Environmental & Social Information • Oct 31, 2025
Environmental & Social Information
Open in ViewerOpens in native device viewer


Sürdürülebilirliği, kurumsal stratejisinin ve sorumlu mühendislik anlayışının merkezine yerleştiren Hareket Proje Taşımacılığı ve Yük Mühendisliği A.Ş. ("Hareket Proje" veya "Şirket"), bu raporu temel paydaşlarına karşı şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkesinin bir gereği olarak sunmaktadır.
Bu rapor, Hareket Proje'nin iklimle ilgili belirlediği önemli risk ve fırsatları hangi stratejilerle yönettiğini ve bu unsurların Şirket'in finansal durumu, performansı ve nakit akışları üzerindeki mevcut ve öngörülen yansımalarını açıklamak amacıyla hazırlanmıştır.
Şirket'in, Türkiye'nin 2053 Net Sıfır vizyonuyla uyumlu stratejilerini ve sürdürülebilir kalkınmaya olan katkısını somut, doğrulanabilir ve karşılaştırılabilir verilerle ortaya koyan bu çalışma, Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları'nın (TSRS) benimsediği yapıya uygun olarak, sürdürülebilirlik konularını dört ana başlık altında ele almaktadır: Yönetişim, Strateji, Risk Yönetimi ile Metrikler ve Hedefler. Raporun ilgili bölümlerinde, Şirket'in sürdürülebilirlik yaklaşımını şekillendiren Sürdürülebilirlik Politikası, iklimle ilgili olarak tanımlanan temel risk ve fırsatlar ve bu unsurların yönetimine ilişkin stratejiler detaylı olarak açıklanmaktadır.
Bu rapor, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (KGK) tarafından yayımlanan Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS) ile tam uyumlu olarak hazırlanmıştır. Rapor, TSRS 1 Sürdürülebilirlikle İlgili Finansal Bilgilerin Açıklanmasına İlişkin Genel Hükümler ve TSRS 2 İklimle İlgili Açıklamalar standartlarının tüm gerekliliklerini karşılamaktadır.
TSRS 2'nin temelini oluşturan ve iklimle ilgili finansal raporlama alanında küresel en iyi uygulama çerçevesini sunan İklimle Bağlantılı Finansal Beyanlar Görev Gücü (TCFD) tavsiyeleri de, bu raporun hazırlanmasında temel bir referans çerçevesi olarak kullanılmıştır. Bu yaklaşım, raporun uluslararası düzeyde karşılaştırılabilirliğini ve tutarlılığını artırmayı hedeflemektedir.
Bununla birlikte, TSRS 1'in sağladığı geçiş kolaylıkları doğrultusunda, bu ilk raporlama yılında TSRS 1'deki hükümler, yalnızca iklimle ilgili risk ve fırsatlara ilişkin bilgilerin açıklanmasıyla ilgili olduğu ölçüde uygulanmıştır.
Rapor, 1 Ocak – 31 Aralık 2024 tarihleri arasındaki bir yıllık hesap dönemini kapsamaktadır. Raporda belirtilen parasal değerler, aksi belirtilmedikçe Türk Lirası (TL) cinsindendir. Raporda sunulan veriler ve beyanlar, Hareket Proje Taşımacılığı ve Yük Mühendisliği A.Ş. ve konsolidasyon kapsamındaki yurt içi ve yurt dışı bağlı ortaklıklarının tamamını içermektedir.
Hareket Proje, bu raporda yer alan bilgilerin güvenilirliğine ve doğruluğuna büyük önem vermektedir. Bu yaklaşımla, raporda yer alan başta 2024 yılına ait Kapsam 1 ve Kapsam 2 kategorilerindeki sera gazı emisyonu verilerinin yanı sıra seçilmiş diğer göstergeler, Grant Thornton (Eren Bağımsız Denetim A.Ş.) tarafından Güvence Denetimi Standardı (GDS) 3000 ve 3410 uyarınca sınırlı güvence denetimine tabi tutulmuştur. Bağımsız güvence raporu, bu raporun nihai versiyonuyla birlikte kamuoyuna açıklanmıştır.
Raporla ilgili soru, görüş ve önerileriniz için Yatırımcı İlişkileri departmanımızla [email protected] e-posta adresi üzerinden iletişime geçebilirsiniz.
1957 yılında temelleri atılan Hareket Proje Taşımacılığı ve Yük Mühendisliği A.Ş. ("Hareket Proje"), 65 yılı aşkın köklü geçmişi ve derin mühendislik birikimiyle, proje taşımacılığı, ağır kaldırma, vinç ve ekipman kiralama ile montaj alanlarında faaliyet gösteren, Türkiye merkezli küresel bir çözüm ortağıdır. "Yarınlar için Harekete Geçiyoruz" vizyonuyla hareket eden Şirket, kuruluşundan bu yana Türkiye'nin ve faaliyet gösterdiği Avrasya, Orta Doğu ve Afrika coğrafyalarının gelişimine yön veren büyük ölçekli altyapı, sanayi ve enerji projelerinde kilit rol oynamıştır.
Mühendislik mükemmelliğini, geniş ve modern ekipman parkını ve operasyonel çevikliğini bir araya getiren Hareket Proje, müşterilerine en zorlu projelerde dahi güvenilir ve yenilikçi çözümler sunmaktadır. Şirket, sürdürülebilirliği iş modelinin merkezine alarak, özellikle yenilenebilir enerji gibi düşük karbonlu ekonomiye geçişi destekleyen sektörlerdeki uzmanlığıyla öne çıkmaktadır. Küresel ölçekte tanınırlığını ve pazar payını sürekli artıran Hareket Proje, dünyanın en bilinen ve saygın ağır kaldırma ve proje lojistiği şirketleri arasında yer alma hedefine emin adımlarla ilerlemektedir. Şirket, kurumsal yönetim yapısını güçlendirmek ve büyüme stratejisini desteklemek amacıyla 2024 yılında paylarını Borsa İstanbul'da (BİST) "HRKET" koduyla halka arz ederek şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerini pekiştirmiştir.
Hareket Proje'nin 31 Aralık 2024 tarihi itibarıyla çıkarılmış sermayesi 115.200.000 TL'dir. Şirket'in ortaklık yapısı pay gruplarına göre aşağıdaki gibidir:
| Pay Sahibi | Grubu | Tutar (TL) | Oran (%) |
|---|---|---|---|
| Ahmet | A | 14.256.000 | 12,38 |
| Altunkum | C | 45.995.400 | 39,92 |
| Abdullah | A | 3.024.000 | 2,63 |
| Altunkum | C | 9.752.670 | 8,46 |
| B | 5.760.000 | 5,00 | |
| Samet Gürsu | C | 3.365.574 | 2,92 |
| Cemalettin | B | 2.880.000 | 2,50 |
| Gürsu | C | 1.684.500 | 1,47 |
| Seddar Sacid | B | 1.728.000 | 1,50 |
| Gürsu | C | 1.013.400 | 0,88 |
| B | 1.152.000 | 1,00 | |
| Sena Gürsu | C | 674.700 | 0,58 |
| Halka Açık | C | 23.913.756 | 20,76 |
| TOPLAM | - | 115.200.000 | 100,00 |
Hareket Proje'nin organizasyon yapısı, stratejik liderlik, etkin denetim ve operasyonel verimlilik ilkeleri üzerine kurulmuştur. Yapının en üstünde, Şirket'in vizyonunu ve uzun vadeli stratejilerini belirleyen Yönetim Kurulu bulunmaktadır. Yönetim Kurulu'na bağlı olarak faaliyet gösteren Denetimden Sorumlu Komite, Kurumsal Yönetim Komitesi ve Riskin Erken Saptanması Komitesi, kurumsal yönetim ilkelerinin uygulanmasını, şeffaflığı ve risklerin proaktif bir şekilde yönetilmesini denetler.
Operasyonel yapı, Grup CEO'suna bağlı olarak çalışan fonksiyonel birimlerden oluşur. Bu birimler arasında Mali İşler (CFO), Proje ve Operasyonlar (COO), Ticari Faaliyetler (CCO) gibi ana fonksiyonların yanı sıra, bu fonksiyonları destekleyen İnsan Kaynakları, Bilgi Teknolojileri, Sağlık-Emniyet-Çevre-Kalite (SEÇ-K) ve Hukuk gibi departmanlar yer alır. Sürdürülebilirlik konularının stratejik yönetimi için kurulan ve doğrudan Yönetim Kurulu'na raporlama yapan Sürdürülebilirlik Komitesi, bu operasyonel birimlerin yöneticilerinden oluşan alt çalışma grupları aracılığıyla sürdürülebilirlik stratejisinin tüm organizasyona yayılmasını ve entegrasyonunu sağlar.
Hareket Proje'nin iş modeli, müşterilerine tek bir noktadan, yüksek mühendislik uzmanlığı gerektiren entegre ve proje bazlı çözümler sunarak değer yaratma üzerine kuruludur. Şirket, standart dışı ve karmaşık lojistik ihtiyaçları, kendi ekipman parkı ve uzman kadrosuyla "anahtar teslim" bir anlayışla karşılar.
Hareket Proje'de sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili risk ve fırsatların yönetimine ilişkin en üst düzey sorumluluk Yönetim Kurulu'na aittir. Yönetim Kurulu, bu konulardaki stratejileri, politikaları ve hedefleri onaylayarak Şirket'in genel yönünü belirlemekte ve nihai gözetim görevini yerine getirmektedir. Bu kapsamda, kurumsal yönetişim yapısı, sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili konuların en üst düzeyde ele alınmasını sağlamak amacıyla Yönetim Kurulu'na bağlı komiteler aracılığıyla güçlendirilmiştir.
Bu yönetişim yapısının temel taşı olarak, Hareket Proje Yönetim Kurulu'nun 10 Temmuz 2025 tarihli kararıyla doğrudan Yönetim Kurulu'na raporlama yapmak üzere bir Sürdürülebilirlik Komitesi kurulmuştur. Komitenin başkanlığını Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi Rıza Tuna Turagay üstlenmekte; Yönetim Kurulu Üyeleri Mustafa Ferhan Şener ve Yusuf Engin Kuzucu ile Yatırımcı İlişkileri Müdürü Ebru Ermurat Komite üyesi olarak görev yapmaktadır. Komite, Hareket Proje ve tüm iştirakleri için bağlayıcı kararlar almakla yetkilidir.
Sürdürülebilirlik Komitesi'nin Görev ve Çalışma Esasları'nda tanımlanan sorumlulukları, sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili konuların Şirket stratejisine entegrasyonunu ve etkin yönetimini sağlamak üzere detaylandırılmıştır. Komitenin temel görevleri arasında şunlar yer almaktadır:
Hareket Proje, stratejileri denetleme yetkinliğini, öncelikli olarak Sürdürülebilirlik Komitesi üyelerinin seçimiyle sağlamaktadır. Komite, farklı uzmanlık alanlarından gelen üyelerin kolektif bilgi birikiminden faydalanacak şekilde yapılandırılmıştır. Komite Başkanı Sn. Rıza Tuna Turagay, uluslararası ticaret ve kamu regülasyonları alanındaki derin tecrübesiyle; Yönetim Kurulu Üyeleri Sn. Mustafa Ferhan Şener ve Sn. Yusuf Engin Kuzucu, sırasıyla küresel proje lojistiği, tedarik zinciri yönetimi, endüstri ve makine mühendisliği alanlarındaki operasyonel yönetim uzmanlıklarıyla; Yatırımcı İlişkileri Müdürü Sn. Ebru Ermurat ise yatırımcı ilişkileri ve kurumsal yönetim dinamiklerindeki hakimiyetiyle Komite'ye katkı sağlamaktadır. Bu disiplinlerarası yapı, konuların finansal, operasyonel, yasal ve stratejik boyutlarıyla bütüncül bir şekilde değerlendirilmesine olanak tanımaktadır.
Şirket, mevcut yetkinliklerin korunması ve geliştirilmesi için sürekli eğitimi temel bir strateji olarak benimsemiştir. İnsan Kaynakları Politikası'nda, tüm çalışanlara pozisyon ve sorumluluklarıyla ilgili olarak yıllık bazda sürdürülebilirlik, iş sağlığı ve güvenliği ile mesleki gelişim eğitimleri verilmesi açıkça taahhüt edilmektedir ve bu taahhüt, yönetişim organlarında görev alan üyeleri de kapsamaktadır. Eğitim ve gelişim faaliyetleri, Şirket'in kurumsal eğitim platformu olan "Hareket Akademi" çatısı altında yürütülmektedir. Ayrıca, Sürdürülebilirlik Komitesi'nin kendi çalışma esasları, komiteye sürdürülebilirlikle ilgili ulusal ve uluslararası gelişmeleri, mevzuat değişikliklerini ve sektörel iyi uygulamaları yakından takip etme sorumluluğu yüklemekte; böylece sürekli öğrenmeye ve gelişen koşullara uyum sağlamaya dayalı dinamik bir yapı oluşturulmaktadır. Bu çerçevede, Sürdürülebilirlik Komitesi üyeleri ve ilgili çalışma grubu yöneticileri için toplam 6 saatlik Sürdürülebilirlik Eğitimi düzenlenmiştir. Bu eğitim, standartların gereklilikleri, iklim senaryo analizi ve en iyi uygulama örnekleri konularını kapsamıştır.
Mevcut iç yetkinliklerin ötesinde, belirli konularda veya teknik uzmanlık gerektiren durumlarda dış kaynaklardan faydalanma mekanizması da kurulmuştur. Sürdürülebilirlik Komitesi'nin Görev ve Çalışma Esasları, Komite'ye "uygun gördüğü takdirde harici danışmanlarla çalışma veya onlardan destek alma" yetkisini tanımaktadır. Bu ilke, özellikle iklim senaryo analizi, karbon fiyatlandırması veya karmaşık çevresel etki değerlendirmeleri gibi konularda, ihtiyaç duyulduğunda en güncel ve derinlemesine bilgiye erişimi güvence altına alarak yetkinlik açığını kapatma ve karar alma süreçlerini güçlendirmektedir.
Yönetim Kurulu tarafından onaylanan sürdürülebilirlik stratejisinin uygulanmasının ve Şirket geneline yayılmasının gözetimi Grup CEO'sunun sorumluluğundadır. Bu kapsamda, sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili görevlerin operasyonel yönetimi, komitenin stratejik çalışmalarını uygulamak üzere yönetim seviyesindeki alt çalışma gruplarına devredilmiştir. "İklim ve Çevresel Sürdürülebilirlik", "Sosyal Sürdürülebilirlik", "Operasyonel Mükemmellik ve İnovasyon" ve "Kurumsal Yönetişim ve Etik" başlıkları altında faaliyet gösteren bu gruplar, Sağlık, Emniyet, Çevre ve Kalite (SEÇ-K), İnsan Kaynakları, Operasyon, Mali İşler, Stratejik İş Geliştirme, Satın Alma, BT ve Hukuk gibi kilit departmanların yöneticilerinden oluşur. Bu yapı, sürdürülebilirlik konularının Şirket'in tüm fonksiyonlarına entegre edilmesini sağlar. Çalışma gruplarının temel görevleri; kendi alanlarındaki risk ve fırsatları belirlemek, hedeflere yönelik performans verilerini toplamak ve iyileştirme projeleri geliştirip uygulamaktır.
Hareket Proje bünyesindeki bilgi akışı, operasyonel seviyeden Yönetim Kurulu'na uzanan sistematik ve hiyerarşik bir raporlama zinciriyle yönetilmektedir. Bu sürecin ilk adımında, alt çalışma grupları kendi odak alanlarındaki bulguları, ilerlemeleri ve analiz sonuçlarını üç aylık periyotlarla doğrudan bir üst organ olan Sürdürülebilirlik Komitesi'ne raporlamakla yükümlüdür. Bu mekanizma, sahadan ve operasyonlardan gelen güncel verilerin yönetişim yapısına etkin bir şekilde aktarılmasını temin etmektedir.
Sürecin devamında Sürdürülebilirlik Komitesi'nin, kendisine sunulacak raporları değerlendirerek çalışma gruplarının performansını denetlemesi, stratejik yönlendirmelerde bulunması ve bu gündemle yılda en az bir kez toplanması planlanmaktadır. Komite Başkanı gerekli gördüğü hallerde komiteyi daha sık toplantıya çağırabilmektedir. Hiyerarşinin en üst aşamasında ise Sürdürülebilirlik Komitesi, hazırladığı raporlar ile yılda en az bir kez oluşturduğu "kapsamlı sürdürülebilirlik değerlendirme raporu"nu tavsiye niteliğinde nihai karar mercii olan Yönetim Kurulu'na sunması planlanmaktadır. Bu bütüncül yapı, operasyonel düzeyde delege edilen görevlerin, en üst yönetişim organı tarafından etkin bir şekilde denetlenmesini ve gözetilmesini sağlamaktadır.
