AI Terminal

MODULE: AI_ANALYST
Interactive Q&A, Risk Assessment, Summarization
MODULE: DATA_EXTRACT
Excel Export, XBRL Parsing, Table Digitization
MODULE: PEER_COMP
Sector Benchmarking, Sentiment Analysis
SYSTEM ACCESS LOCKED
Authenticate / Register Log In

YAYLA AGRO GIDA SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

Environmental & Social Information Oct 31, 2025

5978_rns_2025-10-31_1391ef0c-900f-4497-8656-117a51cccd62.pdf

Environmental & Social Information

Open in Viewer

Opens in native device viewer

YAYLA AGRO GIDA 2024 TSRS UYUMLU SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK RAPORU

1 Rapor Hakkında 1
2 Yönetişim 2
2.1 Şirket Tanıtımı ve Sürdürülebilirlik Stratejisi 2
2.2 Komitenin Yapısı ve Organizasyonu 2
2.3 Yönetişim (Kurumsal Yönetim) 3
3 Strateji 4
3.1 İş Modeli ve Değer Zinciri 4
3.2 Risk ve Fırsat Analizi 5
3.3 İklim Risklerinin Belirlenmesi ve Değerlendirilmesi 5
3.4 Fiziksel İklim Riskleri 6
3.4.1 Aşırı Hava Olayları (Akut Fiziksel Risk) 6
3.4.2 Su Kıtlığı (Kronik Fiziksel Risk) 7
3.5 Geçiş Riskleri 8
3.5.1 Yasal ve Düzenleyici Riskler 8
3.6 İklim Fırsatları 9
3.6.1 Ürün ve Pazar Fırsatları 9
3.6.2 Operasyonel Verimlilik ve Karbon Azaltım Fırsatları 11
4 Risk Yönetimi 12
4.1 İklim Senaryo Analizi ve Dayanıklılık Değerlendirmesi 12
5 Metrikler ve Hedefler 13
5.1 Sera Gazı Emisyonları (Kapsam 1-2 Envanteri) ve Enerji Yönetimi 13
5.2 Enerji Tüketimi Verileri (2024) 13
5.3 Emisyon Azaltım Hedefleri 13
5.4 Su Yönetimi 14
5.5 Döngüsel Ekonomi ve Atık Yönetimi 14
5.6 Tedarik Zinciri ve Sorumlu Tedarik 14
5.7 İnsan Hakları Çalışanlar ve Toplumsal Katkı 15
5.8 Raporlama İlkeleri ve Metodoloji 16
6 Ekler 17
6.1 TSRS Uyum Matrisi 17
6.2 TSRS Sınırlı Güvence Raporu 18

İlk TSRS Uyumlu Sürdürülebilirlik Raporu'nun Amacı ve Kapsamı

İlk TSRS Uyumlu Sürdürülebilirlik Raporu'nun amacı; Yayla Agro Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş.'nin iklimle bağlantılı risk ve fırsatlarını, bu unsurların finansal etkilerini, şirketin stratejisine, yönetişim yapısına ve risk yönetimi süreçlerine yansımaları ile hedeflerini şeffaf bir biçimde paydaşlarla paylaşmaktır. Bu rapor, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (KGK) düzenlemeleri doğrultusunda yalnızca iklimle ilgili risk ve fırsatlara odaklanmaktadır. Raporun ilk kez yayımlanıyor olması nedeniyle, bu yıl karşılaştırmalı verilere yer verilmemiştir.

Rapor kapsamında yer alan bazı açıklamalar, geçmiş dönem performansına ek olarak geleceğe yönelik öngörüler de içermektedir. Bu öngörüler; mevcut varsayımlar, kaynaklar, stratejik planlar ve piyasa koşulları temelinde hazırlanmış olup gelecekte yaşanabilecek dışsal gelişmelere bağlı olarak farklılık gösterebilir.

Amaç ve Kapsam 1. Rapor Hakkında

Bu rapor, Yayla Agro Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş.'nin ("Yayla Agro" veya "Şirket") 1 Ocak 2024 - 31 Aralık 2024 yılı sürdürülebilirlik performansını Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları ("TSRS") 1 ve TSRS 2'ye tam uyumlu olarak sunmaktadır. Rapor içeriği; TSRS'nin öngördüğü şekilde yönetişim, strateji, risk yönetimi ile metrikler ve hedefler başlıkları etrafında yapılandırılmıştır. Ayrıca rapor, GHG (Sera Gazı) Protokolü'ne uygun sera gazı envanteri hesaplamalarını ve TCFD (İklimle Bağlantılı Finansal Beyanlar Görev Gücü) rehberlerine paralel olarak iklimle ilgili açıklamaları içermektedir. Rapor kapsamında kullanılan metodolojiler ve veri kaynakları açıkça belirtilmiş olup uluslararası en iyi uygulamalar ve standartlarla tutarlılık sağlanmıştır. Rapor aynı döneme ait finansal raporla paralel şekilde hazırlanmış olup birlikte değerlendirilmesi tavsiye edilmektedir. TSRS kapsamında hazırlanan yayımlanan bu rapor, ilgili finansal tabloların kamuya açıklanmasının ardından yayınlanmakta ve kamuoyuyla paylaşılmaktadır. Rapor içerisinde yer alan tüm finansal bilgiler ve rakamlar Türk Lirası ("TL") cinsinden ifade edilmiştir.

İçerik, KGK (Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu) tarafından 29 Aralık 2023 tarihli ve 32414(M) sayılı resmî gazete 'de yayımlanan TSRS hükümleriyle tam uyumlu olup, raporun ilgili bölümlerinde TSRS 1 ve TSRS 2 gerekliliklerinin tamamı karşılanmıştır. Aşağıdaki bölümlerde Şirketin sürdürülebilirlik performansı bütünsel bir bakış açısıyla ele alınmakta ve sürdürülebilirlik denetimlerinde doğrudan kullanılabilecek şeffaflıkta bilgiler sunulmaktadır.

2. Yönetişim

2.1 Şirket Tanıtımı ve Sürdürülebilirlik Stratejisi

Yayla Agro; pirinç, bakliyat ve işlenmiş gıda sektöründe Türkiye'nin lider kuruluşlarından biridir. 1996 yılında kurulan Şirket, bugün geniş ürün yelpazesiyle yurt içinde ve global pazarlarda faaliyet göstermektedir. "Daha Sağlıklı ve Sürdürülebilir Bir Dünya" vizyonunu kurumsal hedeflerinin odağına koyan Yayla Agro, tüm operasyonlarında gelecek nesillerin emanetine sahip çıkma bilinciyle hareket etmektedir. Şirketin sürdürülebilirlik mottosu olan "Sürdürülebilir DünYayla", hem çevresel hem de sosyal sorumluluk alanındaki kararlılığı yansıtmaktadır.

Yayla Agro'nun kurumsal sürdürülebilirlik stratejisi, kuruluşundan bu yana sağlıklı beslenme, çevresel sorumluluk ve toplumsal fayda ekseninde şekillenmiştir. Şirket; ürün geliştirmeden tedarik zincirine, üretimden lojistik faaliyetlere kadar tüm değer zincirinde sürdürülebilir uygulamalar benimsemektedir. Örneğin, ambalajlama alanında BPA içermeyen inovatif paketler kullanarak ürünlerin soğuk zincir gerekmeden raf ömrünü uzatmakta, bu sayede depolama ve nakliye süreçlerinde karbon emisyonlarını azaltmaktadır. Yine ürün portföyünde bitkisel proteince zengin alternatiflere yer vererek, hem sürdürülebilir gıda tüketimini teşvik etmekte hem de hayvansal protein üretiminin yol açtığı yüksek karbon ayak izine karşı toplumsal farkındalık oluşturmaktadır. Bu stratejik yaklaşım, Şirketin bir yandan sağlıklı ürünlerle toplum sağlığını gözetirken diğer yandan iklim değişikliğine karşı çözümün parçası olma misyonunu ortaya koymaktadır.

Sürdürülebilirlik, en üst kademede Yönetim Kurulu seviyesinde sahiplenilmektedir. Şirket bünyesinde sürdürülebilirlik konularını ele alan bir Sürdürülebilirlik Komitesi (Komite) oluşturulmuştur. Komite; Yayla Agro'nun sürdürülebilirlik politikalarının onaylanması, uygulamaların takibi ve performans hedeflerinin izlenmesinden sorumlu olup, doğrudan Yönetim Kurulu'na raporlama yapmaktadır. Yönetim Kurulu, şirketin uzun vadeli iş hedefleriyle uyumlu sürdürülebilirlik stratejilerini gözden geçirmekte ve gerekli yönlendirmeleri yapmaktadır. İlgili yöneticiler ve birimler (örn. Tedarik Zinciri, ERP ve İş Yönetim Sistemleri, İnsan Kaynakları vb.) sürdürülebilirlik hedeflerinin günlük yönetiminden sorumludur. Sürdürülebilirlik performans göstergeleri ve riskleri belirli periyotlarla üst yönetime raporlanmakta; böylece sürdürülebilirlik, karar alma mekanizmalarına entegre bir şekilde yönetilmektedir.

2.2 Komitenin Yapısı ve Organizasyonu

Sürdürülebilirlik Komitesi, Yönetim Kurulu tarafından onaylanarak oluşturulmuş ve yetkilendirilmiştir. Şirketin sürdürülebilirlik politikası yazılı olarak tanımlanmış ve kurumsal internet sitesinde kamuoyu ile paylaşılmıştır. Yayla Agro'nun ekonomik, çevresel ve sosyal sürdürülebilirlik prensiplerini ortaya koyan bu politika doğrultusunda, uzun vadeli sürdürülebilirlik hedefleri belirlenmiş ve kurumsal strateji ile bütünleştirilmiştir.

Yayla Agro yenilenebilir enerji kullanımını artırmayı ve karbon salımını azaltmayı kurumsal stratejisinin merkezine yerleştirmiştir. 2021 yılından beri tükettiği elektrik miktarından fazlasını yenilenebilir enerji kaynaklarından üretmeyi başaran Şirket, ayrıca her yıl ürettiği temiz enerji miktarını artırarak çok sayıda tüketicinin ihtiyacını karşılayacak seviyede enerji üretimi de gerçekleştirmektedir. Neticede Yayla Agro, söz konusu faaliyetleriyle hem enerji tedariğinde dışa bağımlılığını azaltmakta hem de operasyonlarının karbon yoğunluğunu ciddi oranda düşürmektedir.

Karbon yönetimi ve iklim değişikliğiyle mücadele Yayla Agro'nun sürdürülebilirlik stratejisinin temel bir boyutudur. Şirket, 2021 yılında kapsamlı bir Kurumsal Karbon Ayak İzi çalışması gerçekleştirmiş ve sera gazı envanterini GHG Protokolü standartlarına göre hesaplatmıştır. Bu çalışma, uluslararası bir çözüm ortağı ile yürütülmüş ve düzenli ölçüm sayesinde Şirketin iklim etkisi somut verilerle ortaya koyulmuştur. Elde edilen veriler ışığında Yayla Agro, emisyon azaltım hedefleri belirlemiş ve bunları entegre iş planlarına yansıtmıştır. Şirket, halka açık taahhütlerine göre, 2030 yılına kadar kurumsal karbon emisyonlarını %55 azaltmayı ve 2050 yılına kadar ise net sıfır karbon düzeyine ulaşmayı hedeflemektedir. Bu hedefler, Avrupa Birliği'nin Yeşil Mutabakat hedefleriyle paralel olup, Yayla Agro'nun uluslararası sürdürülebilirlik çabalarıyla uyum içinde hareket ettiğini göstermektedir. Şirket, kamuoyuna yaptığı duyurularda 2050 yılında karbon emisyonlarını tamamen sıfırlama vizyonunu dile getirerek sektöründe öncü bir duruş sergilemiştir. Bu cesur vizyon, yenilenebilir enerji yatırımları, enerji verimliliği projeleri ve potansiyel karbon dengeleme mekanizmalarının etkin kullanımıyla desteklenmektedir.

Özetle, Yayla Agro kurumsal stratejisini sürdürülebilirlik odaklı bir büyüme modeli üzerine inşa etmektedir. Sürdürülebilirlik Komitesi ve yönetişim yapısı yoluyla en üst kademede sahiplenilen bu model; iklim değişikliğiyle mücadele, doğal kaynakların sorumlu kullanımı, yenilikçi ve sağlıklı ürün portföyü, çalışanların ve toplumun gelişimi gibi boyutlarda somut hedef ve uygulamalarla hayata geçirilmektedir. Aşağıdaki bölümlerde, TSRS kapsamında belirlenen ana başlıklara uygun şekilde Şirketin 2024 performansı detaylandırılmaktadır.

2.3 Yönetişim (Kurumsal Yönetim)

Yayla Agro'nun sürdürülebilirlik yönetimi yapısı, en üst düzeyde etkin bir yönetişim mekanizması ile desteklenmektedir. Yönetim Kurulu, sürdürülebilirlik ile ilgili risk ve fırsatların değerlendirilmesi ve stratejilerin onaylanması konusunda nihai sorumluluğu üstlenmektedir. Yönetim Kurulu'na bağlı olarak oluşturulan Sürdürülebilirlik Komitesi, aynı zamanda sürdürülebilirlik performansının gözetiminden de sorumludur.

Görev ve Sorumlulukların Dağılımı: Yönetim Kurulu düzeyinde sürdürülebilirlikle ilgili görevler açıkça tanımlanmıştır. 2025 yılı itibarıyla Yönetim Kurulu'nun yıllık performans değerlendirme kriterlerine, sürdürülebilirlik hedeflerine ilişkin performansın da eklenmesi hedeflenmektedir. İcra yönetimi tarafında, iş birimlerinin görev tanımlarında sürdürülebilirlik sorumluluklarının yer alması için İnsan Kaynakları Birimi nezdinde çalışmalar yürütülmektedir. Fabrika ve departmanlarda sürdürülebilirlik konusunda yetkilendirilmiş sorumlu kişiler (örn. enerji yöneticileri, çevre mühendisleri, insan kaynakları uzmanları) bulunmakta olup bu kişiler kendi birimlerine özgülenen sürdürülebilirlik inisiyatiflerini koordine etmekte ve gerçekleşmeleri Sürdürülebilirlik Komitesi'ne bildirmektedirler.

