Yönlü Etkiler (Tedarikçiler):

  • Tedarikçilerimizin de düşük karbonlu üretim teknolojilerine geçişte benzer maliyet baskılarıyla karşılaşması nedeniyle hammadde maliyetlerinin artması,
  • Tedarikçilerin yeni teknolojik standartlara uyum sağlayamaması durumunda tedarik zincirinde gecikmeler veya darboğazlar yaşanması,
  • Sürdürülebilir hammaddelerin temininde maliyet artışları ve arz kısıtları yaşanması.

Topluluk İçindeki Etkiler (Faaliyetler)

  • Üretim tesislerinde karbon ayak izini azaltmaya yönelik yatırımların (yenilenebilir enerji sistemleri, otomasyon, verimlilik projeleri vb.) yüksek finansman ihtiyacı doğurması,
  • Artan yatırım maliyetlerinin faaliyet kârlılığını kısa vadede azaltması,
  • Borçlanma oranlarının yükselmesiyle birlikte finansal kaldıraç seviyesinde artış yaşanması,
  • Düşük karbon teknolojilerine geçişin planlandığı hızda gerçekleşememesi durumunda rekabet avantajı kaybı.

Aşağı Yönlü Etkiler (Müşteriler)

  • Sürdürülebilir üretim standartlarına sahip olmayan işletmelere yönelik müşteri güveninin azalması,
  • Sürdürülebilir ürünlere olan talebin artması nedeniyle fiyat rekabetinin yeniden şekillenmesi,
  • Finansal kısıtlar nedeniyle ürün geliştirme süreçlerinde yavaşlama yaşanması.

Riskin Zaman Dilimi ve Önceliği

Teknolojik dönüşümün gerektirdiği yüksek sermaye yatırımları ve finansman ihtiyacının kısa vadede nakit akışı üzerinde sınırlı etki yaratması; ancak orta ve uzun vadede finansal sürdürülebilirliği doğrudan etkileyebilecek boyutlara ulaşması beklenmektedir.

Bu dönemde:

  • Karbon azaltımına yönelik yatırımların hızlanmasıyla birlikte finansman gereksiniminin artacağı,
  • Yatırım maliyetlerinin kısa vadede faaliyet kârlılığını baskılayabileceği,
  • Yeşil finansman araçlarına erişimin işletmenin dönüşüm kapasitesinde belirleyici olacağı,
  • Yenilenebilir enerji, otomasyon ve dijitalleşme yatırımlarının uzun vadede verimlilik artışı ve maliyet avantajı sağlayacağı öngörülmektedir.

Dolayısıyla bu riskin etkileri orta vadede belirli önlemlerle yönetilebilir olsa da uzun vadede yapısal bir dönüşüm gerektiren stratejik bir konu niteliğindedir. Sonuç olarak her ne kadar bu risk uzun vadede kritik sonuçlar doğurabilecek olsa da öncelik derecesi "orta" olarak belirlenmiştir. Bunun temel sebepleri:

  • Yatırımların planlı ve kademeli şekilde yapılması sayesinde finansal yükün dengelenebilir olması,
  • Yeşil kredi ve sürdürülebilir finansman imkânlarının bu süreci destekleme potansiyeli,

  • Tekstil sektöründe enerji verimliliği ve karbon azaltımı yatırımlarının tüm aktörler için ortak bir gereklilik haline gelmesi ve

  • Riskin yalnızca Topluluğumuza değil, küresel ölçekte tüm sektöre yayılmasıdır.

Riskin İşletmenin Strateji ve Karar Alma Mekanizması Üzerindeki Etkileri

Bu risk, Topluluğun yatırım planları ve sermaye yönetim politikaları üzerinde doğrudan etkili olmaktadır. Bu kapsamda Yönetim Kurulu;

  • Finansal sürdürülebilirlik ilkelerini, düşük karbonlu yatırımlarla entegre biçimde ele almakta,
  • Sermaye tahsis süreçlerinde çevresel getirileri dikkate almakta,
  • Uzun vadeli finansman stratejilerini yeşil tahvil, sürdürülebilir kredi ve hibeler gibi alternatif araçlarla çeşitlendirmektedir.

Riske Karşı Atılacak Adımlar

  • Yatırım planlamasında öncelikli olarak enerji verimliliği ve geri ödeme süresi kısa projelere öncelik verilmesi,
  • Yeşil finansman kaynaklarına (yeşil tahvil, sürdürülebilir kredi, uluslararası fon programları vb.) erişimin artırılması,
  • Finansal riskleri azaltmak amacıyla karbon azaltım projeleri için teşvik ve hibe programlarından faydalanılması,
  • Yatırım kararlarında ÇSY (Çevresel, Sosyal, Yönetişim) performans kriterlerinin entegrasyonu.

Risk 4 Müşteri Tercihlerinin Değişmesi (Geçiş Riski Piyasa ve İtibar)

Riskin Tanımı

Küresel ölçekte sürdürülebilirlik bilincinin artması, çevre dostu üretim uygulamalarına yönelik beklentilerin güçlenmesi ve düşük karbonlu tekstil ürünlerine olan talebin hızla yükselmesi, Topluluk açısından önemli bir geçiş riskini temsil etmektedir.

Özellikle uluslararası müşteriler, organik pamuk, geri dönüştürülmüş iplik, su ve enerji verimliliği yüksek üretim gibi kriterleri satın alma süreçlerinde zorunlu unsur haline getirmektedir. Bu durum, geleneksel üretim tekniklerinin pazar payı üzerinde baskı oluşturmasına, mevcut ürün portföyünün rekabetçiliğinin azalmasına ve marka itibarı üzerinde olumsuz etki yaratma potansiyeline sahiptir.

Riskin Değer Zincirimizdeki Yeri

Yukarı Yönlü Etkiler (Tedarikçiler):

  • Sürdürülebilirlik standartlarına (örneğin OEKO-TEX®, BCI) uyum sağlayamayan tedarikçilerden temin edilen pamuk veya ipliklerin, müşteri nezdinde tercih edilmemesi,
  • Sürdürülebilir hammadde temininde yaşanabilecek arz kısıtları ve maliyet artışları,
  • Sertifikalı tedarik zinciri yönetiminin karmaşıklaşması ve ilave denetim yükümlülüklerinin artması.

Topluluk Faaliyetleri (Faaliyetler):

  • Ürün gamında sürdürülebilir ve düşük karbonlu tekstil ürünlerinin yetersiz kalması durumunda uluslararası alıcılarda rekabet dezavantajı yaşanması,
  • Mevcut üretim altyapısının sürdürülebilir standartlara uyumlu hale getirilmesi için ek yatırım ihtiyacı,
  • Müşteri taleplerine uygun sertifikasyon, izlenebilirlik ve raporlama süreçlerinin yoğunlaşması.

Aşağı Yönlü Etkiler (Müşteriler):

  • Yurt dışı müşterilerin satın alma politikalarında sürdürülebilirlik performansının belirleyici hale gelmesi,
  • Çevre dostu üretim ve etik tedarik zinciri ilkelerini uygulayan üreticilerin tercih edilmesi,
  • Müşteri beklentilerini karşılayamayan üreticilerin pazar dışına itilmesi ve itibar kaybı riski ile karşılaşması.

Riskin Zaman Dilimi ve Önceliği

Müşteri tercihlerindeki dönüşümün kısa vadede sınırlı etkiler yaratacağı, ancak orta vadede belirgin hale geleceği öngörülmektedir.

Bu dönemde:

  • Organik ve geri dönüştürülmüş pamuk ürünlerinin sektör standardı haline geleceği,
  • Enerji ve su yoğun üretim yöntemlerinin pazar avantajını kaybedeceği,
  • Tedarik zinciri izlenebilirliği ve şeffaf raporlama taleplerinin artacağı,
  • Sertifikalı üretim kapasitesi bulunmayan işletmelerin müşteri kaybı ve itibar riskiyle karşılaşacağı değerlendirilmektedir.

Dolayısıyla bu risk, kısa vadede yönetilebilir olsa da orta vadede stratejik dönüşüm gerektiren bir öncelikli konudur.

Ancak bu riskin öncelik derecesi "orta" olarak belirlenmiştir. Bunun başlıca gerekçeleri:

  • Topluluğun mevcut sertifikasyon altyapısı sayesinde riskin büyük ölçüde yönetilebilir olması,
  • Müşteri tercihlerindeki değişimin kademeli ilerlemesi, bu sayede yatırım planlamalarına uyum fırsatı sunması,
  • Riskin yalnızca Topluluğumuza değil, küresel ölçekte tüm sektöre yayılmasıdır.

Riskin İşletmenin Strateji ve Karar Alma Mekanizması Üzerindeki Etkileri

Müşteri tercihlerinde yaşanacak dönüşüm, Topluluğun stratejik planlamasında kritik bir faktör haline gelmiştir. Yönetim Kurulu ;

  • Ürün portföyünü sürdürülebilir üretim ilkeleri doğrultusunda yeniden yapılandırmakta,
  • Organik, ve sürdürülebilir ürünlerin payını artırmaya odaklanmakta,
  • Sürdürülebilirlik performansını müşterilere ve paydaşlara şeffaf biçimde raporlamayı stratejik öncelik haline getirmektedir.