Sürdürülebilirliğin Karar Mekanizmalarına, Kontrol ve Prosedürlere Entegrasyonu Hareket Proje'nin yönetişim organları, sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili konuları Şirket'in temel karar alma mekanizmalarının ayrılmaz bir parçası olarak görmektedir. Bu entegrasyon, strateji belirlemeden risk yönetimine, politika oluşturmadan günlük operasyonlara kadar geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır.
Yönetim, bu konular için uluslararası standartlara dayalı, yapılandırılmış kontrol ve prosedürler kullanmaktadır. Bu sistemin temelini, Şirket'in Kalite (ISO 9001), Çevre (ISO 14001) ve İş Sağlığı ve Güvenliği (ISO 45001) yönetim sistemlerini bütünsel bir yaklaşımla ele alan Entegre Yönetim Sistemi (EYS) oluşturmaktadır. Bu kontroller ve prosedürler, Şirket'in iç fonksiyonlarıyla entegre şekilde çalışmaktadır.
Bu entegre yaklaşım uyarınca, yeni proje taşımacılığı operasyonlarının planlanması sürecinde proje bazlı çevresel risk analizleri (Çevre ve İklim Politikası), iş sağlığı ve güvenliği risk değerlendirmeleri (İSG Politikası) ve hizmet kalitesi beklentileri (ISO 9001) bütüncül bir şekilde ele alınmaktadır. Aynı şekilde, Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Politikası gereği tedarikçi seçim süreçlerinde ÇSY kriterlerinin kullanılması, sürdürülebilirlik kontrollerini
doğrudan Satın Alma fonksiyonu ile bütünleştirmektedir. Bu prosedürlerin etkinliği düzenli iç ve dış denetimler aracılığıyla kontrol edilmektedir.
Kurumsal Risk Yönetimi, İç Kontrol ve İç Denetim Süreçleriyle Entegrasyon İklimle ilgili risklerin yönetimi, Şirket'in genel Kurumsal Risk Yönetimi (KRY) süreçleriyle bütünleşik bir yapıdadır. Şirket'in ana risk yönetimi organı olan Riskin Erken Saptanması Komitesi, Sürdürülebilirlik Komitesi tarafından tespit edilen ve önceliklendirilen iklimle ilgili stratejik riskleri, kendi değerlendirme süreçlerine dahil eder. Bu entegrasyon, iklim risklerinin diğer tüm finansal, operasyonel ve stratejik risklerle birlikte bütünsel bir risk haritası üzerinde görülmesini ve Yönetim Kurulu'na bu bütüncül bakış açısıyla raporlanmasını sağlar.
Şirket, sürdürülebilirlik verilerinin güvenilirliğini Entegre Yönetim Sistemi (EYS) ve diğer iç prosedürler aracılığıyla yönetmektedir. 2024 yılı itibarıyla iklimle ilgili konular henüz İç Denetim planına spesifik bir başlık olarak dahil edilmemiş olsa da, gelecek dönemlerde Sürdürülebilirlik Komitesi'nin risk değerlendirmelerinin İç Denetim fonksiyonunun yıllık denetim planlamasında dikkate alınması ve bu alandaki yetkinliğin artırılması değerlendirilecektir.
Hareket Proje 'de sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili hedeflerin belirlenmesi ve izlenmesi, Yönetim Kurulu'nun gözetiminde, Sürdürülebilirlik Komitesi'nin liderliğinde ve ilgili iş birimlerinin katılımıyla yürütülen yapılandırılmış bir süreci takip etmektedir. Sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili hedefler, Şirket'in genel stratejisiyle uyumlu olarak belirlenir. Sürdürülebilirlik Komitesi, ilgili iş birimleriyle koordinasyon içinde kısa, orta ve uzun vadeli sürdürülebilirlik yol haritasını ve ölçülebilir hedefleri tasarlamaktadır. Bu hedefler ve yol haritaları, nihai onay için Yönetim Kurulu'na tavsiye olarak sunulmakta ve Kurul onayı ile resmiyet kazanmaktadır. Hedeflere yönelik ilerlemenin takibi, Sürdürülebilirlik Komitesi'nin tanımladığı performans göstergelerine (KPI'lar) dayalı bir izleme mekanizması ile sağlanmaktadır. Ayrıca, hedeflere yönelik ilerleme, yıllık Faaliyet Raporu ve/veya Sürdürülebilirlik Raporu aracılığıyla şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşılmaktadır.
2024 raporlama dönemi itibarıyla, sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili somut performans metrikleri, üst düzey yöneticilerin değişken ücretlendirme politikalarına doğrudan ve ölçülebilir bir şekilde dahil edilmemiştir. Bu konu, 2025 yılında Şirket'in öncelikli gelişim alanlarından biri olarak tanımlanmıştır. Önümüzdeki dönemde, sürdürülebilirlik hedeflerinin netleştirilmesine paralel olarak, iklimle ilgili performans belirli göstergelerinin yönetici prim sistemine entegrasyonu için bir model geliştirilmesi hedeflenmektedir.
Hareket Proje Taşımacılığı ve Yük Mühendisliği A.Ş. (Hareket Proje), "Yarınlar için Harekete Geçiyoruz" sürdürülebilirlik felsefesi ve ağır kaldırma ile yük mühendisliği alanındaki uzmanlığı doğrultusunda, faaliyetlerinin doğası gereği yüksek karbon yoğunluklu sektörlerle yakın etkileşim içerisinde yer almakta ve iklim değişikliğini, operasyonel süreçler ile değer zinciri üzerinde çok boyutlu etkiler yaratan stratejik bir konu olarak ele almaktadır.
Şirket, küresel ve ulusal ölçekte derinleşen iklim krizinin yalnızca çevresel değil; aynı zamanda ekonomik, sosyal ve tedarik zinciri güvenliği boyutlarında da etkiler doğurduğunun bilinciyle hareket etmekte; bu etkileri temel alan bir stratejik yönetişim yaklaşımı benimsemektedir. Bu çerçevede, faaliyetlerini, iş modelini ve uzun vadeli finansal dayanıklılığını etkilemesi makul ölçüde beklenen iklimle ilgili risk ve fırsatları tanımlamakta; bu süreci, Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standardı (TSRS 2) metodolojileriyle uyumlu biçimde yürütmektedir.
Başta yenilenebilir enerji, petrokimya, nükleer enerji ve altyapı sektörleri olmak üzere kritik endüstrilere mühendislik ve taşıma çözümleri sunan Hareket Proje, düşük karbonlu ekonomiye geçiş sürecinde önemli bir konumda yer almaktadır. Bu konumdan doğan sorumlulukla, iklim değişikliğinin iş modeli üzerindeki etkileri sistematik biçimde analiz edilmekte; çevresel etkilerin azaltılması, müşterilerin ve tedarikçilerin dönüşüm süreçlerine katkı sağlanması ve uzun vadeli iklim dirençliliğinin artırılması hedeflenmektedir. Bu hedefler, Şirket'in ana sürdürülebilirlik stratejisinin "Doğa için Hareket" başlığı altında ele alınmaktadır. Çevresel yönetim süreçleri, ISO 14001 ile ISO 45001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi gibi uluslararası standartlarla uyumlu biçimde yürütülmekte; aynı zamanda Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA'lar) ile de eşgüdüm içinde ilerletilmektedir.
İklimle ilgili risk ve fırsatların zaman içerisinde farklı ölçeklerde ve etkilerde ortaya çıkabileceği gerçeğinden hareketle, Hareket Proje bünyesinde yapılan stratejik değerlendirmelerde TSRS 2 önerileriyle uyumlu bir zamanlama yapısı benimsenmektedir.
Bu kapsamda, kısa (0–3 yıl), orta (3–10 yıl) ve uzun vadeli (10 yıl ve üzeri) üç zaman ufku esas alınarak risk ve fırsatlar bu perspektiften analiz edilmektedir. Tanımlanan tüm risk ve fırsatlar, yalnızca doğrudan operasyonları değil; yukarı yönlü (tedarikçiler) ve aşağı yönlü (müşteriler) tarafları da içeren değer zinciri genelinde bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirilmektedir.
Kısa Vadeli Ufuk (0–3 Yıl): Bu dönemde, mevcut ya da yakın gelecekte ortaya çıkması beklenen doğrudan etkiler dikkate alınmaktadır. Ani akaryakıt maliyeti değişimleri, artan hava olayları nedeniyle operasyonel gecikmeler ve taşıma izinleri gibi düzenleyici değişiklikler bu kapsama girmektedir. Şirket'in tekliflendirme süreçleri, yıllık yatırım kararları ve operasyonel planlamaları bu kısa vadeli gelişmelere karşı esnek şekilde yapılandırılmaktadır. Ayrıca, yürürlükteki emisyon standartları ve ithalat rejimleri gibi düzenlemelerdeki değişikliklere uyum da bu dönemin öncelikli konularındandır.
Orta Vadeli Ufuk (3–10 Yıl): Orta vadede, iklim politikalarında yapısal dönüşümler, karbon fiyatlandırma uygulamalarının yaygınlaşması, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması
(SKDM) gibi regülasyonların dolaylı etkileri ve yeni teknolojilerin piyasaya girmesi gibi gelişmelerin etkilerinin belirginleşmesi öngörülmektedir. Bu dönemde Şirket, başta elektrikli ve hidrojen yakıtlı ağır taşıma araçları olmak üzere, yeni nesil ekipmanlara geçişe hazırlık yapmakta; yeni pazarlara yönelik kapasite artırımı ve tedarik zinciri iş birliklerinde yeşil dönüşüm eksenli planlamalar geliştirmektedir. Aynı zamanda müşteri taleplerinde yaşanabilecek kaymalar (örneğin, fosil yakıt projelerinin azalması ve yenilenebilir enerji projelerinin artması) da bu zaman diliminde dikkate alınan kritik parametreler arasındadır.
Uzun Vadeli Ufuk (10+ Yıl): Uzun vadede, iklim değişikliğinin fiziksel etkilerinin daha kalıcı ve yapısal hale gelmesi beklenmektedir. Ulaşım altyapılarında artan iklimsel hasarlar, liman operasyonlarının sekteye uğraması ve sıcak hava dalgalarının saha ekiplerinin sağlığı ve verimliliği üzerindeki etkileri bu kapsamda değerlendirilmektedir. Şirket, uzun vadeli uyum stratejilerini Türkiye'nin 2053 Net Sıfır Emisyon hedefi ile uyumlu şekilde yapılandırmakta; mevcut fosil yakıtlı filonun "atıl kalma" riskine karşı senaryo analizleri geliştirmektedir. Bu dönemde, hizmet portföyünün düşük karbonlu ekonomiye entegrasyonu ve iklim dirençliliği yüksek bir iş modeli inşa edilmesi önceliklendirilmektedir.
Tanımlanan her bir risk ve fırsat, Şirket üzerindeki potansiyel etkisine göre "düşük", "orta" ve "yüksek" etki seviyeleri çerçevesinde değerlendirilmektedir. Bu sınıflama; finansal performans, varlık değeri, operasyonel süreklilik, stratejik hedefler ve paydaş güveni üzerindeki yansımaları dikkate alarak yapılmaktadır.
Hareket Proje için tanımlanan temel iklimle ilgili riskler, Fiziksel Riskler ve Geçiş Riskleri olmak üzere iki ana kategoride sınıflandırılmıştır.
| Risk Kategorisi |
Temel Riskler | Tahmini Etki Büyüklüğü (Finansal, Operasyonel, Stratejik, İtibar) |
Tahmini Gerçekleşme Olasılığı/Zaman Aralığı |
|---|---|---|---|
| Fiziksel Risk (Akut) |
Aşırı Hava Olayları ve Operasyonel Kesintiler: Artan sıklık ve şiddetteki fırtınalar, seller, yoğun kar yağışı ve aşırı sıcaklıkların; proje sahalarını, depolama alanlarını (örn. İzmir, Adana, Dubai) ve ekipmanları tahrip etmesi. Ağır kaldırma ve montaj gibi hava koşullarına hassas operasyonların durması, projelerde gecikmelere ve maliyet artışlarına yol açması. Taşıma güzergahlarındaki kritik altyapıların (yollar, köprüler) hasar görmesi. |
Yüksek Finansal: Hasar gören varlıklar için onarım maliyetleri, proje gecikmeleri nedeniyle cezai yaptırımlar, sigorta maliyetlerinde artış, iş kesintisi nedeniyle gelir kaybı. Operasyonel: İş kesintisi, iş sağlığı ve güvenliği risklerinde artış. Stratejik: Proje teslimat zamanlamasına uyumda zorluk. İtibar: Müşteri memnuniyetinde azalma. |
Olasılık: Yüksek/ Zaman Aralığı: Kısa - Orta Vade |
| Fiziksel Risk (Kronik) |
Kritik Altyapıların Bütünlüğünün Bozulması: Deniz seviyesindeki yükselmenin, Şirket'in liman işletmeciliği yaptığı (Bautino Limanı) ve proje yüklemeleri için kullandığı diğer kıyı tesislerinin operasyonel kabiliyetini uzun vadede tehdit etmesi. Artan ortalama sıcaklıklar ve değişen yağış rejimlerinin, karayolu ve köprü gibi kritik taşıma altyapılarının yapısal bütünlüğünü bozarak uzun vadeli bakım ve onarım maliyetlerini artırması. |
Orta Finansal: Alternatif lojistik rotaları bulma maliyeti, artan sigorta primleri, altyapı güçlendirme maliyetleri. Operasyonel: Belirli güzergahların veya limanların kullanılamaz hale gelmesi, operasyonel gecikmeler. Stratejik: Belirli pazarlara erişimde zorluk, tedarik zinciri güvenliğinin azalması. İtibar: Projelerin iklim kaynaklı kronik altyapı sorunları nedeniyle sürekli gecikmesi, Şirket'in "güvenilir çözüm ortağı" imajını zedeleyebilir. |
Olasılık: Orta/ Zaman Aralığı: Uzun Vade |
| Geçiş Riski (Politika ve Yasal) |
Karbon Fiyatlandırması ve Emisyon Standartları: Hareket Proje'nin operasyonel bel kemiğini oluşturan ağır nakliye filosu ve vinçlerin kullandığı dizel yakıta yönelik olarak, faaliyet gösterilen ülkelerde (özellikle Türkiye ve AB'ye uyum sürecindeki bölgelerde) karbon vergileri veya Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) gibi mekanizmaların getirilmesi. Bu durum, akaryakıt maliyetlerinde öngörülemeyen ve önemli artışlara yol açarak operasyonel giderleri doğrudan artırma potansiyeli taşır. |
Yüksek Finansal: Akaryakıt giderlerinde doğrudan artış, kârlılık marjlarında önemli düşüş. Operasyonel: Proje maliyetlerinin artması, bütçe sapmaları. Stratejik: Fiyat bazlı rekabet gücünün zayıflaması. İtibar: Karbon-yoğun bir operasyona sahip olma algısının güçlenmesi. |
Olasılık: Yüksek/ Zaman Aralığı: Orta Vade |
|---|---|---|---|
| Geçiş Riski (Teknoloji) |
Atıl Varlık Riski ve Teknolojik Dönüşüm: Düşük karbonlu (elektrikli, hidrojenli) ağır kaldırma ve taşıma teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla, mevcut fosil yakıtlı ve yüksek değerli filonun teknolojik olarak geride kalması veya ekonomik ömrünü tamamlamadan "atıl varlık" haline gelmesi. Bu yeni teknolojilere geçişin yüksek yatırım maliyeti ve ticari olarak henüz tam olgunlaşmamış olması. |
Yüksek Finansal: Varlıkların defter değerinde düşüş ve değer düşüklüğü karşılıkları, yüksek sermaye harcaması (CAPEX) ihtiyacı, finansman maliyetlerinde artış. Operasyonel: Yeni teknolojilerin bakım ve operasyonel zorlukları. Stratejik: Pazar payı kaybı, rekabet gücünün zayıflaması. İtibar: Düşük karbonlu teknolojilere geçişte yavaş kalınması, Şirket'in "yenilikçi" imajını zedeleyebilir; özellikle yenilenebilir enerji sektöründeki müşteriler nezdinde çekiciliğini azaltabilir. |
Olasılık: Orta/ Zaman Aralığı: Orta - Uzun Vade |
| Geçiş Riski (Pazar) |
Müşteri Tabanında Talep Kayması: Başta enerji ve petrokimya sektörleri olmak üzere, karbon-yoğun alanlarda faaliyet gösteren müşterilerin küresel düşük karbonlu ekonomiye geçiş nedeniyle yeni yatırımlarını azaltması sonucu bu sektörlerden gelen proje talebinin daralması. Yenilenebilir enerji müşterilerinin, tedarik zincirlerinde düşük karbonlu lojistik hizmetlerini zorunlu kılması. |
Yüksek Finansal: Belirli sektörlerden elde edilen gelirlerde azalma, pazar daralması nedeniyle ciroda düşüş. Operasyonel: Proje portföyünün çeşitlendirilmesi ihtiyacı. Stratejik: Müşteri portföyünü yeniden |
Olasılık: Orta/ Zaman Aralığı: Orta Vade |
| yapılandırma zorunluluğu, önemli müşterilerin kaybı riski. İtibar: Fosil yakıt projelerine olan bağımlılığın devam etmesi, ÇSY odaklı yatırımcılar ve kamuoyu nezdinde olumsuz bir algı yaratabilir. |
|||
|---|---|---|---|
| Geçiş Riski | Paydaş Beklentileri ve Finansmana Erişim: Yatırımcıların (özellikle halka arz sonrası), müşterilerin ve nitelikli çalışanların, Şirket'in karbon-yoğun projelerdeki varlığını olumsuz değerlendirmesi. Belirlenen çevresel taahhütlerin yerine getirilememesi durumunda "yeşil aklama" |
Orta Finansal: Yeşil veya sürdürülebilirlik bağlantılı finansman kaynaklarına erişimde zorluk. Operasyonel: İtibar kaybı, projeler için yerel paydaşlardan (topluluklar, yerel yönetimler) onay ve izin alma süreçlerini zorlaştırabilir; stratejik iş ortaklıkları kurmayı güçleştirebilir. Stratejik: Nitelikli yetenekleri (mühendis, operatör) çekme ve elde tutmada zorluk. İtibar: Marka değerinin zedelenmesi, |
Olasılık: Orta/ Zaman Aralığı: |
| (İtibar) | (greenwashing) algısı ve itibar kaybı yaşanması. | yatırımcı ve müşteri güveninde azalma. | Kısa - Orta Vade |
İklim değişikliğiyle mücadele ve düşük karbonlu ekonomiye geçiş süreci, Hareket Proje'nin mühendislik uzmanlığı ve pazar konumu itibarıyla önemli fırsatlar da sunmaktadır.