Yetkinlik ve Eğitim: Sürdürülebilirlik stratejilerini denetleyecek ve uygulayacak birim çalışanlarının gereken yetkinliklere sahip olması Yayla Agro için önem arz eder. Sağladığı eğitim olanaklarıyla personelinin sürdürülebilirlik farkındalığını artıran Şirket, ihtiyaç duyulan alanlarda dışarıdan danışmanlık ve uzman desteği de almaktadır. Bu sayede, sürdürülebilirlik risk ve fırsatlarına dair karar süreçlerinde görev alan kadroların yetkinlik düzeyi sürekli geliştirilmektedir.

Bilgilendirme ve İletişim: Yönetim Kurulu ve üst yönetim, sürdürülebilirlik performansı ve riskleri konusunda düzenli olarak bilgilendirilmektedir. Yılda bir kez hazırlanan entegre faaliyet raporu ve/veya sürdürülebilirlik raporu, Yönetim Kurulu'na onay için sunulmadan önce taslak halinde değerlendirilmektedir. Şirket içinde çift yönlü bir iletişim mekanizması mevcuttur; çalışanlardan yönetime sürdürülebilirlikle ilgili öneri ve geri bildirimlerin akışını sağlamak üzere çeşitli iletişim platformları bulunmaktadır. Böylece, sürdürülebilirlik konusunda tabandan tavana farkındalık ve katılım teşvik edilmektedir.

Karar Alma Süreçlerine Entegrasyon: Yayla Agro, stratejik planlama, risk yönetimi ve büyük ölçekli yatırım kararlarında sürdürülebilirlik faktörlerini sistematik olarak dikkate almaktadır. Örneğin, yeni bir yatırım planlanırken yeşil finansman, enerji verimliliği ve

yenilenebilir enerji imkanlarından faydalanma fizibilite çalışmalarının ayrılmaz bir parçasıdır. Benzer şekilde, risk yönetimi süreçlerinde iklim ve doğa risklerinin çevresel, sosyal ve mali boyutları analiz edilmektedir. Nihai aşamada kararlar finansal getiriler ile uzun vadeli sürdürülebilirlik hedefleri arasındaki denge gözetilerek üst yönetim tarafından alınmaktadır.

İç Kontrol ve Denetim: Yayla Agro, sürdürülebilirlik ile ilgili süreçlerin izlenmesi, yönetilmesi ve denetlenmesi için kapsamlı iç kontrol mekanizmalarına sahiptir. Sürdürülebilirlik Komitesi, şirket içi denetim birimiyle koordineli çalışarak çevre, iş güvenliği, etik vb. alanlarda iç denetimler yapılmasını sağlamaktadır. 2024 yılında Ankara ve Mersin illerindeki fabrikalarımızda gerçekleştirilen ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi ve ISO 45001 İş Sağlığı ve Güvenliği dış denetimleri başarıyla tamamlamıştır.

Etik ve Uyum: Etik kurallar ve uyum yönetişim yapısının önemli bir parçası olup, Etik Hat mekanizması etkin bir biçimde işletilmektedir. Etik ilkelerin ihlaline karşı sıfır tolerans politikamız gereği alınan önlemler ve yürütülen disiplin süreçleri sayesinde, raporlama yılında şirket itibarını veya finansal durumu etkileyebilecek herhangi bir ciddi uyumsuzluk yaşanmamıştır.

Yönetişim yapımız, TSRS 1 kapsamında beklenen tüm unsurları karşılayacak şekilde tasarlanmıştır. Sürdürülebilirlik yönetiminin organizasyon içindeki konumu, karar süreçlerine entegrasyonu ve üst düzeydeki hesap verebilirlik mekanizmaları yönetişim yapımızı güçlendirmekte ve Şirketin kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerine sürdürülebilirlik perspektifinin entegre edilmesini sağlamaktadır.

3. Strateji

Yayla Agro'nun iş stratejisi, sürdürülebilirlikle ilgili risk ve fırsatların proaktif şekilde yönetilmesini esas alır. Şirket, kısa, orta ve uzun vadede finansal performansını etkileyebilecek sürdürülebilirlik hedeflerini belirlemiş ve bunları stratejik planlamasına entegre etmiştir. Bu bölümde, şirketin iş modeli, değer zinciri ve sürdürülebilirlik risk/fırsatlarına yaklaşımı ele alınmaktadır.

3.1 İş Modeli ve Değer Zinciri

Yayla Agro'nun iş modeli, çiftçiden sofraya uzanan entegre bir değer zincirine dayanmaktadır. Şirket, hammadde olarak pirinç, tahıl, bakliyat ve çeşitli tarım ürünlerini tedarik etmekte; bunları Ankara ve Mersin'deki modern üretim tesislerinde işleyerek paketli ürün haline getirmektedir. Değer zincirinin yukarı akışında, yerli çiftçiler, üreticiler ve uluslararası tedarikçiler bulunmaktadır. Yayla Agro, sürdürülebilir tarım uygulamalarını teşvik etmek amacıyla Türkiye'deki çiftçilerle yakın işbirliği içindedir. Bu sayede hem ürün tedarikinde süreklilik ve kalite güvence altına alınmakta, hem de çiftçilerin sosyal ve ekonomik açıdan kalkınmasına katkı sunulmaktadır. Aşağı akışta, şirketin güçlü dağıtım ağı ve marka portföyünden faydalanılmaktadır. Yayla Agro ürünleri yurt içinde ulusal zincir marketler ve yerel perakendeciler aracılığıyla tüketicilere ulaştırılırken, yurt dışında da birçok ülkeye ihracat yapılmaktadır. Şirket, dağıtım kanallarında sürdürülebilirlik ilkelerini yaygınlaştırmak amacıyla lojistik süreçlerinde yakıt verimliliği yüksek araçlar kullanmakta, rotalama optimizasyonu ile gereksiz yakıt tüketimini azaltmaktadır.

Şirketin iş modeli aynı zamanda bir inovasyon ve Ar-Ge boyutu içermektedir. Daha sağlıklı hazır gıda alternatifleri geliştirmek üzere Ar-Ge Merkezimiz sürekli çalışmakta, örneğin bitkisel protein içerikli ürünler (hazır yemek ve diğer fonksiyonel gıdalar) tasarlanmaktadır. Bu ürün inovasyonları, sürdürülebilir beslenme trendine yanıt vererek Şirketi geleceğe hazırlamaktadır. Sonuç olarak Yayla Agro'nun değer zincirinin her halkası – tedarik, üretim, lojistik, dağıtım ve Ar-Ge – sürdürülebilirlik öncelikleriyle ilişkilendirilmiş durumdadır.

Şirket, değer zinciri genelinde öncelikli sürdürülebilirlik konularını belirlemiş ve bunlara yönelik stratejiler geliştirmiştir. Örneğin:

  • İklim Değişikliği ve Enerji: Değer zincirinde en karbon yoğun noktalar (örneğin nakliye, elektrik tüketimi) tespit edilmiş; buralarda yenilenebilir enerji kullanımını artırma ve verimlilik önlemleri stratejik planlara dahil edilmiştir.
  • Su Yönetimi: Üretimde suyun kritik önem taşıdığı noktalar (özellikle tarımsal hammaddelerin yıkanması, haşlanması, işlenmesi prosesleri) belirlenmiş; su geri kazanım sistemleri ve verimli ekipman yatırımları programlanmıştır.
  • Atık ve Ambalaj: Üretimden kaynaklanan atıklar ile ürün ambalajlarının çevresel etkisi analiz edilmiş; sıfır atık hedefi doğrultusunda süreç iyileştirmeleri ve geri dönüşüm inisiyatifleri başlatılmıştır.
  • İnsan ve Toplum: Değer zincirinin insan boyutunda, çalışanların iş sağlığı ve güvenliği, tedarikçilerin sosyal uygunluğu ve topluma katkı konuları ele alınmaktadır.

3.2 Risk ve Fırsat Analizi

Yayla Agro, iklim değişikliği kaynaklı risk ve fırsatları kurumsal stratejisinin merkezine entegre etmektedir. TSRS 1 ve TSRS 2 standartlarına paralel olarak sürdürülebilirlik stratejimiz kısa, orta ve uzun vadeli planlarla ele alınmaktadır. İklim risklerinin finansal etkileri, İklimle Bağlantılı Finansal Beyan Görev Gücü (TCFD) tavsiyeleriyle uyumlu olarak bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirilmektedir. Şirketimiz iklim krizine karşı mücadele sorumluluğunun bilincinde olup enerji verimliliği, yenilenebilir enerji kullanımı ve iklim dirençliliği konularında proaktif adımlar atmaktadır.

Kısa, orta ve uzun vadeli planlarımız iklim değişikliğiyle mücadele ve karbon azaltımına yönelik hedeflerimizi belirleyerek geleceğe yönelik bir yol haritası çizmektedir. Bu kapsamda:

  • Kısa Vadeli (0–3 yıl): Bütçe ve finansal planlama çalışmalarımızda iklim kaynaklı riskleri öngörülebilir ve yönetilebilir düzeyde tutmaya odaklanıyoruz. Operasyonel süreçlerimize iklim risklerini entegre ederek, ani gelişebilecek olaylara karşı önceden planlanmış aksiyonları devreye alıyoruz. Örneğin, aşırı hava koşullarının faaliyetlerimiz üzerindeki etkilerini azaltmak için tedarik çeşitlendirme ve sigorta mekanizmalarını değerlendiriyoruz.
  • Orta Vadeli (4–7 yıl): Orta vadede iklim risklerini azaltıcı politikalar geliştirmeyi ve yeni teknolojileri devreye almayı hedefliyoruz. İklim değişikliğine uyum sağlamak amacıyla üretim süreçlerimizi ve tedarik zincirimizi daha dirençli hale getirmeyi planlıyoruz. Bu dönemde ortaya çıkabilecek belirsizlikleri azaltmak için iklim dostu inovasyonlara yatırım yapıyor; enerji verimliliği, su tasarrufu ve alternatif hammaddeler konularında Ar-Ge projeleri yürütüyoruz. Ayrıca, orta vadede yürürlüğe girebilecek yasal düzenlemelere (ör. karbon fiyatlama mekanizmaları) uyum sağlamak üzere alt yapı yatırımları tasarlıyoruz.
  • Uzun Vadeli (8+ yıl): Uzun vadede iklim kaynaklı fiziksel risklerin küresel ölçekte daha belirgin ve şiddetli hale gelebileceğini öngörüyoruz. Bu doğrultuda, Şirket genelinde kapsamlı bir iklim riski yönetim modeli benimsiyoruz. Proaktif stratejilerle iş sürekliliğimizi güvence altına almayı ve karbon nötr bir işletmeye dönüşerek hem sosyal sorumluluklarımızı yerine getirmeyi hem de rekabet avantajı kazanmayı hedefliyoruz. Uzun vadeli planlarımız, bilimsel iklim senaryolarını (örn. IPCC RCP 4.5 ve RCP 8.5 senaryoları) dikkate alarak esnek ve uyarlanabilir bir iş modeli yaratmayı içermektedir. Bu doğrultuda tedarikçilerimizle iş birliği yaparak tarımsal hammaddelerin iklim dirençliliğini artırmak (ör. kuraklığa dayanıklı tohumların kullanımı, sürdürülebilir sulama teknikleri) uzun vadedeki stratejik önceliklerimiz arasında yer almaktadır.

Yönetim Kurulu bünyesindeki Sürdürülebilirlik Komitesi, kısa, orta ve uzun vadeli stratejilerin uygulanması ve izlenmesinden sorumludur. İklim değişikliğiyle ilgili gelişmeler düzenli olarak üst yönetime raporlanmakta; böylece stratejilerimizin güncel bilimsel veriler ve gelişmeler ışığında revize edilmesi mümkün olmaktadır. Bu bütünsel yaklaşım sayesinde, Şirketimiz iklim değişikliğinin yaratabileceği belirsizliklere karşı direnç kazanırken, düşük karbonlu ekonomiye geçişin getireceği fırsatlara da hazırlıklı hale gelmektedir.

3.3. İklim Risklerinin Belirlenmesi ve Değerlendirilmesi

Yayla Agro, Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları kapsamında 2024 yılında iklim değişikliğine bağlı risk ve fırsatlarını detaylı bir biçimde analiz etmiştir. Bu analiz sürecinde Sürdürülebilirlik Muhasebe Standartları Kurulu (SASB) sektör rehberleri, TCFD önerileri ve ulusal/uluslararası sektörel araştırmalar referans alınarak Şirketimiz için potansiyel önemli iklim riskleri ve fırsatları belirlenmiştir. TSRS 2 standardının gerektirdiği üzere, finansal tablolarımızı etkileyebilecek iklimle ilgili faktörler kısa, orta ve uzun vadeli perspektifte ele alınmış; fiziksel riskler, geçiş riskleri ve iklim fırsatları ayrı ayrı tanımlanmıştır. Bu yaklaşımla, iklim değişikliğinin nakit akışlarımız, finansmana erişim imkanlarımız veya sermaye maliyetimiz üzerindeki olası etkileri sistematik olarak ortaya konmuştur.