Bu kapsamda müşteri beklentilerindeki değişim yalnızca bir risk değil, aynı zamanda yenilikçi ürün geliştirme ve marka itibarı güçlendirme fırsatı olarak değerlendirilmektedir.

Riske Karşı Atılacak Adımlar

  • Ürün gamına organik, geri dönüştürülmüş ve düşük karbonlu tekstil ürünlerinin dahil edilmesi,
  • Tedarikçilerle birlikte sertifikalı sürdürülebilir tedarik zinciri yapısının daha da güçlendirilmesi,
  • Müşteri taleplerine hızlı yanıt verebilmek için üretim ve lojistik süreçlerinde esneklik sağlanması,
  • Sürdürülebilir ürün avantajlarının vurgulandığı marka iletişimi ve müşteri farkındalığı faaliyetlerinin artırılması,

• Pazarlama faaliyetlerinde karbon ayak izi düşük üretim süreçlerinin görünür şekilde paylaşılması.

Fırsatlar

Fırsat 1 Düşük Karbonlu Ürün Portföyü ve Yeşil Finansmana Erişim (Geçiş Fırsatı Piyasa ve İtibar)

Fırsatın Tanımı

Düşük karbonlu, enerji verimli ve sürdürülebilir hammaddelerle üretilmiş tekstil ürünlerine yönelik küresel talep artışı, Topluluk için önemli bir stratejik fırsat alanı oluşturmaktadır. Bu kapsamda Topluluk organik pamuk, geri dönüştürülmüş iplik ve su/enerji verimliliği yüksek üretim tekniklerine yaptığı yatırımlar, yalnızca değişen müşteri beklentilerini karşılamakla kalmayıp aynı zamanda uluslararası yatırımcıların sürdürülebilirlik odaklı finansman tercihleri doğrultusunda marka değerini güçlendirmektedir. Bu dönüşüm, Topluluğun yeşil krediler, sürdürülebilir tahviller ve diğer yeşil finansman araçlarına erişimini kolaylaştıracak; böylece finansman maliyetleri azalırken uzun vadeli rekabet gücü ve kurumsal itibar artacaktır.

Fırsatın Değer Zincirimizdeki Yeri

Yukarı Yönlü Etkiler (Tedarikçiler):

  • Sürdürülebilir pamuk, geri dönüştürülmüş iplik ve çevre dostu boyar madde tedarikçilerinin üretim sürecine entegre edilmesi,
  • Karbon ayak izi düşük hammadde kullanımının hem ürün kalitesini hem de ihracat potansiyelini artırması,
  • Tedarik zincirinde sertifikalı sürdürülebilir üreticilerle iş birliğinin güçlenmesi.

Topluluk Faaliyetleri (Faaliyetler):

  • Enerji verimli ve düşük emisyonlu üretim teknolojilerinin benimsenmesiyle maliyetlerin azaltılması,
  • Çevre ve sosyal uyum sertifikalarının ürün portföyünde yaygınlaştırılması,
  • Sürdürülebilir ürünlerin markanın uluslararası pazarlarda farklılaşma unsuru haline gelmesi.

Aşağı Yönlü Etkiler (Müşteriler):

  • Uluslararası alıcıların sürdürülebilir ürün taleplerine uyum sayesinde pazar payının genişlemesi,
  • Nihai tüketicilerde çevre dostu ve etik üretim hassasiyetine yanıt verilmesiyle müşteri sadakatinin artması,
  • Markanın sürdürülebilirlik performansı sayesinde yeni ihracat fırsatlarının doğması.

Fırsatın Zaman Dilimi ve Önceliği

Düşük karbonlu ürün yatırımlarının kısa vadede markalaşma ve müşteri memnuniyeti üzerinde olumlu etki yaratacağı, ancak asıl yapısal getirilerin orta ve uzun vadede ortaya çıkacağı öngörülmektedir.

Bu dönemde:

• Enerji verimsiz ve sürdürülebilir olmayan üretim yöntemlerinin sektörde rekabet avantajını kaybedeceği,

  • Düşük karbonlu ürünlerin pazar standardı haline geleceği,
  • Yeşil finansman mekanizmalarının yaygınlaşarak finansman maliyetlerini düşüreceği,
  • Topluluğun marka değerinin ve pazar payının güçleneceği değerlendirilmektedir.

Dolayısıyla bu fırsat kısa vadede rekabet gücünü artırırken, orta ve uzun vadede sürdürülebilir büyüme ve dönüşümün temel dayanaklarından biri olacaktır.

Bu nedenle fırsatın öncelik derecesi "orta" olarak belirlenmiştir.

Fırsatın İşletmenin Strateji ve Karar Alma Mekanizması Üzerindeki Etkileri

Yönetim Kurulu düşük karbonlu üretim ve yeşil finansman stratejilerini Topluluğun uzun vadeli büyüme hedeflerinin merkezine yerleştirmiştir. Bu yaklaşım doğrultusunda:

  • Ürün portföyü sürdürülebilir ve düşük emisyonlu tekstil ürünleriyle çeşitlendirilecektir,
  • Üretim süreçlerinde yenilenebilir enerji kullanımı ve verimlilik yatırımları önceliklendirilecektir,
  • Yeşil kredi ve sürdürülebilir tahvil gibi finansman araçlarıyla yatırım maliyetleri düşürülmeye çalışılacaktır,
  • Elde edilen kazanımlarla marka itibarı ve uluslararası müşteri ilişkileri güçlendirilecektir.

Fırsat İçin Atılacak Adımlar

  • Ürün gamına organik pamuk, geri dönüştürülmüş iplik ve enerji verimli üretim teknikleriyle üretilmiş yeni ürünlerin eklenmesi,
  • Tedarikçilerle sürdürülebilir üretim standartlarına yönelik ortak projelerin geliştirilmesi,
  • Yeşil kredi, sürdürülebilir tahvil ve ESG finansman mekanizmalarına erişim için proje portföyü oluşturulması,
  • Sürdürülebilir üretimin rekabet avantajının marka iletişiminde vurgulanması ve müşteri bilincinin artırılması,
  • Sertifikalı ürün payının yıllık bazda artırılması için stratejik hedeflerin belirlenmesi.

Fırsat 2 Kurumsal ÇSY Kapasitesi ve Marka-Değer Artışı (Geçiş Fırsatı Piyasa ve İtibar)

Fırsatın Tanımı

Çevresel, sosyal ve yönetişim (ÇSY) alanlarında kurumsal kapasitenin güçlendirilmesi, Topluluğun marka değerini artırarak ulusal ve uluslararası pazarlarda güvenilirliğini pekiştirmesi açısından stratejik bir fırsat sunmaktadır. Güçlü bir ÇSY yapısı, paydaş güvenini artırırken, sürdürülebilir üretim anlayışıyla geliştirilen tekstil ürünlerinin yeşil pazarlara erişimini kolaylaştıracaktır. Ayrıca bu kapasite gelişimi, sürdürülebilir finansman araçlarına (yeşil krediler, sürdürülebilir tahviller vb.) erişimi kolaylaştırarak işletmeye uzun vadeli finansal avantajlar sağlayacaktır.

Fırsatın Değer Zincirimizdeki Yeri

Yukarı Yönlü Etkiler (Tedarikçiler):

• ÇSY standartlarına uyum sağlayan tedarikçilerle iş birliğinin artırılması, tedarik zincirinde çevresel ve etik standartların güçlenmesine katkı sağlayacaktır.

Topluluk Faaliyetleri (Faaliyetler):

• ÇSY temelli kurumsal yönetim kültürünün yerleşmesiyle birlikte süreçlerde şeffaflık artacak, risk yönetimi ve karar alma mekanizmaları daha güçlü hale gelecektir.

Aşağı Yönlü Etkiler (Müşteriler):

• Güçlü ÇSY performansı, uluslararası markalar ve sürdürülebilir tekstil alıcıları nezdinde Hateks'in güvenilirliğini artırarak marka bağlılığı ve ihracat kapasitesini destekleyecektir.

Fırsatın Zaman Dilimi ve Önceliği

Kurumsal ÇSY kapasitesinin güçlendirilmesine yönelik yatırımların kısa vadede faaliyetlerinin verimliliği ve marka algısı üzerinde olumlu etkiler yaratması; orta ve uzun vadede ise uluslararası rekabet gücü, finansmana erişim ve kurumsal itibar açısından stratejik bir dönüşüm sağlaması beklenmektedir.

Bu dönemde:

  • ÇSY performansını belgeleyen şirketlerin tercih edilme oranı artacak,
  • Yeşil tedarik zinciri kriterlerine uyum rekabet avantajı haline gelecek,
  • Sürdürülebilir finansman kaynaklarına erişim kolaylaşacak,
  • Kurumsal şeffaflık ve hesap verebilirlik, marka değerini güçlendirecektir.

Dolayısıyla bu fırsat, kısa vadede rekabet gücüne katkı sağlarken orta ve uzun vadede yapısal dönüşüm sağlayan stratejik bir unsur niteliğindedir. Öncelik derecesi "orta" olarak belirlenmiştir.

