Environmental & Social Information • Aug 14, 2025
Environmental & Social Information
Open in ViewerOpens in native device viewer
A1 Capital Yatırım Menkul Değerler A.Ş. 2024 TSRS Uyumlu Sürdürülebilirlik Raporu

A1 Capital Yatırım Menkul Değerler A.Ş. ve bağlı ortaklıklarının (hepsi birlikte ''Grup'' olarak adlandırılacaktır) 31 Aralık 2024 tarihinde sona eren yıla ait Sürdürülebilirlik Raporu'nda yer alan, Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları 1 "Sürdürülebilirlikle İlgili Finansal Bilgilerin Açıklanmasına İlişkin Genel Hükümler" ve Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları 2 "İklimle İlgili Açıklamalar" a uygun olarak sunulan bilgiler ("Sürdürülebilirlik Bilgileri") hakkında sınırlı güvence denetimini üstlendik.
Güvence denetimimiz, önceki dönemlere ilişkin bilgileri ve Sürdürülebilirlik Bilgileri ile ilişkilendirilen diğer bilgileri (herhangi bir resim, ses dosyası, internet sitesi bağlantıları veya yerleştirilen videolar dâhil) kapsamamaktadır.
"Güvence sonucuna dayanak olarak yaptığımız çalışmanın özeti" başlığı altında açıklanan şekilde gerçekleştirdiğimiz prosedürlere ve elde ettiğimiz kanıtlara dayanarak, Grup'un 31 Aralık 2024 tarihinde sona eren yıla ait Sürdürülebilirlik Raporu'nda yer alan Sürdürülebilirlik Bilgileri' nin, tüm önemli yönleriyle Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (''KGK'') tarafından 29 Aralık 2023 tarihli ve 32414(M) sayılı Resmî Gazete' de yayımlanan Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları ("TSRS")'na göre hazırlanmadığı kanaatine varmamıza sebep olan herhangi bir husus dikkatimizi çekmemiştir.
Sürdürülebilirlik Bilgileri, "Muhakemeler ve Ölçüm Belirsizlikleri'' kısmında açıklandığı üzere, bilimsel ve ekonomik bilgi eksikliklerinden kaynaklanan yapısal belirsizliklere maruz kalmaktadır. Sera gazı emisyonlarının hesaplanmasında bilimsel bilginin yetersizliği belirsizliğe yol açmaktadır. Ayrıca, gelecekteki muhtemel fiziksel ve geçiş dönemi iklim risklerinin olasılığı, zamanlaması ve etkilerine ilişkin veri eksikliği nedeniyle, Sürdürülebilirlik Bilgileri iklimle ilgili senaryolara dayalı belirsizlikler içermektedir.
Tel +90 212 426 00 93 • Fax +90 212 426 84 44 • Email [email protected]
PKF İstanbul • Eski Büyükdere Cad. Park Plaza, No: 14 Kat: 3 P.K.34398 • Maslak • İstanbul • Türkiye
PKF İstanbul, PKF International Limited ağının üyesi olup hukuken bağımsız bir tüzel kişiliğe sahiptir ve bu ağın diğer üyelerinin faaliyetleri nedeniyle herhangi bir sorumluluk ya da yükümlülük kabul etmemektedir. PKF İstanbul is a member firm of the PKF International Limited network of legally independent firms and does not accept any responsibility or
liability for the actions or inactions on the part of any other individual member firm of firms.

Grup Yönetimi aşağıdakilerden sorumludur:
• Sürdürülebilirlik Bilgileri' nin Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları esaslarına uygun olarak hazırlanması;
• Hata veya hile kaynaklı önemli yanlışlıklar içermeyen Sürdürülebilirlik Bilgilerinin hazırlanmasıyla ilgili iç kontrolün tasarlanması, uygulanması ve sürdürülmesi;
• İlaveten Grup Yönetimi uygun sürdürülebilirlik raporlama yöntemlerinin seçimi ve uygulanması ile koşullara uygun makul varsayımlar ve tahminler yapılmasından da sorumludur.
Üst yönetimden sorumlu olanlar, Grup'un sürdürülebilirlik raporlama sürecinin gözetiminden sorumludur.
Aşağıdaki hususlardan sorumluyuz:
• Sürdürülebilirlik Bilgileri' nin hata veya hile kaynaklı önemli yanlışlıklar içerip içermediği hakkında sınırlı bir güvence elde etmek için güvence çalışmasını planlamak ve yürütmek;
• Elde ettiğimiz kanıtlara ve uyguladığımız prosedürlere dayanarak bağımsız bir sonuca ulaşmak ve Grup yönetimine ulaştığımız sonucu bildirmek.
• Grup'un iç kontrolünün etkinliği hakkında bir güvence sonucu bildirmek amacıyla değil ama iç kontrol yapısını anlamak ve sürdürülebilirlik bilgilerinin hata ve hile kaynaklı önemli yanlışlık risklerini tanımlamak ve değerlendirmek amacıyla risk değerlendirme prosedürleri yerine getirilmiştir.
• Sürdürülebilirlik Bilgileri' nin önemli yanlışlık içerebilecek alanları belirlemek ve bu alanlara yönelik prosedürler tasarlanmış ve uygulanmıştır. Hile; muvazaalı işlemler, sahtekârlık, işlemlerin kasıtlı olarak kayda geçirilmemesi veya denetçiye kasten gerçeğe aykırı beyanlarda bulunulması veya iç kontrolün ihlali gibi konuları içerebilmesi sebebiyle hile kaynaklı önemli bir yanlışlığı tespit edememe riski, hata kaynaklı önemli bir yanlışlığı tespit edememe riskinden daha yüksektir. Yanlışlıklar hata veya hile kaynaklı olabilir.
Yanlışlıkların, tek başına veya toplu olarak, Sürdürülebilirlik Bilgileri kullanıcılarının buna istinaden alacakları ekonomik kararları etkilemesi makul ölçüde bekleniyorsa bu yanlışlıklar önemli olarak kabul edilir.
Yönetim tarafından hazırlanan Sürdürülebilirlik Bilgileri hakkında bağımsız bir sonuç bildirmekle sorumlu olduğumuz için, bağımsızlığımızın tehlikeye girmemesi adına Sürdürülebilirlik Bilgileri' nin hazırlanma sürecine dâhil olmamıza izin verilmemektedir.
Tel +90 212 426 00 93 • Fax +90 212 426 84 44 • Email [email protected]
PKF İstanbul • Eski Büyükdere Cad. Park Plaza, No: 14 Kat: 3 P.K.34398 • Maslak • İstanbul • Türkiye
PKF İstanbul, PKF International Limited ağının üyesi olup hukuken bağımsız bir tüzel kişiliğe sahiptir ve bu ağın diğer üyelerinin faaliyetleri nedeniyle herhangi bir sorumluluk ya da yükümlülük kabul etmemektedir. PKF İstanbul is a member firm of the PKF International Limited network of legally independent firms and does not accept any responsibility or
liability for the actions or inactions on the part of any other individual member firm of firms.

KGK tarafından yayımlanan Güvence Denetimi Standardı 3000 "Tarihi Finansal Bilgilerin Bağımsız Denetimi veya Sınırlı Bağımsız Denetimi Dışındaki Diğer Güvence Denetimleri" ve Sürdürülebilirlik Bilgileri' nde yer alan sera gazı emisyonlarına ilişkin olarak Güvence Denetimi Standardı 3410 "Sera Gazı Beyanlarına İlişkin Güvence Denetimleri" ne uygun olarak sınırlı güvence denetimini gerçekleştirdik.
KGK tarafından yayımlanan ve dürüstlük, tarafsızlık, mesleki yeterlik ve özen, sır saklama ve mesleğe uygun davranış temel ilkeleri üzerine bina edilmiş olan Bağımsız Denetçiler İçin Etik Kurallar' daki (Bağımsızlık Standartları Dâhil) (Etik Kurallar) bağımsızlık hükümlerine ve diğer etik hükümlere uygun davranmış bulunmaktayız. Şirketimiz, Kalite Yönetim Standardı 1 hükümlerini uygulamakta ve bu doğrultuda etik hükümler, mesleki standartlar ve geçerli mevzuat hükümlerine uygunluk konusunda yazılı politika ve prosedürler dâhil, kapsamlı bir kalite kontrol sistemi sürdürmektedir. Çalışmalarımız, denetçiler ve sürdürülebilirlik ve risk uzmanlarından oluşan bağımsız ve çok disiplinli bir ekip tarafından yürütülmüştür. Grup'un iklim ve sürdürülebilirlikle ilişkili risk ve fırsatlarına yönelik bilgilerin ve varsayımların makuliyetini değerlendirmeye yardımcı olmak için uzman ekibimizin çalışmalarını kullandık. Verdiğimiz güvence sonucundan tek başımıza sorumluyuz.
Sürdürülebilirlik Bilgileri' nde önemli yanlışlıkların ortaya çıkma olasılığının yüksek olduğunu belirlediğimiz alanları ele almak için çalışmalarımızı planlamamız ve yerine getirmemiz gerekmektedir.
Uyguladığımız prosedürler mesleki muhakememize dayanır. Sürdürülebilirlik Bilgileri' ne ilişkin sınırlı güvence denetimini yürütürken:
• Grup'un anahtar konumdaki kıdemli personeli ile raporlama dönemine ait Sürdürülebilirlik Bilgileri' nin elde edilmesi için uygulamada olan süreçleri anlamak için görüşmeler yapılmış;
• Sürdürülebilirlik ile ilgili bilgileri değerlendirmek ve incelemek için Grup'un iç dokümantasyonu kullanılmış;
• Sürdürülebilirlik ile ilgili bilgilerin açıklanmasının ve sunumunun değerlendirilmesi gerçekleştirilmiştir.
• Sorgulamalar yoluyla, Sürdürülebilirlik Bilgileri' nin hazırlanmasıyla ilgili Grup'un kontrol çevresi ve bilgi sistemleri konusunda kanaat edinilmiştir. Ancak, belirli kontrol faaliyetlerinin tasarımı değerlendirilmemiş, bunların uygulanmasıyla ilgili kanıt elde edilmemiş ve işleyiş etkinlikleri test edilmemiştir.
• Grup'un tahmin geliştirme yöntemlerinin uygun olup olmadığı ve tutarlı bir şekilde uygulanıp uygulanmadığı değerlendirilmiştir. Ancak prosedürlerimiz, tahminlerin dayandığı verilerin test edilmesini veya Grup'un tahminlerini değerlendirmek için kendi tahminlerimizin geliştirilmesini içermemektedir.
Tel +90 212 426 00 93 • Fax +90 212 426 84 44 • Email [email protected]
PKF İstanbul • Eski Büyükdere Cad. Park Plaza, No: 14 Kat: 3 P.K.34398 • Maslak • İstanbul • Türkiye
PKF İstanbul, PKF International Limited ağının üyesi olup hukuken bağımsız bir tüzel kişiliğe sahiptir ve bu ağın diğer üyelerinin faaliyetleri nedeniyle herhangi bir sorumluluk ya da yükümlülük kabul etmemektedir. PKF İstanbul is a member firm of the PKF International Limited network of legally independent firms and does not accept any responsibility or
liability for the actions or inactions on the part of any other individual member firm of firms.

• Grup'un sürdürülebilirlik raporlama süreçleriyle birlikte finansal olarak önemli olduğu tespit edilen risk ve fırsatların belirlenmesine ilişkin süreçler anlaşılmıştır.
Sınırlı güvence denetiminde uygulanan prosedürler, nitelik ve zamanlama açısından makul güvence denetiminden farklıdır ve kapsamı daha dardır. Sonuç olarak, sınırlı güvence denetimi sonucunda sağlanan güvence seviyesi, makul güvence denetimi yürütülmüş olsaydı elde edilecek güvence seviyesinden önemli ölçüde daha düşüktür.
İstanbul, 14 Ağustos 2025
PKF Aday Bağımsız Denetim A.Ş. (A Member Firm of PKF International) İbrahim Halil NERGİZ Sorumlu Denetçi
Tel +90 212 426 00 93 • Fax +90 212 426 84 44 • Email [email protected]
PKF İstanbul • Eski Büyükdere Cad. Park Plaza, No: 14 Kat: 3 P.K.34398 • Maslak • İstanbul • Türkiye
PKF İstanbul, PKF International Limited ağının üyesi olup hukuken bağımsız bir tüzel kişiliğe sahiptir ve bu ağın diğer üyelerinin faaliyetleri nedeniyle herhangi bir sorumluluk ya da yükümlülük kabul etmemektedir. PKF İstanbul is a member firm of the PKF International Limited network of legally independent firms and does not accept any responsibility or liability for the actions or inactions on the part of any other individual member firm of firms.
| 1.Başlangıç | 3 |
|---|---|
| 2.Grup'un Stratejik Yapılanması ve Değer Zinciri | 4 |
| 3.Raporlama Sınırları | 7 |
| 4.Muhakemeler ve Ölçüm Belirsizlikleri | 10 |
| 5.İklimle Bağlantılı Risk ve Fırsatların Önemlilik Analizi | 12 |
| 6.Sürdürülebilirlik Yönetişimi | 13 |
| 7.Strateji | 14 |
| 8.Risk Yönetimi | 37 |
| 9.Metrikler ve Hedefler | 38 |
| 10.Raporlama Dönemi Sonrası Olaylar | 43 |
| 11.TSRS 1 ve TSRS 2 Uyum Tablosu | 44 |
A1 Capital Yatırım Menkul Değerler A.Ş. ("A1 Capital" veya "Şirket") ile bağlı ortaklıklarını ("Grup") kapsayan Sürdürülebilirlik Raporu ("Rapor"), 1 Ocak-31 Aralık 2024 dönemine ait olup Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları'na ("TSRS") uygun olarak hazırlanmıştır.
Sürdürülebilirlik Raporu, Grup'un kısa, orta ve uzun vadede nakit akışlarını, finansmana erişimini veya sermaye maliyetini etkilemesi makul ölçüde beklenebilecek iklimle ilgili risk ve fırsatlara ilişkin bilgileri, genel amaçlı finansal raporların asli kullanıcılarına karar destek sağlayacak şekilde kapsamlı ve şeffaf biçimde sunmayı amaçlamaktadır. Rapor'da; iklimle ilgili risk ve fırsatların önemlilik değerlendirmesi, senaryo analizleri, metrik ve hedef açıklamaları ile Grup'un yönetişim ve risk yönetimi yapısına ilişkin bilgiler yer almakta olup, Grup'un sürdürülebilirlik stratejileri ile finansal raporları arasındaki bağlantılar açıklanmaktadır.
1.2 Finansal Tablolarla Bağlantı (Raporlama Dönemi, Raporlayan İşletme ve Sunum Para Birimi) Sürdürülebilirlik Raporu'nda yer alan açıklamalar, Grup'un Türkiye Finansal Raporlama Standartları'na (TFRS) uygun olarak hazırlanmış 1 Ocak-31 Aralık 2024 Dönemine ait Konsolide Finansal Tablolar ve Bağımsız Denetçi Raporu ("Finansal Rapor") ile karşılıklı bağlantılar dikkate alınarak, bütüncül bir yapı içerisinde değerlendirilmelidir. Sürdürülebilirlik ile ilgili finansal açıklamalarda kullanılan sunum para birimi, Grup'un konsolide finansal tablolarında da kullanılan Türk Lirası ("TL") olup, Finansal Rapor ile tutarlılık içindedir.
Grup, 31 Aralık 2024 tarihinde sona eren hesap dönemi itibarıyla ilk kez TSRS kapsamında raporlama yapmaktadır. Bu çerçevede, Rapor'un hazırlanmasında aşağıdaki TSRS esas alınmıştır:
31 Aralık 2024 itibarıyla, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (KGK) tarafından yayımlanmış başka bir TSRS bulunmamaktadır.
Grup, TSRS 1 E3-E5 ve TSRS 2 C3-C5 Geçiş Hükümleri kapsamında tanınan muafiyetlerden aşağıda belirtildiği şekilde faydalanmıştır:
Karşılaştırmalı Bilgi Sunumu Muafiyeti: İlk raporlama döneminde, TSRS 1 E3 hükmü doğrultusunda önceki dönemle karşılaştırmalı sürdürülebilirlik verileri sunulmamıştır.
Kapsam 3 Emisyon Açıklama Muafiyeti: İlk raporlama döneminde TSRS 2 C4 (b) ve 27/12/2023 Tarihli KGK Kararı Geçici Madde 3 uyarınca Kapsam 1 ve Kapsam 2 Sera Gazı (GHG) Emisyon bilgileri açıklanmış; Kapsam 3 emisyonlarına ilişkin açıklamalara yer verilmemiştir.
Yalnızca İklimle İlgili Risk ve Fırsatlara ilişkin Bilgilerin Açıklanması: İlk raporlama döneminde, TSRS 1 E5 hükmü doğrultusunda iklimle bağlantılı risk ve fırsatlara ilişkin açıklamalara yer verilmiştir.
Sürdürülebilirlik Raporunun Yıllık Finansal Rapor Sonrası Yayımlanması: Grup, Finansal Raporu'nu 3 Mart 2025 tarihinde kamuya açıklanmış; aynı raporlama dönemine ait Sürdürülebilirlik Raporu ise TSRS 1 E4 hükümleri doğrultusunda, 30 Haziran 2025 dönemini kapsayan ara dönem finansal raporla birlikte kamuya sunulmuştur.
Raporda, "Sürdürülebilirlik", "ESG" ve "ÇSY" terimleri, TSRS kapsamında iklimle bağlantılı risk ve fırsatlara ilişkin açıklamaları kapsayacak şekilde eşanlamlı ve bütünlük içerisinde kullanılmıştır.
A1 Capital, Türkiye sermaye piyasalarında faaliyet gösteren ve yenilikçi yaklaşımıyla öne çıkan entegre bir finansal hizmet sağlayıcısıdır. Teknoloji odaklı altyapısı ve müşteri merkezli iş modeli sayesinde, yatırımcılara uçtan uca sermaye piyasası çözümleri sunmaktadır. Şirket, faaliyetlerini; pay senedi ve vadeli işlem aracılığı, yatırım danışmanlığı, portföy yönetimi ve kurumsal finansman hizmetleri gibi alanlarda geniş bir ürün ve hizmet yelpazesi ile yürütmektedir. A1 Capital, bu hizmetleri stratejik bir bütünlük ve düzenleyici uyum çerçevesinde entegre bir şekilde sunarak, yatırımcı ihtiyaçlarına proaktif çözümler üretmeyi hedeflemektedir.
Grup'un operasyonel faaliyetleri, aşağıdaki ana iş kolları altında yapılandırılmıştır:
Grup, ana faaliyet alanlarının yanı sıra, bağlı ortaklıkları ve finansal yatırımları aracılığıyla portföy yönetimi ve araç kiralama alanlarında da faaliyet göstermekte ve bu yatırımlar aracılığıyla değer zincirini genişletmektedir. Bağlı ortaklıkların konsolidasyon esasları hakkında bilgiler Finansal Rapor (Dipnot 2, Sf. 9) bölümünde yer almaktadır. Söz konusu ortaklıkların Rapor'a dahil edilme kriterleri (3. Raporlama Sınırları) bölümünde açıklanmıştır.