Risk değerlendirme metodolojimiz, uluslararası iyi uygulamalara uygun olarak, nitel ve nicel unsurları bir arada barındırmaktadır. İlk adımda iklim değişikliğinin iş modelimiz ve değer zincirimiz üzerinde etki yaratabilecek tüm unsurları geniş bir yelpazede saptanmıştır. Her bir risk ve fırsat, gerçekleşme olasılığı ve etki büyüklüğü kriterlerine göre 1 (en düşük) ile 5 (en yüksek) arasında puanlanmıştır. Olasılık, ilgili risk/fırsatın önümüzdeki dönemlerde gerçekleşme ihtimalini; Etki Büyüklüğü ise bunların gerçekleşmesi durumunda karşılaşılabilecek finansal ve operasyonel etkiyi temsil etmektedir. Bu iki faktörün çarpımıyla elde edilen Risk Skoru (1–25) ise, konunun toplam önem derecesini ortaya koymaktadır.

Değerlendirmede finansal etkiler ön planda tutularak her bir risk/fırsatın yol açabileceği potansiyel finansal kayıp veya kazanç Şirket hasılatıyla karşılaştırılarak sınıflandırılmıştır.

Finansal önemlilik değerlendirmesi, bağımsız denetimden geçmiş finansal tablolardaki net hasılat rakamı üzerinden yapılmıştır. 2024 yılı için 11.865.506.258 TL olarak beyan edilen net hasılatın %5'i (yaklaşık 593 milyon TL) üzerindeki etkiler, finansal açıdan "önemli" olarak kabul edilmiştir. Bu eşiği aşan finansal etki büyüklüğü "yüksek" olarak sınıflandırılırken, net hasılatın %1 ila %5'i aralığındaki (yaklaşık 118 milyon TL – 593 milyon TL) etkiler "orta", %1'i altındaki (118 milyon TL altı) etkiler ise "düşük" seviye etki olarak tanımlanmıştır. Değerlendirme sonucunda, %5 eşiğini (593 milyon TL) aşan risk ve fırsatlar "önemli" olarak kabul edilmiş ve karar alma süreçlerine entegre edilmiştir.

Etki
Seviyesi
Net
Hasılat
Oranı
TL Karşılığı
(2024 Hasılat Bazlı)
Sınıflandırma
ve Yorum
Düşük %0-1 118 milyon TL
altı
Stratejik karar alma süreçlerinde
dikkate alınır ancak önemlilik
eşiğini aşmaz.
Orta %1-5 118 milyon TL
ile 593 milyon
TL arası
Yönetime raporlanır ve
gerekli görüldüğünde aksiyon
planları hazırlanır.
Yüksek
(Önemli)
%5 ve
üzeri
593 milyon
TL ve üzeri
TSRS 1 ve 2 kapsamında
"önemli" kabul edilir ve stratejik
karar alma süreçlerine
entegre edilir.

Aşağıda, tespit ettiğimiz başlıca iklim riskleri ve fırsatları; Gerçekleşme Olasılığı ve Etki Büyüklüğü skorları, önem dereceleri, etki ettikleri operasyon alanları, potansiyel finansal etkileri ve alınan/plânlanan önlemler ile birlikte sunulmaktadır. İklim riskleri, Fiziksel Riskler (işletmemizin fiziki varlıklarını ve tedarik zincirini etkileyen olaylar) ve Geçiş Riskleri (düşük karbon ekonomisine geçiş sürecinde ortaya çıkan düzenleyici yasal, teknolojik veya piyasa kaynaklı riskler) olarak iki kategoride incelenmiştir. Ayrıca, Şirketimize özgü durumlar dikkate alınarak, tesis bazlı (Ankara ve Mersin fabrikalarımız özelindeki) riskler ile hammadde tedarikine ilişkin riskler ayrı ayrı değerlendirilmiştir. İklim değişikliğinin potansiyel fırsatları da benzer bir yaklaşımla ele alınmış ve Şirketimizin uzun vadeli değer yaratma kapasitesini artırabilecek fırsat alanları belirlenmiştir.

Not: Aşağıdaki tablolarda Zaman Dilimi ilgili risk veya fırsatın etkisini gösterdiği dönemi (Kısa = 0–3 yıl, Orta = 4–7 yıl, Uzun = 8+ yıl), Olasılık ve Etki sütunları 1–5 ölçeğindeki skorları, Finansal Etki yaklaşık parasal büyüklük ve etki seviyesini, Önlemler/Adımlar ise mevcut veya planlanan aksiyonları ifade etmektedir

3.4 Fiziksel İklim Riskleri

İklim değişikliğinin fiziksel etkileri, faaliyet bölgelerimizi ve tedarik zincirimizi doğrudan tehdit edebilecek unsurlardır. Akut fiziksel riskler, ani ve şiddetli hava olaylarını (ör. fırtına, sel, dolu) kapsarken; kronik fiziksel riskler, uzun vadede kademeli olarak artan iklim olaylarını (ör. sıcaklık artışı, kuraklık ve su kıtlığı) içerir. Yapılan analizler, özellikle aşırı hava olaylarının ve su kıtlığının Şirketimiz için kritik fiziksel risk alanları olduğunu ortaya koymuştur.

3.4.1 Aşırı Hava Olayları (Akut Fiziksel Risk)

Şiddetli yağış, fırtına, dolu, sel gibi aşırı hava olaylarının sıklığı ve şiddeti iklim değişikliği ile birlikte artmaktadır. Bu tür akut hava olayları, faaliyet gösterdiğimiz bölgelerde operasyonel aksamalara ve varlık hasarlarına yol açabilir. Örneğin, yoğun sağanak yağış ve fırtına, Mersin tesisimizde su baskını ve altyapı hasarı riski yaratırken; dolu ve fırtına Ankara tesisimizde çatı ve ekipman hasarına neden olabilir. Ayrıca tedarik zincirimiz boyunca nakliye süreçleri de aşırı hava koşullarından etkilenerek gecikmelere yol açabilir. İklim projeksiyonlarına göre Türkiye genelinde aşırı yağış olaylarının gelecekte daha sık ve yoğun olması beklenmektedir. Bu durum, operasyonel kesinti riskini artıran önemli bir faktördür.

Zaman
Dilimi
Olasılık
(1-5)
Etki
(1-5)
Potansiyel
Finansal
Etki (TL)
Alınan/Planlanan
Önlemler
Altyapı Güçlendirme:
Fabrikalarımızda su baskınlarını
önlemek için drenaj sistemleri ve su
setleri inşa edilmiştir . Çatılar ve
depolar fırtına ve dolu hasarına
karşı dayanıklı malzemelerle
güçlendirilmektedir.
Kısa
Orta
4
(Yüksek)
3
(Orta)
~20-30 milyon
TL (Düşük)
Acil Durum Planları: Aşırı hava
olayları sırasında üretim
duruşlarını ve personel güvenliğini
yönetmek için acil durum eylem
planlarımız ve eğitimlerimiz
mevcuttur.
Sigorta Kapsamı: Tüm tesislerimiz
ve kritik ekipmanlarımız doğal afet
ve iş durması risklerine karşı
sigortalanmıştır.
Tedarik ve Lojistik Esnekliği: Hava
koşullarına bağlı ulaşım aksamaları
için alternatif lojistik planları
oluşturulmuş, kritik hammaddeler
için stok seviyeleri artırılmıştır.

Değerlendirme: Aşırı hava olayları riskinin gerçekleşme olasılığı yüksektir; nitekim sel, fırtına ve don gibi olayların yaşanma sıklığı son yıllarda ülkemizde artış göstermiştir. Mevcut önlemler sayesinde potansiyel etki kısmen sınırlandırılabilse de özellikle şiddetli bir olayın tek seferde yaratabileceği finansal kayıp belirli bir büyüklüğe ulaşabilmektedir. Bu risk, düşük önem düzeyinde kabul edilmekle birlikte gelecekte iklim değişikliği risk skorunun artmaması için altyapı yatırımları ve acil durum hazırlıklarımız periyodik olarak gözden geçirilecektir.

3.4.2 Su Kıtlığı (Kronik Fiziksel Risk)

Su kıtlığı ve kuraklık, iklim değişikliğinin Türkiye'de özellikle belirli bölgelerde şiddetlendirdiği kronik bir risktir. Tarımsal üretim, iklim kosullarına son derece bağımlıdır ve yağış rejimlerindeki değişim ile kuraklıklar, bakliyat, çeltik ve tahıl gibi temel hammaddelerin rekoltesini düşürebilir. Şirketimizin hammadde tedarikinde önemli paya sahip olan İç Anadolu ve Güney Doğu Anadolu bölgeleri, su stresi yaşanma potansiyeli yüksek bölgelerdir. Nitekim, nüfus artısı kaynaklı talep yükselisi ve iklim değisikliğine bağlı üretim azalışı küresel qıda arzı güvenliğini zedelemekte, gıda fiyatları yükseliş eğilimi göstermektedir. Bu risk, şirketimize iki yönlü etki edebilir:

  • Hammadde Tedariği: Kuraklık nedeniyle tarımsal emtia hasadında düşüş olursa hammadde maliyetleri artabilir veya yeterli hammadde temin edilemezse üretim hedefleri karsılanamayabilir. Küresel iklim değisikliğine bağlı rekolte düsüsleri ve buna talep artışı, özellikle ithal paralel edilen hammaddelerin fiyatında dalgalanmalara yol açabilir. Örneğin, ciddi bir kuraklık yılı, belirli ürünlerin maliyetinde %10 ila %20 arasında artışa yol açabilir.
  • Operasyonel Su Kullanımı: Özellikle Mersin tesisimiz, bakliyat işleme ve konserve üretim hatları dolayısıyla yüksek miktarda su kullanmaktadır. Mevcut durumda herhangi bir çevresel uyumsuzluk yasanmamıstır. Ancak bölgesel su sıkıntısı, üretimde ihtiyaç duyulan suyun teminini zorlastırabilir veya su maliyetlerini artırabilir. 2024 yılında Mersin tesisimizin su tüketimi 97.145 m³ ile toplam su kullanımımızın büyük kısmını oluşturmuştur. İklim değişikliğiyle birlikte yeraltı su seviyelerinin düşmesi veya yerel kısıtlamalar getirilmesi riski, üretim kapasitemizi sınırlayabilir.

Değerlendirme: Su kıtlığı riski, etkisini daha çok orta ve uzun vadede göstermesi beklenen ancak şimdiden tedbir alınması gereken kritik bir konu olup, gerçekleşme olasılığı "orta" seviyede değerlendirilmiştir. Zira her yıl kuraklık yaşanmasa dahi, bilimsel senaryolara göre 2030-2050 dönemi itibarıyla kuraklık sıklığının ve şiddetinin ciddi biçimde artması beklenmektedir. Finansal etki potansiyeli ise "Düşük" olarak kabul edilmiştir. Ancak bu risk, stratejik önem bakımından önemli (yüksek) riskler listemizde yer almakta olup sürekli izleme altındadır.

Alınan önlemler sayesinde, su tüketimimiz 2024 yılında üretim artışına rağmen önceki yıla kıyasla benzer düzeyde tutulabilmiş ve ürün başına su ayak izimiz azaltılmıştır. Mersin tesisinde haşlama proseslerinden cıkan suyun ısı esanjörleriyle geri kazanımı ve Niğde'de devreye alınacak geri kazanımlı CIP sistemi ile klasik üretim yöntemlerine göre %95 su tasarrufu sağlayan tortilla hattı sayesinde hem kendi operasyonlarımızda hem de müsterilerimizin su kullanımında kayda değer tasarruf sağlanması planlanmaktadır.

Zaman
Dilimi
Olasılık
(1-5)
Etki
(1-5)
Potansiyel
Finansal
Etki (TL)
Alınan/Planlanan Önlemler
Orta
Uzun
3
(Orta)
5
(Yüksek)
~60 milyon TL Su Verimliliği Teknolojileri: Yeni yatırımlarımızı su stresi yüksek bölgelere yaparken su tasarrufu yüksek teknolojiler seçiyoruz. Niğde'de inşa edilen yeni fabrikamızda klasik üretim yöntemlerine kıyasla yüksek oranda su tasarrufu sağlayan uygulamalar devreye alınacaktır. • Geri Kazanımlı CIP Sistemi: Proses temizliklerinde geri kazanımlı CIP uygulaması sayesinde temizlik süreçlerinde su kullanımı minimum seviyeye indirilecektir. • Tortilla Üretim Hattı: Klasik 1,5 ton kapasiteli tortilla hatları saatte yaklaşık 10 ton su kullanırken, Niğde'deki hattımız bu miktarın yalnızca %5'i kadar su kullanacak ve kullanılan suyun tamamı ürün içinde değerlendirilecektir. Böylece klasik yöntemlere göre %95 su tasarrufu sağlanacaktır. • Kapasite ve Dolaylı Tasarruf Etkisi: Niğde'de kurulacak 1,5 tonluk 4 tortilla hattı yaklaşık 38 ton/saat su tasarrufu sağlayacaktır. Bunun 8 ton/saatlik kısmı kendi üretimimizden, 30 ton/saatlik kısmı ise müşterilerimize sağladığımız ürünler üzerinden dolaylı olarak elde edilecektir. Böylece sadece kendi su tüketimimizi azaltmakla kalınmayıp, müşterilerimizin su kullanım verimliliğine de önemli katkı sunulacaktır. Alternatif Su Kaynakları: Mersin tesisimiz şehir şebekesine ek olarak yeraltı suyu kullanmaktadır. İlerleyen dönemde arıtılmış atıksu geri kazanımı ve yağmur suyu depolama ile üretimde kullanılabilecek alternatif kaynakları üretmeyi planlamaktayız.
Tedarikçi Çeşitliliği: Hammadde tedariğinde tek bir bölgeye bağımlılığı azaltmak için coğrafi çeşitlilik stratejisi
izliyoruz. Kuraklık yaşayan bölgelere alternatif olarak diğer bölgeler veya yurt dışında tedarik ağları
olusturulmustur.