Fırsatın İşletmenin Strateji ve Karar Alma Mekanizması Üzerindeki Etkileri

Yönetim Kurulu'nun sürdürülebilirlik vizyonu doğrultusunda, Toplulukta ÇSY ilkeleri tüm faaliyetlerin ve stratejik süreçlerin merkezine yerleştirilmeye başlanmıştır. Bu sayede Topluluk, yatırımcılar, müşteriler ve çalışanlar nezdinde güvenilir, sorumlu ve uluslararası standartlara uyumlu bir marka olarak prestijini artırmaktadır. Güçlü bir ÇSY yönetimi ile Topluluğun uzun vadeli büyüme stratejisine finansal dayanıklılık kazandırmakta ve küresel tekstil sektöründe rekabet avantajını pekiştirilmektedir.

Fırsat İçin Atılacak Adımlar

  • ÇSY süreçlerinin kurumsal yönetim sistemlerine tam entegrasyonu,
  • Sürdürülebilirlik raporlarının uluslararası standartlara uygun şekilde hazırlanması.
  • Müşteri, yatırımcı ve iş ortaklarıyla ÇSY performansının etkin biçimde paylaşılması.
  • ÇSY ile ilgili raporlarımızın bağımsız kuruluşlarca denetlenmesi

Özetle 2024 yılı, Topluluk için iklim değişikliğinin yarattığı risklerin ve fırsatların bütüncül biçimde değerlendirildiği bir dönem olmuştur. Topluluk faaliyetlerini yürütürken yalnızca finansal performansa odaklanmamış; aynı zamanda iklim değişikliğinin doğrudan ve dolaylı finansal etkilerini de yönetimin gündemine taşımıştır.

Bu dönemde karbon ayak izi hesaplamaları tamamlanmış, sonuçlar raporlanmış ve bağımsız denetim hizmetleri alınarak şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleri güçlendirilmiştir. Topluluğun üretim tesisleri, depo ve lojistik alanları ile faaliyet ekipmanları, iklim kaynaklı fiziksel risklere karşı kurumsal sigorta poliçeleri kapsamında güvence altına alınmıştır. Böylelikle olası maddi kayıplar sınırlanmış, uzun vadeli sürdürülebilirliği destekleyen bir kurumsal risk yönetimi kültürü oluşturulmuştur.

Sonuç olarak, 2024 raporlama döneminde iklimle bağlantılı risklerin doğrudan büyük bir finansal yük oluşturmadığı, ancak alınan sigorta teminatları ve danışmanlık hizmetlerinin Topluluğun stratejik yöneliminde belirleyici rol oynadığı değerlendirilmiştir. Bu süreç, Topluluğun iklim değişikliğini yalnızca bir risk unsuru olarak değil; aynı zamanda sürdürülebilir büyüme ve kurumsal değer artışı için bir fırsat alanı olarak gördüğünün somut göstergesidir.

İklimle İlgili Giderler 1 Ocak – 31 Aralık 2024
Sürdürülebilirlik Raporlaması, Karbon Ayak İzi Hesaplamaları ve Bağımsız Denetim Hizmetleri 750.000 TL
İklimle İlgili Riskler de Dahil Sigorta Maliyetleri 21.723.777 TL

İklim Dirençliliği

Topluluk olarak iklim değişikliğini yalnızca çevresel bir sorun olarak değil, aynı zamanda iş modelimizi, tedarik, üretim ve lojistik süreçlerimiz ile değer zincirimizi doğrudan şekillendiren stratejik bir unsur olarak ele almaktayız. Tedarikten, üretime; üretimden, lojistiğe kadar uzanan tüm süreçlerimizi, iklim risklerine karşı dayanıklı, sürdürülebilir ve düşük karbonlu bir yapıya dönüştürmeyi hedeflemekteyiz.

Topluluğumuzun dikey entegre üretim yapısı, hammadde tedarik zinciri yönetimi ve müşteri odaklı ihracat stratejisi, iklimle bağlantılı risk ve fırsatların bütüncül biçimde değerlendirilmesine olanak sağlamaktadır.

Tekstil sektöründe faaliyet gösteren Topluluğumuz, iklim değişikliğinin fiziksel ve geçiş risklerinden doğrudan ve dolaylı olarak etkilenme potansiyeline sahiptir. Bu kapsamda, raporumuzun "Gelecekteki Finansal Yeterliliğini Etkilemesi Makul Ölçüde Beklenebilecek Sürdürülebilirlik ve İklimle İlgili Risk ve Fırsatlar" başlıklı bölümünde detaylandırıldığı üzere; IPCC'nin RCP 4.5–8.5 ve NGFS 1–2 senaryoları dikkate alınarak AB ve Türkiye Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) uygulamaları, teknolojik geçişin finansmanı ve müşteri tercihlerinin değişmesi kapsamında oluşabilecek geçiş riskleri ile; aşırı hava olayları, artan sıcaklıklar, su kaynaklarında azalma gibi fiziksel riskler tarafımızca analiz edilmektedir.

Bu kapsamda Topluluk, yayımlanan iklim senaryolarını, mevzuat değişikliklerini ve sektör genelindeki uygulamaları yakından takip ederek iklim değişikliği kaynaklı risk ve fırsatları yönetişim süreçlerine entegre etmektedir. Yönetim Kurulu gözetiminde yürütülen bu süreçte, kurumsal sürdürülebilirlik hedefleri ve yatırım planlamaları iklim senaryolarına dayalı olarak şekillendirilmektedir.

Bu çerçevede Topluluk tarafından:

  • Ulusal ve uluslararası karbon vergileri, Karbon fiyatlandırma mekanizmaları,
  • Teknolojik geçişin finansmanı ve
  • Müşteri tercihlerindeki değişimler geçiş riskleri olarak;
  • Ortalama sıcaklık artışları ve Su kaynaklarındaki azalma,
  • Tedarik zincirinde iklim kaynaklı kesintiler ise fiziksel riskler olarak tanımlanmıştır.

Bu risklerin değerlendirilmesi sonucunda, en yüksek potansiyel etkinin uzun vadede tedarik zincirinde yaşanabilecek iklim kaynaklı aksamalar üzerinden ortaya çıkacağı öngörülmektedir. Özellikle pamuk ve diğer doğal lif tedarikinde iklim koşullarına bağlı verim dalgalanmaları ile enerji maliyetlerindeki artışlar, Topluluğun faaliyetlerinin sürekliliğini etkileyebilecek başlıca unsurlar arasında yer almaktadır. Bu nedenle,

tedarikçi iklim uyum kapasitelerinin ve sürdürülebilir üretim standartlarına uyum düzeylerinin periyodik olarak değerlendirilmesi Topluluğumuz açısından öncelikli bir konudur.

Sonuç olarak, mevcut durumda iklim senaryolarında yer alan belirsizlikler nedeniyle uzun vadeli iklim dirençliliğine ilişkin kesin finansal sonuçlara ulaşmak mümkün olmamakla birlikte, Topluluğun güçlü sermaye yapısı, sürdürülebilirlik odaklı yatırım politikası ve enerji verimliliği stratejileri sayesinde bu süreçleri yönetebilecek yeterli finansal ve operasyonel kapasiteye sahip olduğu değerlendirilmektedir.

Bununla birlikte, küresel ekonomik dalgalanmalar, enerji fiyatlarındaki oynaklık ve iklim senaryolarındaki değişkenlik nedeniyle, henüz finansal etkileri nicel tutarlarla ortaya koyan bir senaryo analizi çalışması yürütülmemiştir. Ancak Topluluk, bu alanda kapasitesini geliştirmeye yönelik çalışmalara başlamış olup, önümüzdeki raporlama dönemlerinde iklim senaryolarına dayalı nicel analizlerin de raporlara entegre edilmesi hedeflenmektedir.

RİSK YÖNETİMİ

Risk Yönetimi Sürecimiz

Topluluğumuz için risk yönetimi, yalnızca olası tehditleri ortadan kaldırmaya yönelik bir kontrol mekanizması değil, aynı zamanda "Geleceği Dokuyoruz" vizyonumuzu destekleyen ve kurumsal kültürümüzün temelini oluşturan bütünsel bir süreçtir.

Bu kapsamda risk yönetimi, Topluluğumuz açısından yalnızca bir idari araç değil, stratejik bir yönetim anlayışı olarak benimsenmiştir. Topluluk faaliyet gösterdiği tekstil sektörünün dinamiklerini, piyasa koşullarındaki değişkenliği ve çevresel etkileri dikkate alarak, riskleri fırsatlara dönüştürebilen bir yaklaşım geliştirmeye gayret göstermektedir.

Bu doğrultuda risk yönetimi sürecimiz, çok katmanlı ve katılımcı bir yönetişim modeli üzerine inşa edilmiştir. Bu model sayesinde risklerin değerlendirilmesi yalnızca Yönetim Kurulu düzeyinde kalmamakta; üretimden tedarike, lojistikten satışa kadar tüm organizasyon yapımıza yayılan ortak bir sorumluluk anlayışıyla yürütülmektedir.

Böylelikle Toplulukta risk yönetimi; finansal, operasyonel ve çevresel belirsizliklerin yanı sıra iklim değişikliği, enerji verimliliği, tedarik güvenliği ve insan kaynağı gibi alanlarda da proaktif bir yönetim yaklaşımının hayata geçirilmesini sağlamaktadır.