Grup'un finansal performansı ve faaliyetlerine ilişkin bilgiler, 2024 Yılı Faaliyet Raporu'nda (Şirketin Faaliyetleri ve Faaliyetlerine İlişkin Önemli Gelişmeler,Sf.15) bölümünde kamuya açık olarak sunulmuştur.
Grup'un iş modeli, merkezi Bilgi Teknolojileri (BT) altyapısına ve yasal çerçevelere (Sermaye Piyasası Kurulu "SPK", Borsa İstanbul "BİST", Merkezi Kayıt Kuruluşu "MKK" ve Takasbank vb.) yüksek derecede bağımlı faaliyetlerden oluşmaktadır. Bu yapı nedeniyle, Grup'un operasyonlarının tamamı iklimle bağlantılı geçiş risklerine (örn. düzenleyici değişiklikler) ve fiziksel risklere (örn. aşırı hava olayları ve altyapı kesintileri) karşı kırılganlık göstermektedir.
Grup'un 2024 yılı itibarıyla iklimle bağlantılı risklere maruz kalan faaliyet alanlarının, toplam hasılat içindeki payı ve bu faaliyetlerin coğrafi dağılımı aşağıda özetlenmekte olup hasılat tablosu Finansal Rapor (Dipnot 20, Sf. 41) yer almaktadır.
| Faaliyet Alanı | Coğrafi Lokasyon |
Hasılat (TL) |
Hasılat Payı (%) |
Açıklama |
|---|---|---|---|---|
| 1. Hizmet Gelirleri |
||||
| Aracılık geliri | Türkiye | 326.176.995 | %8,27 | Pay senedi, yatırım fonu ve türev ürünler gibi enstrümanlarda aracılık faaliyetlerinden elde edilen komisyon gelirlerini kapsamaktadır. Dijital işlem platformları üzerinden yürütülen bu hizmetler, müşteri tabanının genişlemesiyle ölçeklenebilir gelir yaratmaktadır. |
| Kurumsal finansman gelirleri | Türkiye | 79.716.153 | %2,02 | Halka arz, borçlanma aracı ihracı ve stratejik |
| danışmanlık işlemlerinden elde edilen gelirleri içermektedir. Dönemsel olarak yoğunluk kazanmakta ve sürdürülebilirlik temalı |
||||
| Diğer hizmet gelirleri | Türkiye | 95.389.013 | %2,41 | ürünlerle çeşitlendirilmeye açıktır. |
| Komisyon iadeleri (-) | Türkiye | (-6.276.743) | %(-0,15) | |
| 2. Diğer hizmet gelirleri | ||||
| Müşterilerden alınan faiz gelirleri |
Türkiye | 3.158.552.373 | %80,13 | Aracılık faaliyeti kapsamında, müşterilerden alınan faiz gelirlerini kapsamaktadır. Grup'un sürdürülebilir nakit akışını destekleyen ve sermaye verimliliği ile doğrudan ilişkili gelir |
| Hisse senedi gerçekleşmemiş değerleme artış/azalış, net |
Türkiye | 59.777.218 | %1,52 | kaynağıdır. |
| 3. Satış Gelirleri | ||||
| Menkul Kıymet Satış Gelirleri |
Türkiye | 228.643.559 | %5,80 | Aracılık faaliyeti kapsamında, müşterilerin ve Grup'un kendi hesabına gerçekleştirdiği menkul kıymet alım-satım işlemlerinden kaynaklanan ticari gelirleri kapsamaktadır. Piyasa oynaklığına duyarlı olan bu gelir kalemi, risk yönetimi politikalarıyla birlikte yönetilmektedir. |
| 4. Brüt Kar/Zarar | Türkiye | 3.941.978.568 | %100 | |
Grup'un iklimle bağlantılı risk ve fırsat analizlerinin temelini oluşturan değer zinciri yapısı; dijital altyapısı, yasal düzenlemelere yüksek düzeyde bağlı ve çok paydaşlı sermaye piyasası faaliyetlerini yansıtan üç ana katmandan oluşmaktadır. Bu yapı, iklim değişikliğinin etkilerini yalnızca doğrudan operasyonel düzeyde değil, aynı zamanda tüm paydaş ilişkileri, bilgi akışı ve hizmet süreçleri boyunca sistematik biçimde değerlendirmeyi mümkün kılmaktadır.
Yukarı yönlü değer zinciri, Grup'un faaliyetlerini mümkün kılan dışsal yapı taşlarını kapsamaktadır. Bu katmanda yer alan unsurlar arasında; BT ve finansal teknoloji hizmeti sunan tedarikçiler, piyasa veri sağlayıcıları (örneğin Bloomberg, Matriks) ile başta Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Borsa İstanbul (BİST), Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) ve Takasbank gibi regülasyon yapıcı otoritelerle yürütülen stratejik ilişkiler yer almaktadır. Bu aşamada oluşabilecek iklimle bağlantılı tedarik zinciri aksamaları, teknoloji altyapısı zafiyetleri veya yeni regülasyonlara uyumsuzluk gibi geçiş riskleri, operasyonel bütünlük açısından kritik risk alanları yaratmaktadır.
Kendi operasyonları, Grup'un içsel süreçlerini ve dijital işleyiş altyapısını ifade etmektedir. Elektronik işlem platformları, veri merkezleri, algoritmik işlem sistemleri, iç kontrol mekanizmaları, ESG veri yönetimi ve kurumsal yönetişim yapısı bu katmanda yer almaktadır. Bu düzlemde, iklimle bağlantılı riskler; aşırı sıcaklıklar veya sel gibi fiziksel olayların BT altyapısı üzerindeki etkileriyle, ESG karar alma süreçlerinin yeterince kurumsallaşmaması gibi geçiş riskleriyle kendini gösterebilir. Aynı zamanda Grup'un iklim stratejilerinin uygulanması, ESG risklerinin entegre edilmesi ve sürdürülebilirlik temelli kurumsal kapasitenin inşası da bu katmanda şekillenir.
Aşağı yönlü değer zinciri, sunulan ürün ve hizmetlerin müşterilere ulaştırılması, müşteri etkileşimi, dijital kanalların yönetimi ve toplumsal etkilerin değerlendirilmesini kapsar.
Grup'un bireysel ve kurumsal müşterilere sunduğu hizmetlerin erişilebilirliği, ESG temalı yatırım danışmanlığı, müşteri bilgilendirme faaliyetleri ve sosyal sorumluluk projeleri bu düzlemde önem kazanır. Özellikle yeşil finansman ürünleri, sürdürülebilir yatırım çözümleri ve ESG bilinci yüksek müşteri gruplarına yönelik stratejik ürün geliştirme faaliyetleri, iklimle bağlantılı fırsat alanlarını oluşturmaktadır. Aşağıdaki tablo, Grup'un değer zinciri ilişkilerinin temel bileşenlerini özetlemektedir.
| Değer Zinciri Katmanı |
Bileşen | Açıklama Kapsam |
||
|---|---|---|---|---|
| Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar |
SPK, BİST, MKK, Takasbank gibi düzenleyici kurumlar. Bu kurumlar, sürdürülebilirlik raporlaması, karbon beyanı ve ESG uyum zorunlulukları ile iklimle bağlantılı finansal açıklamaları yönlendiren başlıca otoriteler olarak işlev görmektedir. |
Türkiye | ||
| Finansal Veri Sağlayıcıları |
Matriks, Bloomberg, Foreks gibi piyasa veri sağlayıcıları aracılığıyla fiyat, işlem hacmi ve piyasa bilgileri temin edilir. ESG verilerinin doğruluğu, standardizasyonu ve zamanlı erişimi kritik önemdedir. |
Türkiye ve Küresel |
||
| Yukarı Yönlü | Teknoloji Hizmet Sağlayıcıları |
Grup'un elektronik işlem altyapısını destekleyen BT sistemleri, sunucu ağları, işlem platformları ve siber güvenlik çözümleri sağlanmaktadır. |
||
| Yatırımcılar ve Hissedarlar |
Kurumsal ve bireysel yatırımcılar, A1 Capital'in ihraç ettiği hisse senedi ve borçlanma araçlarına yatırım yaparak temel paydaşları arasında yer almaktadır. |
Türkiye | ||
| Danışmanlık / Denetim Ortakları |
ESG denetimi, sürdürülebilirlik raporlaması ve iklim riski modellemesi alanlarında dış uzman ve danışman kuruluşlarla çalışılır. |
|||
| Finansal Kurumlar ve Bankalar |
Grup'un likidite yönetimi, operasyonel finansman ve kredi limitlerinin yönetimi amacıyla ilişki kurduğu finansal kuruluşlar, değer zincirinin yukarı yönlü katmanında yer almaktadır. |
| Değer Zinciri Katmanı |
Bileşen | Açıklama | |
|---|---|---|---|
| Dijital İşlem Altyapısı |
Elektronik platformlar, sunucular, veri güvenliği sistemleri ve algoritmik işlem sistemleri, Grup'un çekirdek dijital operasyon altyapısını oluşturur. |
||
| Kendi | Aracı Kurum Hizmetleri |
Grup, bireysel ve kurumsal müşterilere; işlem aracılığı, kredili menkul kıymet işlemleri, yatırım danışmanlığı, portföy yönetimi ve kurumsal finansman alanlarında entegre finansal hizmetler sunmaktadır. |
|
| Operasyonları | Çalışanlar ve Çalışan Yönetimi |
Eğitim, yetenek geliştirme, performans yönetimi ve çalışan bağlılığı gibi insan sermayesi uygulamaları; kurumsal kapasite ve sürdürülebilir büyüme için kritik öneme sahiptir. |
|
| Teknoloji Altyapısı ve Güvenlik |
Siber güvenlik, işlem hızı, veri bütünlüğü ve sunucu yedekleme sistemlerine dayalı operasyonel BT altyapısı mevcuttur. |
||
| Risk Yönetimi ve Uyum |
ESG risklerini içeren kurumsal risk yönetim çerçevesi ve kontrol mekanizmaları |
||
| Müşteriler | Grup'un müşteri portföyü; sermaye piyasalarında aktif işlem gerçekleştiren bireysel ve kurumsal müşteriler ile halka arz, fon yönetimi ve kurumsal finansman hizmetlerinden faydalanan tüzel kişi ve kuruluşlardan oluşmaktadır. |
Türkiye | |
| Aşağı Yönlü | Ticari Ortaklıklar | Grup'un bağlı ortaklıkları ve finansal yatırımları fon yönetimi faaliyetleri ve araç kiralama alanlarında faaliyet göstermektedir. |
|
| Toplumsal ve Paydaş Katmanı |
Grup'un sunduğu hizmetlerden dolaylı olarak fayda sağlayan sivil toplum kuruluşları, vakıflar, dernekler, eğitim kurumları ve diğer toplumsal paydaşlar, Grup'un sosyal etki alanını oluşturmaktadır. |
Raporda sunulan sürdürülebilirlik açıklamaları, Grup'un Finansal Raporu'nda yer alan bağlı ortaklıklarını, uzun vadeli finansal yatırımlarını ve değer zinciri kapsamındaki faaliyetlerini içermektedir. Ancak, raporlama dönemi itibarıyla sürdürülebilirlik verilerine erişimde önemli sınırlamalar bulunması ve söz konusu verilerin temini için orantısız maliyet ve çaba gereksinimi doğması nedeniyle, Grup'un değer zincirinde yer alan ve aşağıda belirtilen kuruluşlara ilişkin iklimle bağlantılı risk ve fırsat açıklamaları, TSRS 2.11 ve TSRS 1 B.6 uyarınca, bu dönem için raporlama kapsamı dışında bırakılmıştır.
İlgili kuruluşların operasyonel olgunluk seviyeleri ve veri altyapılarının gelişimine paralel olarak 2026 yılı raporlama dönemi itibarıyla iklimle bağlantılı risk değerlendirmelerine ve sürdürülebilirlik açıklamalarına dahil edilmesi hedeflenmektedir.
Grup'un bağlı ortaklık ve finansal yatırımlarına ilişkin faaliyet bilgileri 31.12.2024 Tarihli Faaliyet Raporu'nun (Şirketin Faaliyetleri ve Faaliyetlerine İlişkin Önemli Gelişmeler, Sf.13) başlıklı bölümünde yer almaktadır.
| Varlık / İşlem Türü | Açıklama | Finansal Rapor | Raporlama Kapsamı |
|---|---|---|---|
| Grup (Ana Ortaklık) |
Grup'un operasyonel faaliyetleri ile uyumlu olarak, TSRS kapsamında aktif veri erişimi olan varlıklar değerlendirmeye alınmıştır. |
Dipnot 1, Sf. 8 | A1 Capital Yatırım Menkul Değerler A.Ş. ilişkin iklimle bağlantılı risk ve fırsatlar raporlama kapsamına dahil edilmiştir. |
| Kiralanan Varlıklar (Kiralayan Olarak Grup) |
Ofis alanları, taşıtlar, BT ekipmanları ve yardımcı sistemler dahil olmak üzere kiralanan tüm fiziksel varlıklar. |
Dipnot 21, Sf. 42 | Söz konusu varlıkların %100'ü, kullanım süresi boyunca oluşan sürdürülebilirlik etkileriyle birlikte raporlama kapsamına dahil edilmiştir. |
| Kiralanan Varlıklar (Kiraya Veren Olarak Grup) |
Grup'un yatırım amaçlı olarak sınıflandırılan taşınmazları operasyonel kiralama kapsamındadır. |
Dipnot 23, Sf. 43 | Yoktur. |
Grup, Sera Gazı (GHG) Emisyonlarını, TSRS 2 ve Sera Gazı Protokolü: Kurumsal Muhasebe ve Raporlama Standardı (2004) hükümleri çerçevesinde hesaplamakta ve raporlamaktadır. Bu kapsamda raporlama sınırı hem organizasyonel hem de operasyonel sınırlardan oluşan çift katmanlı bir çerçeveye dayanmaktadır.
Grup, Sera Gazı (GHG) Emisyonları hesaplamasında "Finansal Kontrol" yaklaşımını esas almaktadır. Bu yaklaşım doğrultusunda, A1 Capital'in doğrudan veya dolaylı olarak finansal kontrol sağladığı kuruluşlara ait Sera Gazı (GHG) Emisyonları %100 oranında hesaplanmakta; finansal kontrol mevcut olmayan varlıklar ise hesaplama kapsamına dahil edilmemektedir.
Grup tarafından tam konsolidasyona tabi tutulan bağlı ortaklıklar, finansal kontrol esasına göre değerlendirilmekte ve Sera Gazı (GHG) Emisyonları %100 oranında raporlama kapsamına alınmaktadır. Ancak, A1 Capital Portföy Yönetimi A.Ş. için doğrudan ölçüme dayalı güvenilir emisyon verileri henüz mevcut değildir. Ayrıca, tahmine dayalı yöntemlerin yüksek hata ve sapma riski taşıması nedeniyle bu bağlı ortaklığa ilişkin Sera Gazı (GHG) Emisyon verilerinin raporlamaya dâhil edilmesi, 2026 yılı raporlama döneminden itibaren planlanmaktadır.
A1 Capital'in %1 oranında pay sahibi olduğu ve tam konsolidasyona dahil olmayan, finansal kontrol sahibi olmadığı A1 Eğitim ve Filo Kiralama A.Ş., (Ayrıntılı bilgi için bkz. Finansal Rapor Dipnot 6, Sf. 29) GHG Protokolü Kapsam 3 (Kategori 15–Yatırımlar) altında sınıflandırılmakla birlikte, TSRS Kapsam 3 Sera Gazı (GHG) Emisyon açıklama muafiyeti kapsamında bu dönem için açıklamaya dahil edilmemiştir.
Grup'un kiracı sıfatıyla kontrol ettiği ofis alanları, araçlar ve teknik ekipmanlar da organizasyonel sınırlar dahilindedir. Bu varlıklardan kaynaklanan emisyonlar, kullanım niteliğine göre Kapsam 1 (ör. yakıt tüketimi) ve Kapsam 2 (ör. elektrik tüketimi) olarak sınıflandırılır ve raporlanır.
| Varlık / Yatırım Türü | Açıklama | Finansal Rapor |
|---|---|---|
| Ana Ortaklık ve Bağlı Ortaklıklar |
A1 Capital'in operasyonlarına ilişkin sera gazı (GHG) emisyon verileri, raporlama kapsamına tam olarak dahil edilmiştir. |
Dipnot 1, Sf. 8 |
| Kiralık Varlıklar (Kiralayan Olarak Grup) |
Kontrol edilen kiralık ofis, araç ve ekipmanlardan doğan emisyonlar Kapsam 1 ve Kapsam 2 altında raporlanmaktadır. |
Dipnot 21, Sf. 42 |
| Kiralık Varlıklar (Kiraya Veren Olarak Grup) |
Grup finansal kiralama işlemi yapmamaktadır. | Dipnot 23, Sf. 43 |
Sera Gazı (GHG) Emisyonları hesaplamasına ilişkin organizasyonel sınırlar içerisinde yer alan varlıklardan kaynaklanan doğrudan (Kapsam 1) ve dolaylı enerji kaynaklı (Kapsam 2) emisyonlar tam olarak raporlanmıştır. Operasyonel sınırlar aşağıdaki kategorileri kapsar:
Sera Gazı (GHG) Emisyon hesaplamaları ve metodolojik açıklamaları Rapor'un (9.1–(2024) Yılı Sera Gazı Emisyonu Raporlaması) bölümünde yer almaktadır.
Sürdürülebilirlik Raporu'nun hazırlanma sürecinde; iklimle bağlantılı risk ve fırsatların tanımlanması, açıklanacak bilgilerin önemlilik düzeyinin belirlenmesi ve Sera Gazı (GHG) Emisyonlarının ölçümüne ilişkin çeşitli alanlarda yönetim muhakemesine başvurulmuştur. Raporlama sürecinde, doğrudan ölçülemeyen bazı göstergeler için tahmini verilere başvurulmuş; bu bağlamda ölçüm belirsizliği taşıyan alanlarda açıklamalar sunulmuştur. Özellikle dış paydaşlara ait veri eksiklikleri, veri kalitesi sorunları ve ileriye dönük varsayımların kullanıldığı durumlar, ölçüm belirsizliğini artıran temel etkenler arasında yer almaktadır.