| Tahmini | |||
|---|---|---|---|
| Tahmini Etki Büyüklüğü | Gerçekleşme | ||
| Fırsat | (Finansal, Operasyonel, | Olasılığı/Zaman | |
| Kategorisi | Temel Fırsatlar | Stratejik, İtibar) | Aralığı |
| Ürün ve Hizmetler |
Yenilenebilir Enerji Lojistiğinde Pazar Liderliğini Genişletme: Türkiye'deki rüzgar enerjisi yatırımlarının taşınması ve montajında %45'lik pazar payına sahip mevcut uzmanlığı, küresel düşük karbonlu ekonomiye geçiş sürecinde önemli bir büyüme fırsatı sunmaktadır. Yüksek potansiyelli deniz üstü (offshore) rüzgâr santralleri pazarına girmek, nükleer enerji santralleri gibi diğer büyük ölçekli temiz enerji altyapı projelerinde kilit bir çözüm ortağı olarak konumlanmak. |
Yüksek Finansal: Yüksek katma değerli yeni gelir akışları yaratılması, kârlılığın artması. Operasyonel: Mevcut mühendislik ve proje yönetimi yetkinliklerinin yeni ve büyüyen bir alanda kullanılması. Stratejik: "Dünyanın en bilinen 3 markasından biri olma" vizyonuna doğrudan katkı, pazar çeşitliliğinin artırılması. İtibar: Şirket'in "yeşil dönüşümün sağlayıcısı" olarak konumunun güçlenmesi, ÇSY odaklı paydaşlar nezdinde itibarın artması. |
Olasılık: Yüksek/ Zaman Aralığı: Orta Vade |
|---|---|---|---|
| Kaynak Verimliliği |
Dijitalleşme ile Operasyonel Verimlilik ve Emisyon Azaltımı: Şirket tarafından geliştirilen HAPP (Hareket App) uygulaması ve diğer araç takip ve rota optimizasyon yazılımları gibi dijital araçların daha etkin kullanılması. Bu teknolojiler sayesinde taşıma güzergahları optimize edilerek kat edilen gereksiz mesafeler azaltılabilir, rölanti süreleri düşürülebilir ve böylece hem akaryakıt tüketimi hem de Kapsam 1 emisyonları doğrudan azaltılabilir. |
Orta Finansal: Akaryakıt giderlerinde ve bakım maliyetlerinde azalma ile operasyonel kârlılığın artması. Operasyonel: Proje sürelerinin kısalması, filo kullanım oranlarının ve verimliliğinin artması. Stratejik: Müşterilere daha rekabetçi ve verimli hizmet sunma kabiliyetinin artması. İtibar: Teknolojiyi etkin kullanan, |
Olasılık: Yüksek/ Zaman Aralığı: Kısa Vade |
| Dayanıklılık | Yeşil Finansmana Erişim ve Güçlü ÇSY İtibarı: Şirket'in artan yenilenebilir enerji proje portföyü, şeffaf sürdürülebilirlik raporlaması yapma hedefi ve güçlü kurumsal yönetim yapısı, ÇSY (Çevresel, Sosyal, Yönetişim) odaklı yatırımcılar ve finans kuruluşları nezdinde çekiciliğini artırmaktadır. Bu durum, gelecekteki düşük karbonlu ekipman yatırımlarını finanse etmek için daha uygun koşullu "yeşil krediler" veya "sürdürülebilirlik bağlantılı krediler" gibi finansman kaynaklarına erişim fırsatı yaratır. |
yenilikçi ve verimli bir çözüm ortağı olarak algılanma. Orta Finansal: Sermaye maliyetinin düşürülmesi, yeni ve çeşitli finansman kaynaklarına erişim. Operasyonel: Düşük karbonlu filoya geçiş gibi stratejik yatırımların finanse edilmesinin kolaylaşması. Stratejik: Finansal dayanıklılığın ve esnekliğin artırılması. İtibar: Finansal kurumlar ve yatırımcılar nezdinde "güvenilir" ve "sürdürülebilir" bir yatırım olarak konumlanma. |
Olasılık: Orta/ Zaman Aralığı: Kısa - Orta Vade |
|---|---|---|---|
| Ürün ve Hizmetler |
İklime Uyum ve Dirençlilik Projelerinde Uzmanlaşma: Fiziksel iklim risklerinin artmasıyla birlikte, ülkelerin ve şehirlerin iklime daha dayanıklı altyapılar (fırtınaya dayanıklı köprüler, sel koruma bariyerleri, kritik tesislerin güçlendirilmesi vb.) inşa etme ihtiyacı artacaktır. Hareket Proje'nin karmaşık ve büyük ölçekli montaj ve ağır kaldırma alanındaki mühendislik uzmanlığı, bu yeni "iklim adaptasyon" pazarında kilit bir hizmet sağlayıcı olma fırsatı sunmaktadır. |
Orta Finansal: Yeni ve büyüyen bir pazara girerek gelir kaynaklarının çeşitlendirilmesi. Operasyonel: Mevcut temel yetkinliklerin ve ekipmanların yeni proje türlerine uygulanması. Stratejik: Şirket'in "iklim değişikliğine uyum" konusunda bir çözüm ortağı olarak konumlanması. |
Olasılık: Orta/ Zaman Aralığı: Orta - Uzun Vade |
| İtibar: Toplumların iklim |
|
|---|---|
| değişikliğine karşı daha dayanıklı | |
| hale gelmesine katkıda bulunan | |
| sorumlu bir şirket imajı. |
Hareket Proje, iklimle bağlantılı risk ve fırsatlarını; ISO 14001 ve ISO 45001 gibi uluslararası yönetim sistemleri standartları ile GHG (Sera Gazı) Protokolü'nün temel ilkelerine dayanan çok paydaşlı bir yapı içerisinde değerlendirmektedir. Bu süreç, Üst Yönetim, Sürdürülebilirlik Komitesi, Riskin Erken Saptanması Komitesi ile Proje, Operasyon, Satın Alma, Risk Yönetimi ve Sağlık, Emniyet, Çevre ve Kalite (SEÇ-K) gibi ilgili tüm iş birimlerinin eşgüdümüyle yürütülmektedir.
Değerlendirme, potansiyel stratejik ve finansal etkilerin büyüklüğünü ve gerçekleşme olasılıklarını ele alan nitel ve nicel bir metodoloji kullanmaktadır. Bu metodoloji çerçevesinde risklerin etki ve olasılıkları aşağıdaki şekilde belirlenir:
Bu kapsamda Şirket, iklimle ilgili risk ve fırsatların finansal etkilerini makul ölçüde ve güvenilir bir şekilde tahmin edebildiği ölçüde nicel olarak analiz etmeyi hedeflemektedir. Ancak, ilgili raporlama çerçevelerinin "uygulanabilirlik" prensibi doğrultusunda, ölçüm belirsizliğinin çok yüksek olduğu durumlarda nicel bilgi sunulmamakta ve bu durum gerekçeleriyle ortaya konulmaktadır. Şirket için "ölçüm belirsizliği", özellikle geleceğe yönelik tahminlerde yeterli geçmiş verinin bulunmaması, varsayımların yüksek değişkenlik göstermesi veya pazar koşullarının henüz olgunlaşmamış olması gibi nedenlerle güvenilir bir finansal tahmin yapmanın mümkün olmadığı durumları ifade eder.
Örneğin, raporlama dönemi itibarıyla "İklime Uyum ve Dirençlilik Projeleri" gibi operasyonel deneyimin tam oluşmadığı yeni bir fırsat alanında, yüksek belirsizlik nedeniyle potansiyel kâr marjı yerine en somut veri olan ciro potansiyeline odaklanılmıştır. Benzer şekilde, "Deniz Üstü (Offshore) Rüzgâr" pazarına giriş için gereken spesifik sermaye harcaması (CAPEX) tutarı da devam eden detaylı fizibilite çalışmaları neticelendiğinde belirleneceğinden, bu aşamada net bir yatırım tutarı belirtmek için henüz erkendir.
Varlıklar: Geçiş riskleri, temelini fosil yakıtlı ağır vasıta ve vinçlerin oluşturduğu filoda yoğunlaşmaktadır. Filonun 13 yıllık ortalama yaşı ve ağır nakliye filosunun emisyon standardı dağılımı (%12'si Euro 3, %40'ı Euro 5 ve %48'i Euro 6*), filonun düzenlemelere karşı kırılganlığını ortaya koyan temel göstergelerdir. Bu veriler, filonun toplamda %52'lik bir kısmının güncel Euro 6 standardından daha eski olduğunu ve bu durumun filoyu emisyon standartları ve karbon fiyatlandırması gibi düzenlemelere karşı hassas hale getirdiğini göstermektedir.
Coğrafi Alanlar: Akut fiziksel riskler proje sahaları ve taşıma güzergahlarında (Şirket'in Türkiye (Sancaktepe/İstanbul, Menemen/İzmir, Adana), BAE (Dubai), Ukrayna (Kiev) ve Kazakistan gibi ülkelerde bulunan ekipman parkları ve depolama alanları dahil); kronik fiziksel riskler ise Bautino Limanı (Kazakistan) gibi kıyı tesislerinde belirginleşmektedir.
Değer Zinciri: Pazar riskleri, gelirlerin %20,4'ünü oluşturan petrokimya, petrol ve gaz sektörlerindeki müşteri tabanında yoğunlaşmaktadır.
*Euro Emisyon Standartları: Avrupa Birliği tarafından ağır hizmet araçları da dahil olmak üzere motorlu taşıtların egzoz gazı salınımlarını düzenleyen standartlardır. Yükselen her standart (örneğin Euro 3'ten Euro 6'ya geçiş), çevreye zararlı olan azot oksitler (NOx), partikül maddeler (PM) gibi kirleticiler için daha katı ve düşük emisyon limitleri getirilmesi anlamına gelir. Euro 6, mevcut en güncel ve en çevreci standarttır.
Pazar ve Hizmetler: En büyük fırsat alanı, Şirket'in %45'lik pazar payına sahip olduğu yenilenebilir enerji sektörü ve yeni gelişen iklim adaptasyonu pazarıdır.
Kaynaklar ve Yetkinlikler: Fırsatlar, Şirket'in temel mühendislik kapasitesinde, HAPP gibi dijital varlıklarında ve güçlü kurumsal & finansal yapısında yoğunlaşmaktadır.
Yapılan önemlilik analiziyle Şirket için en yüksek stratejik önceliğe sahip ana tema olarak belirlenen "İklim Değişikliği, Emisyonlar ve Enerji Yönetimi", Hareket Proje'nin tüm iş yapış biçimlerini bütünsel olarak etkileme potansiyeli taşımaktadır. Bu öncelikli konunun yansımaları; tedarikçilerinden (düşük emisyonlu araç ve ekipman üreticileri, yakıt tedarikçileri) oluşan yukarı yönlü değer zincirinden, kendi operasyonel süreçlerine (filo yönetimi, rota optimizasyonu, enerji tüketimi) ve müşterilerine (özellikle yenilenebilir enerji ve düşük karbonlu ekonomiye geçiş yapan sektörler) sunduğu hizmetlerden oluşan aşağı yönlü değer zincirine kadar uzanmaktadır. Bu doğrultuda Şirket'in iş modeli, söz konusu çok boyutlu dinamiklere karşı dayanıklılığını artırmak amacıyla sürekli bir adaptasyon süreci içerisindedir.
İş Modeli Üzerindeki Etkiler: İklim dinamikleri, Hareket Proje'nin pazar konumunu ve hizmet portföyünü yeniden şekillendirmektedir. Karbon-yoğun sektörlerdeki talep daralması riskine karşılık, yenilenebilir enerji ve "iklim adaptasyon" projeleri gibi alanlar yeni büyüme ve mühendislik fırsatları sunmaktadır. Pazar ve müşteri tarafında da benzer bir dönüşüm yaşanmakta; özellikle yenilenebilir enerji müşterilerinin düşük karbonlu hizmet talepleri Şirket için bir rekabet avantajı yaratırken, faaliyet gösterilen farklı coğrafyaların (Avrasya, Orta Doğu, Afrika) farklı iklim düzenlemeleri pazar stratejisinin esnek olmasını gerektirmektedir.
Şirket'in varlıkları ve operasyonel süreçleri de bu geçişten doğrudan etkilenmektedir. Fosil yakıtlı filo, geçiş risklerinin merkezinde yer almakta; karbon fiyatlandırması operasyonel maliyetleri (OPEX), teknolojik dönüşüm ise "atıl varlık" riski ile bilançoyu tehdit etmektedir. Bu durum, gelecekteki sermaye harcaması (CAPEX) planlamasını etkileyerek daha yüksek maliyetli yeni nesil ekipmanlara yatırımı zorunlu kılmaktadır. Operasyonel düzeyde ise, iş modeli limanlar, yollar ve köprüler gibi kritik kamu altyapılarına yüksek derecede bağımlı olduğundan, fiziksel riskler bu bağımlılığı bir kırılganlık haline getirmektedir. Aşırı hava olayları operasyonları durdururken, uzun vadede altyapı bozulmaları belirli pazarlara erişimi temelden tehdit etmektedir.
Değer Zinciri Üzerindeki Etkiler: Değer zinciri boyutunda etkiler hem yukarı hem de aşağı yönlü olarak ortaya çıkmaktadır. Tedarikçileri kapsayan yukarı yönlü tarafta, Şirket'in teknolojik dönüşümü ana ekipman üreticilerinin (OEM) düşük karbonlu alternatifleri zamanında piyasaya sürebilmesine bağlıdır. Ayrıca, tedarik zincirindeki alt yüklenicilerin karbon maliyetleri toplam proje maliyetlerini artırma riski taşımakta olup, Şirket bu risklere yönelik olarak tedarikçi seçim süreçlerinde ÇSY kriterlerini zorunlu kılan bir "Sürdürülebilirlik Tedarik Zinciri Politikası" uygulamaktadır. Müşterileri kapsayan aşağı yönlü tarafta ise proje gecikmeleri müşteri memnuniyetini ve itibarı, artan maliyetlerin yansıtılması da fiyat rekabetini etkileme riski barındırmaktadır. Ancak buna karşın, düşük karbonlu hizmet sunma kapasitesi, özellikle sürdürülebilirlik hedefi olan küresel müşteriler nezdinde tercih edilirliği artıran önemli bir fırsat olarak öne çıkmaktadır.
Strateji ve Karar Alma Süreçleri Üzerindeki Etkiler: Tanımlanan risk ve fırsatlar, Şirket'in stratejisini ve karar alma mekanizmalarını doğrudan şekillendirmektedir:
Bu etkileşimler, Yönetim Kurulu'na raporlama yapan Sürdürülebilirlik Komitesi ve Riskin Erken Saptanması Komitesi tarafından yönetilerek, iklimle ilgili konuların en üst düzeyde ve bütünsel bir yaklaşımla ele alınmasını sağlamaktadır. Bu süreçte Sürdürülebilirlik Komitesi'nin değerlendirmeleri, Şirket'in genel risklerini denetleyen Riskin Erken Saptanması Komitesi için de önemli bir girdi teşkil etmektedir.