Kurumsal Yapı ve Sorumluluklar

  • Yönetim Kurulu: Risk yönetimi zincirinin en tepesinde bu raporun yönetişim bölümünde de ifade edildiği üzere Yönetim Kurulumuz yer almaktadır. Yönetim Kurulumuz tüm sürdürülebilirlik ve iklim risklerinin nihai gözetim organıdır. Riskin Erken Saptanması Komitesi tarafından verilen tavsiye kararları Yönetim Kurulu'nun gündemine alınmakta, sürdürülebilirlik ve iklimle stratejik kararlar bu çerçevede şekillendirilmektedir. Özetle Yönetim Kurulumuz risk yönetim sürecimizin lideridir.
  • Riskin Erken Saptanması Komitesi: Sürdürülebilirlik ve iklim değişikliğinin iş modelimiz ve değer zincirimiz üzerindeki etkilerini sürekli analiz etmektedir. Bu kapsamda yeni riskleri tanımlamakta, fırsatları belirlemekte ve bunların nasıl yönetileceğine dair tavsiyeler geliştirmektedir. Bir anlamda bu komite, Topluluğumuzun sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili riskleri yönünden bir erken uyarı sistemi görevi üstlenmektedir. Dolayısıyla sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili çalışmaların çoğu bu komitenin çalışmalarıyla Yönetim Kurulu gündemine taşınmaktadır.
  • Denetim Komitesi: Tüm bu süreçlerin şeffaf, tutarlı ve güvenilir şekilde yürütülmesini sağlayan mekanizmadır. Komite, risk yönetimi süreçlerinin yalnızca iç kontrol sistemlerimizle uyumlu olmasını değil, aynı zamanda şeffaf biçimde paydaşlara aktarılmasını da gözetir.
  • İş Birimleri: Risk yönetiminin yalnızca üst düzey komitelerde ele alınması yeterli değildir. Bu nedenle Yönetim tarafından uygun görülen diğer tüm birimler de sürecin doğrudan parçası haline getirilmektedir. Böylelikle birimlerden toplanan verilerle sürece katkı sunulmakta ve alınan kararların birimler tarafından uygulanması da temin edilmektedir.

Özetle tüm bu yapının amacı, risk yönetimini yalnızca üst yönetimin gündeminde kalan bir konu olmaktan çıkarıp, Topluluğun tüm seviyelerinde sahiplenilen bir kültür haline getirmektir. Böylelikle kurumsal sürdürülebilirliğin sağlanılacağı değerlendirilmektedir.

Risklerin Belirlenmesi

Topluluk, sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili risklerin belirlenmesinde çok katmanlı bir yaklaşım benimsemektedir. Bu süreç yalnızca geçmiş performans verilerine dayanmayıp, geleceğe yönelik senaryo analizleri ile de desteklenmektedir. Böylece iklim değişikliğinin faaliyetler, tedarik zinciri, üretim süreçleri ve finansal göstergeler üzerindeki olası etkileri kapsamlı biçimde değerlendirilmektedir.

Bu kapsamda Topluluk, risk ve fırsat analizlerinde aşağıdaki kaynaklardan yararlanmaktadır:

  • Küresel İklim Senaryoları: IPCC'nin RCP 4.5 ve RCP 8.5 senaryoları ile NGFS'nin "Düzenli" ve "Düzensiz Geçiş" senaryoları dikkate alınarak, farklı sıcaklık artışı düzeylerine ve politika yaklaşımlarına göre gelecekteki iklim koşulları değerlendirilmekte; üretim, su kullanımı, enerji tüketimi ve tedarik zinciri üzerindeki olası etkiler analiz edilmektedir.
  • Finansal Göstergeler: Karbon vergileri, enerji ve lojistik maliyetlerindeki değişimler, yeşil finansman olanakları, sürdürülebilir yatırımların finansman maliyetleri ve sigorta primlerindeki artışlar dikkate alınarak finansal risk profili güncellenmektedir.
  • Sektörel Raporlar: Tekstil, iplik, boya ve konfeksiyon sektörlerine yönelik ulusal ve uluslararası raporlar (örneğin Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası, İSO, TÜSİAD, Dünya Bankası ve UNIDO çalışmaları) takip edilerek sektörel eğilimler, yeşil dönüşüm uygulamaları ve karbon azaltım teknolojileri değerlendirilmektedir.
  • Paydaş Beklentileri: Müşteriler, tedarikçiler, çalışanlar, yatırımcılar ve finansal kuruluşlarla yapılan görüşmelerden elde edilen geri bildirimler, risk ve fırsat tanımlarının oluşturulmasında dikkate alınmaktadır. Bu sayede Topluluğun stratejik öncelikleri, paydaş beklentileriyle uyumlu biçimde şekillendirilmektedir.
  • Düzenlemeler: AB Yeşil Mutabakatı, Türkiye'nin Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) hazırlıkları, karbon vergisi düzenlemeleri, KGK tarafından yayımlanan Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları ve sektöre özgü mevzuatlar sürecin içine dahil edilmektedir.

Sonuç olarak, Topluluk risk yönetimi yaklaşımında yalnızca mevcut koşulları değil, aynı zamanda gelecekteki iklim senaryolarını, finansal etkileri ve paydaş beklentilerini bir bütün olarak ele almakta; bu sayede uzun vadeli dirençliliğini ve sürdürülebilir rekabet gücünü artırmayı hedeflemektedir.

Risklerin Değerlendirilmesi

İlgili birimlerimiz tarafından çalışılan, Riskin Erken Saptanması komitesi tarafından olgunlaştırılan ve yönetim kurulumuz tarafından stratejimize dahil edilen her risk tarafımızca üç boyutlu bir yaklaşım ile incelenmektedir.

İlk aşamada her riskin temel doğası anlaşılmakta ve söz konusu riskin fiziksel risk mi yoksa geçiş riski mi olduğu tespit edilmektedir. Ardından riskin kendi kategorisi içindeki alt başlığı belirlenerek, nitelendirme netleştirilmektedir. Bu sayede riskin hangi iş süreçlerini, tedarik zincirini veya finansal performansı etkileyebileceği açık biçimde ortaya konmaktadır.

İkinci adımda, riskin gerçekleşme olasılığı değerlendirilmektedir. Bu aşamada Topluluğun amacı yalnızca tahmin yapmak değil, senaryo analizleri, geçmiş deneyimler ve sektörel veriler ışığında riskin zaman dilimleri bazında olası etkilerini belirlemektir.

Son aşamada ise riskin yaratacağı etkinin büyüklüğü analiz edilerek, riskler yıllık önemlilik analizi kapsamında önceliklendirilmektedir. Böylelikle riskler, stratejik karar alma süreçlerine ve faaliyetlerin planlanmasına katmanlı ve kapsamlı bir şekilde entegre edilmektedir.

İzleme ve Raporlama

Topluluğumuz raporlama dönemi itibarıyla riskleri yalnızca belirleyip değerlendirmemekte aynı zamanda sürekli olarak izlemekte ve şeffaf biçimde raporlamaktadır. Topluluğumuzca riskler izlenirken APG'ler'den istifade edilmektedir. Raporlama dönemi itibarıyla APG'ler;

  • Düzenlemelere Uyum,
  • İklim Senaryoları,
  • Enerji Tüketimi,
  • Kritik ürünlerde Tedarik ve Lojistik güvenliği
  • Müşteri memnuniyeti başlıkları altında yapılmaktadır.

Ayrıca risklerimiz ve bunlara yönelik ilerleme ise;

  • Riskin Erken Saptanması Komitesinde ve
  • Yönetim Kurulu'nda ele alınmakta ve
  • Yıllık sürdürülebilirlik raporları aracılığıyla da tüm paydaşlara raporlanmaktadır. Bu kapsamda 2024 raporlama dönemi itibariyle ise TSRS uyumlu sürdürülebilirlik raporumuzun bağımsız denetim kuruluşlarınca denetlendiğini de belirtmek isteriz.

Sonuç olarak Topluluğumuzun risk yönetimi, reaktif değil proaktif bir anlayış üzerine kurulmuştur. Dolayısıyla Topluluğumuz riskleri sadece bir tehdit olarak görmemekte aynı zamanda Topluluğumuzun "Geleceği Dokuyoruz" vizyonu için bir dönüşüm alanı olarak değerlendirmektedir. Dolayısıyla TSRS 1 ve TSRS 2'nin ortaya koyduğu çerçeveye uygun olarak:

  • Risklerimiz katılımcı ve sistematik biçimde belirlenmekte,
  • Türü, gerçekleşme olasılığı ve etkisi ile birlikte değerlendirilmekte,
  • Öncelik sıralamasına göre yönetmekte ve
  • Anahtar performans göstergeleri ile izlenmekteyiz.

Böylelikle hem paydaşlara şeffaflık sağlamakta hem de Topluluğun sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği gündeminin getirdiği belirsizliklere karşı daha dirençli hale gelmesine sebep olmaktayız.