3.5 Geçiş Riskleri

Düşük karbon ekonomisine geçiş süreci, şirketimiz için bir dizi geçiş riski doğurmaktadır. Bu riskler; iklim politikaları ve yasal düzenlemelerdeki değişikliklerden, teknolojik dönüşümlerden, piyasa dinamiklerinden ve müşteri tercihlerindeki değişikliklerden kaynaklanabilir. Yayla Agro, bu alandaki risklerini de proaktif bir şekilde belirleyip yönetmeyi amaçlamaktadır. Özellikle son dönemlerde yürürlüğe giren yeni yasal düzenlemeler ve karbon nötr ekonomiye yönelik toplumsal talepler, geçiş risklerinin güncelliğini artırmıştır.

3. 5. 1 Yasal ve Düzenleyici Riskler

İklim değişikliğiyle mücadele kapsamında küresel ve ulusal ölçekte giderek sıkılaşan regülasyonlar, Şirketimiz için hem uyum zorlukları hem de ek mali yükler getirebilir. Önümüzdeki birkaç yıl içinde karbon fiyatlandırma mekanizmalarının (örneğin karbon vergisi veya emisyon ticaret sistemi) devreye girmesi beklenmektedir. Ayrıca Avrupa Birliği'nin Sınırda Karbon Düzenlemesi (CBAM) gibi uygulamaların, ihracat yaptığımız pazarlarda önümüzdeki dönemlerde dolaylı bir karbon maliyeti yaratma ihtimali yakından izlenecektir. Bu kapsamda tanımladığımız başlıca düzenleyici risk unsurları şunlardır:

  • Karbon Maliyeti ve Emisyon Kısıtları: Üretim faaliyetlerimiz sonucu oluşan sera gazı emisyonlarına bir kontrol konulması durumunda (ör. ton başına karbon ücreti), operasyonel maliyetlerimiz artacaktır. 2024 yılı itibarıyla Kapsam 1 ve Kapsam 2 emisyonlarımız toplam ~3567 ton CO2e olarak hesaplanmış olup, üçüncü taraf doğrulaması içermemektedir. Uygulamaya alınacak bir karbon fiyat mekanizmasının ton başına örneğin 50USD (2024 yıllık ortalama kur: 32,51 TL/USD) maliyet getirmesi durumunda, yıllık ~ 5,8 milyon TL (yaklaşık hasılatın yaklaşık %0,03'ü) ek maliyet söz konusu olabilecektir. Bu şu an için düşük seviye bir etki olarak görünmekle birlikte karbon fiyatının yıllar içinde artması ve kapsam 3 gibi dolaylı emisyonları da içerecek şekilde genişlemesiyle mali yük orta vadede yükselebilecektir. Benzer şekilde, karbon emisyonlarına yasal limitler getirilmesi halinde üretim süreçlerimizin yeni teknolojilerle revize etme, dolayısıyla teknoloji yatırımı yapma gereği doğabilecektir. Şirketimizde halihazırda resmi bir iç karbon fiyatı uygulaması bulunmamaktadır.
  • Uyumsuzluk Riskleri: Yasal mevzuatın gerekliliklerine uymama durumunda idari para cezaları veya faaliyet kısıtlamalarıyla karşılaşma riski vardır. 2024 yılında şirketimiz tüm çevre mevzuatı yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirmiş, herhangi bir yaptırım veya ceza almamıştır. Ancak ileride daha sıkı iklim regülasyonları yürürlüğe girdiğinde (örneğin zorunlu enerji verimliliği standartları vb.), bunlara uyum sağlamak için ilave yatırımlar yapılması gerekebilecektir. Uyum konusunda başarısız olma durumunda hem para cezaları hem de itibar kaybıyla karşılaşılması söz konusu olabilecektir.

Zaman
Dilimi
Olasılık
(1-5)
Etki
(1-5)
Potansiyel
Finansal
Etki (TL)
Alınan/Planlanan Önlemler
Emisyon İzleme ve Raporlama: Tüm Kapsam 1 ve Kapsam 2 emisyonlarımızı GHG Protokol metodolojisine uygun olarak hesaplayıp raporlamaktayız. Önümüzdeki 2 yıl içerisinde kapsam 3 emisyonlarımızı da gönüllü olarak hesaplayıp şeffaf biçimde açıklamayı planlıyoruz. Karbon Azaltım Programları: Karbon fiyatlandırması riskine karsı, emisyonlarımızı
Kısa-
Orta
4
(Yüksek)
2
(Düşük)
~5-10 milyon
TL/Yıl
(Düşük)
azaltmaya yönelik yatırımlara hız verdik. Özellikle yenilenebilir enerji yatırımı ve enerji verimliliği projeleriyle birlikte 2024'te elektrik tüketimimizin tamamını kendi güneş enerjisi santrallerimizden karşıladık. Bu sayede hem emisyonlarımızı hem de elektrik maliyetlerimizi önemli ölçüde düşürdük.
Geleceğe Yönelik Hedefler: İklim politikalarındaki olası önlemlere hazırlık olarak, bilim temelli emisyon azaltım hedefleri belirleme sürecini başlattık. Önümüzdeki yıllarda SBTi (Science Based Targets initiative) onaylı orta ve uzun vadeli emisyon azaltım hedeflerimizi duyurmayı planlıyoruz. Bu hedefler doğrultusunda yıllık emisyon azaltım oranlarımız takip edilerek yürürlüğe girmesi muhtemel yasal düzenlemelere karşı proaktif aksiyonlar alınacaktır.

Değerlendirme: Yasal ve düzenlevici risklerin gerçeklesme olasılığı yüksek değerlendirilmistir, zira iklim değisikliği gündemiyle bağlantılı olarak önümüzdeki dönemde yeni düzenlemelerin yürürlüğe girmesi beklenmektedir. Ancak mevcut durumda söz konusu risklerin finansal sevivesi düşüktür; şirketimiz halihazırda yenilenebilir enerji ve verimlilik artışına yönelik teknoloji yatırımlarıyla karbon ayak izini kontrol altında tutmayı başarmıştır. Bu nedenle kısa vadede bu risk düşük olarak kabul edilmiştir. Orta-uzun vadede regülasyonların kapsamının genisletilmesine bağlı olarak (örneğin karbon fiyatlarının yükselmesi, kapsam 3 zorunlulukları), etki seviyesinin orta düzeye çıkması muhtemeldir. Alınan önlemler ve planlanan karbon azaltım hedeflerine erisim sayesinde, bu riskin kontrol altında tutulacağı öngörülmektedir. Ayrıca önümüzdeki dönemlerde iklim performansımızı iyilestirmeye devam ederek yesil finansman imkanlarına erisimimizi kolaylastırmayı ve emisyon ticareti kapsamında karbon fiyatlandırma mekanizmasını fırsata dönüştürmeyi amaçlıyoruz.

3.6 İklim Fırsatları

İklim değişikliği ile mücadele ve uyum süreci, risklerin yanı sıra işletmemiz için yeni fırsat alanları da yaratmaktadır. Yayla Agro, iklim kaynaklı fırsatlarını tıpkı risklerinde olduğu gibi sistematik bir yaklaşımla belirlemiştir. 2024 yılında yapılan analiz, çeşitli iklim senaryoları altında şirketimizin yakalayabileceği fırsatları ortaya koymuştur. Bu fırsatlar da, finansal etkilerinin büyüklüğüne göre önceliklendirilmis ve stratejik planlarımıza entegre edilmistir. Asağıda, başlıca fırsat alanlarımız ve bunlardan yararlanmak için attığımız adımlar yer almaktadır.

3.6.1 Ürün ve Pazar Fırsatları

Küresel gıda sisteminde sağlıklı ve sürdürülebilir ürünlere yönelim, sirketimize önemli büyüme fırsatları sunmaktadır. İklim değişikliği ile artan gıda arz güvenliği endişeleri ve tüketicilerin bitkisel proteinlere yönelimi, bakliyat sektörünün yıldızını parlatmaktadır. Bu bağlamda Yayla Agro, mevcut ürün gamını çeşitlendirerek ve yeni pazarlara açılarak iklim kaynaklı fırsatları değerlendirmektedir:

• Değişen Müşteri Tercihleri; Bitkisel Bazlı ve Sağlıklı Ürünlere Talep Artısı: İklim değişikliği ve sürdürülebilirlik konularındaki artan farkındalık, tüketici davranışlarını ve piyasa dinamiklerini etkilemektedir. Özellikle gıda sektöründe, sağlıklı, sürdürülebilir ve bitki bazlı ürünlere olan talep hızla yükselmektedir. Küresel ölçekte et tüketiminin azalması ve vegan/vejetaryen beslenme alışkanlıklarının yaygınlaşması, bakliyat gibi bitkisel protein kavnaklarının önemini artırmaktadır. Bu değişim, şirketimiz için önemli fırsatlar sunmaktadır. Bu trend, doğru yönetildiğinde büyük bir avantaj varatabilir. İklim değisikliğiyle mücadeleye katkı sağlayan, sağlıklı ve sürdürülebilir ürünlerin aelistirilmesi, hem veni müsteriler kazanmak hem de mevcut müsteri bağlılığını artırmak icin kritik bir fırsat yaratmaktadır. Bu nedenle, değişen müşteri tercihlerine uyum sağlamak ve bu dönüşümü fırsat olarak görmek, sirketimizin strateiik basarısı icin önemli bir adım olacaktır

  • Uluslararası Pazar Fırsatları: İklim değişikliği etkileri bazı ülkelerde tarımsal üretimi olumsuz etkilerken, Türkiye'nin coğrafi konumu ve tarımsal kapasitesi, bakliyat üretiminde belirli bir rekabet sunabilir. Şirketimiz, avantajı sürdürülebilirlik performansını yükselterek uluslararası alım yapan kurum ve perakendeciler için tercih edilen tedarikçi konumuna gelebilir. Özellikle Avrupa Birliği Yeşil Mutabakat kapsamındaki çevresel standartlara uyum, ihracat pazarlarımızı genişletmemizi kolaylaştıracaktır.
  • Marka Değeri ve Müşteri Bağlılığı: Sürdürülebilirlik alanında liderlik sergilemek, markamıza olan güveni pekiştirerek müşteri bağlılığını artırma fırsatı sunar. Düşük karbon ayak iziyle üretim yapmamız ve bunu bilimsel olarak doğrulataraktüketiciye iletmemiz, markamızı rakiplerden ayrıştıracaktır. Ayrıca perakende zincirleri ve kurumsal müsteriler, kendi sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağlayacak tedarikçileri (örn. çevre dostu ambalaj kullanan, emisyon raporlayan) tercih etmektedir. Bu trend bize yeni anlaşmalar ve uzun vadeli iş ortaklıkları kazandırabilir.
Zaman
Dilimi
Olasılık
(1-5)
Etki
(1-5)
Potansiyel
Finansal
Etki (TL)
Alınan/Planlanan Önlemler
Ürün İnovasyonu: Ar-Ge merkezimiz aracılığıyla sağlıklı ve sürdürülebilir yeni ürünler geliştirmekteyiz. 2024 itibarıyla katma değerli ürün portföyümüze katkısız hazır bakliyat karışımları, pratik vegan yemekler ve glütensiz/organik ürünler eklenmiştir. Bu ürünler, değişen tüketici ihtiyaçlarına yanıt vermeyi hedeflemektedir. Halihazırda Mersin'de bulunan Ar-Ge merkezimiz izleyen dönemlerde Niğde'ye taşınacak ve faaliyetlerini 2000 m2 'lik alanda devam ettirecektir. Niğde fabrika yerleşkesinde ayrıca örnek bir kuluçka merkezi kurulacak ve inovatif fikirleri bulunan girişimcilerin projeleri desteklenerek ticarileştirilmeye çalışılacaktır. Bu girişimlerin ürün inovasyon hızımızı artıracağı düşünülmektedir.
Orta-
Uzun
4
(0rta)
5
(Yüksek)
Hasılatın
%5+ artışı
Sürdürülebilir Ambalaj: Ürün ambalajlarımızda geri dönüştürülebilir ve çevre dostu malzemelerin kullanımına yönelik projeler yürütülmektedir.
OZUII runoon potansiyeli
(593+ Milyon TL,
Yüksek)
Pazarlama ve İletişim: Marka itibarımızı güçlendirmek amacıyla sürdürülebilirlik performansımız şeffaf bir
şekilde paydaşlarımıza iletilmektedir. Yayla Agro'nun düşük karbon ayak izi ve sosyal sorumluluk projeleri
pazarlama iletişiminde vurgulanmaktadır.
Pazar Çeşitlendirmesi: Değişen taleplere duyarlı pazar segmentlerine odaklanılmakta ve bitki bazlı protein talebinin yüksek olduğu yurtdışı pazarlarda (özellikle Avrupa ve Kuzey Amerika) yeni distribütörlük anlaşmaları yapılmaya çalışılmaktadır. Yurt dışı müşterilerimizin sürdürülebilirlik beklentilerini karşılamak için ürünlerimizi karbon ayak izi etiketleri ve uluslararası sertifikalarla belgelendirmeye yönelik girişimlerde bulunulmaktadır.
Ürün Portföyünün Genişletilmesi: Yeni ürün gamımızda yüksek proteinli bakliyat unları, glütensiz bakliyat
makarnaları, hazır ve katkısız bakliyat öğünleri, bakliyat cipsleri, müsli granola, protein&granola bar,
zenginleştirilmiş pirinç, bakliyat&tahıl patlakları, soslar gibi yenilikçi ürünler yer alacaktır. Bu ürünler, iklim dostu
ve sağlıklı beslenme trendine uygun olarak tasarlanmaktadır.

Değerlendirme: Değişen müşteri tercihleri ve pazar dinamikleri, şirketimizin uzun vadeli büyüme ve rekabet avantajı elde etme açısından kritik fırsatlar sunmaktadır. Orta vadede bu dönüşüm daha belirgin hale geldiğinden, fırsatın olasılığı orta seviyede, etkisi ise yüksek seviyede değerlendirilmiştir. Bu fırsat doğru sekilde yönetildiğinde, hasılatımızda %5 ve üzerinde bir artış sağlanması potansiyeli bulunmaktadır (yüksek etki). Bu, şirketimizin stratejik büyümesi ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşabilmesi açısından büyük bir avantaj varatacaktır.