Aşağıdaki tabloda, yüksek düzeyde profesyonel muhakeme gerektiren ve ölçüm belirsizliği içeren temel alanlar özetlenmiştir:
| Açıklama Alanı | Açıklama Detayı | İlgili Bölüm |
|---|---|---|
| İklimle Bağlantılı Risk ve Fırsatların Önemlilik Analizi |
İklimle ilgili risk ve fırsatların, finansal tablo kullanıcılarının kararlarını makul ölçüde etkileyip etkilemeyeceği dikkate alınarak önemlilik değerlendirmesi yapılmıştır. Ayrıca, TSRS 2 Sektör Bazlı Rehberlerde yer alan metriklerin Grup'a uygulanabilirliği detaylı muhakeme ile değerlendirilmiştir |
5. İklimle Bağlantılı Risk ve Fırsatların Önemlilik Analizi |
| Organizasyonel Sınır (GHG) |
Grup, Sera Gazı (GHG) Emisyonlarının hesaplanmasında GHG Protokolü ile uyumlu olarak finansal kontrol yaklaşımını benimsemiş olup; finansal kontrolün kapsamı, alternatif yöntemlerle karşılaştırılarak detaylı değerlendirme sonucunda belirlenmiştir. Bu tercih, bağlı ortaklıkların emisyon yükümlülüklerine dahil edilmesi bağlamında önemli muhakeme alanıdır. |
3.2 Sera Gazı (GHG) Emisyonları Raporlama Sınırı |
| GHG Emisyon Hesaplama Yöntemleri |
Kapsam 1 ve Kapsam 2 emisyon hesaplamalarında farklı kaynaklardan sağlanan veriler kullanılmıştır. Ölçüm yöntemi seçimi (örneğin: aktivite verisine dayalı hesaplama, kıyaslama yöntemleri) her emisyon kategorisi özelinde veri mevcudiyeti, güvenilirlik ve maliyet unsurları dikkate alınarak yapılmıştır. Bu yöntemsel kararlar önemli düzeyde uzman muhakemesi içermektedir. |
9.2 Emisyon Ölçüm Yaklaşımı, Girdiler ve Varsayımlar |
| Tahmine Dayalı Açıklamalar ve Dış Veri Kullanımı |
Değer zinciri aktörlerine ait emisyonlar, operasyonel kesinti varsayımları veya müşteri davranış senaryoları gibi alanlarda dış kaynaklardan türetilmiş ileriye dönük tahminler kullanılmış; bu durum modele dayalı ölçüm belirsizliğini artırmıştır. |
7.7.I ve 7.8.I Senaryo Analizleri |
Grup'un iklimle bağlantılı risk ve fırsatların finansal etkilerine ilişkin açıklamalarında kullanılan bazı metrikler, doğaları gereği yüksek düzeyde ölçüm belirsizliği taşımaktadır. Bu durum, kullanılan veri kaynaklarının niteliği, ölçüm yöntemlerinin dolaylı olması ve ileriye dönük tahminlere dayalı hesaplamalardan kaynaklanmaktadır. Aşağıda, söz konusu belirsizliğin en yüksek olduğu alanlara ilişkin açıklamalar yer almaktadır:
| Açıklama Alanı | Açıklama Detayı | İlgili Bölüm |
|---|---|---|
| Sera Gazı (GHG) Emisyon Metrikleri |
Grup, sera gazı emisyonlarını TSRS 2 ve GHG Protokolü ile uyumlu biçimde hesaplamakta olup, bu hesaplamalarda üçüncü taraflardan sağlanan faaliyet verileri (örn. enerji tüketimi, doğalgaz kullanımı) ve uluslararası tanınan standart emisyon faktörleri kullanılmaktadır. Ancak, bazı alt veri kategorilerinde ölçüm doğrudan değil, tahmine dayalıdır. Özellikle geçmişe dönük veya eksik veri setlerinde, makul varsayımlara dayanan hesaplama yöntemleri uygulanmakta; bu durum, toplam emisyon miktarlarında ölçüm belirsizliğini artırmaktadır. |
9.2 Emisyon Ölçüm Yaklaşımı, Girdiler ve Varsayımlar |
| İklimle İlgili Finansal Etkiler |
İklimle bağlantılı geçiş ve fiziksel risklerin gelecekteki finansal etkilerine dair yapılan açıklamalarda, doğrudan ölçüm yerine varsayıma dayalı senaryo modellemeleri kullanılmıştır. Bu modellemeler; karbon fiyatı, regülasyon zamanlaması, müşteri davranışları ve hava olaylarının frekansı gibi dışsal faktörlere dayandığı için, tahminlerin zamanlaması ve büyüklüğü üzerinde önemli ölçüm belirsizlikleri bulunmaktadır. Grup, bu tür tahminlerde kullanılan varsayımları şeffaf biçimde açıklamış ve model çıktılarını sabit tekil değerler yerine aralık formatında veya nitel verilerle sunmuştur. |
7.3 ve 7.6 İklimle Bağlantılı Risk ve Fırsatların Mevcut ve Öngörülen Finansal Etkileri |
Grup, raporlama dönemi itibarıyla TSRS kapsamında ilk kez sürdürülebilirlik raporlaması yapmaktadır. Bu çerçevede, iklimle bağlantılı risk ve fırsatların doğru ve eksiksiz bir şekilde tanımlanmasını sağlamak amacıyla kapsamlı, metodolojik ve çok kaynaklı bir önemlilik değerlendirme süreci yürütülmüştür. Söz konusu süreç, yalnızca TSRS gerekliliklerine uyum sağlamayı değil, aynı zamanda Grup'un stratejik önceliklerini, sektörel dinamikleri ve paydaş beklentilerini bütüncül bir şekilde dikkate almayı amaçlamaktadır.
Önemlilik analizi iki temel adımdan oluşmaktadır:
Grup, kısa, orta ve uzun vadede finansal görünümünü makul ölçüde etkileyebilecek iklimle bağlantılı fiziksel ve geçiş risklerini ve bunlara karşılık gelen fırsatları sistematik biçimde belirlemiştir. Bu analiz; Grup içi operasyonlar, değer zincirinin yukarı ve aşağı yönlü aşamaları, ilgili TSRS ve SASB Standartları ile senaryo analizleri ve mevcut ve yürürlüğe girmesi beklenen yasa, yönetmelik ve diğer düzenlemelerin incelenmesiyle desteklenmiştir.
Belirlenen risk ve fırsatlar, finansal etki potansiyeli ve stratejik önem derecelerine göre önceliklendirilmiş ve bu doğrultuda açıklanması gereken bilgilerin niteliği belirlenmiştir. Süreç, TSRS 2'nin Sektör Bazlı Uygulanmasına İlişkin Rehber ve SASB standartları dikkate alınarak yürütülmüş; bilgi önemliliği hem nicel hem nitel parametrelerle değerlendirilmiştir.
Bu kaynaklardan elde edilen verilerle olasılık–etki matrisleri oluşturulmuş; ardından iç paydaşlarla atölye çalışmaları ve stratejik analizler ve iş planları oluşturulmuştur.
| Zaman Aralığı | Yıl Aralığı | Açıklama |
|---|---|---|
| Kısa Vade | 0–3 Yıl | • Yıllık bütçe ve operasyon planlaması bu dönemde yürütülmekte; • İklim riskleri iş süreçlerine entegre edilerek kısa vadeli etkilerin kontrol altında tutulması hedeflenmektedir. |
| Orta Vade | 4–7 Yıl | • 2030 hedefleri doğrultusunda net sıfır uyumlu stratejiler benimsenmektedir. • Karbon regülasyonları ve sürdürülebilirlik politikalarına uyum ve ürün ve hizmet portföyü genelinde iklim riski yönetimi geliştirilmesi hedeflenmektedir. |
| Uzun Vade | 8+ Yıl | • 2050 hedefleri doğrultusunda net sıfır uyumlu stratejiler benimsenmekte; düşük karbonlu iş modeli ve ürün dönüşümü önceliklendirilmektedir. |
Grup'un iklimle bağlantılı geçiş ve fiziksel riskleri ile fırsatlarını değerlendirme süreci sonucunda belirlenen başlıca etki alanları, bu alanlara ilişkin stratejik zaman dilimleri ve ilgili Rapor bölümleri aşağıda sunulmaktadır.
| Risk / Fırsat Başlığı | Zaman Dilimi | Raporun İlgili Bölümü |
|
|---|---|---|---|
| Geçiş Riskleri | |||
| Piyasa Riski: Müşteri Tercihlerindeki Dönüşüm | (Orta Vade) | ||
| Politik ve Yasal Riskler: Karbon Düzenlemelerine Uyum (Kısa-Orta Vade) |
7.1 İklimle | ||
| Geçiş Fırsatları | Bağlantılı Geçiş Risk ve |
||
| Ürün ve Hizmet Fırsatları: ESG Uyumlu Finansal (Orta-Uzun Vade) Genişleme |
Fırsatları | ||
| Fiziksel Riskler | |||
| Aşırı Yağış ve Ani Sel (Akut) | (Kısa Vade) | 7.4 İklimle | |
| Aşırı Sıcaklık ve Isı Stresi (Akut) | (Orta Vade) | Bağlantılı Fiziksel Riskler |
|
| Ortalama Sıcaklık Artışı (Kronik) | (Uzun Vade) |
Grup, iklimle bağlantılı risk ve fırsatların izlenmesi ve yönetilmesine yönelik yönetişim yaklaşımını şeffaf ve sistematik bir çerçevede paydaşlarıyla paylaşmaktadır. Bu kapsamda hem Yönetim Kurulu'nun stratejik gözetim sorumlulukları hem de Üst Yönetimin (Genel Müdür, Genel Müdür Yardımcıları ve Direktörler) operasyonel uygulama süreçlerindeki rolleri ayrı düzeylerde değerlendirilmektedir.
Raporlama dönemi itibarıyla, Grup bünyesinde iklimle bağlantılı risk ve fırsatları gözetmek üzere doğrudan yapılandırılmış Yönetim Kurulu Komitesi, yazılı görev tanımı veya yetki çerçevesi bulunmamaktadır. Bu yönetişim boşluğunun giderilmesi amacıyla, 2025 yılı içerisinde Yönetim Kurulu düzeyinde yetki, görev ve raporlama hatlarını tanımlayan kurumsal iç yönergelerin oluşturulması ve bu çerçevede bir sürdürülebilirlik komitesinin tesis edilmesi planlanmaktadır.
Yönetim Kurulu üyelerinin, iklim temelli stratejik kararları denetleyebilecek teknik yetkinliklere sahip olmalarını sağlamak amacıyla, 2025 yılı içinde dış kaynaklı eğitim programları ve kapasite geliştirme faaliyetleri başlatılacaktır. Bu sayede, iklim risklerinin yalnızca teknik bir değerlendirme konusu değil, aynı zamanda kurumsal karar alma süreçlerinin ayrılmaz bir parçası olarak değerlendirilmesi hedeflenmektedir.
Yönetim Kurulu seviyesinde iklimle bağlantılı risk ve fırsatlara ilişkin sistematik ve periyodik bir raporlama ve bilgilendirme mekanizması kurulmamıştır. Ancak özellikle fiziksel risklerin Grup'un BT altyapısına etkilerine ilişkin bulgular, iç denetim raporları ve iç kontrol çıktıları aracılığıyla Yönetim Kurulu'na ve ilgili yönetim organlarına dolaylı olarak iletilmektedir.
Mevcut durumda, iklimle bağlantılı riskler Grup'un strateji oluşturma süreçlerine, büyük ölçekli yatırım kararlarına ya da iç kontrol politikalarına doğrudan entegre edilmemiştir.
Üst Yönetim düzeyindeki yöneticilerin iklimle bağlantılı risk ve fırsatlara ilişkin sorumlulukları yazılı biçimde tanımlanmamış ve bu kapsamdaki görevleri yerine getirecek bir komite yapılandırılmamıştır. 2025 yılı içinde, Üst Yönetim düzeyinde iklim risklerinin yönetimini sağlayacak kurumsal pozisyonların ve yetki şemalarının oluşturulması hedeflenmektedir.
Sürdürülebilirlik kriterlerinin finansal yatırım kararlarında artan önemi, Grup'un hem değer zinciri hem de operasyonel yapısı açısından yeniden değerlendirme gerektiren bir gelişme alanı oluşturmaktadır. Net sıfır emisyon hedefli senaryo (IEA NZE2050) çerçevesinde, çevresel ve sosyal duyarlılığı yüksek yatırımcı gruplarının tercihleri hızla evrilmekte; bu eğilim, ESG uyumu sınırlı olan ürünlerin yatırım portföylerinde yer alma olasılığını azaltmaktadır. Bu doğrultuda, Grup'un sunduğu ürün ve hizmetlerin sürdürülebilirlik kriterleriyle uyumlu hale getirilmesine yönelik stratejik gözden geçirme süreçleri önem kazanmaktadır. Bununla birlikte, Grup'un mevcut gelir yapısı değerlendirildiğinde, faiz gelirlerinin toplam hasılat içindeki payının yüksek olduğu (%80,13) ve bu gelirlerin kısa vadede ESG odaklı yatırım tercihleriyle sınırlı düzeyde etkileşim içinde olduğu görülmektedir.
Grup'un kendi operasyonlarında yer alan dijital işlem platformları, yatırım danışmanlığı faaliyetleri ve ürün sınıflandırma süreçleri, sermaye piyasalarında sürdürülebilirlik odaklı dönüşümden doğrudan etkilenmektedir. Bu kapsamda, ürün ve hizmetlere ilişkin ESG verilerinin dijital işlem sistemlerine zamanında entegre edilmemesi durumunda, müşterilerin yatırım kararlarında dikkate alacakları sürdürülebilirlik kriterlerine ilişkin veri akışında tutarsızlıklar ve gecikmeler yaşanabilecektir. Bu durum, portföy izleme, ürün uygunluğu değerlendirme ve müşteri bilgilendirme gibi temel işlevlerde bilgi bütünlüğünün ve düzenleyici uyumun sağlanmasını zorlaştırarak, hizmet kalitesinde düşüş ve kurumsal itibarda zayıflama riskini de beraberinde getirmektedir.
Yukarı yönlü değer zincirinde yer alan veri sağlayıcıların ESG uyumlu veri akışı sağlayamaması Grup'un dijital işlem platformlarının güvenilirliğini zayıflatabilir. Aşağı yönlüde ise sürdürülebilirlik duyarlılığı yüksek yatırımcı segmentlerine yönelik hizmet sunumunda yeterli işlem hızı ve doğruluğunun sağlanamaması, portföy rotasyonu kaynaklı gelir kaybı riskine yol açabilir. Bu çerçevede, sürdürülebilirlik temelli piyasa dönüşümüne operasyonel entegrasyon eksikliğiyle uyum sağlayamamak, Grup'un stratejik rekabet gücünü ve uzun vadeli büyüme potansiyelini olumsuz etkileyebilecek yapısal bir risk alanı oluşturmaktadır.
Küresel ölçekte hızla gelişen karbon fiyatlandırma mekanizmaları, emisyon temelli düzenlemeler ve sürdürülebilirlik odaklı sınıflandırma sistemleri (örneğin AB ve Türkiye Taksonomileri) finansal kuruluşlar açısından politika kaynaklı geçiş risklerini artırmaktadır. Özellikle IEA Net Zero 2050 ve NGFS Delayed Transition senaryolarında öngörülen karbon fiyatı artışları, finansal ürünlerin düzenleyici çerçevelere uyumlu olup olmadığını maliyet ve erişilebilirlik açısından belirleyici bir unsur haline getirmiştir.
Grup, doğrudan karbon yoğun sektörlerde faaliyet göstermemekle birlikte, sunduğu yatırım hizmetleri, aracılığıyla finanse edilen faaliyetlerin emisyon profiline dolaylı olarak maruz kalmaktadır. Bu durum, TSRS 2 B58 ve B59 (Finanse edilen Emisyonlar) kapsamında belirtildiği şekilde; Grup'un, yüksek sera gazı emisyonuna sahip karşı taraflarla olan ilişkileri nedeniyle piyasa ve itibar riski dahil olmak üzere finansal ve operasyonel risklerle karşı karşıya kalmasına neden olabilecektir.
Özellikle, karbon vergilerinin yaygınlaşması, taksonomi tabanlı yatırım sınıflandırmalarının finansal ürünleri etkilemesi ve sürdürülebilirlik verisine dayalı düzenlemelerin artması, Grup'un sunduğu yatırım hizmetlerinin uyum düzeyine doğrudan etki etmektedir. Bu bağlamda, karbon maliyeti içermeyen veya düşük uyum düzeyine sahip ürünlerin regülasyon dışı kalma ve değer kaybı yaşama riski artmaktadır.
Karbon nötr hedeflere dayalı küresel geçiş senaryoları, finans sektöründe sürdürülebilir ve yenilikçi ürünlerin geliştirilmesini önemli bir fırsat alanı haline getirmektedir. Bu doğrultuda, Grup için sürdürülebilir yatırım fonları, tematik tahviller ve ESG etiketli finansal ürünler gibi araçlar hem büyüme stratejisini destekleyen hem de pazarda farklılaşmayı mümkün kılan kritik fırsatlar sunmaktadır. ESG temelli ürünlerin dijital platformlara entegre edilmesi ve şeffaf performans raporlamasıyla desteklenmesi, müşteri memnuniyetini artırmakta ve düzenleyici uyum açısından kurumsal avantaj sağlamaktadır.
Aşağı yönlü değer zincirinde müşteri geri bildirimlerinin sistematik olarak toplanması, sürdürülebilirlik bilinci yüksek müşteri segmentlerine yönelik özel bilgilendirme ve iletişim faaliyetlerinin artırılması ve kurumsal müşterilerle yeşil finansman temelli stratejik iş birliklerinin geliştirilmesi hem ticari büyüme hem de sosyal etki açısından önemli fırsatlar sunmaktadır. Bu süreç, aynı zamanda toplumsal paydaşlarla etkileşimi derinleştirerek sürdürülebilir marka algısının güçlenmesine katkı sağlamaktadır.
Grup, düşük karbonlu ekonomiye geçiş sürecinde karşı karşıya kalınabilecek piyasa, teknoloji ve düzenleme kaynaklı riskleri tanımlayarak, stratejik pozisyon alma ve kurumsal adaptasyon kapasitesini artırma hedefi doğrultusunda uyum planı geliştirmiştir. NZE2050 ve NGFS Delayed Transition senaryolarına dayalı analizler ışığında belirlenen başlıca geçiş risk ve fırsatları, Grup'un faaliyetleri üzerindeki muhtemel etkilerle birlikte değerlendirilmiş; her bir unsur için özel stratejik yanıt mekanizmaları tanımlanmıştır.