Fiziksel riskler, Hareket Proje'nin operasyonel devamlılığı ve varlık bütünlüğü için en somut tehditleri oluşturmaktadır. Bu riskler arasında öne çıkan "Aşırı Hava Olayları ve Operasyonel Kesintiler", gelecekteki bir olasılık olmaktan çıkıp, son üç yıllık faaliyet döneminde tekrarlayan ve ölçülebilir maliyetler yaratan yapısal bir gerçeğe dönüşmüştür. Bu riskin son üç yıldaki toplam finansal etkisi, proje gecikmelerinden kaynaklanan gelir kayıpları (yaklaşık
12,5 milyon TL), ek operasyonel maliyetler (yaklaşık 7,5 milyon TL) ve varlık onarım giderlerinden (yaklaşık 4 milyon TL) oluşan yaklaşık 24 milyon TL'lik bir maliyet yaratmıştır. Bu etkiler finansal tablolara; Gelir Tablosu'nda "Hasılat" kalemini azaltan ve "Faaliyet Giderleri"ni artıran, Bilanço'da ise "Maddi Duran Varlıklar" için plansız harcamaları gerektiren yansımalar olarak kaydedilmiştir. İlgili dönemdeki toplam cironun yaklaşık %1,2'sine denk gelen bu durum, proje takvimlerinde gecikmelere, bütçe sapmalarına ve iş sağlığı ve güvenliği risklerinde artışa neden olmaktadır.
Bu gerçekleşmiş etkilere karşı Şirket, çok katmanlı bir yönetim yaklaşımı sergilemektedir. Mevcut durumda proje bazlı risk değerlendirmeleri ISO 45001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi kapsamında sistematik şekilde yürütülmekte; doğal afet senaryolarını içeren acil durum planları uygulanmakta ve güzergâh risk analizlerinde HAPP gibi dijital araçlardan faydalanılmaktadır. İleriye dönük olarak ise mevcut risk değerlendirme süreçlerine lokasyon bazlı iklim senaryolarının entegre edilmesi ve proje sahaları için meteorolojik erken uyarı sistemlerinin kurulması hedeflenmektedir.
Operasyonel sürekliliği uzun vadede tehdit eden bir diğer yapısal risk ise "Kritik Altyapıların Bütünlüğünün Bozulması"dır. Bu riskin mevcut finansal etkisi, özellikle köprü kapasitelerinin yetersizliği gibi nedenlerle tercih edilen alternatif mühendislik çözümlerinin getirdiği ek maliyetlerde somutlaşmaktadır. Nitekim son üç yıllık dönemde, bu kapsamda yaklaşık 750 bin avro (yaklaşık 27 milyon TL) tutarında ek maliyete katlanılmıştır. Bu tutar, yıllık ortalama 9 milyon TL'lik bir ek proje maliyetine denk gelerek Gelir Tablosu'nda ilgili projelerin "Satışların Maliyeti" kalemini artırmaktadır.
Bu uzun vadeli riske karşı geliştirilen yönetim stratejisi, mevcut ve geleceğe dönük eylemleri bir arada içermektedir. Proje öncesi güzergâh etütleri ve dijital rota planlama araçları mevcut uygulamaların temelini oluştururken, geleceğe yönelik stratejik hedefler ise raporun 'Stratejik Hedefler ve Geçiş Planı' bölümünde detaylandırılmaktadır.
Düşük karbonlu ekonomiye geçiş süreci, Şirket açısından önemli stratejik ve finansal zorluklar barındırmaktadır. "Karbon Fiyatlandırması ve Emisyon Standartları" riski, Şirket'in en büyük değişken maliyet kalemi olan akaryakıt giderlerinde doğrudan ve öngörülemez artışlara yol açma potansiyeline sahiptir. Bu riskin mevcut finansal etkisi, 2024 yılı itibarıyla 96,9 milyon TL seviyesindeki yıllık toplam akaryakıt maliyetinde somutlaşmaktadır. Bu tutar, Gelir Tablosu'nda gelecekteki karbon fiyatlandırma mekanizmalarından doğrudan etkilenecek olan "risk altındaki gider kalemini" oluşturmaktadır. Bu riske yanıt olarak Şirket, operasyonel verimliliği yüksek ve güncel emisyon standartlarına sahip yeni ekipman yatırımlarını sürdürmekte; ayrıca HAPP uygulaması gibi dijital araçlarla yakıt tüketimini azaltmaya yönelik çözümler uygulamaktadır.
Bununla bağlantılı olarak, "Atıl Varlık Riski ve Teknolojik Dönüşüm", Şirket için en büyük finansal tehditlerden birini oluşturmaktadır. Yaklaşık 225 milyon avro değerindeki fosil yakıtlı filonun teknolojik olarak geride kalması, bilanço üzerinde ciddi bir değer düşüklüğü ve yüksek sermaye harcaması riski yaratmaktadır. Bu riskin yönetimi için halihazırda önemli bir kaynak ayrılmakta; Şirket, filosunu teknolojik açıdan güncel tutmak amacıyla son üç yılda yıllık ortalama 60 milyon avro (yaklaşık 2,16 milyar TL) tutarında sermaye harcaması (CAPEX) gerçekleştirmiştir. Bu yatırım, Nakit Akış Tablosu'nda önemli bir yatırım faaliyeti nakit çıkışı olarak yer almakta ve Bilanço'da "Maddi Duran Varlıklar" kalemini artırmaktadır. Bu risk doğrultusunda filo modernizasyonu devam ettirilirken, uzun vadeli ve aşamalı bir filo dönüşüm yol haritasının oluşturulması planlanmaktadır.
Pazar dinamikleri de, önemli bir geçiş riski olan "Müşteri Tabanında Talep Kayması"nı beraberinde getirmektedir. Karbon yoğun sektörlerdeki proje talebinin daralması, ciroda düşüş riski yaratmaktadır. Bu riskin mevcut finansal etkisi, gelir portföyünün yapısında gözlemlenmektedir. 2024 yılı itibarıyla gelirlerin %20,4'ü (yaklaşık 718 milyon TL) petrokimya, petrol ve gaz sektöründen sağlanırken, %28,9'u (yaklaşık 1,02 milyar TL) yenilenebilir enerji ve nükleer enerji sektörlerinden elde edilmektedir. Bu dağılım, riske karşı mevcut bir finansal dayanıklılık olduğunu göstermektedir. Şirket, bu riske 2008 yılından itibaren yenilenebilir enerji sektörüne girerek uygulamaya koyduğu pazar çeşitlendirmesi stratejisiyle yanıt vermiştir. Planlanan aksiyonlar arasında, düşük karbonlu hizmet paketleri geliştirmek ve mevcut fosil yakıt müşterilerinin kendi yeşil dönüşüm projelerine çözüm ortağı olarak katkı sağlamak yer almaktadır.
Son olarak, "Paydaş Beklentileri ve Finansmana Erişim" riski, Şirket'in büyüme stratejisini finanse etme kabiliyetini doğrudan etkileyebilecek bir unsur olarak öne çıkmaktadır. İklim performansına yönelik artan beklentilerin karşılanamaması, borçlanma maliyetlerini yükseltme ve nitelikli insan kaynağını çekmede zorluk yaratma potansiyeli taşımaktadır. Bu risk, Şirket'in mevcut "A (tr)/(Stabil Görünüm)" gibi güçlü bir kredi notunu koruma gerekliliğini artırmaktadır. Bu riske yanıt olarak Şirket, 2024 yılında gerçekleşen halka arz sürecinin ardından kurumsal yönetim altyapısını güçlendirmiş; TSRS uyumlu şeffaf raporlama yaklaşımını benimsemiş ve paydaşlarla düzenli iletişim uygulamalarını hayata geçirmiştir.
İklim değişikliğiyle mücadele ve düşük karbonlu ekonomiye geçiş süreci, Hareket Proje'nin mühendislik uzmanlığı ve pazar konumu itibarıyla önemli büyüme fırsatları da sunmaktadır. Bu fırsatlar, Şirket'in yalnızca risklere karşı dayanıklılığını artırmakla kalmamakta; aynı zamanda yeni gelir akışları yaratma ve stratejik vizyonuna ulaşma yolunda kaldıraç etkisi sağlamaktadır.
Bu alandaki en somut ve yüksek etkili büyüme fırsatı, "düşük karbonlu ekonomiye geçişle birlikte yenilenebilir enerji lojistiğinde pazar liderliğini genişletme" olarak öne çıkmakta ve halihazırda finansal performansa doğrudan katkı sağlamaktadır. 2024 yılında yenilenebilir enerji projelerinden elde edilen toplam hasılat 20,9 milyon avro (yaklaşık 752 milyon TL) olup, bu rakam toplam hasılatın %23,05'ini oluşturmaktadır. Bu gelir, Gelir Tablosu'ndaki "Hasılat" kalemine doğrudan pozitif katkı sağlamaktadır. Bugüne kadar toplam 5.930 MW'lık rüzgâr enerjisi santralinin kurulumuna katkıda bulunarak bu alandaki tecrübesini ve pazar liderliğini kanıtlayan Şirket, bu liderliği 2025 yılı için deniz üstü rüzgar santralleri pazarına girme stratejisi ve bu pazara hizmet verebilecek 2.200 ton kaldırma kapasiteli paletli vinç yatırımıyla pekiştirmektedir. Fırsatın tam olarak hayata geçirilebilmesi için küresel enerji şirketleriyle stratejik iş birlikleri kurulması, personelin yetkinliğinin artırılması ve özel ekipman ihtiyaçlarının analiz edilerek yatırım planlamasının yapılması öngörülmektedir.
Artan fiziksel risklere bir yanıt olarak geliştirilen "iklime uyum ve dirençlilik projelerinde uzmanlaşma" fırsatı ise yeni bir stratejik büyüme alanını temsil etmektedir. İklime daha dayanıklı altyapılar inşa etme ihtiyacının artması, bu alanda henüz finansallaşmamış ancak güçlü bir pazar potansiyeli yaratmaktadır; bu nedenle 2024 raporlama dönemi itibarıyla bu alandan elde edilen mevcut bir gelir bulunmamaktadır. Bu fırsatın değerlendirilmesi amacıyla, Osmangazi ve 1915 Çanakkale Köprüsü gibi mega altyapı projelerinde edinilen deneyim bir temel olarak kullanılacak; Şirket'in yetkinlikleri "iklim adaptasyon çözümleri" olarak markalaştırılacak ve bu alanda uzmanlaşmış firmalarla stratejik ortaklıklar kurulacaktır.
Mevcut operasyonları doğrudan güçlendiren "dijitalleşme ile operasyonel verimlilik ve emisyon azaltımı" fırsatı ise hem maliyet avantajı hem de çevresel performans iyileştirmesi sunmaktadır. Şirket'in geliştirdiği ve Global Heavy Lift Awards 2024'te "İnovasyon Ödülü" kazanan HAPP uygulaması gibi dijital araçların yıllık operasyonel maliyeti yaklaşık 3,8 milyon TL iken, sağladığı yakıt tasarrufunun parasal karşılığı yıllık 5,2 milyon TL ile 7,8 milyon TL arasında değişmektedir. Bu durum, Gelir Tablosu'na net pozitif etki eden ve "Faaliyet Kârı"nı artıran bir maliyet avantajı anlamına gelmektedir. Gelecekte karbon emisyonlarının fiyatlandırıldığı senaryolarda ise yakıt verimliliğinin finansal katkısının daha da artması beklenmektedir. Bu fırsatın daha ileri taşınması amacıyla, gerçek zamanlı verilerin ve yapay zekâ destekli planlama sistemlerinin mevcut dijital altyapıya entegre edilmesi planlanmaktadır.
Tüm bu stratejilerin uygulanmasını mümkün kılan "yeşil finansmana erişim ve güçlü ÇSY itibarı" ise Şirket açısından temel bir olanak sunmaktadır. Artan yenilenebilir enerji proje portföyü ve şeffaf raporlama kararlılığı, gelecekteki stratejik yatırımların daha uygun koşullarda finanse edilmesine olanak tanımaktadır. Bu fırsatın değerlendirilmesi amacıyla, finans kuruluşlarıyla proaktif görüşmeler gerçekleştirilmesi ve uluslararası ÇSY derecelendirme kuruluşlarının değerlendirme süreçlerine hazırlık yapılması planlanmaktadır. Bu yaklaşım, Şirket'in sermaye maliyetini azaltarak genel kârlılığını artırma ve zayıf ÇSY profiline sahip rakiplere karşı önemli bir finansal avantaj sağlama potansiyeli taşımaktadır.
Hareket Proje, iklim değişikliğinin yarattığı belirsizliklere karşı hazırlıklı olmak ve stratejisinin farklı gelecek patikaları karşısındaki dayanıklılığını test etmek amacıyla kapsamlı bir iklim senaryo analizi gerçekleştirmiştir. Bu analiz, Şirket'in iklimle bağlantılı risklere uyum sağlama ve fırsatları değerlendirme kapasitesini ölçerek, uzun vadeli değer yaratma potansiyelini güvence altına almayı hedeflemektedir. Bu değerlendirmenin temel amacı, Şirket'in stratejik, operasyonel ve finansal yapısını bütünsel olarak ele alarak, risk yönetimi yaklaşımlarını, yatırım stratejilerini ve pazar çeşitlendirme çabalarını güçlendirecek nitelikli veriler sağlamaktır.
Değerlendirmenin bütüncül olması amacıyla, uluslararası düzeyde kabul görmüş çift çerçeveli bir yaklaşım benimsenmiştir:
Analiz, hizmet portföyü, operasyonel faaliyetler, altyapı bağımlılığı, filo yapısı ve sermaye yatırımları üzerindeki olası etkileri; kısa, orta ve uzun vadeli dönemlerde nitel ve nicel yönleriyle çok boyutlu olarak değerlendirmektedir. Proje maliyetlerinden filo yatırımlarına, operasyonel süreklilikten müşteri portföyü ve piyasa konumlanmasına kadar çeşitli alanlarda her bir senaryoya özgü etkiler ayrıntılı biçimde analiz edilmekte; bu sayede iklim değişikliği karşısında stratejik dayanıklılık güçlendirilmekte, ortaya çıkan fırsatlar erken aşamada değerlendirilebilmekte ve riskler yönetişim sistemleriyle entegre şekilde yönetilmektedir.
Bu senaryo, Hareket Proje'nin mevcut pazar çeşitlendirme ve yeşil projelere odaklanma stratejisinin en çok ödüllendirileceği gelecek patikasıdır. Bu patikada geçiş riskleri birer şok olmaktan çıkarak, yönetilebilir ve öngörülebilir maliyetlere dönüşmektedir. Örneğin, ton başına 35 avro seviyesinde bir karbon fiyatı, yıllık yaklaşık 11 milyon TL gibi planlanabilir bir operasyonel gider anlamına gelir. Benzer şekilde, teknolojik dönüşümün kademeli ilerlemesi, Şirket'in yıllık ortalama 60 milyon avroluk sermaye harcaması çerçevesinde filosunu planlı bir şekilde yenilemesine olanak tanır.
Bu senaryo, aynı zamanda fırsatların en üst düzeyde değerlendirileceği bir ortam yaratmaktadır. Yenilenebilir enerji ve iklim adaptasyonu projelerine yönelik istikrarlı ve artan talep, Şirket'in bu alanlardaki liderliğini kullanarak yeni ciro potansiyellerini hayata geçirmesi için en elverişli zemini sunar. Bu kapsamda, deniz üstü rüzgâr pazarından hedeflenen yaklaşık 35,3 milyon TL'lik ciroya ek olarak, iklim adaptasyon pazarından da yıllık 750 milyon TL ile 1 milyar TL arasında bir gelir potansiyeli hedeflenmektedir. Ayrıca, Şirket'in güçlü ÇSY performansı, 40 milyon avroluk bir kredi için yıllık 7,2 milyon TL'ye varan faiz tasarrufu sağlayabilecek yeşil finansman (greenium) olanaklarından yararlanma imkânı doğurur. Sonuç olarak, bu senaryoda yaratılan fırsatların finansal katkısının, yönetilebilir risk maliyetlerinden önemli ölçüde daha yüksek olması beklenmektedir. Bu durum, Düzenli Geçiş patikasının Şirket için net pozitif bir finansal sonuç yaratma potansiyeli taşıdığını göstermektedir.
Bu senaryo, Şirket'in stratejisi için en zorlu "stres testidir" ve yüksek risk ile yüksek fırsatı bir arada barındırır. Ani ve sert politika değişiklikleri, geçiş risklerini yönetilmesi güç hale getirmekte; karbon fiyatlarındaki hızlı artış ve teknolojik adaptasyondaki gecikmelerle birlikte ciddi finansal yükler oluşmaktadır. Ani ve sert bir karbon vergisi şoku, yıllık operasyonel maliyetleri 23,5 milyon TL'nin üzerine çıkarabilir. Daha da önemlisi, ani düzenlemeler filonun bir bölümünün "atıl varlık" haline gelmesine neden olarak, tek seferde yaklaşık 1,7 milyar TL'yi aşan bir varlık değer düşüklüğü ve zorunlu yeniden yatırım şoku yaratma potansiyeli taşır. Daha spesifik bir analizde, en eski %10'luk filonun (yaklaşık 20,6 milyon avro değerinde) bilançodan silinmesi ve %30 daha pahalı yeni teknolojilerle (yaklaşık 26,8 milyon avro maliyetle) ikame edilmesi gerekebilir. Ayrıca, Euro 3/5 standardındaki 43 aracın acil değişim ihtiyacı, tek seferde 46-70 milyon TL arasında ek bir CAPEX şoku yaratabilir. Karbon yoğun projelerde yaşanabilecek ani talep daralması, yıllık yaklaşık 179 milyon TL'lik ciro kaybı anlamına gelmektedir. Kredi notunun düşmesiyle birlikte alınması planlanan 40 milyon avroluk yeni bir kredinin yıllık ek faiz maliyeti ise 14,4 milyon TL'ye kadar yükselebilir.