Alınan aksiyonlarla bu fırsatları en verimli şekilde değerlendirmek, ürün gamımızı ve marka algımızı güçlendirmemizi sağlayacak, müşteri taleplerine proaktif bir şekilde yanıt vermemizi mümkün kılacaktır. Sirket olarak aldığımız stratejik kararlarla bu dönüşümü sadece bir fırsat olarak görmekle kalmıyor, aynı zamanda sürdürülebilir ürünler, yenilikçi ambalaj cözümleri ve yeni pazarlar gibi alanlarda büyüme sağlayarak rekabet gücümüzü artırıyoruz.

Sürekli inovasyon, tüketici geri bildirimlerinin aktif takibi ve rakip analizleri ile müşteri odaklı stratejimizi güncel tutarak bu fırsatları daha da genişleteceğiz. Sonuç olarak, değişen tüketici tercihlerine uyum sağlama becerimiz, sadece bir fırsat yönetimi konusu değil, aynı zamanda şirketimizin gelecekteki büyüme stratejilerinin temeli olacaktır. Bu dönüşümü doğru bir şekilde yönettiğimizde, yalnızca pazar payımızı artırmakla kalmayacak, aynı zamanda markamızın sürdürülebilir ve yenilikçi kimliğini pekiştireceğiz.

3.6.2 Operasyonel Verimlilik ve Karbon Azaltım Firsatlari

Düsük karbon ekonomisine geçis süreci, Şirketimizin operasyonel verimliliğini artırması ve maliyet avantajı elde etmesi için de önemli imkanlar sunmaktadır. Enerji tasarrufu, atık minimizasyonu ve yenilenebilir enerji üretimi gibi alanlardaki yatırımlar, hem Sirketimizin karbon ayak izini azaltmakta hem de orta-uzun vadede finansal kazanç sağlamaktadır. Başlıca operasyonel fırsat alanlarımız şöyledir:

• Enerii Verimliliği ve Tasarruf: Üretim proseslerimizde yaptığımız iyileştirmeler ve yüksek verimli ekipman yatırımları sayesinde enerji tüketimimizi azaltarak maliyet tasarrufu elde ediyoruz. Enerji verimliliği projelerimiz yalnızca mali fayda değil, aynı zamanda emisyon azaltımı da sağlamaktadır.

•Yenilenebilir Enerji Üretimi ve Gelir İmkanı: Yenilenebilir enerji yatırımı karlılığa olan katkısına ilaveten yatırımcı firmanın "yeşil enerji üreticisi" olmasını sağlayarak hem itibarını hem de sürdürülebilirlik performansını artırmaktadır. Sirketimiz bünyesinde yenilenebilir enerji yatırımlarına öncelik verilmistir. Ankara tesisimizin catısına kurulanın yanı sıra Mersin

tesisimizin ÖZ tüketimini karşılamak amacıyla Eskişehir'de inşa edilen güneş enerjisi santralleri (GES) sayesinde 2024 yılında toplam 11,57 GWh elektrik üretilmiş, ilgili yılda Şirketimizin toplam elektrik tüketimi ise 10,20 GWh olmuştur. Sonuç olarak 2024'te hem elektrik ihtiyacımızın tamamı yenilenebilir kaynaklardan daha uygun maliyetle temin edilmiş hem de fazladan üretilen temiz enerji dağıtım şirketlerine satılıp ilave gelir sağlanmıştır. Güneş enerjisi yatırımımızın sağladığı doğrudan finansal kazanç (satış geliri + tasarruf) yıllık ~25-30 milyon TL düzeyindedir (orta düzey etki). Bu tutarın izleyen yıllarda Niğde'de yapılması planlanan GES yatırımının tamamlanmasıyla birlikte artırılması hedeflenmektedir.

• Atık ve Döngüsel Ekonomi: Üretim süreçlerimizden çıkan yan ürün ve atıkları yeniden değerlendirerek ek gelir ve maliyet avantajı elde edilmektedir. Döngüsel ekonomi benimsemek, şirketimizin prensiplerini kavnak verimliliğini artırırken yeni iş modelleri geliştirmesini de mümkün kılmaktadır.

Zaman
Dilimi
Olasılık
(1-5)
Etki
(1-5)
Potansiyel
Finansal
Etki (TL)
Alınan/Planlanan Önlemler
Kısa-
Orta
5
(Yüksek)
3
(Orta)
~15-20
milyon TL
yıllık
tasarruf/gelir
(Düşük)
Dijitalizasyon ve İzleme: Gerçek zamanlı enerji izleme sistemlerinin kurularak üretim süreçlerimize entegre edilmesi planlanmaktadır. 2025 yılı itibarıyla üretim tesislerimize monte edilecek loT sensörleri sayesinde makine ve ekipmanların enerji tüketimleri anlık olarak izlenecek, olası anormallikler hızlıca tespit edilerek arıza ve bakım planları optimize edilecektir. Böylece arıza kaynaklı enerji israfının önlenmesi ve enerji verimliliğinin artırılması hedeflenmektedir.

Değerlendirme: Operasyonel verimlilik ve karbon azaltım fırsatları, Şirketimizin hem sürdürülebilirlik performansını hem de kârlılığını artıran somut faydalar sağlamaktadır. Bu fırsatların gerçekleşme olasılığı çok yüksektir; zira enerji tasarrufu ve atık azaltımı gibi çalışmalar doğrudan şirket kontrolünde olup başarıyla uygulanmaktadır. 2024 yılında bu alanlarda elde ettiğimiz toplam finansal kazanç, hasılatımızın yaklaşık %1-2'si mertebesindedir (düşük etki). Bu oranın gelecek yıllarda yapacağımız ek yatırımlarla yükselmesi, dolayısıyla fırsatın büyüklüğünün orta-yüksek aralığına ulaşması mümkündür. Şirketimiz, operasyonel mükemmellik kültürü kapsamında sürekli iyileştirme mantığını benimsemiştir. Sürdürülebilirlik performansımızı destekleyen bu yaklaşımımızın, karbon ayak izi düşük bir işletme profili çizmemize yardımcı olarak firmamıza duyulan güveni ve kredi değerliliğimizi artırarak uzun vadede borçlanma maliyetlerimize olumlu katkı sunması öngörülmektedir.

4. Risk Yönetimi

4.1 İklim Senaryo Analizi ve Dayanıklılık Değerlendirmesi

Yayla Agro, iklim risk ve fırsat değerlendirmelerini ileriye dönük stres testleriyle desteklemek amacıyla iklim senaryo analizi çalışmalarını başlatmıştır. TSRS 2 standardının beklentisi doğrultusunda, iklimle ilgili farklı belirsizlikleri anlamak ve şirketimizin bu belirsizlikler karşısındaki dayanıklılığını ölçmek için IPCC tarafından tanımlanan Temsili Konsantrasyon Yolları (RCP) senaryoları kullanılmıştır. Özellikle RCP 4.5 (ılımlı azaltım senaryosu) ve RCP 8.5 (yüksek emisyonlu kötü senaryo) olmak üzere iki uç senaryo altında 2050 yılına kadar uzanan projeksiyonlar değerlendirilmiştir. Bu senaryolar, ısınmanın farklı düzeylerinde (yaklaşık +2,5–3°C ve >+4°C) Türkiye'de ve faaliyet bölgelerimizde ne gibi iklimsel değişimler yaşanabileceğine dair öngörüler sunmaktadır.

Senaryo analizimiz kapsamında, Ankara (İç Anadolu) ve Mersin (Akdeniz) bölgelerine yönelik ayrıntılı iklim projeksiyon verileri incelenmiştir. RCP 8.5 senaryosuna göre 2050'ye gelindiğinde İç Anadolu'da yıllık yağış miktarında belirgin azalma ve yaz sıcaklıklarında ciddi artış beklenmektedir; bu da kuraklık ve su stresi riskinin daha da şiddetleneceğine işaret etmektedir. Aynı senaryoda Mersin ve çevresinde ise yağış rejiminin düzensizleşmesi, kış aylarında aşırı yağış ve yaz aylarında kurak periyotlar öngörülmektedir. Bu durum, sel ve su baskını riskinin yanı sıra yazın su temin zorluklarının artabileceğini göstermektedir. RCP 4.5 senaryosu altında ise bu etkiler mevcut duruma kıyasla daha sınırlı kalmakta; örneğin 2050'de ortalama sıcaklık artışının ~2,5°C ile sınırlı kalacağı ve yağışlardaki azalmanın nispeten kontrollü olacağı varsayılmaktadır. Dolayısıyla RCP 4.5, orta düzeyde bir fiziksel risk görünümü çizerken; RCP 8.5, en kötü durumda ortaya çıkabilecek koşulları işaret etmektedir.

Yapılan finansal dayanıklılık analizi, şirketimizin her iki senaryoda da ciddi bir varlık riskiyle karşılaşmayacağını, ancak RCP 8.5 senaryosunun gerçekleşmesi halinde belirli risklerin finansal etkilerinin yüksek kategoriye tırmanabileceğini göstermiştir. Özellikle su kıtlığı riskinin, iklim aksiyonlarının yetersiz kaldığı RCP 8.5 dünyasında, finansal önemlilik eşiğimizi aşan bir düzeye (yüksek etki kategorisine) çıkabileceği hesaplanmıştır. Bu en kötü durumda dahi, alınan önlemler sayesinde şirketimizin operasyonel esnekliği korunmaktadır. Örneğin, farklı coğrafyalardan tedarik stratejimiz, tek bir bölgedeki kuraklıktan kaynaklanan hammadde açığını diğer kaynaklardan telafi edebilmemize olanak tanıyacaktır. Benzer şekilde, ekstrem hava olaylarına karşı sigorta güvencelerimiz ve iş sürekliliği planlarımız, beklenmedik kayıpları sınırlandıracak kapasitededir.

Dayanıklılık değerlendirmesi kapsamında, her bir kritik risk için "en kötü senaryo" mali etkileri ile

mevcut önlemler altındaki net etki azaltımı kıyaslanmıştır. Hiç önlem alınmaması durumunda RCP 8.5 senaryosunda toplam finansal etkinin, hasılatımızın yaklaşık %10'una varabileceği öngörülmüştür (özellikle su kıtlığı ve pazar kaybı risklerinin birleşik etkisiyle). Ancak halihazırda uygulamakta olduğumuz uyum ve azaltım tedbirleriyle bu etkinin önemli ölçüde azaltılabileceği hesaplanmıştır. İklim adaptasyon stratejimiz, şirketimizi olası şoklara karşı dayanıklı kılmaktadır. Örneğin, 2030 yılına kadar su verimliliği projelerimizle su tüketimimizi %30 azaltma hedefimiz kuraklık kaynaklı üretim kaybı riskini benzer oranda düşürecektir. Yine aynı şekilde ürün portföyümüzü çeşitlendirerek tek bir ürüne veya pazara bağımlı kalmama prensibimiz müşteri davranışı değişiminin getirdiği riski dağıtmaktadır.

Senaryo analizinden elde ettiğimiz iç görüleri stratejik planlamamıza entegre ettik. Yönetim Kurulu, yılda en az bir kez iklimle ilgili stres testi sonuçlarını gözden geçirecek ve gerekirse risk iştahını yeniden tanımlayacaktır. Ayrıca, önümüzdeki yıllarda senaryo analizlerimizi daha da geliştirerek Ortak Sosyoekonomik Yollar (SSP) gibi sosyoekonomik senaryoları da dikkate almayı planlıyoruz. Bu sayede, hem fiziksel iklim değişkenleri hem de toplumsal/ekonomik değişkenler ışığında bütüncül bir dayanıklılık değerlendirmesi yapabileceğiz.

Sonuç olarak, yapılan analizler şirketimizin mevcut risk yönetimi uygulamaları ve stratejik dönüşüm planları ile iklim değişikliği karşısında dayanıklı bir yapıya sahip olduğunu göstermiştir. TSRS 2 standardı gereğince ortaya koyduğumuz bu senaryo analiz sonuçları, paydaşlarımıza şirketimizin farklı iklim koşullarındaki geleceğine dair şeffaf ve güvenilir bilgiler sunmaktadır. İlerleyen raporlama dönemlerinde senaryo analizlerimizi güncelleyerek (gerektiğinde 1,5°C ve 2°C hedefli iyimser senaryoları da ekleyerek) iklim risk profillerimizi ve eylem planlarımızı revize etmeye devam edeceğiz. Böylece hem yatırımcılar hem de iş ortaklarımız nezdinde, değişen iklim koşullarına uyum sağlama kapasitemizi ve fırsatları değerlendirme yetkinliğimizi ortaya koymayı sürdüreceğiz.

5. Metrikler ve Hedefler

5.1 Sera Gazı Emisyonları (Kapsam 1-2 Envanteri) ve Enerji Yönetimi

Yayla Agro, sera gazı emisyon envanterini GHG Protokolü metodolojisine uygun şekilde hesaplamakta ve raporlamaktadır. 2024 yılı için Kapsam 1 ve Kapsam 2 emisyon hesaplamaları, Şirketin doğrudan ve dolaylı enerji tüketim verilerine dayalı olarak gerçekleştirilmiştir. Hesaplamalarda IPCC emisyon faktörleri ve Türkiye'ye özgü şebeke elektrik emisyon faktörleri kullanılmıştır. Ölçümler operasyonel kontrol yaklaşımına göre yapılmış; Yayla Agro'nun faaliyetleri sırasında kontrol ettiği tüm emisyon kaynakları kapsam altına alınmıştır (fabrikalar, filo araçları, kiralık lojistik araçlar vb.). TSRS gereği Kapsam 3 emisyonlar ilk 2 yıl raporlama yılında isteğe bağlıdır; şirketimiz tedarik zinciri ve lojistik kaynaklı dolaylı emisyonlarını ölçmek üzere çalışmalarını sürdürmekte olup önümüzdeki raporlama dönemlerinde Kapsam 3 verilerini de paylaşmayı hedeflemektedir.