Grup'un mevcut azaltım ve uyum stratejisi, ağırlıklı olarak orta düzeydeki geçiş risklerinin yönetimine odaklanmakta olup, raporlama dönemi itibarıyla önceki yıllarla karşılaştırmaya olanak sağlayacak tarihsel performans verileri henüz oluşturulmamıştır. Bu nedenle, ilgili dönemde ilerlemeye yönelik nicel göstergelere raporda yer verilmemiştir. Ancak izleme mekanizmalarının ve performans raporlama altyapısının önümüzdeki yıllarda tamamlanmasıyla birlikte, sürdürülebilirlik göstergelerine ilişkin açıklamaların kapsamının ve karşılaştırılabilirliğinin artırılması hedeflenmektedir.
| Geçiş Riski / Fırsatı | Uyum Stratejileri ve Aksiyonlar | |
|---|---|---|
| Piyasa Riski: Müşteri Tercihlerindeki Dönüşüm |
• ESG kriterlerine duyarlı müşteri davranışlarının analizi için gelişmiş veri sağlayıcılarla iş birliklerinin artırılması • Müşteri eğilimlerini öngörebilecek algoritmik veri analitiği altyapısının geliştirilmesi • Dijital işlem platformlarının ESG veri setleriyle entegre edilerek portföy uygunluk değerlendirmelerinin optimize edilmesi |
|
| Politik ve Yasal Riskler: Karbon Düzenlemelerine Uyum |
• Portföy bazlı karbon fiyat senaryoları ile stres testlerinin düzenli olarak uygulanması • Finanse edilen emisyonların tespiti ve takibi için metodolojik ölçüm altyapısının kurulması • İç denetim sistemine karbon uyum kontrolleri ve regülasyon takibi işlevlerinin entegre edilmesi |
|
| Ürün ve Hizmet Fırsatları: ESG Uyumlu Finansal Genişleme |
• ESG kriterlerine uyumlu yatırım fonları, tematik tahviller ve sürdürülebilir finansal araçların tasarımı ve pazara sunulması • Geliştirilen ürünlerin çevresel ve sosyal etkilerinin şeffaf biçimde raporlanması ve yatırımcılarla paylaşılması • ESG odaklı ürünlerin müşteri portföyünde görünürlüğünü artırmaya yönelik tanıtım ve bilgilendirme faaliyetlerinin planlanması |
Grup, uyum planı ile geçiş risklerinden doğabilecek olumsuz etkileri sınırlamayı, aynı zamanda yeşil finansman, yeşil enerji yatırımları ve sürdürülebilir ürün inovasyonu gibi alanlardaki fırsatları etkin biçimde değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Uyum faaliyetlerinin finansmanı, Grup'un öz kaynakları ve nakit akış kapasitesiyle karşılanabilecek düzeyde planlanmış olup, ek sermaye artırımı ya da dış finansman ihtiyacı doğurması beklenmemektedir.
Senaryo analizleri sonucunda, Grup'un varlık tabanının yeniden yapılandırılmasını gerektirecek bir risk seviyesi öngörülmemiş; dolayısıyla mevcut iş süreçleri, altyapılar ve ürün yapıları üzerinde büyük ölçekli bir elden çıkarım ihtiyacı ortaya çıkmamıştır.
Grup, geçiş risklerinin etkin yönetimini sağlamak amacıyla geliştirdiği stratejik uyum planını; senaryo bazlı iklim projeksiyonları, düzenleyici yasal çerçeve beklentileri ve finansal piyasalardaki yapısal eğilimler doğrultusunda tasarlamıştır. Bu kapsamda, söz konusu planın temelini oluşturan varsayımlar ile uygulamaya ilişkin metodolojik sınırlılıklar ve belirsizlikler, aşağıda bütüncül ve sistematik bir yaklaşımla özetlenmektedir.
Geçiş planının oluşturulmasında aşağıdaki başlıca varsayımlar dikkate alınmıştır:
Geçiş planının uygulanması sürecinde karşılaşılabilecek bazı dışsal sınırlamalar ve operasyonel belirsizlikler aşağıda belirtilmiştir:
İklimle ilgili geçiş risk ve fırsatlarının; Grup'un cari raporlama dönemindeki finansal durumuna, finansal performansına ve nakit akışına etkileri sınırlı düzeyde olup, herhangi bir finansal tablo kaleminde düzeltme gerektirecek somut bir değişiklik yaratmamıştır. Bununla birlikte, söz konusu risk ve fırsatların kısa, orta ve uzun vadede yaratabileceği etkiler aşağıdaki açıklamalar temelinde özetlenmektedir.
| Geçiş Riski / Fırsatı | Kısa, Orta ve Uzun Vadede Öngörülen Finansal Etkiler |
|---|---|
| Raporlama Dönemine Etkileri | |
| Grup'un sunduğu ürün ve hizmetlerin ESG kriterlerine uyum düzeyi, mevcut raporlama döneminde finansal performans, nakit akışları ve bilanço kalemleri üzerinde olumsuz etki yaratmamıştır. ESG temelli yatırım tercihlerinin orta vadeli bir dönüşüm süreci olarak ilerlemesi nedeniyle, kısa vadede müşteri kaybı, portföy daralması veya net komisyon gelirlerinde azalma gözlemlenmemiştir. |
|
| 2025 Yılına Etkileri | |
| Piyasa Riski: Müşteri Tercihlerindeki |
ESG uyumsuz ürünlerin talep kaybı riski teorik düzeyde mevcut olsa da bilanço varlıklarında yeniden sınıflama, değer düşüklüğü veya karşılık ayrılmasını gerektirecek gelişme yaşanmamıştır. Bu doğrultuda, varlık veya yükümlülüklerin defter değerlerinde önemli bir düzeltme yapılması yönünde ciddi bir risk öngörülmemektedir. |
| Dönüşüm | Kısa-Orta ve Uzun Vadeli Etkileri |
| (Orta Vade) | Kısa vadede finansmana erişim koşulları açısından ESG uyumsuzluk kaynaklı bir sınırlama yaşanmamış, Grup'un faaliyet gösterdiği sektörün karbon yoğunluğu düşük olması nedeniyle finansal kuruluşlar nezdinde kredi değerlendirmeleri üzerinde olumsuz bir etki oluşmamıştır. Benzer şekilde, ESG dışı ürünlerin borçlanma maliyetleri üzerinde henüz anlamlı bir risk primi uygulanmadığı görülmektedir. Ancak orta ve uzun vadede, ESG uyumu düşük ürünlerin yatırım evreninden dışlanma riski, finansmana erişimi kısıtlama ve sermaye maliyetlerini artırma potansiyeli taşımaktadır. |
| ESG uyumsuzluklarının ilerleyen dönemlerde portföy rotasyonuna, müşteri kayıplarına ve itibar riskine yol açması halinde, bu durum komisyon bazlı gelirlerde düşüşe, nakit girişlerinde dalgalanmalara ve aktif kalemlerde yeniden sınıflandırma ya da itfa ihtiyacına neden olabilecektir. |
|
| Raporlama Dönemine Etkileri | |
| Politik ve Yasal Riskler: Karbon Düzenlemelerine |
Karbon fiyatlaması, taksonomi uyumu ve sürdürülebilirlik temelli düzenlemeler küresel ölçekte yaygınlaşmakta olsa da 2024 raporlama dönemi itibarıyla Türkiye'deki finansal kuruluşlar için doğrudan mali yükümlülük doğuracak zorunlu karbon vergisi uygulamaları henüz yürürlüğe girmemiştir. |
| Uyum | 2025 Yılına Etkileri |
| (Kısa-Orta Vade) | Mevcut yasal altyapı, Grup'un gelir-gider yapısında değişiklik yaratmamış; finansal performans üzerinde doğrudan bir etki görülmemiştir. Aynı şekilde, regülasyon kaynaklı olarak bilanço varlıklarının yeniden sınıflandırılması, değer düşüklüğü ayrılması veya yükümlülük kalemlerinin yeniden hesaplanmasını gerektirecek bir durum ortaya çıkmamıştır. Bu doğrultuda, varlık veya yükümlülüklerin defter değerlerinde önemli bir düzeltme yapılması yönünde ciddi bir risk öngörülmemektedir. |
| Politik ve Yasal Riskler: Karbon Düzenlemelerine Uyum (Kısa-Orta Vade) |
Grup, finansman ihtiyacını banka kredileri ve finansman bonoları ile karşılamakta olup, faaliyet gösterdiği sektör karbon yoğunluğu yüksek alanlar arasında yer almadığı için ESG temelli kredilendirme kısıtlarına maruz kalmamaktadır. Kısa ve orta vadede, karbon uyum eksikliği nedeniyle finansmana erişimde doğrudan bir engel öngörülmemekte; bankalar nezdinde kredi maliyetlerinde artış beklenmemektedir. Ancak, orta ve uzun vadede, karbon vergilerinin artması ve düzenleyici çerçevede beklenen sıkılaşmalar nedeniyle, uyumsuz ürün ve hizmetlerin borçlanma maliyetini artırması, finansal pozisyon üzerinde baskı yaratması ve bilanço kalemlerinin yeniden yapılandırılmasını gerektirmesi riski bulunmaktadır. (Finansal Borçlar için Bkz. Finansal Rapor Dipnot 7, Sf. 30) |
||
|---|---|---|---|
| Bu doğrultuda, Grup'un yasal düzenlemelere uyum stratejileri kapsamında teknoloji altyapısının güçlendirilmesi ile danışmanlık ve mevzuat uyumuna ilişkin hizmet alımları gibi alanlarda ilave nakit çıkışları öngörülmektedir. Söz konusu nakit çıkışları, Grup'un toplam aktif büyüklüğü üzerinde anlamlı veya öngörülemeyen bir mali yük oluşturmamakta; ilgili ihtiyaçlar, mevcut kısa ve orta vadeli özkaynak kaynakları ile karşılanmakta olup, ek dış finansman gereksinimi doğmamaktadır. |
|||
| Raporlama Dönemine Etkileri | |||
| Grup, ESG uyumlu ürün ve hizmetlerin geliştirilmesini stratejik öncelik olarak belirlemiş olup, bu kapsamda sürdürülebilir yatırım fonları, tematik tahviller ve ESG etiketli finansal araçlara yönelik hazırlık ve ürün geliştirme süreçlerini önceliklendirmeyi hedeflemektedir. Mevcut raporlama dönemi itibarıyla, bu ürünlerin henüz erken aşamada olması nedeniyle müşteri tabanında belirgin gelir artışı sağlanamamış; dolayısıyla nakit akışları ve finansal performans üzerinde olumlu etki gözlemlenmemiştir. |
|||
| 2025 Yılına Etkileri | |||
| Grup'un sunduğu ürün ve hizmetlerin defter değerleri üzerinde somut bir etki veya yeniden sınıflama ihtiyacı beklenmemektedir. |
|||
| Kısa-Orta ve Uzun Vadeli Etkileri | |||
| Ürün ve Hizmet Fırsatları: ESG Uyumlu Finansal Genişleme (Orta-Uzun Vade) |
ESG temelli finansal ürünlerin orta ve uzun vadede bilanço yapısını güçlendirme, aktif çeşitliliğini artırma ve operasyonel dayanıklılığı yükseltme potansiyeli bulunmaktadır. Ancak, bu etkinin kısa vadede ortaya çıkması beklenmemektedir. Buna paralel olarak, yeni ürünlerin finansal varlıklar arasında kalıcı bir yer edinmesi için pazar olgunluğu ve müşteri taleplerinin gelişmesi gerekmektedir. |
||
| Finansmana erişim açısından değerlendirildiğinde, ESG uyumlu ürün stratejisi, Grup'un ulusal ve uluslararası sürdürülebilir finansman kaynaklarına erişimini kolaylaştırmakta; özellikle yeşil tahvil ihracı ve ESG destekli fonlara katılım imkânlarını artırmaktadır. Bu durum, orta–uzun vadede hem finansmana erişimi güçlendirecek hem de borçlanma maliyetlerini azaltarak sermaye maliyetini düşürücü bir etki yaratabilecektir. Kısa vadede ise mevcut finansman yapısında belirgin bir değişim öngörülmemektedir. |
|||
| Genel olarak, ESG ürün portföyünün büyümesi, müşteri taleplerinin bu ürünlere yönelmesiyle birlikte komisyon gelirlerinde artış, işlem hacminde genişleme ve nakit akışlarında pozitif bir ivme yaratma potansiyeline sahiptir. Bu stratejik yönelim, uzun vadede Grup'un gelir istikrarını artıracak, finansal dayanıklılığını güçlendirecek ve sürdürülebilir marka algısını pekiştirerek yatırımcı güvenini destekleyecek potansiyele sahiptir. |
| Başlık | Senaryo 1: IEA NZE2050 Kademeli ve Öngörülebilir Geçiş |
Senaryo 2: NGFS Delayed Transition Ani ve Sert Geçiş |
|
|---|---|---|---|
| Piyasa Riski: Müşteri Tercihlerindeki Dönüşüm |
ESG ilkelerine dayalı müşteri beklentilerinin zaman içinde kurumsal norm haline gelmesiyle birlikte, geleneksel finansal ürünlere olan ilgi azalmakta; bu değişim, ürün portföyü stratejisinin dönüşümünü zorunlu kılmaktadır. Grup'un sürdürülebilir finans ürünlerini kademeli olarak artırma yaklaşımı, bu geçişi rekabet avantajına çevirebilir. |
ESG uyumsuz finansal ürünlere yönelik müşteri toleransının hızla ortadan kalktığı bu senaryoda, işlem hacimlerinde ani düşüşler, müşteri kayıpları ve gelir volatilitesi riski öne çıkmaktadır. Hazırlıksız kurumlar için bu geçiş, stratejik konum kaybı ve finansal istikrarsızlık ile sonuçlanabilir. |
|
| Politik ve Yasal Riskler: Karbon Düzenlemelerine Uyum |
Karbon fiyatlaması, sürdürülebilirlik raporlaması ve ESG etiketleme alanlarında öngörülebilir ve kademeli regülasyonlar devreye alınır. Bu durum, Grup'un ESG danışmanlığı ve sürdürülebilir ürün geliştirme kapasitesini artırması için yeterli uyum süresi tanır. |
2030 sonrası dönemde hızla yayılan sert regülasyonlar, Grup'un insan kaynağı, dijital altyapı ve uyum mekanizmaları üzerinde ani baskı yaratabilir. Bu bağlamda geç kalan kuruluşlar hem yasal uyumsuzluk hem de operasyonel karmaşa ile karşı karşıya kalabilir. |
|
| Ürün ve Hizmet Fırsatları: ESG Uyumlu Finansal Genişleme |
Kademeli geçiş ortamı, Grup'un ESG ürün gamını stratejik olarak çeşitlendirme, sürdürülebilirlik temalı yatırım hizmetlerinde uzmanlaşma ve ESG verisine dayalı danışmanlık hizmetlerini yaygınlaştırma fırsatı sunar. |
ESG kriterlerine erken yatırım yapan kurumlar açısından yüksek getiri ve itibar kazancı potansiyeli bulunurken, geç kalan aktörler için pazardan dışlanma ve müşteri güveni kaybı gibi yapısal riskler doğabilir. |
Grup, TSRS 2 18 ve 20 paragrafları uyarınca iklimle bağlantılı geçiş risk ve fırsatlarına ilişkin nitel bilgi sunumunu tercih etmektedir. Bunun başlıca nedenleri arasında şunlar yer almaktadır:
Bu kapsamda, Grup geçiş risk ve fırsatlarının finansal etkilerini komisyon gelirleri, bilgi işlem ve danışmanlık giderleri, müşteri işlem hacmi, platform abonelik gelirleri ve ürün geliştirme maliyetleri gibi kalemlerde potansiyel değişim alanları olarak tanımlamakta; ancak bunlara dair nicel bilgi sunmamaktadır. Kuruluş, önümüzdeki raporlama dönemlerinde bu sınırlılıkları gidermek üzere modelleme kapasitesini geliştirmeyi ve nicel açıklamalar sunmayı hedeflemektedir. İklimle ilgili geçiş risk ve fırsatlarından etkilenmesi muhtemel kalemler, ara toplamlar ve toplamlar Raporun (2.1. Kurumsal Yapı ve İş Modeli) bölümünde belirtilmiştir.
Karbon düzenlemelerinin sıkılaşması, sürdürülebilir finans standartlarının zorunlu hale gelmesi ve raporlama yükümlülüklerinin genişlemesi, Grup'un hizmet altyapısında bütünsel bir dönüşüm ihtiyacını beraberinde getirmektedir. Söz konusu dönüşüm, planlanan zaman çizelgesinde tamamlanamadığı takdirde, müşteri beklentilerine yeterli hızda yanıt verilememesi nedeniyle gelir kalemlerinde düşüş yaşanması riski doğmaktadır. Bununla birlikte, söz konusu etkinin ölçülmesinde müşteri davranış kalıplarının değişkenliği, piyasa dinamiklerinin belirsizliği ve regülasyonların sektörel olarak farklı düzeylerde etkide bulunması gibi çok sayıda değişken yer almaktadır. Bu nedenle, potansiyel hasılat kaybının parasal olarak güvenilir biçimde tahmini mümkün olmamış; senaryo analizleri ve stres testleri ise yalnızca yönlendirici düzeyde kullanılabilmiştir.
Grup'un sürdürülebilirlik odaklı dijital dönüşüm ve veri altyapısı yatırımları, orta vadede maddi duran varlık kalemlerinde artışa neden olacak şekilde yapılandırılmıştır. Bu yatırımlar, veri analitiği sistemleri, ESG entegrasyon modülleri ve dijital işlem altyapısı gibi ileri teknoloji çözümleri içermektedir. Grup, söz konusu uyum yatırımlarını tamamen öz kaynaklarıyla finanse etmeyi planlamakta olup, bu durumun sermaye yapısı ve finansal performans üzerinde sınırlı ve yönetilebilir bir etki yaratması beklenmektedir. Sürdürülebilirlik uyumu kapsamında yapılan harcamalar, faaliyet kârlılığı üzerinde önemli bir bozulma riski taşımamakta ve Grup'un kısa–orta vadeli finansal dayanıklılığı ile tutarlıdır.
Grup'un ESG veri akışı ve dijital hizmet sunumu açısından yüksek düzeyde dış tedarikçilere bağımlı olduğu alanlarda, ilgili sağlayıcıların regülasyonlara zamanında uyum sağlayamaması durumunda hizmet kesintileri ve kalite sorunları yaşanma riski bulunmaktadır. Bu durum, veri eksiklikleri ve işlem platformlarında gecikmelere yol açarak, müşterilere sunulan hizmetin doğruluğunu ve zamanlamasını etkileyebilir. Dolayısıyla, komisyon gelirlerinde ve müşteri memnuniyet düzeyinde azalma potansiyeli ortaya çıkmaktadır. Ancak, bu etkinin nicel olarak öngörülmesi mümkün olmamıştır; çünkü sözleşme yenileme dönemleri, dış düzenleyici değişiklikler ve tedarikçi adaptasyon kabiliyeti gibi faktörler yüksek belirsizlik içermektedir.