Stratejik Fırsatlar: Bu kaotik ortamda, finansal olarak hazırlıksız yakalanan rakiplerin pazardan çekilmesi, Hareket Proje'ye pazar payı kazanma fırsatı sunabilir. Düzensiz de olsa yeşil dönüşüme yönelik artan talep ve Şirket'in dijitalleşme yatırımlarının (HAPP) sağladığı verimlilik, bu dönemde önemli bir rekabet avantajı yaratır. Yüksek karbon fiyatları, HAPP
uygulamasının sağladığı yakıt tasarrufunun finansal getirisini (ROI) yıllık 1,41 milyon TL ek fayda ile daha da artıracaktır. Şirket'in proaktif yenilenebilir enerji yatırımları ve güçlü finansal yapısı, bu senaryodaki şoklara karşı en önemli finansal kalkan görevi görür.
Net Finansal Etki: Kısa vadede gerçekleşebilecek büyük finansal şoklar nedeniyle bu senaryonun net etkisi ezici bir şekilde negatiftir. Ancak, Şirket'in finansal çevikliği ve kriz yönetimi kapasitesi, uzun vadede bu kaotik ortamdan güçlenerek çıkma potansiyeli barındırır.
Bu senaryo, "eylemsizliğin" en ağır faturasının çıktığı ve Hareket Proje'nin iş modeli için varoluşsal bir tehdit oluşturan senaryodur.
Fiziksel Riskler Baskın Hale Gelir: Geçiş politikaları başarısız olduğu için geçiş riskleri ve fırsatları (yeşil finansman vb.) büyük ölçüde ortadan kalkar. Buna karşılık, en kötü fiziksel riskler gerçekleşir. Yapılan analizlere göre, büyük bir projenin hava koşulları nedeniyle sadece bir hafta durması durumunda ortaya çıkacak ciro kaybı riski yaklaşık 70,5 milyon TL olarak hesaplanmıştır. Ana bir lojistik arterin kaybedilmesi durumunda proje maliyetlerinde %5 ila %13 arasında bir artış yaşanabileceği, stratejik bir limanın bir ay kullanılamamasının ise tek başına yaklaşık 14,4 milyon TL ek maliyet yaratabileceği öngörülmektedir. Gelecekte artan risk algısı nedeniyle varlık ve iş kesintisi sigortası primlerinde de %20-30 arasında bir artış beklenmektedir.
İş Sürekliliği Tehdit Altına Girer: Stratejik öneme sahip limanların veya ana taşıma koridorlarının uzun süreli olarak kullanılamaz hale gelmesi gerçekçi bir risk oluşturur. Bu durum, stratejik odağı pazar rekabetinden "operasyonel hayatta kalma ve iş sürekliliğini sağlama mücadelesine" kaydırır.
Net Finansal Etki: Şirket'in varlığını tehdit edecek düzeyde ezici bir şekilde negatiftir. Bu senaryo, Şirket'in kritik altyapılara olan yüksek bağımlılığının en büyük zafiyet olduğunu ortaya koymaktadır.
Farklı iklim senaryoları altında ortaya çıkabilecek potansiyel finansal etkiler, Hareket Proje'nin mevcut analizlerinden elde edilen verilere dayanmaktadır. Değerler; operasyonel gider artışları, sermaye yatırımlarında oluşabilecek ek yükler, varlık değer kayıpları ve yeni yatırım fırsatlarının ekonomik getirileri dikkate alınarak oluşturulmuştur. Yıllık bazlı etkilerin yanı sıra, bazı senaryolarda ortaya çıkabilecek tek seferlik şoklar da ayrıca değerlendirilmiştir.
Bu analiz, Hareket Proje'nin mevcut stratejisinin Düzenli Geçiş senaryosuna oldukça uyumlu olduğunu ve bu patikada kârlı bir sonuç elde etme potansiyelinin yüksek olduğunu teyit etmektedir. Şirket'in en büyük stratejik gücü, pazar dönüşümünü bir tehdit olarak değil, kârlı bir büyüme motoru olarak yönetebilme potansiyelidir. Ancak en büyük stratejik kırılganlığı, iş modelinin kritik kamu altyapılarına olan yüksek bağımlılığıdır. Bu bulgular ışığında Hareket Proje, iklim dirençliliğini artırmak amacıyla, geçiş planında belirtilen stratejik önceliklere odaklanarak gelecekteki belirsizliklere proaktif bir şekilde hazırlanmaktadır.
Aşağıda yer alan tabloda bu senaryo analizlerinin özet sonuçları sunulmaktadır:
| Etki Kategorisi | RCP 4.5 (Orta Düzey Fiziksel Etki) |
RCP 8.5 (Şiddetli NGFS Düzenli Fiziksel Etki) Geçiş |
NGFS Düzensiz Geçiş |
NGFS Sıcak Ev Dünyası |
||
|---|---|---|---|---|---|---|
| FİZİKSEL RİSKLERİN YILLIK MALİYETİ | ||||||
| 1. Aşırı Hava Olayları | -12 milyon TL (Olay Riski: -70,5 milyon TL) |
> -86,5 milyon TL | Etki Sınırlı¹ | Etki Sınırlı¹ | > -86,5 milyon TL | |
| 2. Kritik Altyapıların Bütünlüğü |
-13,5 milyon TL (Proje Etkisi: %5-13 Maliyet Artışı) |
Sistemik / Çok Yüksek | Etki Sınırlı¹ | Etki Sınırlı¹ | Sistemik / Çok Yüksek |
|
| TOPLAM FİZİKSEL RİSK (Yaklaşık): |
~ -25,5 milyon TL | Çok Yüksek | Düşük | Düşük | Çok Yüksek | |
| GEÇİŞ RİSKLERİNİN YILLIK MALİYETİ | ||||||
| 3. Karbon Fiyatlandırması | Düşük Etki² | Düşük Etki² | -11 milyon TL | -23,5 milyon TL | Etki Yok³ | |
| 4. Atıl Varlık Riski | Düşük Etki² | Düşük Etki² | Yönetilebilir CAPEX Artışı |
-1,7 milyar TL⁴ (Tek Seferlik Şok) |
Etki Yok³ | |
| 5. Müşteri Tabanında Talep Kayması |
Düşük Etki² | Düşük Etki² | Yönetilebilir Etki | -179 milyon TL | Etki Yok³ | |
| 6. Paydaş Beklentileri / Finansman |
Düşük Etki² | Düşük Etki² | Fırsat Alanı | ~ -14,4 milyon TL | Etki Yok³ |
| TOPLAM GEÇİŞ RİSKİ | ~ -217 milyon TL | ||||
|---|---|---|---|---|---|
| (Yaklaşık): | Düşük | Düşük | ~ -11 milyon TL | + Şok Etkisi | Etki Yok³ |
| FIRSATLARIN YILLIK NET POZİTİF KATKISI | |||||
| 7. Yenilenebilir Enerji Liderliği | +35,3 milyon TL | +35,3 milyon TL | +35,3 milyon TL | +35,3 milyon TL | Düşük Potansiyel⁵ |
| 8. Dijitalleşme ile Verimlilik | +6,5 milyon TL | +6,5 milyon TL | +7 milyon TL | +7,7 milyon TL | +6,5 milyon TL |
| 9. Yeşil Finansmana Erişim | Orta Potansiyel | Orta Potansiyel | ~ +7,2 milyon TL | ~ +7,2 milyon TL | Etki Yok³ |
| 10. İklim Adaptasyonu | |||||
| Projeleri | +875 milyon TL | > +1 milyar TL | Orta Potansiyel | Orta Potansiyel | > +1 milyar TL |
| TOPLAM FIRSATLARIN | |||||
| NET KATKISI (Yaklaşık): | ~ +917 milyon TL | > +1 milyar TL | ~ +50 milyon TL | ~ +50 milyon TL | > +1 milyar TL |
| POZİTİF (Ancak | |||||
| TOPLAM YILLIK NET FİNANSAL ETKİ (Yaklaşık) |
~ +891 milyon TL | Fiziksel Riskler Baskın)⁶ |
~ +39 milyon TL | NEGATİF (Şok Etkisi Baskın)⁷ |
NEGATİF (Fiziksel Riskler Baskın)⁸ |
¹ Bu senaryolarda geçiş politikaları başarılı olduğu için fiziksel risklerin sınırlı kalacağı varsayılır.
² Bu senaryolarda geçiş politikaları olmadığı için geçiş riskleri düşüktür veya yoktur.
³ Bu senaryoda geçiş politikaları başarısız olduğu için karbon fiyatı, yeşil finansman gibi mekanizmalar oluşmaz.
⁴ "Atıl Varlık" değer düşüklüğü zararı (~741 milyon TL) ve "Hızlandırılmış Yenileme Yatırımı" (~964 milyon TL) şoklarının birleşik etkisidir.
⁵ "Sıcak Ev Dünyası"nda küresel ekonomi ve sanayi yatırımları yavaşlayacağı için Yenilenebilir Enerji fırsatları da zayıflar.
⁶ RCP 8.5: Fırsatların matematiksel toplamı yüksek görünse de, bu senaryoda operasyonların ve altyapının maruz kalacağı yıkıcı ve sürekli fiziksel şoklar nedeniyle bu fırsatları hayata geçirme imkanı ortadan kalkabilir. Bu yüzden net etki, rakamsal ifadeden ziyade niteliksel olarak "ezici derecede negatiftir".
⁷ Düzensiz Geçiş: Yıllık bazda fırsatlar (~50 milyon TL), yıllık risklerden (~217 milyon TL) daha azdır. Üstelik tek seferlik ~1,7 milyar TL'lik atıl varlık şoku, bu senaryonun net etkisini kısa ve orta vadede ezici bir şekilde negatife çevirir.
⁸ Sıcak Ev Dünyası: Bu senaryo RCP 8.5 ile aynı mantığa sahiptir. Geçiş fırsatları ortadan kalktığı ve fiziksel riskler katastrofik hale geldiği için net finansal etki, Şirket'in varlığını tehdit edecek düzeyde negatiftir.
Yapılan senaryo analizi, Hareket Proje için önemli stratejik çıkarımlar sunmaktadır. Bu analiz ışığında, Şirket'in iklim değişikliğine uyum sağlama ve düşük karbonlu bir ekonominin sunduğu fırsatlardan yararlanma stratejisi, gelecekteki adımlarını şekillendiren dinamik bir geçiş planı niteliğindedir. Bu plan, statik bir dokümandan ziyade, Şirket'in stratejik önceliklerini, planlanan eylemlerini ve bu eylemlerin dayandığı temel varsayımlar ile dışsal bağımlılıkları içeren bir yol haritasıdır ve Türkiye'nin 2053 Net Sıfır Emisyon hedefiyle uyumlu hareket etme niyetini yansıtmaktadır.
Hareket Proje'nin geçiş planı, iklimle ilgili riskleri yönetirken aynı zamanda ticari fırsatları hayata geçirme üzerine kuruludur. Planın temel bileşenleri şunlardır:
2024 yılı, Hareket Proje için iklim performansı yönetiminde temel bir kilometre taşıdır. Bu dönemde ilk kapsamlı sera gazı emisyon envanteri oluşturulmuş ve bu veriler, gelecekteki azaltım hedefleri için bilimsel bir temel yıl (baseline) olarak belirlenmiştir. Anlamlı ve izlenebilir nicel hedeflerin, ancak güvenilir bir temel yıl verisi üzerine inşa edilebileceği ilkesinden hareketle, 2024 yılı için öncelik bu altyapının kurulmasına verilmiştir.
Bu temel yıl verilerinin analizi doğrultusunda, Sürdürülebilirlik Komitesi'nin 2025 yılı öncelikli gündem maddelerinden biri, Şirket'in operasyonel yapısı ve teknolojik imkanlarla uyumlu, takvime bağlanmış, nicel bir sera gazı emisyon azaltım hedefi üzerinde karar sürecine geçmektir. Bu hedef belirleme süreci aşağıdaki adımları içerecektir:
• Yönetim Kurulu Onayı: Belirlenen hedefin Sürdürülebilirlik Komitesi tarafından Yönetim Kurulu'na sunularak onaylanması ve kamuoyuna şeffaf bir şekilde duyurulması.
Bu yapılandırılmış yaklaşım, belirlenecek hedeflerin hem iddialı hem de ulaşılabilir olmasını güvence altına almayı amaçlamaktadır.
Bu resmi hedef belirleme süreciyle paralel olarak, Hareket Proje, mevcut durumda emisyonlarını fiilen azaltmaya yönelik stratejik eylemlerini de kararlılıkla sürdürmektedir:
Emisyon azaltımının yanı sıra, planın diğer stratejik hedefleri de bulunmaktadır. İklimle ilgili fırsatları değerlendirme kapsamında temel hedef, yenilenebilir enerji lojistiğinde, özellikle deniz üstü (offshore) rüzgâr pazarında lider bir oyuncu olmaktır. Bu hedefe ulaşma planı, 2025 yılı itibarıyla bu pazara girmeyi, küresel enerji şirketleri ve EPC firmaları ile stratejik iş birlikleri kurmayı, personelin yetkinliğini artırmak için eğitim programları düzenlemeyi ve bu pazarın gerektirdiği özel ekipman ve liman altyapısı ihtiyaçlarını analiz ederek yatırım planlaması yapmayı içermektedir. Fiziksel risklere karşı dayanıklılığı artırma hedefi ise, iklim değişikliğinin fiziksel etkilerine karşı operasyonel devamlılığı güvence altına almaktır. Bu hedefe ulaşma planı, Geçiş Planı'nda belirtilen altyapı kırılganlık haritası ve paydaş iş birliği hedeflerine ek olarak, mevcut proje bazlı risk değerlendirme süreçlerine iklim senaryoları (RCP 4.5, RCP 8.5) ve ileriye dönük meteorolojik verilerin entegre edilmesini de içermektedir.
Bu kapsamlı geçiş planının başarısı, geliştirilmesinde dikkate alınan kilit varsayımlara ve Şirket'in doğrudan kontrolü dışında olan dışsal faktörlere önemli ölçüde bağlıdır. Plan; piyasa ve talep artışının süreceği, karbon fiyatlandırma mekanizmaları gibi politika ve düzenlemelerin kademeli olarak hayata geçeceği, düşük karbonlu ağır nakliye teknolojilerinin ticari olarak uygulanabilir hale geleceği ve yeşil finansman piyasalarının büyümeye devam edeceği varsayımları üzerine kuruludur. Bununla birlikte planın başarısı; kamu altyapı yatırımlarının iklim değişikliğine karşı dayanıklılığına, ana ekipman üreticilerinin (OEM) teknolojik ilerlemesine, düzenleyici çerçevenin öngörülebilirliğine ve müşterilerin nihai yatırım kararlarına kritik düzeyde bağlıdır.
Hareket Proje, iklimle ilgili risk ve fırsatları, Şirket'in yerleşik kurumsal risk yönetimi (KRY) çerçevesinin ayrılmaz bir parçası olarak ele almaktadır. İklimle ilgili riskler; finansal, operasyonel ve stratejik risklerle birlikte bütünsel bir yaklaşımla, aynı metodolojik tutarlılıkla ve en üst düzeyde yönetilmektedir. Bu entegrasyon; yönetişim yapısı, risk değerlendirme süreçleri ve raporlama kanalları aracılığıyla güvence altına alınmıştır. Bu süreç, Şirket'in maruz kaldığı risklerin bütüncül bir şekilde anlaşılmasını ve doğru bir şekilde önceliklendirilmesini sağlamaktadır.
Şirket, iklimle ilgili riskleri belirlemek, değerlendirmek ve önceliklendirmek için hem uluslararası standartlara dayalı dış verileri hem de operasyonel ve finansal verilerinden oluşan iç girdileri kullanan yapılandırılmış bir metodoloji uygulamaktadır.