5.2 Enerji Tüketimi Verileri (2024)

Yayla Agro'nun 2024 yılında gerçekleştirdiği enerji tüketim miktarları aşağıdaki gibidir:

  • Doğalgaz Tüketimi: Toplam 727.064 m³ (Ankara tesisinde 174.264 m³, Mersin tesisinde 552.800 m³). Doğalgaz kullanımının tamamı ısınma ve üretim proseslerine yönelik olup Kapsam 1 emisyon kaynağıdır.
  • Yakıt Tüketimi (Araçlar): Şirket filosu ve kiralık lojistik araçlarda toplam 302.626 litre motorin ve 4.249 litre benzin tüketilmiştir (Şirket kendi filosu: 44.991 L motorin; Kiralık araç filosu: 257.635 L motorin, 4.249 L benzin). Ayrıca dizel araçlar için kullanılan AdBlue çözeltisi tüketimi 1.589 litre olarak gerçekleşmiştir. Motorin ve benzin tüketimi Kapsam 1 emisyonlarına dahildir; AdBlue ise NOx azaltım reaktifi olup doğrudan karbon emisyonu yaratmamaktadır.
  • Elektrik Tüketimi: Tesislerde toplam 10.208.232 kWh elektrik enerjisi tüketilmiştir (Ankara: 909.662 kWh, Mersin: 9.298.571 kWh). Bu tüketimin tamamı Şirketin kendi güneş enerjisi santrallerinden (GES) karşılanmıştır. Diğer bir ifadeyle Yayla Agro, elektrik ihtiyacının tümünü yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlamış, fazladan ürettiği 1.365.418 kWh elektriği ise dağıtım şirketlerine satmıştır. Bu sayede dağıtım şirketlerinin cüzdanlarındaki karbon yoğun elektriğin bir kısmı temiz kaynaklarla ikame edilmiştir.

Yukarıdaki tüketim verileri kullanılarak 2024 Sera Gazı Emisyonları aşağıdaki şekilde hesaplanmıştır.

  • ï Kapsam 1 Emisyonları: Yakıt tüketimi ve doğalgaz kullanımından kaynaklı doğrudan emisyonlar. 2024'te Kapsam 1 emisyonlarımız yaklaşık 3.567 ton CO2 eşdeğeri (tCO2e) olarak hesaplanmıştır. Bu toplam içerisinde doğalgaz kullanımından kaynaklanan emisyon ~1.518 tCO2e, dizel yakıt tüketiminden kaynaklanan emisyon ~805 tCO2e, benzin tüketiminden kaynaklanan emisyon ~10 tCO2e, soğutucu gazlardan kaynaklanan emisyon ~1234 tCO2e pay almaktadır. Hesaplamalarda IPCC 2006 Kılavuzları ve ulusal katsayılar temel alınmış, yakıtların karbon içeriğinin tam oksidasyon olduğu varsayılmıştır.
  • Kapsam 2 Emisyonları : Elektrik tüketiminden kaynaklı emisyon, lokasyon-bazlı yönteme göre 1.912 tCO2e olarak hesaplanmış, ancak elektriğin tamamı şirketimizin kendi yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlandığı için market-bazlı yaklaşıma göre 0 tCO2e olarak alınmıştır. Bu raporda, şeffaflık açısından lokasyon-temelli emisyon değerlendirmesi sunulmuştur.
  • Toplam (Kapsam 1+2) Emisyonlar: 2024 yılı toplam operasyonel sera gazı emisyonu (lokasyon bazlı yöntemle) ~3.567tCO2e olarak gerçekleşmiştir. Bu toplam içinde elektrik tüketiminden kaynaklı emisyonlar lokasyon-bazlı yönteme göre 1.912 tCO2e'dir. Ancak, tüketilen elektriğin tamamı Şirketimizin kendi yenilenebilir enerji üretiminden sağlandığı için, market-bazlı yönteme göre elektrik kaynaklı emisyon değeri 0 tCO2e olarak alınmıştır. Bu doğrultuda, yalnızca yakıt ve soğutucu gaz kaynaklı doğrudan emisyonları içeren Kapsam 1 emisyonları toplamı yaklaşık 3.567 tCO2e'dir. Bu değer, 2023 yılında hesaplanan referans karbon ayak izine kıyasla yaklaşık %55 oranında bir azalma göstermektedir. Emisyon performansımızdaki bu iyileşmede, yenilenebilir elektrik kullanım oranımızdaki artış ve devreye alınan enerji verimliliği önlemleri belirleyici rol oynamıştır.

5.3 Emisyon Azaltım Hedefleri:

Yayla Agro, karbon azaltım hedefleri doğrultusunda çalışmaktadır. Yukarıda belirtildiği gibi şirketin resmi hedefi, 2030 yılında emisyonlarını 2022 referansına göre %50 azaltmak ve 2050'de net sıfıra ulaşmaktır. Bu hedefler doğrultusunda 2024 yılında önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. 2024'teki toplam emisyon değerimiz, satış gelirine oranlandığında (karbon yoğunluğu metriki: tCO2e / milyon TL ciro), 2023 yılında 0,386 olan değerimiz 2024 yılında 0,196 'ya gerileyerek yaklaşık %49 iyileşme kaydetmiştir. Bu göstergeler, büyüme ile emisyon artışının ayrıştırılmaya başladığını ortaya koymaktadır. Şirketimizin sera gazı emisyon azaltım hedefleri halihazırda üçüncü bir tarafça doğrulanmamıştır. Ancak bilim temelli hedef belirleme süreci başlatılmış olup bu kapsamda mevcut hedefler gözden geçirilmekte ve revize edilmektedir. Doğrulama sürecinin önümüzdeki dönemlerde tamamlanması hedeflenmektedir.

5.4 Su Yönetimi:

Enerjiyle bağlantılı olmamakla birlikte çevresel sürdürülebilirliğin bir diğer kritik unsuru olduğundan su yönetimi konusuna bu bölümde değinilmiştir. Yayla Agro 2024'te toplam 101.054 m³ su tüketmiştir (Ankara: 3.909 m³, Mersin: 97.145 m³). Su; büyük ölçüde üretim süreçlerinde (ürün yıkama, haşlama, buharlaştırma, pişirme) kullanılmaktadır. Mersin tesisindeki yüksek su tüketimi, hazır yemek ve haşlanmış ürün üretiminden kaynaklanmaktadır. Şirket, su riskinin farkında olup üretim süreçlerinde su kullanımını optimize ederek su israfını %30 oranında azaltmayı taahhüt etmektedir.

Yukarıda açıklanan sera gazı emisyon envanteri, enerji ve su verileri TSRS 2 kapsamında iklimle ilgili metrikler ve hedefler bölümünü oluşturmaktadır. TSRS 2, işletmelerin Kapsam 1 ve Kapsam 2 emisyonlarını ve bu alandaki hedeflerini açıklamasını şart koşmaktadır. Yayla Agro da bu gerekliliklere uyarak Kapsam 1 ve Kapsam 2 emisyonlarını doğrulanabilir verilerle ortaya koymuş, 2030 ve 2050 hedeflerini belirtmiştir. İlerleyen bölümlerde, diğer çevresel başlıklar (atık ve döngüsel ekonomi) ile sosyal-sürdürülebilirlik performansı detaylandırılmaktadır.

5.5 Döngüsel Ekonomi ve Atık Yönetimi

Yayla Agro, döngüsel ekonomi prensiplerini benimseyerek atıklarını en aza indirmeyi ve kaynak verimliliğini maksimize etmeyi hedeflemektedir. Şirket, 2023 yılında T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'ndan "Sıfır Atık Belgesi" almıştır ve 2024 yılında bu statüsünü korumuştur. Sıfır Atık yönetim sistemi sayesinde, şirket operasyonlarında oluşan atıklar kaynağında toplanarak diğer endüstrilere girdi olarak satılmakta veya lisanslı geri dönüşüm firmalarına yönlendirilmektedir.

Ambalaj Atıkları ve Plastik Kullanımı: Ürün ambalajlarımızda çevreci çözümlere öncelik verilmektedir. Daha önce belirtildiği gibi BPA'sız inovatif ambalaj malzemeleri kullanarak gıda güvenliği artırılmakta ve ambalajların geri dönüştürülebilir ve çevre dostu malzemelerden üretilmiş olmasına özen gösterilmektedir. Ayrıca, sevkiyat kolilerimizin mümkün olduğunca geri dönüştürülmüş kartondan elde edilmesi önceliklendirilmektedir. 2024 yılında Ankara ve Mersin tesislerimizde toplamda 287.770 kg kağıt ve karton atığı geri dönüşüm tesislerine gönderilmiş olup, ilaveten her iki tesiste toplamda yaklaşık 35.630 kg plastik ambalaj ve plastik içerikli karışık ambalaj atığı da geri dönüşüm süreçlerine dâhil edilmiştir. Ambalaj malzemesi dışında 2024 yılında ayrıca toplam 36.180 kg plastik atık geri dönüşüme yönlendirilmiştir. Bu veriler, ambalaj atığı beyanlarımızın yasal mevzuata uygun şekilde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na iletildiğini ve geri kazanım süreçlerinin kayıt altına alındığını göstermektedir.

Tehlikeli Atık Yönetimi: 2024 yılında toplam 825 kg tehlikeli madde içeren kontamine ambalaj atığı (150110) bertarafa gönderilmiştir. Söz konusu atıklar, lisanslı tesislere teslim edilerek çevresel ve insan sağlığı riskleri minimize edilmiştir.

Atık Azaltma Kültürü: Çalışanlarımıza yönelik yoğun farkındalık çalışmaları yapılmaktadır. Fabrika sahalarında ve ofislerde kolay erişilebilir geri dönüşüm kutuları ve görsel yönlendirmelerle, çalışanların atık ayrıştırmayı doğru yapması teşvik edilmektedir.

Sonuç olarak, Yayla Agro döngüsel ekonomiye geçiş sürecinde somut adımlar atmaya devam etmektedir. Sıfır Atık Belgesi ve uygulamaları, atıkların kaynağında azaltılması ve maksimum geri dönüşüm, inovatif ambalaj çözümleri gibi unsurlar şirketin hem çevresel etkisini azaltmakta hem de maliyet avantajı sağlamaktadır. Bu bölümde ele alınan göstergeler TSRS 1'in çevresel performansla ilgili metriklerine karşılık gelmekte olup (ör. atık geri kazanım, tehlikeli atık miktarı vb.) raporun "Metrikler ve Hedefler" kısmının çevresel boyutunu oluşturmaktadır.

5.6 Tedarik Zinciri ve Sorumlu Tedarik

Tedarik zincirinin sürdürülebilir yönetimi, Yayla Agro için kritik önemdedir. Şirket, ham madde tedarikinden lojistik hizmetlerine kadar tüm zincirde paydaşlarıyla uzun soluklu, sorumlu ilişkiler kurmayı amaçlamaktadır. 2024 itibarıyla Yayla Agro'nun ana ham madde tedarikçileri arasında Türkiye'nin farklı bölgelerindeki yüzlerce çiftçi ve yurtdışındaki güvenilir ticari partnerler bulunmaktadır. Bu tedarikçilerle olan ilişkiler etik, şeffaflık ve karşılıklı fayda prensiplerine dayanmaktadır.

Yayla Agro, tedarikçilerinin ticari faaliyetlerini insan hakları, çalışma koşulları ve çevresel sürdürülebilirlik gibi temel değerlere uygun hale getirmelerini teşvik etmektedir.

Yerel ve Küçük Tedarikçilerin Desteklenmesi: Yayla Agro, yerel ekonomileri desteklemek üzere tedarik bütçesinin önemli bir kısmını yerel kaynaklardan kullanmaya gayret etmektedir. Bu yaklaşım, şirketin toplumsal sorumluluk ilkesiyle de örtüşmektedir: Yayla Agro büyürken birlikte çalıştığı ekosistemin de kalkınmasını istemektedir.

Lojistik ve Depolama: Ürünlerin depolanması ve müşterilere ulaştırılması aşamasında da sürdürülebilirlik göz önünde bulundurulur. Şirket, lojistik hizmet sağlayıcılarını seçerken sadece fiyat ve hizmet kalitesine değil, aynı zamanda filo yeniliği, optimizasyon teknolojileri kullanımı gibi kriterleri değerlendirmektedir.

Riskler ve Süreklilik: 2024 yılında küresel lojistik sektöründe ve emtia fiyatlarında yaşanan dalgalanmalar, tedarik zinciri risklerini yönetmenin önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Yayla Agro, kritik hammaddeler için ikincil tedarikçiler belirlemiş ve alternatif kaynak planları yapmıştır. Ayrıca, olası üretim aksaklıklarına karşı belirlenen güvence stok (emniyet stoğu) seviyeleri korunmuştur. Bu sayede, 2024 yılı boyunca hiçbir müşteri siparişi hammadde yetersizliği nedeniyle karşılanamaz olmamıştır.

Yayla Agro'nun tedarik zinciri uygulamaları, TSRS çerçevesinde önemli sosyal ve çevresel risklerin değer zinciri boyunca yönetimi ilkesine uygunluk göstermekte ve tedarikçilerde standartların yükseltilmesi yoluyla sürdürülebilir ve dirençli bir tedarik ekosistemi oluşturmayı başarmaktadır. Bu yaklaşım, uzun vadede şirketin hammadde arz güvenliğini sağlarken toplumsal kalkınmaya da katkı vermektedir.