Şirket, 2024 Yılı Bilanço Dönemi sonrasında (09.04.2025) tarihinde Kartal Yenilenebilir Enerji Üretim A.Ş.'nin %5 oranındaki payını satın almış olup, söz konusu şirketin unvanı 29.04.2025 tarihi itibarıyla A1 Yenilenebilir Enerji Üretim A.Ş. olarak değiştirilmiştir. Borsa İstanbul'da işlem gören A1 Yenilenebilir Enerji Üretim A.Ş., sahip olduğu beş bağlı ortaklık vasıtasıyla çeşitli lokasyonlarda kurulu bulunan güneş enerjisi santralleri (GES) üzerinden elektrik üretim faaliyeti yürütmektedir
A1 Yenilenebilir Enerji Üretim A.Ş.'nin toplam 53,41 MWp kurulu güce sahip olması, Grup'un enerji üretim kaynakları çeşitliliğine katkı sağlamakta ve uzun vadeli sürdürülebilir büyüme stratejileriyle uyumlu bir yatırım olarak değerlendirilmektedir. Bu kapsamda, ilgili yatırımın Grup'un iklimle bağlantılı risk ve fırsat açıklamaları üzerindeki etkileri, 2025 yılı raporlama döneminden itibaren ayrı bir değerlendirme başlığı altında sunulacaktır.
Grup'un Levent / İstanbul bölgesinde yer alan genel merkez binası ve dijital altyapısı, kent içi yoğun yapılaşma, düşük geçirgen zemin yapısı ve sınırlı yağmur suyu drenaj kapasitesi nedeniyle kısa süreli ve şiddetli yağışlara karşı fiziksel olarak yüksek düzeyde hassasiyet göstermektedir. Grup'un işlem platformları, veri merkezleri ve çağrı merkezi altyapısı gibi operasyonel açıdan kritik sistemlerinin bodrum veya zemin kat seviyelerinde konumlandırılmamış olması, ani sel ve su baskını risklerine maruz kalma olasılığını azaltmakta; bu durum, söz konusu altyapıların sistemsel kesinti potansiyelini sınırlı düzeyde tutmaktadır. IPCC AR6 senaryolarına göre İstanbul için öngörülen gelişmeler aşağıda sunulmuştur:
Küresel ısınmanın 2 °C altında stabilize edilmesi hedeflendiğinden, İstanbul özelinde kısa süreli aşırı yağışların frekansı büyük ölçüde mevcut seviyelerde kalmaktadır. Ancak, mevcut kentleşme koşulları nedeniyle sınırlı bir artışla birlikte taşkın riski tamamen ortadan kalkmamaktadır. Kritik dijital altyapılar için uyarlanabilirlik esastır.
Toplam yıllık yağış miktarında anlamlı bir değişiklik beklenmemektedir. Ancak, yağış dağılımının zaman içinde değişmesi ve yağış rejiminin daha kısa sürede ve daha yüksek yoğunlukta gerçekleşmesi beklenmektedir. Bu durum, kentsel sel riski ve yüzey akışı kaynaklı su baskınlarını artırıcı etki yaratmaktadır. Sel sıklığı ve etki alanı açısından Levent / İstanbul bölgesi, Dünya Bankası ThinkHazard verilerine göre "yüksek risk" kategorisinde yer almaktadır.
2040'a kadar İstanbul'da toplam yağış miktarında yaklaşık %10 oranında artış öngörülmektedir. Ancak bu artışın büyük bölümü kısa sürede gerçekleşen yoğun sağanaklar ve fırtına karakterli yağışlar şeklinde dağılmaktadır. Bu durum, kentsel altyapının taşıma kapasitesini aşarak ofis ve veri merkezleri gibi dijital altyapılarda fiziksel zarar, hizmet kesintisi ve dolaylı finansal kayıplara neden olabilir. Grup açısından veri merkezi erişimi, yedekleme sistemleri ve felaket kurtarma planlarının uygulanabilirliği bu senaryo altında kritik önem taşımaktadır.
Finansal veri sağlayıcıları ile teknoloji hizmet sağlayıcıları, Grup'un dijital işlem altyapısının sürekliliği açısından kritik dış paydaşlardır. Aşırı yağış ve ani sel olaylarının artması durumunda, bu paydaşların veri merkezleri ve iletişim altyapıları geçici kesintilere maruz kalabilir. Özellikle elektrik ve telekom altyapısının ani iklim şoklarına karşı dayanıklılığının sınırlı olması, finansal piyasa verilerinin dijital işlem platformlarına kesintili veya gecikmeli şekilde ulaşmasına neden olabilir. Bu durum, Grup'un işlem algoritmalarının performansını, piyasa fiyatlaması hassasiyetini ve müşteri emirlerinin zamanlamasını olumsuz etkileyerek işlem güvenliği, hizmet kalitesi ve müşteri memnuniyeti üzerinde doğrudan bir risk oluşturabilir.
Dijital altyapı özelinde, sel riski başta veri merkezleri, işlem platformları ve çağrı merkezi sistemleri olmak üzere kritik dijital bileşenler üzerinde kısa süreli ancak yüksek etkili operasyonel kesinti riski doğurmaktadır. Elektrik iletim hatları ve internet altyapısında meydana gelebilecek fiziksel hasarlar, doğrudan işlem güvenliğini zayıflatmakta ve müşteriye sunulan hizmet kalitesinde kesintilere yol açmaktadır. Risk yönetimi perspektifinden bakıldığında ise, bu tür olayların neden olabileceği veri kayıpları, Bilgi Sistemleri (BT) varlıklarının yeniden tesisi için gereken sermaye harcamaları ve hizmet sürekliliğinde yaşanacak aksamalar hem operasyonel risk primlerini yükseltebilir hem de sigorta maliyetlerini artırabilir.
Müşteriler açısından sel kaynaklı platform kesintileri, sermaye piyasası işlemlerinde zamanlamanın kritik olduğu bir ortamda, emir iletiminde gecikmelere ve veri erişiminde tutarsızlıklara neden olabilir. Bu durum, fiyatlama süreçlerinde bilgi asimetrisini artırarak bireysel ve kurumsal yatırımcıların işlem kararlarını olumsuz etkileyebilir. Ayrıca, işlem platformlarına güvenin zedelenmesi yatırımcı sadakatini azaltarak uzun vadede müşteri portföyünde daralma, işlem hacminde düşüş ve gelir kaybı gibi finansal etkiler doğurabilir. Dolayısıyla, müşteri tabanına yönelik dijital hizmetlerin iklim dayanıklılığı perspektifinden yeniden yapılandırılması stratejik bir gerekliliktir.
İstanbul'un yoğun kentleşme yapısı ve "şehir içi ısı adası" (urban heat island) etkisi nedeniyle, özellikle yaz aylarında gözlenen sıcak hava dalgalarının süresi, sıklığı ve şiddeti giderek artmaktadır. Bu gelişme, Grup'un dijital hizmet sürekliliği açısından fiziksel risk maruziyetini artırmakta; başta veri merkezleri, HVAC sistemleri ve BT donanımları olmak üzere kritik altyapılar üzerinde baskı oluşturmaktadır. Ayrıca, sıcaklık stresine bağlı olarak çalışan verimliliğinde düşüş, işlem güvenliği ve hizmet kalitesinde bozulma risklerini de beraberinde getirmektedir. IPCC AR6 senaryolarına göre İstanbul için öngörülen gelişmeler aşağıda sunulmuştur:
Küresel ortalama sıcaklık artışının 2 °C altında stabilize edilmesi hedeflenmektedir. Bu senaryo altında İstanbul'da sıcak hava dalgası gün sayısında sınırlı bir artış öngörülmekte; yılda yaklaşık +10 ilave gün ile riskin yönetilebilir düzeyde kalacağı varsayılmaktadır. Ancak mevcut kentleşme ve altyapı kapasitesi dikkate alındığında, minimum düzeyde dahi olsa HVAC sistemleri ve enerji talebi üzerinde baskı yaratabilir.
2040 yılı itibarıyla İstanbul'da sıcak hava dalgası gün sayısında yaklaşık +30 gün/yıl artış beklenmektedir. ISIMIP verilerine göre bu artış, kent düzeyinde iş gücü verimliliğinde %4–6 arası düşüş yaratabilecek düzeydedir. BT sistemlerinin soğutma ihtiyacı artmakta; veri merkezlerinde performans kayıpları, işlem gecikmeleri ve donanım ömründe kısalma gözlemlenebilmektedir.
Bu senaryo altında 2040 sonrası sıcak hava dalgası gün sayısında +50 gün/yıl artış ve ortalama sıcaklık artışının +3°C'yi aşması beklenmektedir. Bu durum, HVAC ve BT altyapısının kapasite sınırlarını zorlayarak sistemsel kesinti risklerini artırmaktadır. Aynı zamanda, iş gücü verimliliğinde %7–10 düzeyinde düşüş, personel sağlığı üzerinde doğrudan olumsuz etkiler ve iç ortam sıcaklıklarının yönetilememesi gibi operasyonel riskler de tetiklenmektedir.
İklim projeksiyonlarına göre artan ortalama sıcaklık ve sıcak hava dalgaları, veri merkezlerinde ve sunucu altyapısında donanım arızalarına, işlem hızında düşüşe ve soğutma sistemlerinde kapasite aşımına yol açabilir. Bu durum, Grup'un dijital işlem platformlarının sürekliliği açısından kritik BT hizmetlerinde performans sapmalarına neden olabilir. Bu nedenle, hizmet sağlayıcıların iklim dayanıklılığı seviyesi ve altyapı yatırımları yeniden değerlendirilmesi gerekebilir.
Sıcaklık kaynaklı donanım arızaları, soğutma sistemlerinin yetersiz kalması ve HVAC altyapısının sınır değerlerine ulaşması; işlem platformları, veri merkezi sunucuları ve çağrı merkezi altyapısında kesinti süresini uzatabilir. Bu durum, veri bütünlüğünü tehdit ederek finansal işlem güvenliğini zayıflatmakta ve regülasyonlara uyumda zafiyet oluşturma riski taşımaktadır.
Yoğun ısı stresi, çalışan sağlığı, konforu ve bilişsel performansı üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Bu durum, özellikle müşteri iletişimi, yatırım danışmanlığı ve emir yönetimi süreçlerinde kalite kaybına, işlem hızında yavaşlamaya ve hizmet düzeyinde düşüşe neden olabilir. Esnek çalışma modelleri ve uzaktan erişim sistemleri stratejik önlem olarak gündeme alınması gerekebilir.
Donanım ve altyapı kaynaklı performans kayıpları, işlem platformları üzerinden sağlanan fiyat ve piyasa verilerinin gecikmeli iletilmesine yol açabilir. Bu gecikmeler, müşteri nezdinde işlem güvenliğini ve karar alma sürecini olumsuz etkileyerek yatırımcı güvenini zayıflatabilir. Nihayetinde, işlem hacmi düşebilir ve müşteri sadakatinde azalma gözlenebilir.
Fon yönetimi ve portföy hizmetlerinin dijital olarak sağlandığı sistemlerde yaşanabilecek gecikme veya kesintiler, ortaklıklara ait yatırım stratejilerinin uygulanmasını aksatabilir. Bu hem müşteri memnuniyetini hem de kurumsal iş birliklerinin sürekliliğini tehdit eden bir faktör olarak ortaya çıkabilir.
İstanbul'da uzun dönemli ortalama sıcaklık artışları, Grup'un dijital altyapı operasyonları, enerji tüketim profili ve sabit kıymet politikaları üzerinde kalıcı etkiler yaratabilecek düzeyde seyretmektedir. Söz konusu artışlar, özellikle veri merkezlerinin soğutma ihtiyacını artırmakta, HVAC sistemlerinin sürekli çalışmasına neden olmakta ve donanım yenileme döngülerini hızlandırarak amortisman politikalarının yeniden gözden geçirilmesini zorunlu kılmaktadır. IPCC AR6 senaryoları altında İstanbul için öngörülen sıcaklık artışları şu şekildedir:
Küresel ortalama sıcaklık artışı 2 °C seviyesinde stabilize edilmektedir. Bu senaryo altında İstanbul'da uzun vadeli sıcaklık artışının görece sınırlı (yaklaşık 1.3°C ila 1.7°C) düzeyde kalması beklenmektedir. Bu düzeydeki artış, altyapı sistemleri açısından yönetilebilir niteliktedir; ancak HVAC sistemleri ve enerji tüketimi açısından yine de ilave maliyet baskısı yaratabilir.
2080 yılına kadar İstanbul'da ortalama sıcaklık artışının 2.0°C ila 2.5°C arasında olacağı öngörülmektedir. Bu senaryoda veri merkezlerinde soğutma sistemlerinin performansı daha sık sınanacak, enerji tüketimi artışı kalıcı hale gelecek ve dijital altyapı yatırımlarının daha hızlı amortismana tabi tutulması gerekecektir. Ayrıca, donanım yıpranması ve enerji maliyeti kaynaklı operasyonel giderlerde önemli bir artış riski oluşacaktır.
IPCC RCP 8.5 senaryosu altında, İstanbul'da ortalama sıcaklık artışı 4.0°C'ye kadar ulaşabilmektedir. Bu düzeydeki kronik ısınma hem dijital hem fiziksel altyapı üzerinde yapısal bir stres yaratmakta; HVAC sistemlerinin kesintisiz çalışmasına neden olarak enerji maliyetlerini dramatik biçimde artırmaktadır. Ayrıca donanım ömrü ciddi ölçüde kısalmakta, amortisman oranlarının yeniden tanımlanması ve yeşil veri merkezi dönüşümünün kaçınılmaz hale gelmesi söz konusu olmaktadır.
İklim değişikliği kaynaklı fiziksel risklerin artmasıyla birlikte, SPK ve BİST gibi düzenleyici kurumların sürdürülebilirlik raporlamasında enerji verimliliği, operasyonel karbon ayak izi ve altyapı dayanıklılığına ilişkin zorunlu açıklama yükümlülüklerini artırması beklenmektedir. Bu bağlamda, özellikle BT altyapısının enerji tüketim profili ve donanım yenileme politikalarına ilişkin daha ayrıntılı beyanlar talep edilebilir. Söz konusu düzenlemeler, şirketin itibar skoru, ESG derecelendirme notları ve yatırımcı nezdindeki değerlemesi üzerinde doğrudan etkili olacaktır.
Küresel standartlara uyum çerçevesinde, dış denetim firmalarının ve ESG danışmanlarının, özellikle dijital altyapının iklim dayanıklılığına yönelik teknik değerlendirme ve stres testi kapsamlarını genişletmeleri öngörülmektedir. Bu durum, sürdürülebilirlik raporlarının güvence süreçlerinde daha fazla teknik veri, risk senaryosu ve altyapı performans metriklerinin açıklanmasını zorunlu kılabilir. Grup'un danışman ve denetim ortaklarıyla olan iş birliğinin kapsamı ve teknik niteliği, buna paralel olarak yeniden şekillenecektir.
Sürekli artan ortam sıcaklıkları, veri merkezleri ve dijital işlem altyapısında soğutma sistemlerinin daha uzun süre ve yüksek kapasiteyle çalışmasına neden olmaktadır. Bu durum, elektrik tüketiminde yapısal bir artışa yol açmakta; faaliyet giderleri içinde enerji maliyetlerinin kalıcı olarak yükselmesine neden olmaktadır.
Isı artışına bağlı donanım stresinin artması, bilgi işlem sistemlerinde yenileme döngülerini kısaltmakta ve bu durum, mevcut amortisman politikalarının güncellenmesini, daha kısa ekonomik ömür varsayımlarının benimsenmesini gerektirmektedir. Bu değişim, bilançoda duran varlık değerlemesi ve gider yazım hızları üzerinde doğrudan etki yaratmaktadır.
Veri merkezleri ve BT altyapısının soğutma ihtiyacındaki artış nedeniyle yükselen işletme maliyetleri, kaçınılmaz olarak bazı hizmet kalemlerine yansıtılabilir. Bu durum, fiyat duyarlılığı yüksek müşteri segmentlerinde portföy daralmasına, segmentasyon stratejilerinde ise yeniden yapılanma ihtiyacına yol açabilir.
İşlem hacmi yüksek, ancak maliyet esnekliği düşük müşteri gruplarında fiyat kaynaklı erime gözlemlenebilir. Bu da gelir kalemlerinin dağılımında dengesizlik, birim başına hizmet maliyetlerinde artış ve ürün kârlılık analizlerinin yeniden yapılandırılması gibi finansal etkiler doğurabilir.
Bu senaryo, karbon fiyatlaması ve ESG regülasyonlarının öngörülebilir biçimde geliştiği, küresel ısınmanın 2100 yılında 2°C ile sınırlı kaldığı ve aşırı fiziksel etkilerin minimum düzeyde hissedildiği bir geçiş patikasını temsil etmektedir. Grup açısından bu ortam, ESG temelli ürün ve hizmet portföyünün stratejik olarak genişletilmesi, dijital ESG veri altyapısının sistematik şekilde kurulması ve sürdürülebilir finans danışmanlığında uzmanlık geliştirilmesi için oldukça uygun bir zemin sunar. Fiziksel risklerin düşük seyretmesi, Grup'un mevcut altyapı kapasitesine büyük çaplı uyum yatırımı yapmaksızın uzun vadeli dijitalleşme ve yeşil ürün gamı stratejilerine odaklanmasına olanak tanımaktadır. Kurumsal kârlılık, ESG dönüşümünün zamanında planlanması ve sermaye tahsisinin sürdürülebilirlik kriterlerine entegre edilmesi sayesinde artırılabilir.
Bu senaryo, 2030 sonrası dönemde ani biçimde devreye alınan sert regülasyonları, müşteri davranışlarında ani ESG odaklı dönüşümleri ve fiziksel risklerin artış eğiliminde olduğu bir ortamı tanımlar. Grup'un ESG uyum stratejilerini yeterince erken hayata geçirmemesi durumunda; ESG danışmanlığı, veri altyapısı, insan kaynağı ve ürün portföyü düzeylerinde ciddi kapasite baskısı oluşabilir. Ayrıca, iklim kaynaklı sel ve aşırı sıcaklık olaylarının artmasıyla birlikte iş sürekliliği planlarının yetersiz kalma riski yükselir. Bu senaryo altında Grup'un hem geçiş riskleri hem fiziksel riskler bakımından çift yönlü baskı altında kalacağı öngörülmektedir. Dijital ESG veri sistemlerinin, regülasyon takip mekanizmalarının ve BT altyapısının acilen güçlendirilmesi stratejik öncelik hâline gelirken, geç kalınan her adım Grup'un sermaye erişimi, müşteri güveni ve itibar pozisyonu üzerinde negatif etki yaratabilir.
Bu senaryo, küresel ölçekte karbon azaltımında başarısız kalındığı, sera gazı yoğunluğunun hızla arttığı ve sıcaklık artışının 4.3°C'yi aştığı uç bir projeksiyonu temsil etmektedir. Grup özelinde değerlendirildiğinde, özellikle dijital altyapı, BT sistemleri ve HVAC altyapısı üzerindeki fiziksel baskılar, operasyonel sürdürülebilirliği doğrudan tehdit eden boyutlara ulaşmaktadır. Artan sel riski, veri merkezlerinde fiziksel zarar, hizmet kesintisi ve sistem çökmesi gibi etkiler doğurabilir. Bu nedenle, felaket kurtarma sistemleri, lokasyon çeşitlendirmesi, yeşil BT teknolojileri ve enerji yedekleme çözümlerine öncelik verilmesi gerekmektedir. Finansal etki yalnızca doğrudan operasyonel kayıplarla sınırlı kalmayıp, hizmet sürekliliği kesintileri nedeniyle müşteri kayıplarını ve itibar zararlarını da içerebilir. Stratejik düzeyde, iş modelinin yeniden yapılandırılması ve dayanıklılığa dayalı değer önerilerinin geliştirilmesi kaçınılmaz olacaktır.