Kullanılan Girdiler ve Parametreler: Değerlendirme sürecinde kullanılan temel girdiler şunlardır:
Değerlendirme Süreçlerinin Kapsamı: İklimle ilgili risk ve fırsatların belirlenmesi ve değerlendirilmesi süreci, Şirket'in temel faaliyetlerinin ve değer zincirinin tamamını kapsayacak şekilde tasarlanmıştır. Bu analizler; Şirket'in hizmet portföyü ve mühendislik çözümlerinin sunulduğu enerji, petrokimya ve yenilenebilir enerji gibi sektörlerin iklim kaynaklı dönüşüm dinamiklerini; faaliyetlerin bel kemiğini oluşturan vinç, SPMT ve ağır nakliye araçlarından oluşan filonun fosil yakıta bağımlılığını, yeni emisyon standartlarına uyum maliyetlerini ve düşük karbonlu teknolojilere geçişini; proje sahaları, ekipman parkları (Türkiye, BAE, Ukrayna, Kazakistan vb.) ve operasyonlar için kritik olan liman, köprü ve karayolu gibi kamu altyapılarının fiziksel ve geçiş riskleri açısından incelenmesini; ve son olarak başta Türkiye, Avrasya, Orta Doğu ve Afrika olmak üzere üç kıtaya yayılan faaliyet ağının ve bu pazarlardaki müşteri tabanının iklimle ilgili pazar risk ve fırsatları açısından analiz edilmesini içermektedir.
Risk Değerlendirme Metodolojisi: Hareket Proje, iklimle ilgili risklerin etkilerini, gerçekleşme olasılığını ve potansiyel büyüklüğünü değerlendirmek için TCFD önerilerinden esinlenen, nitel ve nicel unsurları birleştiren çok aşamalı bir metodoloji kullanmaktadır. Bu metodoloji, riskin niteliğini belirledikten sonra, etki ve olasılık analizini aşağıdaki adımlarla gerçekleştirir:
• Etki Değerlendirmesi: Bir riskin potansiyel etkisi, finansal ve finansal olmayan boyutlarda ayrı ayrı değerlendirilir:
Bu bütünleşik yaklaşım; riskin türünü (nitelik), potansiyel sonuçlarının ciddiyetini (büyüklük) ve ne zaman gerçekleşebileceğini (olasılık) bir arada değerlendirerek, risklerin etkin bir şekilde yönetilmesi için sağlam bir temel oluşturmaktadır.
Ölçüm Belirsizliği Tanımı: Şirket, ilgili raporlama çerçevelerinin "uygulanabilirlik" prensibi doğrultusunda, ölçüm belirsizliğinin çok yüksek olduğu durumlarda nicel bilgi sunmamaktadır. Şirket için "ölçüm belirsizliği", özellikle geleceğe yönelik tahminlerde yeterli geçmiş verinin bulunmaması, varsayımların yüksek değişkenlik göstermesi veya pazar koşullarının henüz olgunlaşmamış olması gibi nedenlerle güvenilir bir finansal tahmin yapmanın mümkün olmadığı durumları ifade eder.
| Değerlendirme Aşaması |
Amaç ve Kapsam | Kriterler ve Sınıflandırma |
|---|---|---|
| 1. Riskin Niteliği (Kategorizasyon) |
Riskin temel doğasını ve potansiyel etki mekanizmasını anlamak ve doğru bir şekilde sınıflandırmak. |
Fiziksel Riskler: • Akut (Ani gelişen ve şiddetli olaylar; fırtına, sel vb.) • Kronik (Uzun vadeli ve yavaş gelişen değişimler; deniz seviyesinin yükselmesi vb.) Geçiş Riskleri: • Politika ve Yasal • Teknoloji • Pazar • İtibar |
| 2. Riskin Büyüklüğü (Etki Analizi) |
Riskin (magnitude) temel faaliyet alanları üzerindeki potansiyel yansımalarını nitel ve nicel bir bakış açısıyla analiz etmek. |
Nitel Değerlendirme: Riskin; Finansal Performans ve Varlık Değeri, Operasyonel Devamlılık ve Hizmet Kalitesi, Stratejik Amaçlar ve Pazarda Konumlanma ile İtibar ve Paydaş Güveni üzerindeki potansiyel etkisi "düşük", "orta" ve "yüksek" olarak sınıflandırılır. Nicel Değerlendirme: Nitel değerlendirmeyi desteklemek amacıyla, iklim senaryoları kullanılarak risklerin potansiyel finansal etkileri modellenir |
| Değerlendirme Aşaması |
Amaç ve Kapsam | Kriterler ve Sınıflandırma |
|---|---|---|
| (Gelir kayıpları, OPEX, varlık değer düşüklüğü, CAPEX vb.). |
||
| 3. Riskin Olasılığı (Zaman Ufku Analizi) |
Riskin gerçekleşme olasılığını Şirket'in stratejik planlama dönemleriyle uyumlu olarak tanımlanan zaman ufukları çerçevesinde değerlendirmek. |
• Kısa Vade: 0-3 Yıl • Orta Vade: 3-10 Yıl • Uzun Vade: 10+ Yıl |
Senaryo Analizinin Rolü ve Kullanım Yöntemi: Hareket Proje, risklerin potansiyel büyüklüğünü ve zamanlamasını anlamak ve stratejik dayanıklılığını test etmek için iklimle ilgili senaryo analizini kritik bir araç olarak kullanmaktadır. Şirket, risklerin doğasını daha doğru analiz edebilmek için çift çerçeveli bir yaklaşım benimsemiştir.
Şirket, iklimle ilgili senaryo analizini, risklerin iki temel doğasına odaklanarak yürütmektedir. Fiziksel risklerin (aşırı hava olayları, kronik altyapı bozulmaları gibi) operasyonel devamlılık ve varlıklar üzerindeki uzun vadeli etkilerini modellemek amacıyla IPCC'nin RCP 4.5 ve RCP 8.5 senaryoları uygulanmaktadır. Düşük karbonlu bir ekonomiye geçiş sürecinde ortaya çıkabilecek politika, teknoloji ve pazar kaynaklı geçiş risklerini analiz etmek için ise finans sektörünün referans aldığı NGFS'in Düzenli Geçiş, Düzensiz Geçiş ve Sıcak Ev Dünyası senaryoları temel alınmaktadır. Bu senaryolar, özellikle Şirket'in ana sermayesi olan fosil yakıtlı filosu üzerindeki "atıl varlık riski", akaryakıt maliyetleri üzerindeki "karbon fiyatlandırması riski" ve hizmet portföyü üzerindeki "pazar kayması riski" gibi finansal şokları modellemek için kullanılmaktadır.
Bu analizler, risk değerlendirme sürecinde şu kilit rolleri oynamaktadır:
İklimle ilgili riskler, hem paydaş beklentileri hem de Şirket'in faaliyetleri üzerindeki potansiyel etkilerinin büyüklüğü nedeniyle stratejik bir önceliğe sahiptir ve bu önceliklendirme, çeşitli mekanizmalarla sağlanmaktadır.
Bu sürecin temel aracı, paydaş görüşlerinden de faydalanarak sürdürülebilirlik konularının Şirket üzerindeki finansal ve operasyonel etkilerini değerlendiren finansal önemlilik analizidir. 2024 yılında yapılan analiz sonucunda, "İklim Değişikliği ve Karbon Yönetimi" konusu, hem paydaşlar için en yüksek önem düzeyinde hem de Şirket'in faaliyetleri üzerindeki etki açısından en yüksek seviyede konumlandırılarak "Çok Yüksek Öncelikli" bir konu olarak teyit edilmiştir. Bu önceliklendirme, yönetişim yapısıyla da desteklenmekte; Sürdürülebilirlik Komitesi'nin değerlendirmeleri, genel riskleri denetleyen Riskin Erken Saptanması Komitesi ve nihai karar mercii olan Yönetim Kurulu için önemli bir girdi oluşturarak konunun en üst düzeyde ele alınmasını sağlamaktadır. Ayrıca, etki analizi sonucunda "Yüksek" olarak sınıflandırılan "Aşırı Hava Olayları", "Atıl Varlık Riski" ve "Müşteri Tabanında Talep Kayması" gibi riskler de doğal olarak diğerlerine göre daha öncelikli olarak yönetilmektedir.
Sonuç olarak, Hareket Proje iklimle ilgili riskleri diğer risklerden soyutlamak yerine; bu riskleri finansal önemlilik analizi, yönetişim yapısı ve risk değerlendirme metodolojisi aracılığıyla stratejik olarak en üst seviyede önceliklendirmekte ve genel kurumsal risk yönetimi süreçlerine tam entegrasyonunu sağlamaktadır.
Hareket Proje, iklimle ilgili risklerin sürekli olarak takip edilmesi, değerlendirilmesi ve yönetilmesi amacıyla operasyonel düzeyden başlayarak Yönetim Kurulu'na kadar uzanan sistematik ve hiyerarşik bir izleme süreci kurmuştur. Bu yapı, risklerin dinamik doğasına uyum sağlamayı ve gerekli aksiyonların zamanında alınmasını güvence altına almaktadır.
İzleme süreci üç temel katmanda yürütülmektedir:
İklimle ilgili risk ve fırsatların yönetimi, Şirket'in yerleşik ve güçlü genel risk yönetimi süreçlerinin bütünün ayrılmaz bir parçası olarak ele alınmaktadır. Bu entegrasyon; yönetişim yapısı, risk değerlendirme metodolojisi ve raporlama kanalları aracılığıyla sağlanmaktadır.
Bu entegrasyonun temelini, farklı mekanizmaların bir arada çalışması oluşturmaktadır. Yönetişim yapısı kapsamında, Sürdürülebilirlik Komitesi'nin analizleri, Riskin Erken Saptanması Komitesi için temel bir girdi teşkil ederek iklim risklerinin diğer kurumsal
risklerle bütünsel bir yaklaşımla ele alınmasını sağlamaktadır. Risk değerlendirme süreçlerinin bütünleştirilmesi ise iklimle ilgili kullanılan nitel ve nicel metodolojinin, Şirket'in genel risk yönetimi yaklaşımıyla uyumlu olmasını temin ederek farklı risk türleri arasında tutarlı bir önceliklendirme yapılmasına olanak tanımaktadır. Risklerin potansiyel etkileri; Finansal Performans, Operasyonel Devamlılık, Stratejik Amaçlar ve İtibar gibi Şirket'in genel risk matrisinde de yer alan ana kategoriler üzerinden değerlendirilmektedir. Son olarak, genel risk yönetimi sürecini besleyen bilgilendirme mekanizmasıyla, senaryo analizlerinden elde edilen bulgular stratejik planlama ve risk iştahı belirleme süreçlerini bilgilendirmekte, Yönetim Kurulu'na yapılan düzenli raporlama bütüncül bir gözetim sağlamakta ve çok fonksiyonlu departman koordinasyonu da risklerin tüm süreçlere entegre edilmesini güvence altına almaktadır.
Bu entegre yaklaşım sayesinde Hareket Proje, iklimle ilgili risk ve fırsatları, Şirket'in genel stratejik hedeflerini, finansal sağlığını ve operasyonel devamlılığını etkileyen diğer tüm risklerle aynı sistematik ve disiplinli süreçler dahilinde yönetmektedir.
Hareket Proje olarak, "Yarınlar için Harekete Geçiyoruz" sürdürülebilirlik felsefemiz doğrultusunda, iklimle ilgili performansımızı ve maruz kaldığımız risk ve fırsatları şeffaf bir şekilde yönetmekteyiz. 2024 yılı, ilk kapsamlı sera gazı envanterimizin oluşturulduğu ve iklimle ilgili yönetişim yapımızın kurulduğu temel bir yıldır. Bu rapor, söz konusu döneme ait metriklerimizi ve bu temel üzerine inşa ettiğimiz hedeflerimizi açıklamaktadır.
İklim stratejimiz, Şirketimizin "Doğa için Hareket" bileşeni altında karbon ayak izini azaltma ve Türkiye'nin 2053 Net Sıfır Emisyon hedefiyle uyumlu bir yol haritası oluşturma niyetini taşımaktadır. Komite, hedeflere yönelik ilerlemeyi, Şirket stratejisindeki değişiklikleri, teknolojik gelişmeleri ve paydaş beklentilerini dikkate alarak gözden geçirir. Hedeflerde revizyon gerektiğinde, gerekçeli tavsiye kararı Yönetim Kurulu'nun onayına sunulur. İzleme süreci; KPI'ların tanımlanması, operasyonel düzeyde veri toplanması, Komite tarafından stratejik düzeyde değerlendirme yapılması ve Yönetim Kurulu'na sunulması gibi hiyerarşik adımları içerir.
2024 raporlama dönemi itibarıyla, sürdürülebilirlik ve iklimle ilgili somut performans metrikleri, üst düzey yöneticilerin değişken ücretlendirme politikalarına (prim, bonus vb.) doğrudan ve ölçülebilir bir şekilde dahil edilmemiştir. Bu sebeple cari dönemde iklimle ilgili hususlara bağlı üst düzey yönetici ücretlerinin yüzdesi %0'dır. Bu konu, 2025 yılı için öncelikli gelişim alanlarından biri olarak belirlenmiştir. Ayrıca önümüzdeki dönemde, sürdürülebilirlik hedeflerinin netleştirilmesine paralel olarak, iklimle ilgili performans göstergelerinin (KPI'lar) yönetici prim sistemine entegrasyonu için bir model geliştirilmesi hedeflenmektedir.
Şirketimiz, henüz karar alma süreçlerinde resmi bir içsel karbon fiyatı uygulamamaktadır. Ancak gelecekteki potansiyel karbon maliyetlerini anlamak amacıyla, NGFS (Finansal Sistemi Yeşillendirme Ağı) senaryo analizleri kullanılmaktadır. Bu analizlerde, "Düzenli Geçiş (Orderly Transition)" senaryosu için ton başına 35 avroluk bir karbon fiyatının yaklaşık 11 milyon TL, "Düzensiz Geçiş (Disorderly Transition)" senaryosunda ise ton başına 75 avroluk bir fiyatın yaklaşık 23,5 milyon TL ek maliyet yükü getireceği öngörülmüştür. Bu analizler, henüz bir "gölge fiyat" olarak uygulanmasa da, büyük yatırım kararlarında emisyon maliyetini yansıtacak bir mekanizma geliştirilmesi için temel oluşturmaktadır.
1 Ocak 2024 - 31 Aralık 2024 dönemine ait sera gazı emisyonlarımız, bağımsız bir kuruluş tarafından "Sınırlı Güvence" seviyesinde doğrulanmıştır. Brüt emisyonlarımız; 8.773,04 tCO2e Kapsam 1, 318,96 tCO2e Kapsam 2 ve 35.172,70 tCO2e Kapsam 3 olmak üzere lokasyon bazlı ve piyasa bazlı toplam 44.264,70 tCO2e olarak gerçekleşmiştir.
Brüt emisyonlarımız; 8.773,04 tCO2e Kapsam 1 ve 318,96 tCO2e Kapsam 2 olmak üzere lokasyon ve piyasa bazlı toplam 9.092,00 tCO2e olarak gerçekleşmiştir.
Bu rakam, Şirket'in doğrudan kontrolü altında bulunan kaynaklardan salınan sera gazı emisyonlarını içermektedir. Kapsam 1 emisyonlarının ezici çoğunluğunu, Şirket'in sahip olduğu veya operasyonel kontrolündeki ağır nakliye araçları, kendinden tahrikli modüler taşıyıcılar (SPMT), paletli ve mobil vinçler ile binek araçlardan oluşan filonun tükettiği dizel ve benzin gibi yakıtların yanmasından kaynaklanan Mobil Yanma oluşturmaktadır. Bunun
yanı sıra, tesislerde ısınma amacıyla tüketilen doğal gaz ve operasyonel devamlılığı sağlamak amacıyla kullanılan jeneratörlerde tüketilen yakıtlardan kaynaklanan Sabit Yanma ile binalarda ve araçlarda bulunan klimalar, soğutucu ekipmanlar ve yangın söndürme sistemlerinden kaynaklanan florlu sera gazı sızıntılarını içeren Kaçak Emisyonlar da Kapsam 1'e dahildir.
Kapsam 2 emisyonları, Türkiye (İstanbul, İzmir, Adana vb.), Kazakistan ve Dubai'deki ofis ve tesislerin satın aldığı elektriğin üretimi sırasında oluşan dolaylı emisyonları temsil etmektedir. Kapsam 2 emisyonları, GHG Protokolü'nün Kapsam 2 Yönergesi'ne uygun olarak her iki yöntemle de hesaplanmıştır. Lokasyon bazlı yöntemde, elektriğin tüketildiği coğrafi şebekelere ait ortalama emisyon faktörleri kullanılmıştır. 2024 raporlama dönemi için, Şirket'in yenilenebilir enerji sertifikaları gibi sözleşmesel araçları bulunmadığından, piyasa bazlı (market-based) emisyonlar da lokasyon bazlı emisyonlara eşit olarak hesaplanmıştır.
Hareket Proje, iklimle ilgili geçiş risklerine maruz kalan varlıklarını ve iş faaliyetlerini nicel olarak analiz etmiştir. Bu analiz, özellikle "Atıl Varlık Riski" ve "Müşteri Tabanında Talep Kayması" riskleri çerçevesinde, Şirket'in bilançosunun ve gelir tablosunun düşük karbonlu ekonomiye geçiş sürecindeki kırılganlığını ortaya koymaktadır.