METRİKLER VE HEDEFLER

Metrikler

Sera Gazı ve Emisyon Verileri

Bu raporda sera gazı emisyon hesaplamaları, Sera Gazı Protokolü: Kurumsal Muhasebe ve Raporlama Standardı (2004) esas alınarak gerçekleştirilmiştir. Hesaplamalar, Kurumsal (Organizasyonel) Sınırlar ve Operasyonel Sınırlar prensipleri çerçevesinde hazırlanmış olup, Kapsam 1 (doğrudan emisyonlar) ve Kapsam 2 (dolaylı enerji kaynaklı emisyonlar) verilerini içermektedir. Tüm hesaplamalarda ulusal ve uluslararası kabul görmüş emisyon faktörleri kullanılmış, veri toplama sürecinde doğruluk, bütünlük ve karşılaştırılabilirlik ilkeleri gözetilmiştir. Kapsam 3 (diğer dolaylı emisyonlar) hesaplamaları, 21634 sayılı KGK Kurul Kararı'nda yer alan Geçici Madde 3 hükmü uyarınca iki yıl süreyle raporlama yükümlülüğünden muaf tutulmuştur. Bu nedenle, raporlama döneminde Kapsam 3 emisyon verileri hesaplama kapsamına dahil edilmemiştir. İlgili muafiyet süresinin sona ermesiyle birlikte, tedarik zinciri, taşımacılık, atık yönetimi ve diğer ilgili faaliyetlerden kaynaklanan Kapsam 3 emisyonlarının da hesaplanarak raporlanması planlanmaktadır.

  • Kapsam 1: Doğrudan Sera Gazı Emisyonları
  • Kapsam 2: Enerji Dolaylı Sera Gazı Emisyonları
  • Kapsam 3: Diğer Dolaylı Sera Gazı Emisyonları (Kapsam 3 altında 15 ayrı kategori yer almaktadır)

Topluluğun Hatay Belen'de fabrikası/merkez ofisi, İstanbul Levent'te showroomu/İstanbul ofisi ve Paris'teki bağlı ortaklıkları faaliyetlerini yürüttüğü yerleşkelerdir. Topluluk tüm bu lokasyonlarda operasyonel ve finansal kontrol sahibidir.

Lokasyon Adres
Hateks Fabrika/
Merkez Ofis Ötençay Mah. E-5 Karayolu Cad. Dış Kapı No: 21-21/2 Belen/ Hatay
Hateks Showroom/
İstanbul Ofis Levent Cad. Üstzeren Sok. No: 44 34330 Levent – Beşiktaş/İstanbul
Cotonella SARL Compagnie Internationale De Commerce Du Coton / 15 Rue Tronchet 75008 Paris – Fransa
Hatex Invest 61 Bis Boulevard De Beauséjour 75016 Paris – Fransa

Topluluk aksi belirtilmedikçe, mutlak brüt sera gazı (GHG) emisyonlarını metrik ton karbondioksit eşdeğeri (tCO₂e) cinsinden açıklamaktadır. Sera gazı envanterinin hesaplanmasında, GHG Protokol standardının kapsadığı; CO2 karbondioksit, CH4 metan, N2O nitrozoksit, NF3 nitrojen trifluorid, HFCs hidroflorokarbonlar, PFCs perflorokarbonlar SF6 kükürtheksaflorid olmak üzere yedi (7) sera gazı dikkate alınmıştır.

Buna göre Topluluğun 2024 yılı Kapsam 1 ve Kapsam 2 sera gazı emisyonları toplam 11.491,20 ton CO2e olarak hesaplanmıştır. Topluluğun 1 Ocak 2024-31 Aralık 2024 tarihleri arası lokasyon bazlı ve toplam brüt emisyonlar aşağıdaki tabloda verilmektedir. Topluluğun iştirakleri bulunmadığından herhangi bir açıklama yapılmamıştır.

Toplam Hatay İstanbul Paris
Kapsam 1: Doğrudan
Sera Gazı Emisyonları
6.572,67 6.570,23 2,44 -
Kapsam 2: Enerji Dolaylı
Sera Gazı Emisyonları
4.918,53 4.914,08 2,49 1,96
Toplam (Kapsam 1 +
Kapsam 2)
11.491,20 11.484,31 4,93 1,96

Sera Gazı (GHG) Protokolü ile uyumlu olarak kurumsal sınırlar "finansal kontrol yaklaşımı" temel alınarak tanımlanmıştır. Bu yönteme göre, kuruluş, mülkiyet payı gözetilmeksizin kontrolü altında bulunan tüm faaliyetlerden kaynaklanan sera gazı emisyonlarının %100'ünü raporlamıştır.

Finansal kontrol yaklaşımında şirket, bir işletmenin faaliyetlerinden ekonomik fayda elde etmek amacıyla, işletmenin finansal ve operasyonel politikalarını yönlendirme yetkisine sahipse, işletme üzerinde finansal kontrole sahiptir. Örneğin, finansal kontrol genellikle, işletmenin faydalarının çoğunluğuna sahip olma hakkına sahipse, ancak bu haklar devredilmişse mevcuttur. Benzer şekilde, bir işletmenin varlıklarının mülkiyetinin getirdiği risk ve getirilerin çoğunluğunu elinde tutması durumunda, işletmenin finansal kontrolü sağlanmış sayılır.

Finansal kontrol yaklaşımına göre şirket ile faaliyet arasındaki ilişkinin ekonomik özü, yasal sahiplik statüsünden önce gelir; böylece şirket, söz konusu operasyonda yüzde 50'den az paya sahip olsa bile operasyon üzerinde finansal kontrole sahip olabilir. İlişkinin ekonomik özünü değerlendirirken hem şirketin hem de diğer tarafların sahip olduğu potansiyel oy haklarının etkisi de dikkate alınır. Bu kriter, uluslararası finansal muhasebe standartlarıyla uyumludur. Dolayısıyla, bir şirket, finansal konsolidasyon amacıyla bir grup şirketi veya bağlı ortaklık olarak kabul edilirse, yani operasyon finansal hesaplarda tam olarak konsolide edilirse, sera gazı muhasebesi amaçları açısından bir operasyon üzerinde finansal kontrole sahiptir. Kontrolü belirlemek için bu kriter seçilirse, ortakların ortak finansal kontrole sahip olduğu ortak girişimlerden kaynaklanan emisyonlar, öz sermaye payı yaklaşımına göre muhasebeleştirilir.

Finansal kontrol yaklaşımı, kuruluşun yönettiği operasyonlarda çevresel ve enerji verimliliği politikalarını uygulama kapasitesini en iyi şekilde yansıttığı için tercih edilmiştir. Bu yöntem, finansal raporlama yapıları ve iç yönetim modelleriyle de uyumludur. Bu sera gazı envanteri yalnızca İndeks Bilgisayar tarafından doğrudan yönetilen operasyonları kapsamıştır.

Topluluğun gerçekleştirdiği faaliyetler sonucu oluşan sera gazı emisyonları, faaliyet verileri ile uygun emisyon faktörlerinin çarpımıyla hesaplanmıştır. Bu yöntem, mevcut faaliyet verilerine uygun olarak belirlenmiş olup böylece sonuçların belirsizliği en aza indirilebilmiş, doğru ve tutarlı sonuçlar elde edilmiştir. Bu kapsamda, doğrudan sera gazı emisyonlarının (Kapsam 1) hesaplanması amacıyla 2006 IPCC Ulusal Sera Gazı Envanter Kılavuzları ile 2006 IPCC İyi Uygulamalar Rehberi ve Ulusal Sera Gazı Envanterlerinde Belirsizlik Yönetimi (2006-IPCC Good Practice Guidance and Uncertainty Management in National Greenhouse Gas Inventories 2006) kılavuzunda belirtilmiş olan "Kademe 1- Tier 1" yaklaşımı uygulanmıştır. Enerji dolaylı sera gazı emisyonlarının (Kapsam 2) hesaplanması amacıyla, T.C. Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı Türkiye Ulusal Elektrik Şebekesi Emisyon Faktörü Bilgi Formu'nda verilen dağıtım hattından bağlı tüketim noktası için emisyon faktörü (0,478 ton CO2e/MWh) kullanılmış olup, "Kademe 2- Tier 2" yaklaşımı uygulanmıştır.

Emisyon faktörleri, her bir sera gazı için (CO2, CH4, N2O, HFC ve diğer karışım gazlar) yukarıda belirtilen kaynaklardan temin edilerek sera gazı emisyon miktarları ayrı ayrı hesaplanmış ve CO2 eşdeğerine (CO2e) çevrilmiştir. Bu hesaplama kapsamında Topluluğun belirtilen 3 ayrı lokasyonunda doğrudan sera gazı emisyonları (Kapsam 1), enerji dolaylı sera gazı emisyonları (Kapsam 2) hesaplanarak 2024 yılı Kurumsal Sera Gazı Emisyon Envanteri oluşturulmuştur.

Girdiler aşağıdaki gibidir;

  • Kapsam 1 altında; kömür, LPG ve doğalgaz tüketimi ile Topluluğun faaliyetlerinin devamlılığı için elektrik kesintilerinde devreye giren acil durum jeneratörü motorin tüketimi, Topluluğa ait olan taşıtların yakıt tüketimleri ile soğutma sistemleri kullanımında soğutucu akışkanlardaki kaçaklar ve dolum kaynaklı sızıntı sera gazı emisyonları hesaplanmıştır.
  • Kapsam 2 altında; elektrik tüketimi kaynaklı sera gazı emisyonları hesaplanmıştır.