Grup, iklimle bağlantılı fiziksel risklerin kurumsal faaliyetleri üzerindeki etkilerini azaltmaya yönelik olarak çok boyutlu bir uyum stratejisi geliştirmiştir. Bu strateji; BT altyapısı, ofis operasyonları ve hizmet sürekliliği gibi temel faaliyet alanlarında ortaya çıkabilecek etkilerin yönetilmesini hedeflemektedir. Aşağıda, kısa, orta ve uzun vadede etkili olabilecek fiziksel risk türlerine karşı yürütülen başlıca uyum önlemleri özetlenmiştir. Söz konusu strateji, risklerin gerçekleşmeden önce önlenmesi ve kriz sonrası toparlanma kapasitesinin güçlendirilmesini amaçlayan teknik, operasyonel ve yönetsel uygulamaları kapsamaktadır.
| Risk | Risk ve Fırsatlara Uyum Çabaları | |||
|---|---|---|---|---|
| Grup, aşırı yağış ve ani sel olayları karşısında, BT sistemleri ve fiziksel ofis altyapısına yönelik olarak kapsamlı bir hazırlık süreci yürütmektedir. |
||||
| Aşırı Yağış ve Ani Sel Riski Akut Risk (Kısa Vade) |
Bu çerçevede: • Acil durum ve iş sürekliliği planları kapsamında, kritik BT sistemlerinin korunmasına yönelik öncelikli müdahale protokolleri yapılandırılmıştır. • Sigorta teminatları yoluyla operasyonel aksamalardan doğabilecek kayıpların finansal etkileri azaltılmakta, mevcut poliçeler olağanüstü doğa olaylarını kapsamaktadır. • Kriz sonrası toparlanma kapasitesini desteklemek amacıyla veri yedekleme altyapısı ve alternatif erişim senaryoları yapılandırılmıştır. • Operasyonel devamlılığın korunması amacıyla, dijital hizmet kanalları ve uzaktan çalışma olanakları desteklenmektedir. |
|||
| Aşırı Sıcaklık ve Isı Stresi Akut Risk (Orta Vade) |
Grup, aşırı sıcaklıkların ofis ortamı ve dijital altyapı üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmaya yönelik çeşitli teknik ve operasyonel uyum tedbirleri geliştirmektedir. • HVAC sistemlerinin performans analizleri yürütülmekte; enerji verimliliği yüksek çözümler için geçiş planları değerlendirilmektedir. • BT donanımlarının çevresel streslere karşı dayanıklılığını artırmak amacıyla, sistem bileşenlerinin bakım döngüleri gözden geçirilmekte ve alternatif soğutma çözümleri planlanmaktadır. • Çalışan verimliliğini korumaya yönelik olarak iç ortam konfor seviyelerinin artırılması hedeflenmektedir. |
|||
| Ortalama Sıcaklık Artışı | Uzun vadede ortalama sıcaklık artışına bağlı olarak ortaya çıkabilecek sistematik altyapı baskılarına karşı Grup, veri merkezleri ve dijital işlem platformları özelinde çeşitli önlemler geliştirmiştir. |
|||
| Kronik Risk (Uzun Vade) |
• Altyapı dayanıklılığının artırılması, HVAC sistemlerinin yenilenmesi ve yedek enerji çözümlerinin planlanması öncelikli önlemler arasındadır. • Dijital işlem platformlarının performansının sürdürülebilirliği adına, veri yoğun uygulamalarda sistemsel stres testleri ve bakım döngüleri yürütülmektedir. • İş sürekliliğini tehdit edebilecek uzun dönemli fiziksel etkilerin izlenmesi için iç kontrol ve risk yönetimi süreçleri yapılandırılacaktır. |
Grup tarafından geliştirilen iklim dayanıklılığı odaklı altyapı iyileştirme çalışmaları, mevcut operasyonel planlama döngüsü içerisinde yapılandırılmakta olup, Sermaye Piyasası Kurulu'nun aşağıda belirtilen düzenlemeleri çerçevesinde sürekli olarak gözden geçirilmektedir:
Bu kapsamda, Bilgi Sistemleri ve İç Kontrol Sistemleri (Acil Durum Planları dâhil) yılda en az bir kez olmak üzere bağımsız denetim süreçlerine tabi tutulmakta ve tespit edilen geliştirme alanları doğrultusunda iyileştirme çalışmaları düzenli şekilde güncellenmektedir.
Bu çerçevede, iklim risklerine uyum planı kapsamında öngörülen altyapı yatırımları ve teknolojik adaptasyon projeleri, Grup'un toplam aktif büyüklüğü üzerinde anlamlı ve ön görülemeyen bir mali yük oluşturmamakta; söz konusu yatırımlar, kısa ve orta vadeli özkaynak olanakları ile finanse edilmekte, dolayısıyla ilave dış kaynak kullanımını gerektirmemektedir.
Senaryo analizleri ve risk değerlendirmeleri çerçevesinde, fiziksel iklim risklerine bağlı olarak herhangi bir maddi duran varlığın elden çıkarılması, yeniden konumlandırılması veya işlevsel niteliğinin değiştirilmesine yönelik stratejik bir planlama da bulunmamaktadır. Bu doğrultuda, iklim risklerine ilişkin alınan önlemlerin etkileri, bilanço büyüklüğü ve sermaye yapısı üzerinde düşük seviyede seyretmektedir. Grup, gelecekte risk profiline ilişkin değişiklikleri düzenli olarak izlemeye ve gerekirse yeniden değerlendirme mekanizmalarını devreye almaya yönelik kapasite geliştirme süreçlerini sürdürmektedir.
Grup'un mevcut stratejisi, orta düzeydeki fiziksel risklerin etkin yönetimini amaçlayan bir yapıdadır. Ancak bu stratejiye ilişkin geçmiş dönemlerle karşılaştırmalı ilerleme verileri henüz mevcut olmayıp, bu raporlama döneminde karşılaştırmalı açıklama sunulamamıştır.
• Kurumsal sigorta poliçelerinde "olağanüstü doğa olayları" tanımının kapsamı, farklı sigorta şirketleriyle yapılan anlaşmalar uyarınca değişkenlik gösterebilir.
Grup tarafından gerçekleştirilen iklimle bağlantılı risk ve fırsatların değerlendirmesi, hem mevcut raporlama dönemine ilişkin doğrudan finansal etkileri (nakit akışları, finansal performans, finansman maliyetleri ve erişimi) hem de kısa, orta ve uzun vadeli potansiyel etkileri kapsamlı biçimde ele alacak şekilde yapılandırılmıştır. Bu analizlerde, IPCC AR6 senaryoları temel alınarak oluşturulan çeşitli iklim projeksiyonları çerçevesinde, fiziksel risklerin iş modeline, operasyonel sürekliliğe ve hizmet sunum altyapısına olası etkileri sistematik biçimde değerlendirilmiştir.
Aşağıdaki tabloda, söz konusu analizlerin çıktısı olan öngörülen etki alanları, risk türü ve zaman dilimi bazında nitel olarak sunulmaktadır:
| Risk | Kısa, Orta ve Uzun Vadede Öngörülen Finansal Etkiler | |
|---|---|---|
| Raporlama Dönemine Etkileri | ||
| Grup'un faaliyet gösterdiği Levent / İstanbul bölgesinde 2024 raporlama dönemi boyunca, operasyonları doğrudan etkileyecek düzeyde bir sel olayı veya altyapı hasarı yaşanmamıştır. Bu nedenle, bu dönemde herhangi bir operasyonel kesinti, hizmet gelirlerinde azalma, müşteri şikâyeti veya bilgi teknolojileri altyapısında fiziksel hasar kaynaklı somut bir nakit çıkışı ya da performans bozulması oluşmamıştır. |
||
| 2025 Yılına Etkileri | ||
| Sabit kıymetlerde değer düşüklüğü veya ilave karşılık ayırmayı gerektirecek bir bilanço etkisi de söz konusu olmamıştır. Grup'un mevcut fiziksel altyapısı ve sigorta kapsamı, bu tür kısa vadeli olaylara karşı dayanıklılık göstermekte olup, bir sonraki raporlama döneminde varlıkların defter değerlerinde önemli bir düzeltme yapılması riskinin düşük olduğu öngörülmektedir. |
||
| Kısa-Orta ve Uzun Vadeli Etkileri | ||
| Aşırı Yağış ve Ani Sel Riski | ||
| Akut Risk | Finansmana erişim açısından, faaliyet alanının iklim risklerinin yoğunlaştığı bir sektör olmaması ve kapsamlı acil durum planlarının varlığı, bankalar nezdinde ilave bir kredi riski veya teminat sıkılaştırması yaratmamıştır. Ayrıca, sel riskine |
|
| (Kısa Vade) | ilişkin sigorta teminatlarının yeterli düzeyde olması nedeniyle kısa vadede borçlanma maliyetlerinde artış veya finansman koşullarında olumsuz bir değişim beklenmemektedir. |
|
| Uzun vadede ise, büyük ölçekli iklim olaylarının gerçekleşmesi durumunda sabit kıymetlerde değer kaybı, yedekleme sistemlerine yönelik ilave yatırım ihtiyacı ve operasyonel güvenilirlik algısının zayıflaması gibi riskler ortaya çıkabilir. Bu etkiler, müşteri sadakatinin azalması, işlem hacminde düşüş ve sürdürülebilir gelir akışlarında dalgalanmalarla sonuçlanabilir. Grup, bu riski azaltmak amacıyla adaptasyon stratejilerini güçlendirmeyi ve altyapı dayanıklılığını artırmaya yönelik yatırımlarını sürdürmeyi planlamaktadır. |
Raporlama dönemi itibarıyla, yaz aylarında sıcaklık artışları gözlemlenmiş olmakla birlikte, Grup'un ofis ortamları ve bilgi teknolojileri altyapısında iklimlendirme sistemleri aracılığıyla gerekli soğutma kapasitesi sağlanmış; dolayısıyla operasyonel süreçlerde aksama, işlem platformlarında performans kaybı veya hizmet kalitesinde düşüş gibi etkiler yaşanmamıştır. Enerji tüketiminde mevsimsel artışlar olsa da bu durum nakit akışı ve faaliyet giderleri üzerinde anlamlı bir baskı oluşturmamıştır.
Sabit kıymetlerin değerinde düşüş ya da yeniden sınıflandırma ihtiyacı beklenmemektedir.
Kısa vadede, artan soğutma ihtiyacı veya enerji giderleri, Grup'un finansman koşulları ya da sermaye maliyeti üzerinde herhangi bir etki yaratmamıştır. Ayrıca, Grup'un faaliyet gösterdiği sektörün düşük karbon yoğunluğu ve sistemik ısı riski taşıyan sektörler arasında yer almaması nedeniyle, bankalar ve yatırımcılar nezdinde kredi temininde olumsuz bir durumla karşılaşılmamıştır.
Ancak orta vadede, sıcaklık stresinin daha yoğun yaşanması ve enerji verimliliği ihtiyacının artması durumunda; BT altyapısında donanım yıpranması, iklimlendirme sistemlerinde arıza riski ve buna bağlı olarak bakım ve yenileme maliyetlerinin yükselmesi olasılığı bulunmaktadır.
Bu durum, operasyonel giderlerde artışa ve nakit dengesinde dalgalanmaya yol açabilir. Isı dayanıklılığı düşük sistemlerin finansal risk skorlarını olumsuz etkileyebileceği ve bu durumun finansmana erişim koşullarına yansıma riski taşıdığı da dikkate alınmalıdır.
Uzun vadede ise, enerji verimliliği ve iklim dayanıklılığına ilişkin yatırımların ertelenmesi durumunda sistemik donanım yenileme ihtiyacı ortaya çıkabilir. Bu da hem bilançoda yatırım kaynaklı baskı yaratabilir hem de performans kayıpları, çalışan verimliliği düşüşü ve müşteri deneyiminde bozulmalar yoluyla gelir tabanı üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir.
Ortalama sıcaklık artışı, kademeli ve uzun vadeli bir fiziksel risk niteliği taşımakta olup, 2024 raporlama dönemi itibarıyla Grup'un HVAC sistemlerinde, bilgi teknolojileri altyapısında veya donanım bileşenlerinde doğrudan bir yıpranma, performans kaybı ya da maliyet artışı tespit edilmemiştir. Bu nedenle, mevcut dönemde faaliyet kârlılığı, nakit dengesi veya bilanço kalemleri üzerinde ölçülebilir bir etkisi oluşmamıştır.
Aynı şekilde, sabit kıymetlerde değer düşüklüğü, ya da bakım karşılığı ayrılmasını gerektirecek bir gelişme yaşanmamış; donanım verimliliği ve dijital hizmet performansı korunmuştur. Söz konusu riskin etkisi, yapısı gereği uzun vadeli ve birikimli olduğundan, önümüzdeki raporlama döneminde sabit varlıklarda ani bir değer kaybı oluşması beklenmemektedir.
Ortalama Sıcaklık Artışı
Aşırı Sıcaklık ve Isı Stresi
Akut Risk
(Orta Vade)
Kronik Risk
(Uzun Vade)

Grup, iklimle bağlantılı fiziksel risklere ilişkin nitel bilgi sunumunu tercih etmektedir. Bunun başlıca nedenleri arasında şunlar yer almaktadır:
Bu kapsamda, Grup geçiş risk ve fırsatlarının finansal etkilerini komisyon gelirleri, bilgi işlem ve danışmanlık giderleri, müşteri işlem hacmi, platform abonelik gelirleri ve ürün geliştirme maliyetleri gibi kalemlerde potansiyel değişim alanları olarak tanımlamakta; ancak bunlara dair nicel bilgi sunmamaktadır. Kuruluş, önümüzdeki raporlama dönemlerinde bu sınırlılıkları gidermek üzere modelleme kapasitesini geliştirmeyi ve nicel açıklamalar sunmayı hedeflemektedir.
Aşırı yağış ve ani sel olaylarının Grup'un gelir yapısı üzerindeki olası etkisi, esasen dijital işlem altyapısının kesintiye uğraması sonucu ortaya çıkabilecek komisyon geliri kayıplarıyla ilişkilidir. Bu tür etkiler, işlem platformlarının durması, müşteri erişiminde yaşanabilecek aksamalar ve hizmet sürekliliğindeki geçici kesintiler yoluyla gelir akışını etkileyebilir. Ancak, söz konusu etkilerin zamanlaması, büyüklüğü ve sürekliliği; hava olayının şiddeti, hizmet dışı kalınan süre ve müşteri
davranışlarının değişkenliği gibi belirsiz parametrelere bağlı olduğundan, parasal büyüklüklerin güvenilir biçimde tahmin edilmesi mümkün olmamıştır. Bu çerçevede, ilgili risk için yalnızca nitel açıklama sunulmakta; parasal projeksiyon yapılmamaktadır.
Grup'un, BT sistemleri, ofis ekipmanları ve operasyonel varlıkları, mevcut ticari sigorta poliçeleri kapsamında teminat altına alınmıştır. Ancak, iklim değişikliği kaynaklı aşırı hava olaylarının artan sıklığı ve şiddeti, sigorta primlerinde yukarı yönlü bir baskı yaratma potansiyeline sahiptir. Bu potansiyel artış, reasürans piyasasındaki maliyet eğilimleriyle birlikte değerlendirilmekte olup, mevcut koşullar çerçevesinde Grup'un finansal pozisyonu üzerinde anlamlı bir risk yaratması beklenmemektedir. Orta ve uzun vadede ise, risk azaltım yatırımlarının devreye girmesiyle birlikte sigorta talep frekansında düşüş yaşanması ve primlerin dengelenmesi öngörülmektedir.
Grup, iklim uyum stratejisi kapsamında HVAC sistemleri, pasif soğutma çözümleri ve BT altyapısına yönelik dayanıklılık artırıcı yatırımlar yapmak durumunda kalabilir. Bu yatırımların gerçekleştirilmesiyle birlikte maddi duran varlıkların toplam değerinde artış ve bu artışa paralel olarak bakım onarım giderlerinde yükseliş öngörülmektedir. Bu gider artışının, faaliyet kârlılığı üzerinde kısa vadede sınırlı ancak izlenebilir bir etki yaratması mümkündür. Söz konusu yatırımların Grup'un mevcut özkaynak yapısıyla finanse edilmesi öngörüldüğünden, borçluluk oranlarında anlamlı bir değişiklik beklenmemektedir. Genel değerlendirme itibarıyla bu etki, Grup'un finansal sürdürülebilirliğini zayıflatacak nitelikte değildir.
Grup, iklim uyumuna yönelik operasyonel giderlerini ve yatırımlarını mevcut nakit akışı ve iç kaynaklar vasıtasıyla finanse etmektedir. Bu nedenle, kısa ve orta vadede borçlanma maliyetlerinde artış ya da ek dış finansman ihtiyacı öngörülmemektedir. Bununla birlikte, uzun vadede sürdürülebilirlik bağlantılı kredi enstrümanlarına geçiş stratejisi kapsamında, yeşil tahvil veya sürdürülebilirlik odaklı borçlanma araçları değerlendirilebilecektir. Bu tür finansmanların, Grup'un nakit akışı üzerindeki yükü azaltıcı etkiler yaratma potansiyeli bulunmaktadır.
Grup, iklimle bağlantılı geçiş risk ve fırsatlarının kurumsal faaliyetler üzerindeki olası etkilerini öngörebilmek amacıyla senaryo analizleri gerçekleştirmiştir. Bu kapsamda yürütülen çalışmalar; karbon fiyatlamasına ilişkin varsayımlar, sürdürülebilir finans politikalarının gelişim seyri ve müşteri eğilimlerindeki dönüşüm gibi faktörleri dikkate alan çeşitli geçiş senaryolarını içermektedir. Analizlerde kullanılan varsayımlar, ulusal ve uluslararası düzeyde geçerliliği bulunan kurumlarca yayımlanmış güncel senaryo projeksiyonlarına dayandırılmıştır.
Söz konusu analizler, Grup'un stratejik planlama sürecinin doğal bir parçası olarak tamamlanmış ve 31 Aralık 2024 raporlama dönemini kapsamıştır. Geçiş ortamındaki dinamik değişkenliğe yanıt verebilmek amacıyla bu senaryo analizlerinin yılda bir kez gözden geçirilmesi, her üç yılda ise daha ayrıntılı ve derinlemesine bir güncelleme yapılması planlanmaktadır.