İklimle ilgili finansal metriklerimiz incelendiğinde, "atıl varlık" riski taşıyan fosil yakıtlı ağır nakliye ve vinç filomuzun 2024 sonu itibarıyla toplam defter değeri yaklaşık 225 milyon avrodur. Faaliyetlerimiz açısından ise, Petrokimya, Petrol ve Gaz gibi karbon-yoğun sektörlere sunduğumuz hizmetlerden elde edilen gelir yaklaşık 718 milyon TL olup, bu rakam toplam hasılatımızın %20,4'ünü oluşturmaktadır.
Proje bazlı ve dinamik iş modelimiz nedeniyle, fiziksel risklere maruz kalan varlıklar için konsolide bir finansal metrik açıklanmamıştır. Riskler; proje sahalarındaki mobil ekipmanlar ile İzmir, Adana, Dubai gibi bölgelerde fırtına, sel, aşırı sıcaklık gibi aşırı hava olaylarına maruz kalma potansiyeli olan depolama alanlarımızda ve uzun vadede Bautino Limanı'nda (Kazakistan) deniz seviyesi yükselmesi riskinde yoğunlaşmaktadır. Bu konunun, gelecekte iklimle ilgili coğrafi veri setlerinin entegrasyonu ile geliştirilmesi hedeflenmektedir.
Fiziksel risklere en duyarlı işletme faaliyetleri, hava koşullarına son derece hassas olan ağır kaldırma ve montaj operasyonlarıdır. Faaliyetlerin coğrafi olarak dağınık olması ve sürekli yer değiştirmesi nedeniyle, belirli bir dönemde fiziksel riske maruz kalan gelir yüzdesi projeden projeye önemli ölçüde değişiklik göstermektedir.
İklimle ilgili fırsatlar tarafında, Yenilenebilir ve Nükleer Enerji projelerinden elde edilen gelirler toplamı yaklaşık 1,02 milyar TL olup, bu rakam toplam hasılatımızın %28,9'unu oluşturmaktadır. Bu faaliyetler, küresel yeşil dönüşüme doğrudan katkı sağlayarak Şirket için en önemli büyüme alanlarından birini oluşturmaktadır. Fırsatlarla uyumlu varlıklar için de çok amaçlı ekipman parkımızın dinamik kullanım modeli nedeniyle konsolide bir metrik açıklanmamıştır; bu konu da bir gelişim alanı olarak kabul edilmektedir. Bu alandaki en somut stratejik varlık yatırımımız, yeni nesil ve deniz üstü rüzgâr projelerine hizmet verme kapasitesini artıran 2.200 ton kaldırma kapasiteli paletli vinçtir. Bu yatırım "Yenilenebilir Enerji Lojistiğinde Pazar Liderliğini Genişletme" fırsatıyla uyumlu hale getirilen en somut ve stratejik varlık yatırımıdır.
Sermaye dağıtımı stratejimiz de bu öncelikleri yansıtmaktadır. "Atıl Varlık Riski", "Karbon Fiyatlandırması" gibi geçiş risklerini yönetmek ve emisyon standartlarına uyum sağlamak
amacıyla filonun modernizasyonuna son 3 yılda yıllık ortalama 60 milyon avro sermaye harcaması (CAPEX) yapılmıştır.
2024 temel yılı verileri ışığında, Sürdürülebilirlik Komitesi liderliğinde belirlenen hedeflerimiz aşağıda detaylandırılmıştır.
Sera gazı emisyonlarına ilişkin olarak, 2024 yılı ilk kapsamlı envanterin oluşturulduğu temel yıl (baseline) olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle, raporlama dönemi itibarıyla geçmişe dönük bir nicel azaltım hedefi bulunmamaktadır. Raporun "Stratejik Hedefler ve Geçiş Planı" bölümünde detaylandırıldığı üzere, bu temel yıl verileri ışığında, 2025 yılı içerisinde Şirket'in iş modeline en uygun (mutlak veya yoğunluk bazlı), takvime bağlanmış nicel azaltım hedeflerinin belirlenmesi Sürdürülebilirlik Komitesi'nin öncelikli çalışma alanlarından biri olup, değerlendirilecektir.
İklimle ilgili fırsatların değerlendirilmesine yönelik ise net niceliksel hedeflerimiz bulunmaktadır. Bunlardan ilki, gelir akışlarını çeşitlendirmek amacıyla 2025 yılı itibarıyla Deniz Üstü (Offshore) Rüzgâr pazarına girişin tamamlanması ve bu pazardan orta vadede yıllık ortalama 1 milyon USD ek ciro elde edilmesidir. İkinci hedefimiz, yeni bir gelir akışı yaratmak amacıyla İklim Adaptasyonu pazarında büyüyerek bu alandan orta vadede yıllık 750 milyon TL ile 1 milyar TL arasında bir ciro potansiyeli yaratmaktır. Gelecek dönemde, sermaye harcamalarının önemli bir bölümünün bu yeni pazarların gerektirdiği özel ekipman ve kapasite artışlarına yönlendirilmesi planlanmaktadır. Bu yatırımların tutarı, devam eden fizibilite çalışmaları sonucunda netleşecektir.
İklimle ilgili fiziksel risklere karşı dayanıklılığa yönelik niteliksel hedeflerimiz ise, iş modelimizin bağımlı olduğu kritik kamu altyapılarının (limanlar, yollar vb.) iklim risklerine karşı dayanıklılığını proaktif bir şekilde analiz etmek ve "Atıl Varlık Riski"ni yönetmek amacıyla filonun düşük karbonlu teknolojilere geçişini içeren uzun vadeli bir stratejik dönüşüm planı oluşturmaktır.
2024 raporlama dönemi itibarıyla, Hareket Proje'nin karbonsuzlaşma yaklaşımı, öncelikli olarak kendi operasyonları kaynaklı emisyonların doğrudan azaltılmasına odaklanmıştır.
Ayrıca Şirket'in iklimle ilgili hedeflerine ulaşmak için karbon kredisi satın alma veya denkleştirme (offsetting) mekanizmalarını kullandığı bir uygulaması bulunmamaktadır.
Emisyon envanterimiz, "Hesaplama Standardı" olarak Sera Gazı Protokolü (GHG Protocol) ve "Kılavuz Standart" olarak ISO 14064-1:2018 temel alınarak hazırlanmıştır. Bu yaklaşım, Borsa İstanbul tarafından farklı bir yöntem gerektiren bir düzenleme olmaması nedeniyle seçilmiştir.
Hesaplamalar, "Faaliyet Verisi x Emisyon Faktörü = Sera Gazı Emisyonu" formülüne dayanmaktadır. Bu süreç; operasyonel kontrol yaklaşımıyla Türkiye, Kazakistan, BAE (Dubai), Özbekistan gibi tüm operasyonel sahaları kapsayan sınırların belirlenmesi, ilgili faaliyet verilerinin (yakıt faturaları, elektrik faturaları, satın alma kayıtları, atık makbuzları, seyahat ve konaklama verileri vb.) toplanması ve bu verilerin uygun emisyon faktörleriyle çarpılması adımlarını içerir. Emisyon faktörleri için IPCC, DEFRA, IEA ve EPA gibi uluslararası veri tabanları kullanılmıştır.
2024 itibarıyla, belirlenmiş bir nicel emisyon hedefimiz olmadığından, bu hedeflerin Paris Anlaşması'nın 1,5°C hedefiyle uyumlu olduğunu teyit eden bir analiz veya Bilimsel Temelli Hedefler Girişimi (SBTi) tarafından yapılmış bir doğrulama bulunmamaktadır. Gelecekte nicel hedefler belirlenirken, bu hedeflerin bilimsel temellere dayanması ve SBTi doğrulaması bir öncelik olarak değerlendirilecektir.
• Hareket Proje Yönetim Kurulu'nun 10 Temmuz 2025 tarihli kararıyla doğrudan Yönetim Kurulu'na raporlama yapmak üzere bir Sürdürülebilirlik Komitesi kurulmuştur.
Sürdürülebilirlik Açıklama Konuları ve Metrikler
Tablo 1. Sürdürülebilirlik Açıklama Konuları ve Metrikler
| Konu | Hesaplama | Kategori | Ölçü | Kod | Hareket Proje'nin Cevabı |
|---|---|---|---|---|---|
| Metriği | Birimi | ||||
| Sera Gazı | Brüt toplam | Nicel | Metrik | TR | Kapsam 1 Sera Gazı Emisyonları |
| Emisyonla | Kapsam 1 | ton (t) | RO | 01.01.2024 – 31.12.2024 dönemine ait raporlama kapsamında, brüt toplam Kapsam 1 sera |
|
| rı | emisyonları | CO₂-e | 110a. | gazı emisyonları 8.773,04 ton CO₂ eşdeğeri olarak hesaplanmıştır. Bu hesaplama, GHG | |
| 1 | Protokolü standardında tanımlanan yedi sera gazını kapsamaktadır: | ||||
| Karbondioksit (CO₂) | |||||
| Metan (CH₄) | |||||
| Diazot monoksit / Nitroz oksit (N₂O) | |||||
| Nitrojen triflorür (NF₃) Hidroflorokarbonlar (HFCs) |
|||||
| Perflorokarbonlar (PFCs) | |||||
| Kükürt hekzaflorür (SF₆) | |||||
| Emisyon hesaplamalarında kullanılan metodoloji, faaliyet verilerinin ilgili emisyon | |||||
| faktörleri ile çarpılmasına dayanmaktadır. Faaliyet verileri olarak doğrudan fatura üzerinden | |||||
| elde edilen tüketim miktarları (örneğin doğal gaz tüketimi, dizel ve benzin tüketimi gibi) | |||||
| esas alınmıştır. Sürekli emisyon izleme sistemleri (CEMS) kullanılmamış; hesaplama temelli | |||||
| yöntem tercih edilmiştir. | |||||
| Kapsam 1 emisyonları; sabit yanma, hareketli yanma ve kaçak emisyon (soğutucu | |||||
| akışkanlar, yangın söndürücüler vb.) alt kategorileri dikkate alınarak hesaplanmıştır. | |||||
| Hesaplamalarda esas alınan emisyon faktörleri, IPCC 2006, EPA 2021, DEFRA 2024 ve | |||||
| Ecoinvent gibi uluslararası kabul görmüş kaynaklardan alınmıştır. Elektrik tüketimine bağlı | |||||
| emisyonların (Kapsam 2) hesaplamasında ise Türkiye Ulusal Envanteri ve Uluslararası | |||||
| Enerji Ajansı (IEA) 2024 verileri kullanılmıştır. | |||||
| Kapsam 1 emisyonları için IPCC rehberlerinde tanımlanan Tier 1 yaklaşımı benimsenmiştir. | |||||
| Kapsam 2 için ise Tier 2 yaklaşımı uygulanmıştır. |
Sera gazı envanteri, GHG Protokolü'ne uygun şekilde hazırlanmış ve ISO 17029:2019 ile ISO 14065:2020 standartları çerçevesinde doğrulanmıştır.
Spesifik olarak kullanılan bazı GWP değerleri aşağıdaki gibidir:
CO₂ için GWP: 1 CH₄ için GWP: 27,9 N₂O için GWP: 273 R410A için GWP: 2.255,5
Hareket Proje, Kapsam 1 emisyonlarının azaltımına yönelik kısa ve uzun vadeli stratejileri bütüncül bir yaklaşımla ele almaktadır. Şirket, operasyonel verimliliği artırarak ve araç filosunu düşük karbonlu çözümlerle uyumlu hale getirerek emisyonlarını azaltmayı hedeflemektedir.
HAPP (Hareket App) uygulaması ile araç takip sistemleri ve rota optimizasyon yazılımlarının aktif kullanımı önceliklendirilmektedir. Bu çözümlerle taşıma güzergâhları optimize edilmekte, rölanti süreleri azaltılmakta ve yakıt tüketimi dolayısıyla emisyonlar düşürülmektedir.
2024 yılı itibarıyla bu dijital çözümler sayesinde yakıt tüketiminde %4 ila %6 arasında tasarruf hedeflenmektedir. Bu oran, yaklaşık 5,2 milyon TL ile 7,8 milyon TL arasında maliyet avantajı ve 348 ila 522 ton CO₂e azaltımı sağlamaktadır.
Gerçek zamanlı trafik, yol durumu ve meteorolojik verilerin sistemlere entegre edilmesi ile birlikte, yapay zekâ ve makine öğrenimi destekli filo sevkiyatı, ekipman dağılımı ve bakım planlaması sistemlerinin geliştirilmesi kısa vadeli planlar arasında yer almaktadır.
| Uzun Vadeli Stratejiler (10+ Yıl) Filo Dönüşüm Yol Haritası: Düşük karbonlu ağır vasıta ve vinç teknolojileri yakından takip edilmekte; alternatif yakıt kullanımı (biyodizel, HVO) ve düşük emisyonlu araçların (elektrikli/hibrit) fizibilitesi değerlendirilmektedir. Dönüşümün Stratejik Önemi: Mevcut filonun %52'sinin Euro 6 öncesi standartlara sahip olması, dönüşümün önemini artırmakta ve uzun vadeli kademeli dönüşüm planlarının uygulanmasını gerektirmektedir. |
||||
|---|---|---|---|---|
| Yeşil Finansman ve Teşvik Mekanizmaları: Filonun dönüşümüne yönelik sermaye ihtiyacının karşılanması amacıyla sürdürülebilirlik bağlantılı krediler, yeşil finansman mekanizmaları ve teşvik programları aktif olarak takip edilmektedir. Bu kaynakların etkin kullanımı sayesinde, sermaye maliyetlerinin azaltılması ve projelerin daha hızlı şekilde hayata geçirilmesi hedeflenmektedir. |
||||
| Kapsam 1 emisyonlarını yönetmeye yönelik uzun ve kısa vadeli strateji ve planın, emisyon azaltma hedeflerinin ve bu hedeflere yönelik |
Tartışma ve Analiz |
Yok | TR RO 110a. 2 |
Sera Gazı Emisyonlarının Azaltımına Yönelik Strateji ve Uygulamalar Hareket Proje Taşımacılığı ve Yük Mühendisliği A.Ş., iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında sürdürülebilir kalkınma hedefleri ve düşük karbonlu ekonomiye geçiş vizyonu doğrultusunda çok boyutlu bir strateji izlemektedir. Şirketin emisyon azaltımına yönelik yaklaşımı; dijitalleşme temelli operasyonel verimlilik artışı, uzun vadeli filo dönüşüm planları, alternatif yakıt fizibilitesi, sistematik emisyon izleme ve sürdürülebilir yönetişim uygulamaları ile desteklenmektedir. Emisyon Azaltımına Katkı Sunan Politikalar ve Uygulamalar Düşük Karbonlu Ekonomiye Geçişin Desteklenmesi: Yenilenebilir enerji projelerine verilen hizmetler aracılığıyla sektörel dönüşüm desteklenmekte ve düşük karbonlu ekonomiye geçiş süreci doğrudan katkı sağlanmaktadır. |
| performans analizinin tartışılması |
Ulusal Hedeflerle Uyum: Türkiye'nin 2053 Net Sıfır Emisyon hedefi doğrultusunda stratejik bir yol haritası oluşturulmaktadır. |
Dijitalleşme Yoluyla Operasyonel Verimlilik: Şirket tarafından geliştirilen HAPP (Hareket App) uygulaması ile araç takip ve rota optimizasyon sistemleri kullanılarak gereksiz güzergâhlar ve rölanti süreleri azaltılmakta; bu sayede Kapsam 1 emisyonlarında azalma sağlanmaktadır. 2024 yılı itibarıyla bu uygulamalar sayesinde yıllık 348 ila 522 ton CO₂e emisyon azaltımı ve 5,2 ila 7,8 milyon TL tasarruf hedeflenmektedir.
Stratejik Filo Dönüşüm Planı: Mevcut filonun %52'sinin Euro 6 öncesi standartlara sahip olması dikkate alınarak, düşük karbonlu ağır vasıta ve vinç teknolojileri yakından izlenmekte ve modernizasyon yatırımları planlanmaktadır.
Alternatif Yakıt Fizibilite Çalışmaları: Belirli araç segmentlerinde biyodizel, HVO gibi alternatif yakıtların veya elektrikli/hibrit araçların uygulanabilirliği değerlendirilmektedir.
Sistematik Emisyon Takibi: Filo ve proje bazlı sera gazı emisyonlarının düzenli olarak izlenmesi ve raporlanması hedeflenmektedir.
Yoğunluk Bazlı Hedeflerin Geliştirilmesi: Mevcut durumda mutlak emisyon azaltımı öngörülmekte olup, ilerleyen dönemde ton.km başına emisyon gibi yoğunluk bazlı göstergeler tanımlanması planlanmaktadır.
01.01.2024 – 31.12.2024 tarihleri arasındaki doğrulanmış sera gazı emisyon envanteri, emisyon azaltım hedefleri açısından baz yıl olarak kabul edilmektedir.
Dijital çözümler sayesinde operasyonel verimlilik artışı yoluyla yakıt tüketiminde %4–6 oranında azalma sağlanması hedeflenmektedir. Bu hedef, yıllık yaklaşık 348 – 522 ton CO₂e emisyonun önlenmesi anlamına gelmektedir.