Topluluk tarafından ihraç edilmek, yurt içinde satılmak veya dağıtılmak üzere üretilen ısı, elektrik veya buhar üretimi ve operasyonel sınırları içerisinde biyokütle kullanımı bulunmamaktadır.

Topluluğun sera gazı emisyon envanterinin hazırlanmasında Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (Intergovernmental Panel on Climate Change-IPCC) tarafından yayımlanan 6. Değerlendirme Raporu'nda verilen küresel ısınma potansiyelleri kullanılmıştır. Karışım gazların karışım oranları IPCC Vol.3 Bölüm 7'den alınmıştır.

Topluluğun 2024 yılı Sera Gazı Envanterinin hazırlanmasında kullanılan emisyon faktörleri, raporun doğrulanabilmesi amacıyla Sera Gazı Protokolü: Kurumsal Muhasebe ve Raporlama Standardı (2004) uyarınca belirtilen gereklere uygun olacak şekilde seçilmiştir. Bu envanter kapsamında yapılan sera gazı emisyonu hesaplamalarında; IPCC tarafından yayınlanan emisyon faktörleri ve küresel ısınma potansiyelleri ile elektrik emisyon faktörü için T.C. Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı Türkiye Ulusal Elektrik Şebekesi Emisyon Faktörü Bilgi Formu verileri kullanılmıştır. Tüm hesaplamalarda; kilogram ve gram birimiyle bulunan sonuçlar tona dönüştürülmüş brüt emisyonlardır.

Hesaplamada kullanılan varsayımlar aşağıdaki gibidir;

Kapsam 1 varsayımlar:

Taşkömürü; kg olarak faturalardan alınan taşkömürü miktarında 1 kg kömürden 6.100 kCal enerji açığa çıktığı dikkate alınmıştır. Bu kapsamda, taşkömürünün alt ısıl değeri 6.100 kCal/kg alınmıştır. Tüketim verisi, kCal birimi biriminden Joule (J) birimine dönüştürülürken 1 kCal = 4,184 kJ eşitliği kullanılmıştır. Sonrasında Joule değeri GigaJoule (GJ) birimine dönüştürülürken 1 TJ=10^6 kJ eşitliği baz alınmıştır.

LPG; kg olarak faturalardan alınan LPG miktarında 1 kg LPG'den 10.200 kCal enerji açığa çıktığı dikkate alınmıştır. Bu kapsamda, LPG'nin alt ısıl değeri 10.200 kCal/kg alınmıştır. Tüketim verisi, kCal birimi biriminden Joule (J) birimine dönüştürülürken 1 kCal = 4,184 kJ eşitliği kullanılmıştır. Sonrasında Joule değeri GigaJoule (GJ) birimine dönüştürülürken 1 TJ=10^6 kJ eşitliği baz alınmıştır.

Doğalgaz; kWh olarak faturalardan alınan doğalgaz miktarında 1 m³ doğalgazdan 10,64 kWh enerji açığa çıktığı dikkate alınmıştır. Doğalgazın alt ısıl değeri 8.250 kCal/m³ alınmıştır. Tüketim verisi, kCal birimi biriminden Joule (J) birimine dönüştürülürken 1 kCal = 4,184 kJ eşitliği kullanılmıştır. Sonrasında Joule değeri GigaJoule (GJ) birimine dönüştürülürken 1 TJ=10^6 kJ eşitliği baz alınmıştır. Doğalgaz kazanı yakma hesabında yakıtın tamamının yandığı kabul edilerek oksidasyon katsayısı 1 olarak alınmıştır.

Jeneratör; Jeneratör için satın alınan 6.250 L yakıtın 2024 yılında tamamının tüketildiği kabul edilmiştir. Dizel yakıtın yoğunluğu 0,83 kg/L olarak, net kalorifik değeri (NKD) 43 TJ/Gg olarak kabul edilmiştir.

Sahip olunan ve kiralanan Araçlar; şirket içi verilerden her bir lokasyon için ilgili tüketim verileri temin edilmiştir. Benzin yoğunluğu 0,735 kg/L, motorin yoğunluğu ise 0,83 kg/L kabul edilmiştir.

Soğutucular; 2024 yılı içerisinde dolum gerçekleştirilen HFC-32 veya R-32 olarak da adlandırılan diflorometan gazı dikkate alınmıştır. Söz konusu gazın 100 yıllık küresel ısınma potansiyeli (GWP) 675 olarak dikkate alınmıştır.

Kapsam 2 varsayımlar:

Elektrik Tüketimi; her bir lokasyon için ayrı ayrı olacak şekilde raporlama dönemindeki elektrik faturalarından temin edilmiştir.

Kurumsal sınırlar dahilinde kalan ve finansal kontrol yaklaşımı ilkesi kapsamında olan bütün sera gazı emisyon kaynakları bu envanter raporuna dahil edilmiştir.

Kapsam 2 Enerji Dolaylı Sera Gazı Emisyonlarında, tüketilen elektrik ulusal şebekeden sağlanmaktadır. Enerji üretimi mevcut değildir. Toplam emisyon hesaplamalarında Kapsam 2 için lokasyon bazlı emisyon değeri esas alınmaktadır.

Sektör Spesifik Sürdürülebilirlik Metrikleri

Sürdürülebilirlik Açıklama Konuları ve Metrikler

Konu Metrik Kategori Ölçü Birimi Miktar Açıklama
Perakende (1) Tüketilen toplam enerji Gigajoule (GJ) 102.891,46 Raporlama
dönemi
ve Dağıtımda
(2) Şebeke elektriği yüzdesi
Enerji
Yönetimi
(3) Yenilenebilir enerji yüzdesi
Nicel Yüzde (%) 35,98% boyunca
doğrudan
Yüzde (%) 0,00% tüketilen
enerji
Konu Metrik Kategori Ölçü Birimi Kod Açıklama
Ham
Madde
Tedariki
(1) Her bir öncelikli
ham madde için
öncelikli ham
maddelerin listesi
Tartışma ve
Analiz
Uygulanamaz CG-AA-
440a.3
- Pamuk
- Su
Ham
Madde
Tedariki
(2) Kaynak
bulmayı tehdit
etme olasılığı
en yüksek olan
çevresel veya
sosyal faktör(ler)
Tartışma ve
Analiz
Uygulanamaz CG-AA-
440a.3
Pamuk: Su kıtlığı, iklim değişikliği, tarımda pestisit kullanımı, çiftçi emeği ve adil ücret konuları. Su: Ortalama hava sıcaklıklarındaki artış
Ham
Madde
Tedariki
(3) Çevresel veya
sosyal faktörlerle
ilişkili iş riskleri
veya fırsatları
hakkında tartışma
Tartışma ve
Analiz
Uygulanamaz CG-AA-
440a.3
- Hammadde kıtlığı ve fiyat dalgalanmaları (pamuk ve su fiyatlarındaki artış) - Çevresel düzenlemelere uyum maliyetleri (atık su arıtımı, enerji verimliliği yatırımları) - Sosyal itibar riski (çalışma koşullarına ilişkin olumsuz algılar) Firsatlar: - Sürdürülebilir pamuk ve geri dönüştürülmüş su kullanımı ile marka değerinin yükselmesi - Enerji verimli ve düşük emisyonlu üretim teknolojilerine yatırım - Çevre dostu ve adil ticaret sertifikalı ürünler ile pazarda rekabet avantajı
Ham
Madde
Tedariki
(4) iş risklerini
ve fırsatlarını
ele almak için
yönetim stratejisi
Tartışma ve
Analiz
Uygulanamaz CG-AA-
440a.3
Risk Yönetimi: Kritik hammaddelerin tedarikinde çeşitlendirme ve sürdürülebilir kaynaklarla ilişkilerin güçlendirilmesi, çevresel düzenlemelere uyum ve işçi sağlığı önlemleriyle olası zararların azaltılması. Fırsat Yönetimi: Sürdürülebilir ve çevre dostu ürünler geliştirerek müşteri bağlılığını artırmak, marka imajını güçlendirmek ve uzun vadede maliyet avantajı yaratmak.
Ham
Madde
Tedariki
Malzeme bazında
satın alınan
öncelikli ham
madde miktarı
Nicel Metrik ton (t) CG-AA-
440a.4
Pamuk: 1.755,69 Ton Su: 400,15 Ton
Konu Metrik Kategori Ölçü Birimi Kod Açıklama
Ham
Madde
Tedariki
Standart bazında
üçüncü taraf
bir çevresel
veya sosyal
standarda göre
sertifikalandırılmış
her bir öncelikli
ham maddenin
miktarı
Nicel Metrik ton (t) CG-AA
440a.4
Pamuk:
52,73 Ton Fair Trade
351,537 Ton Better Cotton
Initiative
87.88 Ton Cotton Made in Africa
351.1374 Ton Organik Pamuk
Su: 400,15 Ton (Tüm işletmemizde
kullanılan atık su arıtma
havuzumuzda arıtılıp T.C. Çevre
Şehircilik ve İklim Değişikliği
Bakanlığı iznince deşarj
edilmektedir.)