Grup'un halihazırdaki stratejik yönelimi, karbon regülasyonlarının kademeli olarak uygulandığı ve sürdürülebilir finans çerçevesinin belirginleştiği orta yoğunlukta bir geçiş senaryosuna (örneğin Net Sıfır uyumlu yol haritalarına) yanıt verecek şekilde kurgulanmıştır. Bununla birlikte, geçişin beklenenden daha sert veya ani gerçekleşmesi hâlinde, Grup'un mevcut stratejileri hızla gözden geçirilerek uyum kapasitesinin artırılması ve risk azaltım tedbirlerinin genişletilmesi öngörülmektedir. Bu kapsamda stratejik esneklik, kaynak tahsisi ve dijital altyapı düzeyinde kurumsal adaptasyon kabiliyeti, Grup'un iklim geçiş risklerine karşı dayanıklılığının temel dayanakları arasında yer almaktadır.
İklim senaryosu analizinde kullanılan iki temel senaryo, geçiş politikalarının sertliği ile fiziksel iklim etkilerinin şiddeti arasında farklı varsayımlara dayanmaktadır. Bu senaryolar, geçiş riskleri (örneğin karbon fiyatlaması, regülasyonlar, müşteri baskısı) ve fiziksel riskler (örneğin sıcak hava dalgaları, ani sel olayları) açısından kurumun karşı karşıya kalabileceği potansiyel tehditleri bütüncül bir yaklaşımla değerlendirmeye olanak sağlamaktadır.
Senaryo 1 – IEA NZE2050: Bu normatif senaryo, Paris Anlaşması'nın 1.5°C hedefiyle uyumlu net sıfır emisyon yolunu varsayar ve RCP 2.6 ile eşleşen düşük fiziksel risk profiline sahiptir. Emisyon azaltımları kademeli ve öngörülebilir olup, karbon fiyatlandırması gelişmiş ekonomilerde 2050'ye kadar 250 USD/tCO₂'ye, gelişmekte olan ekonomilerde ise 200 USD/tCO₂'ye ulaşır. Fiziksel etkiler sınırlıdır; örneğin, ısı dalgalarının frekansı %50 artar ancak şiddeti yönetilebilir kalır. Bu çerçevede geçiş riskleri yönetilebilir seviyededir; karbon fiyatlaması kademeli olarak artar, regülasyonlar önceden öngörülebilir biçimde devreye girer ve iklim kaynaklı fiziksel olayların frekansı düşük kalır. Bu nedenle Grup'un uyum planlarını zamanında hayata geçirmesi durumunda, operasyonel istikrar ve finansal performans üzerindeki etkiler sınırlı düzeyde kalabilir.
Senaryo 2 – NGFS Delayed Transition: Bu senaryo, 2030 öncesi dönemde yetersiz politika müdahalelerinin ardından ani ve koordinasyonsuz geçiş önlemlerinin devreye girdiği ortamı simüle eder ve RCP 4.5 ile uyumlu orta düzey fiziksel riskleri içerir. Karbon fiyatlandırması 2030 sonrası ani artış gösterir (gelişmiş ekonomilerde >250 USD/tCO₂), emisyon azaltım hızı %10'un üzerine çıkar ve negatif emisyon teknolojilerine (örneğin, karbon yakalama ve depolama) bağımlılık artar.
Senaryo çerçevesinde, 2030 sonrasında fiziksel riskler yoğunlaşır; sel olaylarında %50 frekans artışı ve sıcaklık dalgalarında +3-5°C şiddet yükselmesi, BT altyapısı (veri merkezleri soğutma yükü) ve tedarik zinciri sürekliliğinde kırılganlık yaratır. Gecikmeli uyum, Grup için geçiş maliyetleri ve itibar riskleri doğurabilir, ancak hızlı adaptasyon fırsatları (örneğin, yeşil finansman erişimi) da sunar. İkili senaryo seti, Grup'un stratejik esnekliğini test etmek ve geçiş–fiziksel risk etkileşimlerini anlamlandırmak açısından kritik bir analiz çerçevesi sunmaktadır.
Grup'un iklimle bağlantılı geçiş risk ve fırsatlarını değerlendirmek üzere kullanılan iki referans senaryoya (IEA NZE2050 ve NGFS Delayed Transition) ilişkin temel varsayımları ve parametreleri karşılaştırmalı olarak sunmaktadır. Belirtilen senaryolar, düşük karbon ekonomisine geçiş sürecinde politika, piyasa ve teknoloji kaynaklı belirsizliklerin iş modeli üzerindeki potansiyel etkilerini anlamaya yönelik olarak seçilmiştir.
| Senaryo | Kaynak | Ana Parametreler |
|---|---|---|
| Senaryo 1: Kademeli Geçiş (Düşük Risk) |
IEA NZE2050 | • Karbon Fiyatı: 250 USD/tCO₂e (2050 itibarıyla) • Yenilenebilir Enerji Kullanım Oranı: %70 • Küresel Isınma Sınırı: 1.5°C (2100 itibarıyla) • Regülasyon Zamanlaması: Kademeli ve öngörülebilir (Paris Anlaşması uyumlu) • Emisyon Azaltım Hızı: Yıllık %4–6 (Küresel ortalama) |
| Senaryo 2: Gecikmiş Geçiş (Orta–Yüksek Risk) |
NGFS Delayed Transition |
• Karbon Fiyatı: Ani artış (2030 sonrası >250 USD/tCO₂e) • Yenilenebilir Enerji Kullanım Oranı:%50–%60 (gecikmeli adaptasyon) • Küresel Isınma Sınırı: 2–2.5°C (Orta Düzey Fiziksel Risk) • Regülasyon Zamanlaması: 2030 öncesi sınırlı, sonrası ani ve sert müdahaleler • Emisyon Azaltım Hızı: Gecikme sonrası %10+ yıllık (politika şoku etkisiyle) |
Senaryo analizi, Grup'un iklimle bağlantılı fiziksel risklere karşı dayanıklılık düzeyini stratejik çerçevede ortaya koymaktadır. RCP 2.6 senaryosu altında mevcut altyapı kapasitesi yeterli görülürken, RCP 4.5 senaryosunda artan sıcaklık ve yağış frekansı operasyonel sistemler üzerinde baskı oluşturmaya başlamakta, bu da enerji yönetimi ve altyapı dayanıklılığı yatırımlarını gündeme getirmektedir. RCP 8.5 senaryosu ise sistemik bir iklim krizini temsil etmekte ve özellikle dijital altyapı, HVAC sistemleri ve fiziksel lokasyonlar açısından ciddi adaptasyon gereksinimleri doğurmaktadır. Bu bağlamda, Grup'un fiziksel risk yönetimini uzun vadeli altyapı modernizasyonu ve iş sürekliliği çözümleriyle desteklemesi stratejik önem taşımaktadır.
| Başlık | Senaryo 1 RCP 2.6 – Düşük Fiziksel Risk ve Kontrollü Isınma |
Senaryo 2 RCP 4.5 – Orta Düzey Fiziksel Risk ve Bölgesel İklim Baskısı |
Senaryo 3 RCP 8.5 – Yüksek Fiziksel Risk ve Sistemik İklim Krizi |
|---|---|---|---|
| Aşırı Sıcaklık ve Isı Stresi |
Isınma sınırlı düzeyde kaldığından fiziksel varlıklar, HVAC sistemleri ve dijital donanım üzerinde gözle görülür bir yük oluşmaz; kurumsal kapasite yeterlidir. |
Sıcak hava dalgalarının uzaması, soğutma sistemleri ve veri altyapısında performans düşüşüne yol açabilir; enerji tüketiminde ve bakım maliyetlerinde artış beklenebilir. |
Aşırı sıcaklıkların kurumsal operasyonlar üzerinde yoğun baskı yarattığı bu senaryoda, sistemsel adaptasyon yapılmazsa kritik BT altyapısı durma riski taşır. |
| Aşırı Yağış ve Ani Sel Riski |
Altyapı riski düşük seviyededir; sel ve su taşkını frekansı operasyonel planları etkileyecek düzeyde değildir. |
Periyodik yağış artışları, ofis erişimi ve lojistik hizmetlerde kısa süreli aksamalara yol açabilir; iş sürekliliği planlaması önem kazanır. |
Ani sel olaylarının yapısal hasar ve uzun süreli iş kesintilerine yol açabileceği bir ortamda, fiziksel lokasyon bağımlılığı ciddi risk haline gelir. |
Aşağıda sunulan tablo, IPCC AR6 tarafından tanımlanan üç temel emisyon senaryosu (RCP 2.6, RCP 4.5 ve RCP 8.5) çerçevesinde fiziksel risklere bağlı olarak öngörülen iklimsel etkileri, aşırı hava olaylarını ve senaryolar arası belirsizlik düzeylerini karşılaştırmalı biçimde özetlemektedir.
| Senaryo | Küresel Sıcaklık Artışı (2100'e kadar) |
Aşırı Hava Olayları (Isı Dalgaları, Sel, Kuraklık) | Belirsizlikler ve Farklılıklar |
|---|---|---|---|
| RCP 2.6 (Düşük Emisyon: Hızlı azaltım, 1.5°C hedefi) |
Küresel sıcaklık artışı, 2100 yılına kadar 1.0 ile 1.8°C arasında sınırlı kalır ve 2050'ye kadar yaklaşık 1.5°C'ye ulaşır. |
Isı dalgalarının frekansı yüzde 50 artar ancak şiddeti düşük seviyede kalır. Sel olayları kıyılarda sınırlı olurken iç bölgelerde yağış dengeli seyreder. Kuraklık Akdeniz bölgesinde %10-20 oranında hafif bir artış gösterir ancak yönetilebilir düzeydedir. |
Düşük belirsizlik (emisyon azaltımı varsayımı); Diğer RCP'lerden fark: Riskler önlenebilir. |
| RCP 4.5 (Orta Emisyon: Dengeli geçiş, 2°C hedefi) |
Küresel sıcaklık artışı, 2100 yılına kadar 1.7 ile 3.2°C arasında gerçekleşir ve 2050'ye kadar yaklaşık 2°C'ye ulaşır. |
Isı dalgalarının frekansı yüzde 100-200 oranında artar ve şiddeti orta seviyededir (Avrupa'da 3-5°C artış). Ani yağış miktarı yüzde 20-30 artar ve sel olayları için frekans yüzde 50 yükselir (Türkiye'de Karadeniz ve Marmara bölgeleri etkilenir). Kuraklık ise Akdeniz'de yüzde 30-50 oranında artar ve su kıtlığı sorununu yoğunlaştırır. |
Orta belirsizlik (emisyon stabilizasyonu); RCP 2.6'dan fark: Riskler artar, ama uyarlanabilir; RCP 8.5'ten düşük risk yoğunluğuna sahiptir. |
| RCP 8.5 (Yüksek Emisyon) |
Küresel sıcaklık artışı, 2100 yılına kadar 3.3 ile 5.7°C arasında gerçekleşir ve 2050'ye kadar yaklaşık 2.5°C'ye ulaşır. |
Isı dalgalarının frekansı yüzde 300'den fazla artar ve şiddeti yüksek seviyededir (+5-8°C artış, ölümcül etkiler). Sel olayları için yağış yüzde 50'den fazla artar ve frekansı yüzde 100 yükselir (Türkiye'de sel olayları yaygınlaşır). Kuraklık ise Akdeniz'de yüzde 50-80 oranında artar ve kronik su krizi yaratır. |
Yüksek belirsizlik (aşırı emisyon varsayımı); diğer RCP'lerden fark: Dönülemez hasarlar, GDP kaybı %2-4/yıl. |
Grup'un iklimle bağlantılı geçiş ve fiziksel risklere karşı kurumsal dayanıklılığı; stratejik esneklik, dijital altyapı yetkinliği ve sermaye tahsisatının çevik yönetimi yoluyla şekillenmektedir. Grup, farklı iklim senaryoları altında gerek piyasa koşullarına gerekse iklim olaylarına karşı iş modelini yeniden yapılandırma ve operasyonel kaynaklarını yeniden konumlandırma kapasitesine sahiptir. Bu kapsamda, aşağıda belirtilen stratejik odak alanları, Grup'un iklim dirençli bir finansal hizmet sağlayıcısı olarak konumunu güçlendirme amacını taşımaktadır:
Grup'un faaliyet modeli, sabit fiziksel varlıklardan ziyade dijital işlem altyapısı, bulut tabanlı hizmet mimarisi ve veri merkezli hizmet sunumu üzerine inşa edilmiştir. Bu yapı, iklimle bağlantılı geçiş ve fiziksel riskler karşısında Grup'un varlık dönüşüm kapasitesini artırmakta; sabit varlıklar üzerinde büyük ölçekli modernizasyon gerekliliğini minimize etmektedir. Bu bağlamda Grup'un dönüşüm kabiliyeti şu şekilde özetlenebilir:
Bu yaklaşım sayesinde Grup, mevcut teknolojik varlıklarını sadece iklim risklerine karşı uyumlu hale getirmekle kalmayıp; aynı zamanda çevresel etki azaltımı, dijital esneklik ve kaynak verimliliği hedeflerine yönelik bütünsel bir altyapı dönüşüm kapasitesine sahip olmaktadır. Bu durum, Grup'un uzun vadeli iklim stratejisi, sürdürülebilirlik hedefleri ve iş modeli dönüşümü ile tam uyumlu bir altyapı planlamasına işaret etmektedir.
Grup'un mevcut durumda geçiş veya fiziksel risklere özel tanımlanmış ayrı bir yatırım bütçesi bulunmamakla birlikte, aşağıdaki prensiplere dayalı adaptif yatırım çerçevesi benimsenecektir:
Grup, sermaye ihtiyacını ağırlıklı olarak banka kredileri ve finansman bonoları yoluyla karşılamaktadır. Faaliyet gösterdiği sektör, iklimle bağlantılı geçiş ve fiziksel risklerin yoğun olduğu alanlar arasında yer almadığından, bankaların emisyon azaltım hedefleri kapsamında özel bir kredilendirme kısıtına tabi değildir. Raporlama tarihi itibarıyla iklim risklerine bağlı herhangi bir finansman kısıtı bulunmamakta olup, kısa ve orta vadeli dönemde bu yönde bir risk öngörülmemektedir. (Ayrıntılı bilgi için bkz. Finansal Rapor, Dipnot 7 – Finansal Borçlar, Sf. 30)
Grup'un entegre risk yönetimi faaliyetleri içerisinde iklimle bağlantılı riskler ve fırsatlar henüz "ana risk" kategorisinde sınıflandırılmamakla birlikte, Grup'un faaliyet gösterdiği sektörün niteliği ve tabi olduğu düzenleyici gereklilikler doğrultusunda özellikle fiziksel risklerin BT ve altyapı sistemlerine etkileri Grup'un kurum içinde tanımlanmış iç kontrol noktaları aracılığıyla düzenli olarak izlenmekte ve raporlanmaktadır.
İklim risklerinin belirlenmesinde hem operasyonel veriler hem de dışsal politika ve piyasa gelişmeleri esas alınmaktadır. Bu kapsamda:
Grup, iklimle bağlantılı riskleri sistematik olarak analiz etmek amacıyla aşağıdaki senaryoları uygulamaktadır:
Bu senaryolar hem kısa vadeli duyarlılık testleri hem de uzun vadeli stratejik uyum kapasitesi ölçümleri için kullanılmakta ve her yıl güncellenmektedir. (Bkz. 7.7 ve 7.8 Senaryo Analizleri)
Risklerin değerlendirilmesi, "olasılık x etki" matrisine dayalı nitel analizle yapılmaktadır. (Bkz. 5. İklimle Bağlantılı Risk ve Fırsatların Önemlilik Analizi)
İklim riskleri, kurumsal risk envanterine entegre edilmekte ve uyum önceliği, operasyonel etki ve finansal kırılganlık ölçütlerine göre önceliklendirilmektedir. Aşağıdaki riskler "kritik öncelik" kategorisinde değerlendirilmektedir:
Raporlama dönemi itibarıyla iklim risklerinin izlenmesine yönelik kurumsal bir yapı bulunmamakla birlikte, 2025 yılı içinde bu yapının kurulması ve faaliyete geçirilmesi hedeflenmektedir.
2024 yılı itibarıyla, kurumsal risk yönetimi sisteminde yapısal bir değişikliğe gidilmemiştir.
Grup, 2024 raporlama dönemi itibarıyla toplam 115,73 ton karbondioksit eşdeğeri (tCO₂e) mutlak brüt sera gazı (GHG) emisyonu beyan etmiştir. Söz konusu emisyon miktarı, Kapsam 1 ve Kapsam 2 emisyonları kapsamaktadır ve aşağıdaki şekilde sınıflandırılmaktadır:
Grup'un kontrolü altındaki kaynaklardan (örn. doğalgaz tüketimi, şirket araçlarının yakıt tüketimi) kaynaklanan emisyonlar olup, toplam 73,69 tCO₂e olarak hesaplanmıştır.
Grup'un satın aldığı ve tükettiği elektrikten kaynaklanan dolaylı emisyonlar yalnızca lokasyon bazlı yöntem ile hesaplanmış olup, toplam 42,04 tCO₂e olarak bildirilmiştir. Pazar bazlı emisyonlar için sözleşmeye dayalı araç bulunmadığından bu kapsamda emisyon ölçümü yapılmamıştır (0 tCO₂e).