Türkiye'nin 2053 Net Sıfır Emisyon vizyonuna uyumlu şekilde, düşük karbonlu teknolojilere geçişe dayalı stratejik bir taahhüt benimsenmiştir. Hedef, ilerleyen dönemlerde nicel göstergelerle desteklenecek olup, bu doğrultuda yapılandırılmış bir yol haritası hazırlanma süreci başlatılmıştır.
2030 gibi orta vadeli kilometre taşları henüz sayısal olarak tanımlanmamış olmakla birlikte, emisyon regülasyonları ve teknolojik gelişmelere bağlı olarak orta vadeli adımların belirlenmesi hedeflenmektedir.
Yöntem: HAPP ve rota optimizasyon yazılımları kullanılarak güzergâhlar optimize edilmekte, rölanti süreleri düşürülmektedir.
Yakıt tasarrufu: %4–6 (%348 – 522 ton CO₂e)
Maliyet avantajı: 5,2 – 7,8 milyon TL Ton.km başına yakıt tüketimi (L/tkm)
Sistematik emisyon izleme Teknoloji izleme ve fizibilite analizi Alternatif yakıtlı pilot uygulamalar Aşamalı filo dönüşüm yol haritası
Filonun %52'si Euro 6 öncesi Ortalama filo yaşı ve emisyon profili Düşük emisyonlu araç oranı Ton.km başına emisyon yoğunluğu (tCO₂e/tkm)
| Genel İklim Performansı ve Finansal Etkileşim | ||||
|---|---|---|---|---|
| Emisyon Envanteri: | ||||
| Kapsam 1: 8.773,04 tCO₂e (hareketli kaynaklardan 8.605,14 tCO₂e) Kapsam 2: 318,96 tCO₂e Doğrulama düzeyi: %95 makul güvence |
||||
| Hesaplama yöntemi: Aktivite × emisyon faktörü (IPCC 2006, EPA 2021, DEFRA 2024, Ecoinvent) |
||||
| Yönetişim ve Paydaş Katılımı: | ||||
| Sürdürülebilirlik Komitesi aktif rol oynamaktadır. ESG yatırımcılarla proaktif iletişim sürdürülmektedir. Hedefler kamuoyu ile şeffaf şekilde paylaşılmaktadır. Yöneticilere sürdürülebilirlik KPI'ları entegre edilmektedir. |
||||
| Finansal Göstergeler: Kredi notu: A (tr) / Stabil Yeşil kredi maliyet avantajı: Örneğin 50 milyon EUR kredide 18 milyon TL tasarruf potansiyeli |
||||
| Yenilenebilir enerji proje geliri: 2024 yılında toplam hasılatın %23,05'i (~752 milyon TL) |
||||
| Offshore rüzgâr projeleri: Orta vadede 1 – 1,5 milyar TL ciro potansiyeli SKDM analizleri yapılmakta, karbon vergileri ve ETS sistemine hazırlık sağlanmaktadır. |
||||
| (1) Tüketilen | Nicel | Gigajo | TR | Yakıt Tüketimi ve Enerji Kullanımı Analizi |
| toplam yakıt, (2) doğal gaz yüzdesi ve (3) yenilenebilir yüzde |
ule (GJ), Yüzde (%) |
RO 110a. 3 |
Toplam Yakıt Tüketimi ve Enerji İçeriği Raporlama dönemi olan 01.01.2024 – 31.12.2024 tarihleri arasında Hareket Proje'nin yıllık toplam yakıt tüketimi yaklaşık 133.352,58 gigajoule (GJ) olarak hesaplanmıştır. Bu hesaplama, sıvı yakıtlar (dizel ve benzin) ile sabit yanma kaynaklarından (doğalgaz) elde edilen enerji içeriklerinin toplanması ile gerçekleştirilmiştir: |
Sıvı Yakıt Tüketimi: 3.248.340 litre Emisyon faktörü: 2,68 kg CO₂e/L Enerji içeriği: 0.000036167 TJ/Litre Toplam enerji içeriği: 117,51 TJ Sabit Yanma (Doğalgaz): Enerji içeriği doğrudan verilmiş olup, 2024 yılı için 15,84257503 TJ olarak belirtilmiştir. Toplam Enerji Tüketimi: 117,51 TJ + 15,84257503 TJ = 133.35257503 TJ GJ cinsinden karşılığı: 133.352,58 GJ Bu kapsamda, 2024 yılı toplam yakıt tüketimi içinde doğal gazın oranı yaklaşık %11,88 olarak hesaplanmıştır. Kullanılan Yakıt Türleri Hareket Proje operasyonlarında kullanılan ana yakıt türleri aşağıdaki gibidir: Doğalgaz Dizel (ortalama biyoyakıt karışımı içerdiği belirtilmiştir) Benzin (Petrol; ortalama biyoyakıt karışımı içerdiği belirtilmiştir) Raporlama döneminde yenilenebilir kaynaklardan elde edilen herhangi bir yakıt kullanımı bulunmamaktadır, dolayısıyla bu kaynakların toplam yakıt tüketimi içerisindeki oranı %0 olarak değerlendirilmiştir. Enerji Dönüşüm Katsayıları Doğalgaz: Net Kalorifik Değer (NCV): 8.250 kcal/Sm³ Dizel: NCV: 10.200 kcal/kg
Yoğunluk: 0,83 kg/L
Benzin:
NCV: 10.400 kcal/kg Yoğunluk: 0,735 kg/L
Kaynaklarda NCV değerlerinin "kcal/ton" birimiyle verilmiş olması dikkate alınarak, bu değerlerin yaygın literatürdeki karşılığı olan "kcal/kg" şeklinde yorumlanması gerektiği değerlendirilmiştir.
Şirket tarafından kullanılan dizel ve benzin yakıtlarının ortalama biyoyakıt karışımı içerdiği belirtilmekle birlikte, bu karışımlar içerisindeki yenilenebilir içerik oranına ilişkin net bir yüzde verilmemiştir. Bu durum, biyoyakıt katkılarının varlığına işaret etmekle birlikte, gelecekte izleme ve raporlama süreçlerinin daha detaylı kurgulanması gerektiğini göstermektedir.
Hareket Proje, operasyonel verimlilik ve proje koşullarına göre alternatif yakıt teknolojilerine yönelik fizibilite çalışmaları yürütmektedir. Bu çalışmalar kapsamında aşağıdaki enerji türleri değerlendirilmektedir:
Biyodizel: Teknik ve ekonomik fizibilite analizleri planlanmaktadır. HVO (Hidrojenle İşlenmiş Bitkisel Yağ): Sistematik analizler yürütülmektedir. Elektrikli Ağır Taşıtlar ve Vinçler: Geleceğe yönelik fırsat olarak değerlendirilmektedir. Hidrojen Yakıtlı Ekipmanlar: Ticarileşme süreci yakından izlenmekte ve uzun vadeli enerji stratejilerine entegre edilmektedir.
Hareket Proje, kendi geliştirdiği HAPP (Hareket App) uygulaması ve diğer dijital çözümler aracılığıyla operasyonel verimliliği artırmayı ve yakıt tüketimini azaltmayı hedeflemektedir. Bu kapsamda:
2024 yılı yakıt tasarrufu hedefi: %4 ila %6 Tahmini yıllık tasarruf: 348 ila 522 ton CO₂e
| Maliyet avantajı: 5,2 milyon TL – 7,8 milyon TL Karbon fiyatlandırması senaryolarına göre ek finansal fayda: €35/tCO₂e: 439.000 – 658.000 TL €75/tCO₂e: 940.000 – 1,41 milyon TL Geleceğe Yönelik Enerji Dönüşüm Planları Şirket, elektrikli ve hidrojenli taşıt teknolojileri başta olmak üzere düşük karbonlu teknolojilere geçişi uzun vadeli stratejik hedef olarak benimsemektedir. Bu kapsamda: Filo dönüşümüne yönelik uzun vadeli ve aşamalı bir yol haritası oluşturulmuştur. Yenilenebilir yakıt kullanımını artırmak amacıyla pilot projeler planlanmaktadır. Net Sıfır Emisyon Hedefi ve Yeşil Finansman |
|---|
| Hareket Proje, Türkiye'nin 2053 Net Sıfır Emisyon hedefi ile uyumlu hareket etmeyi stratejik bir öncelik olarak benimsemektedir. Bu doğrultuda: Bilim temelli, ölçülebilir ve zaman bağlı hedeflerin kamuoyu ile şeffaf şekilde paylaşılması planlanmaktadır. |
| Filo dönüşümü ve enerji dönüşümünü finanse etmek üzere yeşil finansman, sürdürülebilirlik bağlantılı krediler, hibe ve teşvik mekanizmaları aktif olarak takip edilmektedir. |
| Bu yapı, şirketin düşük karbonlu ekonomiye geçiş sürecine hazırlığını ve enerji stratejilerini güçlendirmektedir. |
Tablo 2. Faaliyet Metrikleri
| Faaliyet Metriği | Kategori | Ölçü Birimi | Kod | Hareket Proje'nin Cevabı |
|---|---|---|---|---|
| Ton-kilometre hasılatı (RTK)128 |
Nicel | RTK | TR-RO-000.A | 2024 yılı için Ton-Kilometre Hasılatı (RTK) değeri, toplam yüklü kilometre ile toplam taşınan müşteri yükü çarpılarak hesaplanmıştır. Toplam yüklü kilometre 842.509,98 km, toplam taşınan müşteri yükü ise 134.665,16-ton olarak gerçekleşmiştir. Bu hesaplama |
| sonucunda RTK değeri 113.470.679.803,96 Ton-KM olarak bulunmuştur. Ölçü birimi Ton-KM'dir. |
||||
|---|---|---|---|---|
| Yük faktörü129 | Nicel | Sayı | TR-RO-000.B | Yük faktörü, "Toplam Taşınan Yük / Taşıma Kapasitesi Oranı" şeklinde tanımlanmış olup %3163'tür. |
| Çalışan sayısı, kamyon şoförü sayısı |
Nicel | Sayı | TR-RO-000.C | Hareket Proje bünyesinde toplam 908 çalışan görev yapmakta olup, bu çalışanlar arasında 1 kamyon şoförü bulunmaktadır. |
128 TR-RO-000.A Notu –Ton-kilometre hasılatı (RTK), bir kilometre taşınan birim ton hasılat trafiği olarak tanımlanır. RTK, her bir etapta katedilen araç-kilometresinin, o etapta taşınan hasılat trafiğinin birim tonla çarpılmasıyla hesaplanır.
129 TR-RO-000.B Notu – Yük faktörü, kapasite kullanımının bir ölçüsüdür ve kat edilen kargo mesafesinin kat edilen toplam mesafeye bölünmesiyle hesaplanır.

Eren Bağımsız Denetim A.Ş. Maslak, Eski Büyükdere Cad. No.14 Kat: 10 34396 Sarıyer/İstanbul, Turkey
T + 90 212 373 00 00 F + 90 212 291 77 97 www.grantthornton.com.tr
Hareket Proje Yük Taşımacılığı ve Yük Mühendisliği Anonim Şirketi ("Şirket" veya "Hareket Proje") ve bağlı ortaklıklarının (hepsi birlikte "Grup" olarak anılacaktır) 31 Aralık 2024 tarihinde sona eren yıla ait Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları 1 "Sürdürülebilirlikle İlgili Finansal Bilgilerin Açıklanmasına İlişkin Genel Hükümler" ve Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları 2 "İklimle İlgili Açıklamalar"a uygun olarak sunulan bilgiler ("Sürdürülebilirlik Bilgileri") hakkında sınırlı güvence denetimini üstlenmiş bulunmaktayız.
Güvence denetimimiz, önceki dönemlere ilişkin bilgileri ve Sürdürülebilirlik Bilgileri ile ilişkilendirilen diğer bilgileri (herhangi bir resim, ses dosyası veya yerleştirilen videolar dahil) kapsamamaktadır.
"Güvence Sonucuna Dayanak Olarak Yürütülen Çalışmanın Özeti" başlığı altında açıklanan şekilde gerçekleştirdiğimiz prosedürlere ve elde ettiğimiz kanıtlara dayanarak, Grup'un 31 Aralık 2024 tarihinde sona eren yıla ait Sürdürülebilirlik Bilgileri'nin, tüm önemli yönleriyle Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu ("KGK") tarafından 29 Aralık 2023 tarihli ve 32414(M) sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Türkiye "Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları'na ("TSRS") göre hazırlanmadığı kanaatine varmamıza sebep olan herhangi bir husus dikkatimizi çekmemiştir. Önceki dönemlere ilişkin bilgiler ve Sürdürülebilirlik Bilgileri ile ilişkilendirilmiş diğer herhangi bir bilgi (herhangi bir resim, ses dosyası veya yerleştirilen videolar dâhil) hakkında bir güvence sonucu açıklamamaktayız.
Sürdürülebilirlik Bilgileri, bilimsel ve ekonomik bilgi eksikliklerinden kaynaklanan yapısal belirsizliklere maruz kalmaktadır. Sera gazı emisyonlarının hesaplanmasında bilimsel bilginin yetersizliği belirsizliğe yol açmaktadır. Ayrıca, gelecekteki muhtemel fiziksel ve geçiş dönemi iklim risklerinin olasılığı, zamanlaması ve etkilerine ilişkin veri eksikliği nedeniyle, Sürdürülebilirlik Bilgileri iklimle ilgili senaryolara dayalı belirsizlikler içermektedir.
Grup Yönetimi aşağıdakilerden sorumludur:
• Sürdürülebilirlik Bilgileri'nin Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları esaslarına uygun olarak hazırlanması,

-2-
Üst Yönetimden Sorumlu olanlar, Grup'un sürdürülebilirlik raporlama sürecinin gözetiminden sorumludur.
Aşağıdaki hususlardan sorumluyuz:
Yönetim tarafından hazırlanan Sürdürülebilirlik Bilgileri hakkında bağımsız bir sonuç bildirmekle sorumlu olduğumuz için, bağımsızlığımızın tehlikeye girmemesi adına Sürdürülebilirlik Bilgileri'nin hazırlanma sürecine dâhil olmamıza izin verilmemektedir.
KGK tarafından yayımlanan Güvence Denetimi Standardı 3000 "Tarihi Finansal Bilgilerin Bağımsız Denetimi veya Sınırlı Bağımsız Denetimi Dışındaki Diğer Güvence Denetimleri" ve Sürdürülebilirlik Bilgilerinde yer alan sera gazı emisyonlarına ilişkin olarak Güvence Denetimi Standardı "3410 Sera Gazı Beyanlarına İlişkin Güvence Denetimleri"ne uygun olarak sınırlı güvence denetimini gerçekleştirdik.
KGK tarafından yayımlanan ve dürüstlük, tarafsızlık, mesleki yeterlik ve özen, sır saklama ve mesleğe uygun davranış temel ilkeleri üzerine bina edilmiş olan Bağımsız Denetçiler İçin Etik Kurallar'daki (Bağımsızlık Standartları Dâhil) (Etik Kurallar) bağımsızlık hükümlerine ve diğer etik hükümlere uygun davranmış bulunmaktayız Şirketimiz, Kalite Yönetim Standardı 1 hükümlerini uygulamakta ve bu doğrultuda etik hükümler, mesleki standartlar ve geçerli mevzuat hükümlerine uygunluk konusunda yazılı politika ve prosedürler dâhil, kapsamlı bir kalite kontrol sistemi sürdürmektedir. Çalışmalarımız, denetçiler ve sürdürülebilirlik ve risk uzmanlarından oluşan bağımsız ve çok disiplinli bir ekip tarafından yürütülmüştür. Grup'un iklim ve sürdürülebilirlikle ilişkili risk ve fırsatlarına yönelik bilgilerin ve varsayımların makuliyetini değerIendirmeye yardımcı olmak için uzman ekibimizin çalışmalarını kullanmış bulunmaktayız. Verdiğimiz güvence sonucundan tek başımıza sorumluyuz.
Sürdürülebilirlik Bilgileri'nde önemli yanlışlıkların ortaya çıkma olasılığının yüksek olduğunu belirlediğimiz alanları ele almak için çalışmalarımızı planlamamız ve yerine getirmemiz gerekmektedir. Uyguladığımız prosedürler mesleki muhakememize dayanır. Sürdürülebilirlik Bilgileri'ne ilişkin sınırlı güvence denetimini yürütürken:

Sınırlı güvence denetiminde uygulanan prosedürler, nitelik ve zamanlama açısından makul güvence denetiminden farklıdır ve kapsamı daha dardır. Sonuç olarak, sınırlı güvence denetimi sonucunda sağlanan güvence seviyesi, makul güvence denetimi yürütülmüş olsaydı elde edilecek güvence seviyesinden önemli ölçüde daha düşüktür.
Eren Bağımsız Denetim A.Ş. Member Firm of GRANT THORNTON International
Ömer Cihan Caymaz, SMMM Sorumlu Denetçi
30 Ekim 2025 İstanbul, Türkiye
Building tools?
Free accounts include 100 API calls/year for testing.
Have a question? We'll get back to you promptly.