İklimle İlgili Hedefler

Topluluk, "Geleceği Dokuyoruz" vizyonun temel yapı taşlarından biri olarak, sera gazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik somut, zamana bağlı ve ölçülebilir hedefler belirlemiştir. Bu hedefler, yalnızca yasal uyumluluk için değil, aynı zamanda Topluluğumuzun uzun vadeli rekabetçiliğini güçlendirmek, faaliyetlerin verimliliğini artırmak ve paydaşlarımızın güvenini pekiştirmek için ortaya konmuştur.

Kapsam 1 ve Kapsam 2 Emisyonların Azaltılması

Topluluğumuz, 2024 yılı baz alınarak Kapsam 1 (doğrudan) ve Kapsam 2 (dolaylı enerji) emisyonlarını 2030 yılı sonuna kadar %15 oranında azaltmayı hedeflemektedir. Bu hedef, doğrudan kontrolümüzdeki faaliyet alanlarını kapsamaktadır. Uygulanacak önlemler hem operasyonel verimliliği artırmayı hem de karbon ayak izimizi azaltmayı amaçlamaktadır. Bu kapsamda;

  • Yüksek verimli makine ve ekipman yatırımları ile enerji tüketiminin azaltılması,
  • Kapsam 1 için Yenilenebilir enerji kullanımına yönelimin sağlanması ve
  • Kapsam 2 elektrik ihtiyacının yenilenebilir kaynaklardan karşılanması hedeflenmektedir.

Bu kapsamda, 2027 yılına kadar ise en az %5 azaltım gerçekleştirilmesi planlanmış olup, ilerlemeler yıllık sera gazı envanteri çalışmaları ile takip edilecektir.

Başlık Kapsam 1 Kapsam 2 Emisyonların Azaltılması
Metrik tCO₂e
Konu 2024 baz yılına göre 2030 yılına kadar Kapsam 1 ve 2 sera gazı emisyonlarında %15
azaltım
Faaliyet Kapsamı Topluluğun kendi faaliyetleri
Hedefin Kapsadığı Sera CO₂ (karbondioksit), CH₄ (metan), N₂O (nitroz oksit), NF₃ (azot triflorür), HFCs
Gazları (hidroflorokarbonlar), PFCs (perflorokarbonlar), SF₆ (kükürtheksaflorid)
Kapsam Kapsam 1 ve 2
Faaliyet Dönemleri 2024–2030
Baz Yıl 2024
Ara Hedefler 2027 yılına kadar en az %5 azaltım gerçekleştirmek
Hedef Türü Niceliksel mutlak hedef
Yüksek verimli makine ve ekipman yatırımları ile enerji tüketiminin azaltılması,
-
Hedefin Nasıl Kapsam 1 için Yenilenebilir enerji kullanımına yönelimin sağlanması ve
-
Gerçekleştirileceği Kapsam 2 elektrik ihtiyacının yenilenebilir kaynaklardan karşılanması
-
hedeflenmektedir.
Hedef Gözden Geçirme
Sıklığı Yıllık; emisyonlarda %15 ve üzeri değişim olduğunda yeniden değerlendirme
İlerlemeyi İzlemek İçin 2024 yılındaki brüt Kapsam 1 ve 2 emisyonlarına kıyasla cari yılda hesaplanan emisyon
Kullanılan Metrikler azalım yüzdesi

Kapsam 3 Emisyonların Azaltılması

Topluluğumuz değer zincirimizin tamamını kapsayan Kapsam 3 emisyonları içinse 2053 yılına kadar ülke hedeflerimizle de uyumlu bir şekilde Net Sıfır hedefi belirlemiştir. Bu uzun vadeli hedef, tedarikçilerden lojistik süreçlere, ürün kullanımından atık yönetimine kadar tüm dolaylı emisyon kaynaklarını kapsamaktadır. Yol haritamızda ise aşağıdaki hususlar yer almaktadır:

  • Tedarikçilerle iş birliği yaparak düşük karbonlu ve sertifikalı malzeme tedarikinin artırılması,
  • Dağıtım ve lojistikte düşük emisyonlu çözümlerin tercih edilmesi,
  • Enerji kullanımının tamamına yakınının yenilenebilir kaynaklardan yapılması,
  • Kalan emisyonların karbon dengeleme ve ödünleşim mekanizmaları ile telafi edilmesi.
  • Enerji verimli makinelerin artırılması,
  • Ürün yaşam döngüsünün sonunda geri dönüşüm ve yeniden kullanım oranlarının artırılması,
Başlık Net Sıfır Topluluk
Metrik tCO₂e
Konu 2053 yılında Kapsam 3 sera gazı emisyonlarında net sıfıra ulaşmak
Faaliyet Kapsamı Topluluk ve değer zinciri faaliyet alanlarının tamamı
Hedefin Kapsadığı Sera Gazları CO₂ (karbondioksit), CH₄ (metan), N₂O (nitroz oksit), NF₃ (azot
triflorür), HFCs (hidroflorokarbonlar), PFCs (perflorokarbonlar), SF₆
(kükürtheksaflorid)
Kapsam Kapsam 3
Faaliyet Dönemleri 2026–2053
Baz Yıl 2026 yılı Kapsam 3 sera gazı emisyonları
Ara Hedefler 2026 yılında verilerin ölçülmesiyle birlikte ara hedefler
belirlenecektir
Hedef Belirleme Metodolojisi Mutlak bazlı azaltım
Hedef Türü Niceliksel mutlak hedef
Tedarikçilerle iş birliği yaparak düşük karbonlu ve
-
sertifikalı malzeme tedarikinin artırılması,
Dağıtım ve lojistikte düşük emisyonlu çözümlerin tercih
-
edilmesi,
Enerji kullanımının tamamına yakınının yenilenebilir
-
kaynaklardan yapılması,
Hedefin Nasıl Gerçekleştirileceği Kalan emisyonların karbon dengeleme ve ödünleşim
-
mekanizmaları ile telafi edilmesi.
Enerji verimli makinelerin artırılması,
-
Ürün yaşam döngüsünün sonunda geri dönüşüm ve
-
yeniden kullanım oranlarının artırılması,
Hedef Gözden Geçirme Sıklığı Yıllık; emisyonlarda %15 ve üzeri değişim olduğunda yeniden
değerlendirme
İlerlemeyi İzlemek İçin Kullanılan Metrikler 2026'daki brüt Kapsam 3 emisyonlarına kıyasla cari yılda
hesaplanan brüt Kapsam 3 emisyonlarında azalma yüzdesi

HATEKS HATAY TEKSTİL İŞLETMELERİ A.Ş. VE BAĞLI ORTAKLIKLARI TÜRKİYE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK RAPORLAMA STANDARTLARI KAPSAMINDA SUNULAN BİLGİLER HAKKINDA BAĞIMSIZ DENETÇİNİN SINIRLI GÜVENCE RAPORU

Hateks Hatay Tekstil İşletmeleri A.Ş. Genel Kurulu'na,

Hateks Hatay Tekstil İşletmeleri A.Ş. ve bağlı ortaklıklarının ("hepsi birlikte "Grup" olarak adlandırılacaktır) 31 Aralık 2024 tarihinde sona eren yıla ait Sürdürülebilirlik Raporu'nda yer alan, Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları 1 "Sürdürülebilirlikle İlgili Finansal Bilgilerin Açıklanmasına İlişkin Genel Hükümler" ve Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları 2 "İklimle İlgili Açıklamalar"a uygun olarak sunulan bilgiler ("Sürdürülebilirlik Bilgileri") hakkında sınırlı güvence denetimini üstlendik.

Güvence denetimimiz, 2024 Yılı Sürdürülebilirlik Raporunda yer alan diğer bilgileri ve Sürdürülebilirlik Bilgileri veya 2024 Yılı Sürdürülebilirlik Raporu ile ilişkilendirilen diğer bilgileri kapsamaz.

Sınırlı Güvence Sonucu

"Güvence sonucuna dayanak olarak yaptığımız çalışmanın özeti" başlığı altında açıklanan şekilde gerçekleştirdiğimiz prosedürlere ve elde ettiğimiz kanıtlara dayanarak, Grup'un 31 Aralık 2024 tarihinde sona eren yıla ait Sürdürülebilirlik Raporu'nda yer alan Sürdürülebilirlik Bilgileri'nin, tüm önemli yönleriyle Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu ("KGK") tarafından yayımlanan Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları ("TSRS")'na göre hazırlanmadığı kanaatine varmamıza sebep olan herhangi bir husus dikkatimizi çekmemiştir.

Dikkat Çekilen Husus

TSRS Uyumlu Sürdürülebilirlik Raporu'nun Amaç bölümünde açıklandığı üzere, Grup'un 2024 yılı için hazırladığı TSRS Uyumlu Sürdürülebilirlik Raporu TSRS Kapsamında hazırladığı ilk rapor olup bu raporda TSRS 1'in sağladığı muafiyetleri dikkate alarak yalnızca iklimle ilgili risk ve fırsatlara ilişkin bilgileri açıklamıştır ve önceki döneme ait bilgileri karşılaştırmalı bilgi olarak sunmamıştır.

Ancak bu husus tarafımızca verilen sonucu etkilememektedir.