5.7 İnsan Hakları, Çalışanlar ve Toplumsal Katkı

Yayla Agro için insan sermayesi en değerli varlıklardan biridir. Şirket, tüm operasyonlarında insan haklarına saygıyı, çalışanların gelişimini ve refahını, iş sağlığı ve güvenliğini ön planda tutar. 2024 yılında bu alanda elde edilen temel performans göstergeleri ve yapılan çalışmalar aşağıda sunulmuştur.

İşgücü Profili ve Çeşitlilik: 2024 yılı sonu itibarıyla Yayla Agro Gıda'da toplam 723 kişi istihdam edilmektedir. Bu kişilerin yaklaşık %34'si beyaz yaka (Genel Müdürlük ve idari kadrolar), %66'si mavi yakadır (üretim ve saha çalışanları). Toplumsal cinsiyet çeşitliliği şirketçe yakından takip edilen bir metriktir.

Yayla Agro, fırsat eşitliği ve çeşitliliği artırma konusundaki kararlılığını, 2024 yılında aldığı bir ödülle taçlandırmıştır. Şirket, "Gelecek Elimizde–Sürdürülebilirlik ve Kadın İş Gücüne Destek Veren Firma" ödülüne layık görülerek, kadınların iş hayatına katılımını artırmayı kurumsal bir hedef olarak benimsemiştir. Bu doğrultuda Yayla Agro, işe alım süreçlerinde kadın adaylara pozitif fırsat eşitliği ilkesiyle yaklaşmakta ve üretimde kadın çalışan istihdamını kolaylaştırıcı vardiya ve çalışma koşulları sağlamaktadır.

Yayla Agro, kadınların iş gücüne katılımını güçlendirmek ve Türkiye'nin dört bir yanında el emeğiyle üretim yapan kadınlara destek olmak amacıyla "Üreten Kadına Destek" projesini başlatmıştır. Bu proje, kadınların el emekleriyle ürettiği ürünlerin ekonomiye kazandırılmasını ve ilgili gelir modelinin sürdürülebilir olmasını hedeflemektedir. Proje kapsamında, farklı eğitim, meslek ve yaş gruplarından çok sayıda kadın desteklenecek olup ilk etapta el emeğiyle üretilen bakliyat torbaları ve mutfak önlükleri, Yayla Agro tarafından sahada ve online satış kanallarında yürütülen promosyon çalışmalarında değerlendirilecektir.

Emeğini değer üretmeye adayan kadınların yanında yer alan Yayla Agro, "Üreten Kadına Destek" projesini hayata geçirirken, Birleşmiş Kadınlar Üretim ve İşletme Kooperatifi (BİKA) ve Leap Natural ile iş birliği gerçekleştirmiştir. Proje kapsamında, anlaşmalı kooperatiflerin çatısı altında üretim yapan kadınlar tarafından hazırlanan bakliyat torbaları ve mutfak önlükleri, promosyon malzemesi olarak kullanılmaktadır.

İnsan Hakları Politikası ve Uygulamaları: Şirketimizin Etik Değerler Politikası ve İnsan Kaynakları Politikası, çalışan haklarını ve insan onurunu korumayı taahhüt eder. Tüm çalışanlar için ayrımcılık yapmama, eşit fırsat, adil ücretlendirme ve güvenli çalışma koşulları temel ilkelerimizdendir. 2024 yılında hiçbir çalışanımıza karşı ayrımcılık, taciz veya kötü muamele iddiası gündeme gelmemiş; önceki yıllarda iletilen bir iddia da bağımsız soruşturma sonrası doğrulanmamıştır (Etik Hat bildirimlerinin detayları Yönetişim bölümünde verilmiştir). Şirket, uluslararası insan hakları standartlarına (ILO sözleşmeleri, Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi vb.) bağlılığını sürdürmektedir. Zorla veya çocuk işçi çalıştırma gibi uygulamalar, yalnızca şirket içinde değil tedarik zincirimizde de kesinlikle tolere edilmeyen kriterlerdir.

Çalışan Memnuniyeti ve Katılımı: 2024 yılında tüm personeli kapsayan bir çalışan memnuniyeti anketi gerçekleştirilmiştir. 2024 yılında gerçekleştirilen genel çalışan memnuniyeti anketi, son dört yılda çalışan bağlılığı ve memnuniyetinde istikrarlı bir artış trendi olduğunu göstermektedir. 2021 yılına kıyasla çalışan memnuniyet oranında yaklaşık 10 puanlık bir iyileşme sağlanmış, bu da çalışanlarımızın şirket uygulamalarına ve çalışma ortamına olan bağlılığının güçlendiğini ortaya koymaktadır. Bu gelişime rağmen, çalışan memnuniyet seviyesinin daha da yükseltilmesi için 2025 yılında çalışan iletişimi, yetkinlik geliştirme programları ve katılımcı yönetim uygulamalarına ağırlık verilmesi planlanmaktadır.

Eğitim ve Gelişim: Yayla Agro Gıda, çalışanlarının profesyonel gelişimine büyük bir özen göstermekte ve bu doğrultuda çeşitli eğitim fırsatları sunmaktadır. Yayla Akademi Eğitim Platformu üzerinden sağladığımız eğitimler, çalışanlarımızın bilgi birikimini artırmalarını ve kariyerlerinde daha ileriye gitmelerini sağlamayı amaçlamaktadır. 2024 yılı itibariyle, platformumuz aracılığıyla sunulan eğitim programlarının, çalışanlarımızın gelişim süreçlerine aktif katılımını artırdığına dair kaydedilen veriler, platformumuzun etkinliğini gözler önüne sermektedir.

Çalışanlarımızın sürekli gelişimi, hem şirket başarısı hem de çalışan bağlılığı açısından kritik bir öneme sahiptir. 2024 yılı itibariyle, çalışan başına düşen ortalama eğitim saati 29,8 saat olarak gerçekleşmiş olup

bu değer, 2021 yılına ait 13,6 saatlik ortalamanın iki katından fazla bir artışı göstermektedir. Bu artış, şirketimizin eğitim süreçlerine verdiği önemin ve çalışanlarımızın profesyonel gelişimlerine olan bağlılığının bir göstergesidir.

Toplamda 7.790 saatlik eğitim gerçekleştirilmiş olup, bu eğitimlerin büyük bir kısmı iş sağlığı ve güvenliği (3.338 saat), mesleki beceriler (2.919 saat) ve kişisel gelişim (871 saat) alanlarında verilmiştir. Ayrıca, çevre (360 saat) ve enerji verimliliği (302 saat) konularına yönelik eğitimlerle, çalışanlarımızın sürdürülebilirlik farkındalıklarını artırmaya yönelik önemli adımlar atılmıştır. Bu eğitimler, çalışanlarımızın bilgi ve becerilerini artırmanın yanı sıra şirketimizin sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda toplumsal sorumluluk bilincini de güçlendirmeyi amaçlamaktadır.

Yayla Agro Gıda olarak çalışanlarımızın sürekli öğrenme ve kişisel gelişim süreçlerine verdiğimiz desteği sürdürecek ve bu eğitimlerin kalitesini her geçen gün artırmayı hedefleyeceğiz. 2025 yılına yönelik olarak, eğitim programlarımızı daha kapsamlı hale getirmeyi ve çalışanlarımızın gelişim alanlarındaki ihtiyaçlarına en uygun çözümleri sunmayı planlıyoruz. Çalışanlarımızın gelişimine verdiğimiz önemi sürdürerek, eğitim süreçlerinin etkinliğini artırmaya ve her bireyi kendi potansiyelinin zirvesine taşımaya devam edeceğiz. Bu başarıyı daha da ileriye taşımak adına, çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz.

İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG): Yayla Agro, "önce insan, önce iş güvenliği" prensibini tavizsiz uygular. Her iki tesisimiz de ISO 45001 iş güvenliği standartlarına uygun şekilde yönetilmektedir. 2024 yılında sıfır ölümlü iş kazası hedefimiz bir kez daha tutturulmuş; faaliyetlerimiz esnasında hiçbir can kaybı yaşanmamıştır. 2024 yılında çalışanlarımıza toplam 3338 saat İSG eğitimi verilmiş; acil durum tatbikatları planlandığı üzere gerçekleştirilmiştir. İşe yeni giren herkes için oryantasyonun bir parçası olarak İSG eğitimi zorunludur.

Etik ve Uyum: Şirketimiz etik ilkelere ve yasalara tam uyum konusunda daima hassastır. 2024'te herhangi bir yolsuzluk, rüşvet iddiası veya vakası ile karşılaşılmamıştır.

Yayla Agro'nun 2024 yılı çalışanlar ve toplum alanındaki performansı, sosyal sürdürülebilirlik ile ilgili açıklama beklentilerini yerine getirmektedir. Çalışan demografisi, çalışan hakları, iş sağlığı güvenliği, çeşitlilik ve topluma katkı gibi konular raporumuzda şeffaf biçimde sunulmuştur. Örneğin, çalışan demografisi (toplam çalışan sayısı, sözleşme türüne göre dağılım, kadın/erkek oranı, yaş dağılımı vb.) ve iş gücü göstergeleri raporun sonunda bir tabloda özetlenmiştir. Bu bütünsel yaklaşım, Yayla Agro'nun sürdürülebilirliği yalnız çevre boyutunda değil, insan ve toplum boyutunda da özümsediğini kanıtlamaktadır.

5.8 Raporlama İlkeleri ve Metodoloji

Bu rapor hazırlanırken Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS) hükümleri eksiksiz uygulanmıştır. TSRS 1 "Genel Açıklamalar" standardı, IFRS S1 ile uyumlu olarak, sürdürülebilirlikle ilgili tüm önemli risk ve fırsatların açıklanmasını ve bunların finansal etkilerinin raporlanmasını gerektirir. TSRS 2 "İklimle İlgili Açıklamalar" standardı ise IFRS S2'nin Türkiye uyarlamasıdır ve iklim değişikliği risk-fırsatlarının, ayrıca sera gazı emisyon metriklerinin detaylı beyanını zorunlu kılar. Bu kapsamda:

  • Veri Kaynakları ve Güvenilirlik: Raporda sunulan çevresel ve sosyal veriler, şirket içi kayıt sistemlerinden derlenmiştir. Enerji ve emisyon hesaplarında envanter yöntemi kullanılmıştır. Emisyon faktörleri olarak IPCC ve T.C. Enerji Bakanlığı'nın yayınladığı resmi elektrik emisyon faktörleri dikkate alınmıştır.
  • Kapsam ve Sınırlar : Bu rapor, Yayla Agro Gıda A.Ş. Türkiye operasyonlarını kapsamaktadır. Yurt içinde şirketin sahip olduğu tüm üretim tesisleri, depolar ve idari birimler dahildir. Raporlama dönemi 1 Ocak – 31 Aralık 2024 olup, bazı kritik metrikler için 2021-2023 karşılaştırmalı bilgiler sunulmuştur (TSRS 1 karşılaştırmalı bilgi şartına uygun olarak). İlk TSRS raporumuz olması nedeniyle, TSRS 1 E3, E4 ve TSRS 2 C4 başta olmak üzere bazı açıklamalarda TSRS'nin tanıdığı geçici muafiyetlerden yararlanılmıştır. Bu çerçevede:
  • Karşılaştırmalı bilgi sunumu ,
  • Kapsam 3 emisyonlarının raporlanması, gibi alanlarda tanınan geçici muafiyetler kullanılmıştır. Diğer tüm alanlarda şeffaflık ilkesi doğrultusunda mümkün olduğunca veri sunulmuş; ilgili göstergeler geliştirilmekte olup, gelecek dönemlerde daha kapsamlı bilgi paylaşımı hedeflenmektedtir.

Metodolojik Açıklamalar: Her bir önemli metrik için hesaplama yöntemimiz raporda ilgili sayfalarda belirtilmiştir. İklim senaryo analizinde kullanılan varsayımlar (RCP 4.5 ve 8.5 parametreleri, finansal etkilerin projeksiyon metodu) ilgili bölümde detaylandırılmıştır. Her iki senaryoda da 2030'a kadar lineer etki artışı varsayılmış, finansal etkiler bugünkü değer cinsinden TL olarak ifade edilmiştir.

Metodoloji ve raporlama ilkelerine dair bu açıklamalar, raporumuzun ulusal ve uluslararası standartlara uygunluğunu vurgulamaktadır. Yayla Agro, bu ilk TSRS raporuyla birlikte şeffaflık ve hesap verebilirlik konusunda önemli bir adım atmıştır. Önümüzdeki yıllarda da TSRS ve diğer küresel raporlama standartlarındaki gelişmelere uygun şekilde raporlama uygulamamız geliştirilecek; sürdürülebilirlik performansımızın güvenilir, karşılaştırılabilir ve anlaşılabilir biçimde paylaşılmasına devam edilecektir.

6. Ekler

6.1 TSRS Uyum Matrisi

Aşağıdaki tabloda, TSRS 1 ve TSRS 2 kapsamındaki gerekliliklerin raporun hangi bölüm ve sayfalarında karşılandığı madde madde gösterilmektedir. Bu uyumluluk matrisi, TSRS kontrol listesine (KGK tarafından yayımlanan) uygun olarak hazırlanmış olup raporun ilgili standart maddelerini nerede ele aldığına dair rehber niteliğindedir . 2024 yılı için yapılan sürdürülebilirlik risk değerlendirmesi kapsamında, su stresi, kuraklık, geçiş riski (karbon fiyatlaması) ve müşteri davranışlarındaki değişim gibi çevresel ve iklimle ilişkili riskler analiz edilmiş; bu risklerin potansiyel finansal etkileri senaryo bazlı olarak değerlendirilmiştir. Ancak bu risklerin gerçekleşme zamanlaması ve finansal etki düzeylerine ilişkin mevcut belirsizlikler nedeniyle, 2024 yılı finansal tablolarında TSRS 1/2'ye göre finansal raporlama düzeyinde (örneğin karşılık, değer düşüklüğü, açıklama notu) muhasebeleştirilmesini gerektirecek net bir bulgu oluşmamıştır.