Sürdürülebilirlik Bilgilerinin Hazırlanmasında Yapısal Kısıtlamalar

İncelenmekte olan bilgilerin seçici olarak test edilmesi nedeniyle tüm güvence sözleşmelerinde yapısal sınırlamalar mevcuttur. Bu nedenle hile, hata veya uyumsuzluk meydana gelebilir ve tespit edilemeyebilir. Ek olarak, raporlama belgelerinde yer alan finansal olmayan bilgiler gibi, bu tür bilgilerin belirlenmesi, hesaplanması ve örneklenmesi veya tahmin edilmesi için kullanılan nitelik ve yöntemler dikkate alındığında, finansal bilgilere göre daha yapısal sınırlamalara tabidir.

Denetimimiz, Güvence Denetimi Standardı 3000 ve 3410'da tanımlandığı şekilde sınırlı güvence sağlamaktadır. Sınırlı güvence çalışması kapsamında yapılan işlemler, doğası ve zamanlaması gereği – ve daha az kapsamlı olarak – makul bir güvence çalışmasından farklılık göstermektedir. Dolayısıyla sınırlı bir güvence çalışmasında elde edilen güvence düzeyi, makul bir güvence çalışması kapsamına kıyasla önemli ölçüde dardır.

Yönetimin ve Üst Yönetimden Sorumlu Olanların Sürdürülebilirlik Bilgileri'ne İlişkin Sorumlulukları

Grup Yönetimi aşağıdakilerden sorumludur:

  • Sürdürülebilirlik Bilgileri'nin Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları esaslarına uygun olarak hazırlanması;
  • Hata veya hile kaynaklı önemli yanlışlıklar içermeyen Sürdürülebilirlik Bilgilerinin hazırlanmasıyla ilgili iç kontrolün tasarlanması, uygulanması ve sürdürülmesi;
  • İlaveten Grup Yönetimi uygun sürdürülebilirlik raporlama yöntemlerinin seçimi ve uygulanması ile koşullara uygun makul varsayımlar ve tahminler yapılmasından da sorumludur.

Üst yönetimden sorumlu olanlar, Grup'un sürdürülebilirlik raporlama sürecinin gözetiminden sorumludur.

Bağımsız Denetçinin Sürdürülebilirlik Bilgilerinin Sınırlı Güvence Denetimine İlişkin Sorumlulukları

Aşağıdaki hususlardan sorumluyuz:

  • Sürdürülebilirlik Bilgileri'nin hata veya hile kaynaklı önemli yanlışlıklar içerip içermediği hakkında sınırlı bir güvence elde etmek için güvence çalışmasını planlamak ve yürütmek;
  • Elde ettiğimiz kanıtlara ve uyguladığımız prosedürlere dayanarak bağımsız bir sonuca ulaşmak ve Grup yönetimine ulaştığımız sonucu bildirmek.
  • Grup'un iç kontrolünün etkinliği hakkında bir güvence sonucu bildirmek amacıyla değil ama iç kontrol yapısını anlamak ve sürdürülebilirlik bilgilerinin hata ve hile kaynaklı önemli yanlışlık risklerini tanımlamak ve değerlendirmek amacıyla risk değerlendirme prosedürleri yerine getirilmiştir.
  • Sürdürülebilirlik Bilgileri'nin önemli yanlışlık içerebilecek alanları belirlemek ve bu alanlara yönelik prosedürler tasarlanmış ve uygulanmıştır. Hile; muvazaalı işlemler, sahtekârlık, işlemlerin kasıtlı olarak kayda geçirilmemesi veya denetçiye kasten gerçeğe aykırı beyanlarda bulunulması veya iç kontrolün ihlali gibi konuları içerebilmesi sebebiyle hile kaynaklı önemli bir yanlışlığı tespit edememe riski, hata kaynaklı önemli bir yanlışlığı tespit edememe riskinden daha yüksektir.

Yanlışlıklar hata veya hile kaynaklı olabilir. Yanlışlıkların, tek başına veya toplu olarak, Sürdürülebilirlik Bilgileri kullanıcılarının buna istinaden alacakları ekonomik kararları etkilemesi makul ölçüde bekleniyorsa bu yanlışlıklar önemli olarak kabul edilir.

Yönetim tarafından hazırlanan Sürdürülebilirlik Bilgileri hakkında bağımsız bir sonuç bildirmekle sorumlu olduğumuz için, bağımsızlığımızın tehlikeye girmemesi adına Sürdürülebilirlik Bilgileri'nin hazırlanma sürecine dâhil olmamıza izin verilmemektedir.

Mesleki Standartların Uygulanması

KGK tarafından yayımlanan Güvence Denetimi Standardı 3000 "Tarihi Finansal Bilgilerin Bağımsız Denetimi veya Sınırlı Bağımsız Denetimi Dışındaki Diğer Güvence Denetimleri" ve Sürdürülebilirlik Bilgileri'nde yer alan sera gazı emisyonlarına ilişkin olarak Güvence Denetimi Standardı 3410 "Sera Gazı Beyanlarına İlişkin Güvence Denetimleri" ne uygun olarak sınırlı güvence denetimini gerçekleştirdik.

Bağımsızlık ve Kalite Yönetimi

KGK tarafından yayımlanan ve dürüstlük, tarafsızlık, mesleki yeterlik ve özen, sır saklama ve mesleğe uygun davranış temel ilkeleri üzerine bina edilmiş olan Bağımsız Denetçiler İçin Etik Kurallar'daki (Bağımsızlık Standartları Dâhil) (Etik Kurallar) bağımsızlık hükümlerine ve diğer etik hükümlere uygun davranmış bulunmaktayız. Kuruluşumuz, Kalite Yönetim Standardı 1 hükümlerini uygulamakta ve bu doğrultuda etik hükümler, mesleki standartlar ve geçerli mevzuat hükümlerine uygunluk konusunda yazılı politika ve prosedürler dâhil, kapsamlı bir kalite kontrol sistemi sürdürmektedir. Çalışmalarımız, denetçiler ve sürdürülebilirlik ve risk uzmanlarından oluşan bağımsız ve çok disiplinli bir ekip tarafından yürütülmüştür. Grup'un iklim ve sürdürülebilirlikle ilişkili risk ve fırsatlarına yönelik bilgilerin ve varsayımların makuliyetini değerlendirmeye yardımcı olmak için uzman ekibimizin çalışmalarını kullandık. Verdiğimiz güvence sonucundan tek başımıza sorumluyuz.

Güvence Sonucuna Dayanak Olarak Yürütülen Çalışmanın Özeti

Sürdürülebilirlik Bilgileri'nde önemli yanlışlıkların ortaya çıkma olasılığının yüksek olduğunu belirlediğimiz alanları ele almak için çalışmalarımızı planlamamız ve yerine getirmemiz gerekmektedir. Uyguladığımız prosedürler mesleki muhakememize dayanır.

Sürdürülebilirlik Bilgileri'ne ilişkin sınırlı güvence denetimini yürütürken:

  • Grup'un anahtar konumdaki kıdemli personeli ile raporlama dönemine ait Sürdürülebilirlik Bilgileri'nin elde edilmesi için uygulamada olan süreçleri anlamak için görüşmeler yapılmış; Sürdürülebilirlik ile ilgili bilgileri değerlendirmek ve incelemek için Grup'un iç dokümantasyonu kullanılmış;
  • Sürdürülebilirlik ile ilgili bilgilerin açıklanmasının ve sunumunun değerlendirilmesi gerçekleştirilmiştir.
  • Sorgulamalar yoluyla, Sürdürülebilirlik Bilgileri'nin hazırlanmasıyla ilgili Grup'un kontrol çevresi ve bilgi sistemleri konusunda kanaat edinilmiştir. Ancak, belirli kontrol faaliyetlerinin tasarımı değerlendirilmemiş, bunların uygulanmasıyla ilgili kanıt elde edilmemiş ve işleyiş etkinlikleri test edilmemiştir.
  • Grup'un tahmin geliştirme yöntemlerinin uygun olup olmadığı ve tutarlı bir şekilde uygulanıp uygulanmadığı değerlendirilmiştir. Ancak prosedürlerimiz, tahminlerin dayandığı verilerin test edilmesini veya Grup'un tahminlerini değerlendirmek için kendi tahminlerimizin geliştirilmesini içermemektedir.
  • Grup'un sürdürülebilirlik raporlama süreçleriyle birlikte finansal olarak önemli olduğu tespit edilen risk ve firsatların belirlenmesine ilişkin süreçler anlaşılmıştır.

Sınırlı güvence denetiminde uygulanan prosedürler, nitelik ve zamanlama açısından makul güvence denetiminden farklıdır ve kapsamı daha dardır. Sonuç olarak, sınırlı güvence denetimi sonucunda sağlanan güvence seviyesi, makul güvence denetimi yürütülmüş olsaydı elde edilecek güvence seviyesinden önemli ölcüde daha düsüktür.

Yeditepe Bağımsız Denetim ve Yeminli Mali Müşavirlik A.Ş.

(Associate Member of Praxity AISBL)

Masan Ersin ( Sorumlu Denetci

İstanbul, 31 Ekim 2025

Talk to a Data Expert

Have a question? We'll get back to you promptly.