İlgili risklerin önümüzdeki dönemlerde finansal etkiler yaratması olasılığı göz önünde bulundurularak, sürdürülebilirlik raporunda şeffaf biçimde açıklanmış ve izleme kapsamına alınmıştır. Gelişmeler doğrultusunda, bu tür risklerin gelecekte finansal tablolara yansıması halinde gerekli muhasebe değerlendirmeleri yapılacaktır.

TSRS Maddesi Açıklama Rapor Bölümü
(Sayfa No)
TSRS 1 – 27(a)(i) Sürdürülebilirlikle ilgili görev ve yetkilerin organizasyonda tanımlanması. 2-3
TSRS 1 – 27(a)(ii) Üst yönetimin/organizasyonel birimlerin sürdürülebilirlik becerileri ve gelişimi. 2-3
TSRS 1 – 27(a)(iii) Sürdürülebilirlik risk/fırsat bilgilendirmelerinin sıklığı ve yöntemi. 2,6
TSRS 1 – 27(a)(iv) Karar alma süreçlerinde sürdürülebilirlik faktörlerinin ve ödünleşimlerin dikkate alınması. 2-3,6
TSRS 1 – 27(a)(v) Sürdürülebilirlik performans metriklerinin ücretlendirme politikalarına entegrasyonu. 3
TSRS 1 – 27(b) Risk ve fırsatların izlenmesi için yönetişim süreçlerinde görev tanımları ve uygulaması. 2-3,6
TSRS 1 – 29(a) Sürdürülebilirlik politikasının ve uzun vadeli hedeflerin tanımlanması, stratejiyle bütünleşmesi. 3-4
TSRS 1 – 29(b) Sürdürülebilirlik risk ve fırsatlarının iş modeli ve değer zinciri üzerindeki mevcut/öngörülen etkileri. 6-7,8-12
TSRS 1 – 29(c) Sürdürülebilirlik risk ve fırsatlarının şirket stratejisi ve karar alma üzerindeki etkileri. 6,8-12
TSRS 1 – 29(d) Risk ve fırsatların finansal durum, performans ve nakit akışlarına mevcut ve öngörülen etkileri. 8-12,16
TSRS 1 – 29(e) İş modeli ve stratejisinin bu risklere karşı dayanıklılığı (resilience) değerlendirmesi. 6-7,8-12
TSRS 2 – 6(a) İklimle ilgili risk ve fırsatlara ilişkin yönetişim yapısı (YK ve üst yönetim rolü). 2-3,6
TSRS 2 – 6(b) Yönetimin iklim risk/fırsatlarını izleme, değerlendirme ve yönetmedeki rolü. 2-3,6
TSRS 2 – 9/10 (Strateji) İklimle ilgili kısa-orta-uzun vade risklerin tanımlanması, iş modeli ve stratejiye etkisi (TSRS2 9(a-e)). 6-7,8-12
TSRS 2 – 13 (Risk Yön.) İklim risklerinin mevcut ERM (Enterprise Risk Management) sistemine entegrasyonu, belirleme ve değerlendirme süreçleri. 6-7,8-12
TSRS 2 – 21 (Metrik&Hedef) Kapsam 1, 2, 3 sera gazı emisyonlarının açıklanması ve ilgili hedefler. 13-15
TSRS 2 – 22(b) İklim senaryo analizi yapıldıysa kullanılan varsayımlar, senaryolar ve sonuçların açıklanması. 15-16
TSRS 2 – 29 (a(i)-a(v)) Sera Gazı (GHG) Emisyonları 13
TSRS 2 – 29(b)–29(g) İklim risk ve fırsatlarının etkileri, stratejiyle entegrasyonu, finansal etkiler, dayanıklılık değerlendirmesi,
senaryo analizi çıktılarının entegrasyonu ve zamanlaması
3, 8-12
TSRS 2 – 33 Sera Gazı (GHG) Emisyonları Sürdürülebilirlik ve İklim Değişikliğine Yönelik Çalışma, Metrik ve Hedefler 3
TSRS 2 – 34 Her bir hedefin belirlenmesi ve gözden geçirilmesi 3, 8
TSRS 2 – 36 33–34 üncü paragraflara uygun olarak açıklanan verilere dair 3,8,9,10,14

6.2 TSRS Sınırlı Güvence Raporu

YAYLA AGRO GIDA SANAYİ VE TİCARET ANONİM SİRKETİ'NİN TÜRKİYE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK RAPORLAMA STANDARTLARI KAPSAMINDA SUNULAN BİLGİLERİ HAKKINDA BAĞIMSIZ DENETCİNİN SINIRLI GÜVENCE RAPORU

Eren Bağımsız Denetim A.Ş. Maslak, Eski Büyükdere Cad. No.14 Kat: 10 34396 Sarıyer/İstanbul, Turkey

T + 90 212 373 00 00 F + 90 212 291 77 97 www.grantthornton.com.tr

Yayla Agro Gıda Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi Genel Kurulu'na:

Yayla Agro Gıda Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ("Şirket" veya "Yayla") 31 Aralık 2024 tarihinde sona eren yıla ait Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları 1 "Sürdürülebilirlikle İlgili Finansal Bilgilerin Açıklanmasına İlişkin Genel Hükümler" ve Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları 2 "İklimle İlgili Açıklamalar" a uygun olarak sunulan bilgiler ("Sürdürülebilirlik Bilgileri") hakkında sınırlı güvence denetimini üstlenmiş bulunmaktayız.

Güvence denetimimiz, önceki dönemlere ilişkin bilgileri ve Sürdürülebilirlik Bilgileri ile ilişkilendirilen diğer bilgileri (herhangi bir resim, ses dosyası veya yerleştirilen videolar dahil) kapsamamaktadır.

Sınırlı Güvence Sonucu

"Güvence Sonucuna Dayanak Olarak Yürütülen Çalışmanın Özeti" başlığı altında açıklanan şekilde gerçekleştirdiğimiz prosedürlere ve elde ettiğimiz kanıtlara dayanarak, Şirket'in 31 Aralık 2024 tarihinde sona eren yıla ait Sürdürülebilirlik Bilgileri'nin, tüm önemli yönleriyle Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu ("KGK") tarafından 29 Aralık 2023 tarihli ve 32414(M) sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Türkiye "Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları'na ("TSRS") göre hazırlanmadığı kanaatine varmamıza sebep olan herhangi bir husus dikkatimizi cekmemistir. Önceki dönemlere iliskin bilgiler ve Sürdürülebilirlik Bilgileri ile iliskilendirilmis diğer herhangi bir bilgi (herhangi bir resim, ses dosyası veya verlestirilen videolar dâhil) hakkında bir güvence sonucu açıklamamaktayız.

Sürdürülebilirlik Bilgileri'nin Hazırlanmasında Yapısal Kısıtlamalar

Sürdürülebilirlik Bilgileri, bilimsel ve ekonomik bilgi eksikliklerinden kaynaklanan yapısal belirsizliklere maruz kalmaktadır. Sera gazı emisyonlarının hesaplanmasında bilimsel bilginin vetersizliği belirsizliğe vol acmaktadır. Ayrıca, gelecekteki muhtemel fiziksel ve gecis dönemi iklim risklerinin olasılığı, zamanlaması ve etkilerine ilişkin veri eksikliği nedeniyle, Sürdürülebilirlik Bilgileri iklimle ilgili senaryolara dayalı belirsizlikler içermektedir.

Yönetimin ve Üst Yönetimden Sorumlu Olanların Sürdürülebilirlik Bilgileri'ne İliskin Sorumlulukları

Sirket Yönetimi asağıdakilerden sorumludur:

Sürdürülebilirlik Bilgileri'nin Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları esaslarına uygun olarak hazırlanması.

Hata veya hile kaynaklı önemli yanlışlıklar içermeyen Sürdürülebilirlik Bilgileri'nin hazırlanmasıyla ilgili iç kontrolün tasarlanması, uygulanması ve sürdürülmesi,

İlaveten Şirket Yönetimi uygun sürdürülebilirlik raporlama yöntemlerinin seçimi ve uygulanması ile koşullara uygun makul varsayımlar ve tahminler yapılmasından da sorumludur.

Üst Yönetimden Sorumlu olanlar, Şirket'in sürdürülebilirlik raporlama sürecinin gözetiminden sorumludur.

Bağımsız Denetcinin Sürdürülebilirlik Bilgileri'nin Sınırlı Güvence Denetimine İliskin Sorumlulukları

Asağıdaki hususlardan sorumluvuz:

Sürdürülebilirlik Bilgileri'nin hata veya hile kaynaklı önemli yanlışlıklar içerip içermediği hakkında sınırlı bir güvence elde etmek için güvence çalışmasını planlamak ve yürütmek,

Elde ettiğimiz kanıtlara ve uyguladığımız prosedürlere dayanarak bağımsız bir sonuca ulaşmak ve Şirket yönetimine ulaştığımız sonucu bildirmek.

Yönetim tarafından hazırlanan Sürdürülebilirlik Bilgileri hakkında bağımsız bir sonuç bildirmekle sorumlu olduğumuz için, bağımsızlığımızın tehlikeye girmemesi adına Sürdürülebilirlik Bilgileri'nin hazırlanma sürecine dâhil olmamıza izin verilmemektedir.

Mesleki Standartların Uygulanması

KGK tarafından yayımlanan Güvence Denetimi Standardı 3000 "Tarihi Finansal Bilgilerin Bağımsız Denetimi veya Sınırlı Bağımsız Denetimi Dışındaki Diğer Güvence Denetimleri" ve Sürdürülebilirlik Bilgilerinde yer alan sera gazı emisyonlarına ilişkin olarak Güvence Denetimi Standardı "3410 Sera Gazı Beyanlarına İlişkin Güvence Denetimleri"ne uygun olarak sınırlı güvence denetimini gerçekleştirdik.

Bağımsızlık ve Kalite Kontrol

KGK tarafından yayımlanan ve dürüstlük, tarafsızlık, mesleki yeterlik ve özen, sır saklama ve mesleğe uygun davranış temel ilkeleri üzerine bina edilmiş olan Bağımsız Denetçiler İçin Etik Kurallar'daki (Bağımsızlık Standartları Dâhil) (Etik Kurallar) bağımsızlık hükümlerine ve diğer etik hükümlere uygun davranmış bulunmaktayız Şirketimiz, Kalite Yönetim Standardı 1 hükümlerini uygulamakta ve bu doğrultuda etik hükümler, mesleki standartlar ve gecerli mevzuat hükümlerine uygunluk konusunda yazılı politika ve prosedürler dâhil, kapsamlı bir kalite kontrol sistemi sürdürmektedir. Çalışmalarımız, denetçiler ve sürdürülebilirlik ve risk uzmanlarından oluşan bağımsız ve çok disiplinli bir ekip tarafından yürütülmüştür. Şirket'in iklim ve sürdürülebilirlikle ilişkili risk ve fırsatlarına yönelik bilgilerin ve varsayımların makuliyetini değerlendirmeye yardımcı olmak için uzman ekibimizin çalışmalarını kullanmış bulunmaktayız. Verdiğimiz güvence sonucundan tek başımıza sorumluyuz.

Güvence Sonucuna Dayanarak Olarak Yürütülen Çalışmanın Özeti

Sürdürülebilirlik Bilgileri'nde önemli yanlışlıkların ortaya çıkma olasılığının yüksek olduğunu belirlediğimiz alanları ele almak için çalışmalarımızı planlamamız ve yerine getirmemiz gerekmektedir. Uyguladığımız prosedürler mesleki muhakememize dayanır. Sürdürülebilirlik Bilgileri'ne iliskin sınırlı güvence denetimini yürütürken:

Şirket'in anahtar konumdaki kıdemli personeli ile raporlama dönemine ait Sürdürülebilirlik Bilgileri'nin elde edilmesi için uygulamada olan süreçleri anlamak için yüz yüze ve çevrimiçi görüşmeler yapılmıştır.

Sürdürülebilirlik ile ilgili bilgileri değerlendirmek ve incelemek için Şirket'in iç dokümantasyonu kullanılmıstır.

Sürdürülebilirlik ile ilgili bilgilerin acıklanmasının ve sunumunun değerlendirilmesi gerçekleştirilmiştir.

Member of Grant Thornton International Ltd

-3-

Sorgulamalar yoluyla, Sürdürülebilirlik Bilgileri'nin hazırlanmasıyla ilgili Şirket'in kontrol çevresi ve bilgi sistemleri konusunda kanaat edinilmiştir. Ancak, belirli kontrol faaliyetlerinin tasarımı değerlendirilmemiş, bunların uygulanmasıyla ilgili kanıt elde edilmemiş ve işleyiş etkinlikleri test edilmemiştir.

Şirket'in tahmin geliştirme yöntemlerinin uygun olup olmadığı ve tutarlı bir şekilde uygulanıp uygulanmadığı değerlendirilmiştir. Ancak prosedürlerimiz, tahminlerin dayandığı verilerin test edilmesini veya Sirket'in tahminlerini değerlendirmek için kendi tahminlerimizin gelistirilmesini içermemektedir.

Sınırlı güvence denetiminde uygulanan prosedürler, nitelik ve zamanlama açısından makul güvence denetiminden farklıdır ve kapsamı daha dardır. Sonuç olarak, sınırlı güvence denetimi sonucunda sağlanan güvence seviyesi, makul güvence denetimi yürütülmüş olsaydı elde edilecek güvence seviyesinden önemli ölçüde daha düşüktür.

Eren Bağımsız Denetim A.Ş. Member Firm of GRANT THORNTON International

Ömer Cihan Cavmaz, SMMM Sorumlu Denetçi

31 Ekim 2025 İstanbul, Türkiye

Talk to a Data Expert

Have a question? We'll get back to you promptly.