Emisyon hesaplamaları, "Sera Gazı Protokolü: Kurumsal Muhasebe ve Raporlama Standardı (2004)" hükümleri uyarınca gerçekleştirilmiş; organizasyonel sınır ise finansal kontrol yaklaşımı esas alınarak belirlenmiştir. Grup, Türkiye Finansal Raporlama Standartları (TFRS) uyarınca finansal tablo hazırlamakta olup, bağlı ortaklıklarını tam konsolidasyon yöntemi kullanarak muhasebeleştirmektedir. Bu nedenle, GHG raporlamasında da aynı kontrol tanımı esas alınarak finansal raporlamayla tutarlılık sağlanmaktadır. Kullanılan emisyon faktörleri ve küresel ısınma potansiyeli (GWP) değerleri, IPCC Altıncı Değerlendirme Raporu (AR6) kaynaklıdır. Yasa veya yönetmelikler uyarınca yerine getirilmesi gereken bir emisyon azaltım hedefi bulunmamaktadır.
| Emisyon Türü | Birim | 2024 |
|---|---|---|
| Kapsam 1 Emisyonları (Doğrudan) | tCO₂e | 73,69 |
| Kapsam 2 Emisyonları (Lokasyon Bazlı) | tCO₂e | 42,04 |
| Kapsam 2 Emisyonları (Pazar Bazlı)) | tCO₂e | 0 |
| Toplam Kapsam 1 ve 2 Emisyonlar | tCO₂e | 115,73 |
Grup'un 2024 raporlama dönemi itibarıyla, ortak girişim veya operasyonel kontrolün paylaşıldığı bir iş ortaklığı bulunmamaktadır. Organizasyonel raporlama sınırları ve dâhil edilen varlıklar Raporun "3.2. Sera Gazı Emisyonları Raporlama Sınırı" başlığı altında detaylı olarak sunulmuştur.
| Kaynak | Kapsam 1 (tCO₂e) | Kapsam 2 (tCO₂e) | Toplam (tCO₂e) |
|---|---|---|---|
| A1 Capital | 73,69 | 42,04 | 115,73 |
| Konsolide Grup1 | 73,69 | 42,04 | 115,73 |
| Konsolide Dışı | — | — | — |
1 Sera Gazı Emisyon Ölçümü raporlama sınırları için Raporun 3.2 bölümüne bakınız.
Grup'un 2024 yılı sera gazı envanteri aşağıdaki faaliyet kategorilerine göre sınıflandırılmıştır:
Grup'un sera gazı (GHG) emisyonlarını hesaplamak amacıyla kullandığı başlıca girdiler ve varsayımlar aşağıda özetlenmiştir:
• Raporlama döneminde ölçüm yaklaşımı, girdi türleri ve varsayımlarda herhangi bir metodolojik değişiklik yapılmamıştır.
| Kapsam | Emisyon Kategorisi |
Faaliyet Tanımı | Veri Kaynağı | GWP / Emisyon Faktörü Kaynağı |
Metodoloji, Veri Kalitesi ve Belirsizlik |
Ek Notlar |
|---|---|---|---|---|---|---|
| Kapsam 1 | Sabit Yakıt Tüketimi |
Isıtma/soğutma sistemlerinde kullanılan doğalgaz, dizel vb. yakıtlar |
Sayaç ve fatura kayıtları |
IPCC AR6 / TÜİK – IEA |
Yakıt tüketimi × emisyon faktörü. Veri kalitesi yüksek, belirsizlik düşük. |
Merkez Ofis, İrtibat Büroları ve Şubelere ait doğalgaz tüketimi esas alınmıştır. |
| Kapsam 1 | Taşıma Yakıtı Tüketimi |
Şirket araçlarında benzin ve dizel tüketimi |
Filo yönetim sistemi, akaryakıt fişleri |
IPCC AR6 / TÜİK – IEA |
Araç tipi ayrıştırmalı hesaplama. Belirsizlik düşüktür. |
Sadece şirket filosu dâhil edilmiştir. |
| Kapsam 2 | Elektrik Tüketimi (Satın Alım) |
Ofis, sistem odası ve veri merkezi elektrik tüketimi |
Elektrik faturaları, sayaç okumaları |
IEA 2023 – Türkiye Lokasyon Bazlı |
Lokasyon bazlı yöntemle hesaplama. Belirsizlik düşüktür. |
Piyasa bazlı ölçüm yapılmamıştır. |
Raporun "2.1 Kurumsal Yapı ve İş Modeli" bölümünde açıklanmıştır.
Grup, 2024 raporlama dönemi itibarıyla, iklimle bağlantılı fırsatlarla uyumlu hale getirilmiş varlıkların veya faaliyetlerin miktarını ve yüzdesini belirlemeye yönelik sistematik bir değerlendirme veya ölçüm yöntemi geliştirmemiştir. Bu kapsamda, gerekli açıklamalar, izleyen raporlama dönemlerinde sunulacaktır.
Şirket, 2024 raporlama dönemi itibarıyla karar destek süreçlerinde iç karbon fiyatlaması uygulamamaktadır. Bu doğrultuda;
(i) Şirket yatırım değerlendirmeleri, senaryo analizleri, kaynak tahsisi ve iç performans raporlamasında herhangi bir iç karbon fiyatı tahsisi veya gömülü karbon maliyeti hesabı kullanmamaktadır. Bu konu, karar alma süreçlerinde henüz sistematik bir politika olarak tanımlanmamıştır.
(ii) Şirket tarafından belirlenmiş herhangi bir metrik ton CO₂e başına iç karbon fiyatı bulunmamaktadır. Dolayısıyla karbon emisyonlarının parasal karşılığına ilişkin birim değer beyan edilmemektedir.
Şirket, 2024 raporlama dönemi itibarıyla iklimle bağlantılı risk ve fırsatların yönetimi ile bağlantılı olarak, üst düzey yöneticilere yönelik performansa dayalı ücretlendirme politikası uygulamamaktadır. Bu kapsamda:
(i) Şirket mevcut ücret politikalarında, yönetici prim sistemleri veya değişken ücret bileşenleri içerisinde iklimle bağlantılı performans kriterlerine yer vermemektedir. Bu husus, karar alma ve kurumsal yönetişim süreçlerinde henüz formel bir politika veya uygulama haline getirilmemiştir.
(ii) Cari raporlama dönemi içinde, iklimle bağlantılı göstergelere dayalı olarak finansal tablolara yansıtılmış herhangi bir yönetici ücret kalemi veya oranı bulunmamaktadır. Dolayısıyla, bu kapsamda raporlanabilir bir yüzde mevcut değildir.
Şirket, iklim stratejisi kapsamında belirlediği sera gazı emisyon azaltım hedeflerini, açık, ölçülebilir ve uluslararası taahhütlerle uyumlu biçimde yapılandırmıştır. Bu kapsamda (i) operasyonel taşıt filosunun elektrikli ve hibrit araçlara dönüştürülmesini ve (ii) Kapsam 1 ve 2 emisyonlarının 2050 yılına kadar net sıfıra indirilmesini içeren iki ayrı hedef belirlemiştir. Her iki hedefin kapsamı, geçerli olduğu dönem, ölçüm metrikleri, performans izleme araçları ve yönetişim süreçleri aşağıdaki tablolar aracılığıyla şeffaf ve karşılaştırılabilir şekilde sunulmuştur. Bu hedefler, Paris Anlaşması ve Türkiye'nin 2053 net sıfır taahhüdü ile uyum içerisinde olup, sürdürülebilirlik performansının uzun vadeli takibini desteklemektedir.
| Hedefin Nitelikleri | Hedef Hakkında Açıklamalar |
|---|---|
| Hedefi belirlemek için kullanılan metrik | Elektrikli araçlara dönüştürülen operasyonel araç filosunun yüzdesi (%) |
| Hedefin amacı | Kapsam 1 ve 2 sera gazı emisyonlarının azaltılması (azaltım hedefi) |
| Hedefin geçerli olduğu işletme bölümü | Şirket'in operasyonel taşıt filosu |
| Hedefin geçerli olduğu dönem | 2025 – 2030 |
| İlerlemenin ölçüldüğü baz dönem | 2024 yılı |
| Dönüm noktaları ve ara hedefler | 2026 sonuna kadar %20 dönüşüm; 2030 sonuna kadar %100 dönüşüm |
| Hedefin türü | Mutlak ve nicel hedef |
| Uluslararası anlaşmalar ve taahhütlerle uyum | Paris Anlaşması ve Türkiye'nin 2053 Net Sıfır emisyon hedefi ile uyumludur |
| Doğrulama | Uygulama sonuçları, bağımsız denetçiler tarafından doğrulanacaktır |
| Gözden geçirme süreci | Gözden geçirme süreci ilerleyen dönemlerde oluşturulacaktır. |
| İzleme göstergeleri | Yıllık dönüşüm oranı |
| Revizyon ve durum beyanı | Hedef, 2024 raporlama dönemi itibarıyla ilk kez belirlenmiş olup, daha önce tanımlanmış güncelleme veya revizyon bulunmamaktadır |
| Hedefin Nitelikleri | Hedef Hakkında Açıklamalar |
|---|---|
| Hedefi belirlemek için kullanılan metrik |
Kapsam 1 ve 2 emisyonlarının 2050 yılına kadar net sıfıra indirilmesi |
| Hedefin amacı | Uzun vadeli net sıfır hedefi kapsamında kurumsal emisyonların azaltılması |
| Hedefin geçerli olduğu işletme bölümü |
A1 Capital'in tüm operasyonel faaliyetleri ve Tam konsolide edilen bağlı ortaklıkları |
| Hedefin geçerli olduğu dönem | 2025 – 2050 |
| İlerlemenin ölçüldüğü baz dönem |
2024 |
| Dönüm noktaları ve ara hedefler |
2030 yılına kadar Kapsam 1 ve 2 emisyonlarında %30 azaltım |
| Hedef türü | Mutlak ve nicel hedef |
| Uluslararası taahhütlerle uyum | Paris Anlaşması ve Türkiye'nin 2053 Net Sıfır hedefi ile uyumludur |
| Üçüncü taraf doğrulama | Uygulama sonuçları, bağımsız denetçiler tarafından doğrulanacaktır |
| Gözden geçirme süreci | Gözden geçirme süreci ilerleyen dönemlerde oluşturulacaktır. |
| İlerlemeyi izlemek için kullanılan metrikler |
Portföy bazında yıllık azaltım oranı Kümülatif azaltım eğilimi |
| Revizyon ve açıklaması | Hedef, 2024 raporlama döneminde ilk kez belirlenmiştir. Bu nedenle önceki yıllarla karşılaştırmalı revizyon açıklaması bulunmamaktadır |
| Performans ve eğilim analizi | 2024 dönemi başlangıç yılıdır. İlk performans verileri 2025'te ölçülecek ve trend analizi gelecek raporlama döneminde kamuya açıklanacaktır |
| Hedef kapsamındaki sera gazı türleri |
CO₂, CH₄ ve N₂O dahil olmak üzere Kyoto Protokolü kapsamındaki başlıca sera gazları |
| Kapsanan emisyon kapsamları | Hedef sadece Kapsam 1 ve Kapsam 2 emisyonlarını kapsar. |
| Brüt / Net hedef açıklaması | 2030 yılına kadar %30 brüt azaltım hedefi, 2050 yılı için net sıfır hedefi. Her iki hedef eş zamanlı ve şeffaf şekilde tanımlanmıştır. |
| Sektörel karbonsuzlaşma yaklaşımı |
Hedef sektörel karbonsuzlaşma metodolojisi kullanılmaksızın, kurum içi fizibilite analizleri ve ülke taahhütleri esas alınarak belirlenmiştir |
Grup'un öncelikli iklim stratejisi, operasyonel süreçlerinde yapısal azaltımlar gerçekleştirerek sera gazı emisyonlarını kalıcı biçimde düşürmektir. Bu doğrultuda, doğrudan emisyon azaltımı ana öncelik olarak benimsenmiş olup, planlanan karbon kredisi kullanımı bulunmamaktadır.
Şirket, raporlama dönemi itibarıyla iklimle bağlantılı riskleri azaltmak, bu risklere uyum sağlamak ya da iklimle bağlantılı fırsatlardan yararlanmak amacıyla Sera Gazı (GHG) Emisyon Hedefleri dışında resmi olarak benimsenmiş nicel veya nitel hedefler belirlememiştir. Aynı şekilde, yürürlükteki ulusal veya uluslararası mevzuatlar kapsamında Şirket'in ulaşması gereken zorunlu bir iklim hedefi de bulunmamaktadır. Bu nedenle, yönetişim organları ya da yönetim tarafından bu tür hedeflere yönelik ilerlemeyi izlemek amacıyla kullanılan özel metrikler veya performans göstergeleri tanımlanmamıştır. Önümüzdeki raporlama dönemlerinde, sürdürülebilirlik stratejisinin gelişimine paralel olarak hedef ve metrik yapılandırmalarının ve finanse edilen emisyonların ölçümü ve takibi için gerekli sistemsel altyapının oluşturulması planlanmaktadır.
Şirket, TSRS 2'nin Sektör Bazlı Uygulama Rehberi çerçevesinde, Cilt 18 – Yatırım Bankacılığı ve Brokerlik, Cilt 15—Varlık Yönetimi ve Saklama Faaliyetleri, Cilt 64—Araba Kiralama ve Leasing açıklama konularına yönelik değerlendirmesini tamamlamıştır. Bu açıklamalara ilişkin veri setleri henüz oluşturulamamış olmakla birlikte, 2025 yılı itibarıyla gerekli teknik çalışmalar başlatılmıştır. Veri altyapısının ve metodolojik çerçevenin geliştirilmesini takiben, söz konusu açıklamaların 2026 yılı raporlama döneminde sunulması hedeflenmektedir.
Grup, finansal faaliyetler kapsamında yatırım hizmetleri ve varlık yönetimi faaliyetleri yürütmekte olup, bu faaliyetler aracılığıyla dolaylı olarak sera gazı emisyonlarına maruz kalabilmektedir. TSRS 2 29(a)(vi)(2) hükmü doğrultusunda, finans sektöründe faaliyet gösteren kuruluşların; finanse edilen emisyonlara ilişkin Kapsam 3, Kategori 15 (yatırımlarla ilişkili emisyonlar) kapsamında ek bilgi açıklamaları sunması beklenmektedir.
Bununla birlikte, Grup'un raporlama dönemi itibarıyla TSRS 2 C4 (b) hükmü uyarınca Kapsam 3 sera gazı emisyonlarının açıklanmasına yönelik geçici muafiyeti bulunmaktadır. Bu nedenle, raporlama döneminde Kapsam 1 ve Kapsam 2 emisyon bilgileri sunulmuş; Kapsam 3 emisyonları, özellikle finanse edilen emisyonlara ilişkin detaylı açıklamalar, bu dönem için kapsam dışında bırakılmıştır.
Şirket, 09.04.2025 Tarihinde 111.760.000 TL bedelle Kartal Yenilenebilir Enerji Üretim A.Ş.'nin (%5) hissesini satın almıştır. Finansal Duran Varlık edinimden sonra Finansal Varlıkta sahip olunan oy haklarının oranı (%13,89)'tür. Kartal Yenilenebilir Enerji Üretim A.Ş.'nin ticari unvanı 29.04.2025 tarihinde A1 Yenilenebilir Enerji Üretim A.Ş olarak değiştirilmiştir. Borsa İstanbul'da işlem göre A1 Yenilenebilir Enerji Üretim A.Ş. 5 adet bağlı ortaklığı ve bu bağlı ortaklıkların sahip olduğu güneş enerjisi santralleri ile elektrik üretimi gerçekleştirmekte ve üretilen elektrik ilgili enerji piyasası düzenlemeleri çerçevesinde görevli tedarik şirketlerine satılmaktadır. A1 Yenilenebilir Enerji Üretim A.Ş toplam 53,41 MWp kurulu güce sahiptir.
| Bölüm | Açıklama Başlıkları | İlgili TSRS | Sayfa |
|---|---|---|---|
| 1.1 | Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartlarına Uyum | TSRS 1.72 | 3 |
| 1.2 | Finansal Tablolarla Bağlantı (Raporlama Dönemi, Raporlayan İşletme ve Sunum Para Birimi) |
TSRS 1.22, TSRS 1.64 |
3 |
| 1.3 | TSRS Uygulama Kapsamı ve Geçiş Dönemi Muafiyetleri | TSRS 1.E3-E5 | 3 |
| 2. | Grup'un Stratejik Yapılanması ve Değer Zinciri | TSRS 1.32 | 4 |
| 2.1 | Kurumsal Yapı ve İş Modeli | TSRS 1.32 | 4 |
| 2.2 | Grup'un Değer Zinciri | TSRS 1.32 | 6 |
| 3. | Raporlama Sınırları | TSRS 1.20,TSRS 1.B38 | 7 |
| 3.1 | Raporlama Sınırı (Sera Gazı "GHG" Emisyonları Hariç) | TSRS 1.20,TSRS 1.B38 | 7 |
| 3.2 | Sera Gazı (GHG) Emisyonları Raporlama Sınırı | TSRS 2.29,TSRS 2.B26 | 8 |
| 4. | Muhakemeler ve Ölçüm Belirsizlikleri | TSRS 1.79 | 10 |
| 4.1 | Önemli Muhakemeler | TSRS 1.74,TSRS 1.75 | 10 |
| 4.2 | Ölçüm Belirsizlikleri | TSRS 1.78,TSRS 1.81 | 11 |
| 5. | İklimle Bağlantılı Risk ve Fırsatların Önemlilik Analizi | TSRS 1.44, TSRS 1.B6,B13,B28 |
12 |
| 6. | Sürdürülebilirlik Yönetişimi | TSRS 2.6 | 13 |
| 7. | Strateji | TSRS 2.8 | 14 |
| 7.1 | İklimle Bağlantılı Geçiş Risk ve Fırsatları: Tanımlar ve Değer Zinciri Üzerinde Etkileri |
TSRS 2.10,TSRS 2.13 | 14 |
| 7.2 | İklimle Bağlantılı Geçiş Risk ve Fırsatlarının Strateji ve Karar Alma Mekanizmaları Üzerindeki Etkileri |
TSRS 2.14 | 15 |
| 7.3 | İklimle Bağlantılı Geçiş Risk ve Fırsatlarının Mevcut ve Öngörülen Finansal Etkileri |
TSRS 2.16 | 17 |
| 7.4 | İklimle Bağlantılı Fiziksel Riskler: Tanımlar ve Değer Zinciri Üzerinde Etkileri |
TSRS 2.10,TSRS 2.13 | 21 |
| 7.5 | İklimle Bağlantılı Fiziksel Risklerin Strateji ve Karar Alma Mekanizmaları Üzerindeki Etkileri |
TSRS 2.14 | 26 |
| 7.6 | İklimle Bağlantılı Fiziksel Risklerin Mevcut ve Öngörülen Finansal Etkileri |
TSRS 2.16 | 28 |
| 7.7 | İklimle Bağlantılı Geçiş Risk ve Fırsatlarına Dirençlilik | TSRS 2.22 | 32 |
| 7.7.I | İklimle Bağlantılı Geçiş Risk ve Fırsatlarına İlişkin Senaryo Analizi | TSRS 2.22 | 32 |
| 7.8 | İklimle Bağlantılı Fiziksel Risklere Dirençlilik | TSRS 2.22 | 34 |
| 7.8.I | İklimle Bağlantılı Fiziksel Risk ve Fırsatlarına İlişkin Senaryo Analizi | TSRS 2.22 | 34 |
| 7.9 | Senaryo Analizlerine Dayalı Stratejik Uyum ve İş Modeli Dönüşüm Kapasitesi |
TSRS 2.22 | 35 |
| 7.10 | Mevcut Varlıkların Yeniden Kullanımı, Amaç Değişikliği ve Modernizasyon Kapasitesi |
TSRS 2.28,TSRS 2.33 TSRS 2.34 |
36 |
| 8. | Risk Yönetimi | TSRS 2.25 | 37 |
| 9. | Metrikler ve Hedefler | TSRS 2.29 | 38 |
| 9.1 | (2024) Yılı Sera Gazı (GHG) Emisyonu Raporlaması | TSRS 2.29 | 38 |
| 9.2 | Emisyon Ölçüm Yaklaşımı, Girdiler ve Varsayımlar | TSRS 2.29 | 39 |
| 9.3 | İklimle İlgili Geçiş ve Fiziksel Risklere Karşı Kırılgan Varlıkların veya İşletme Faaliyetlerinin Miktarı ve Yüzdesi |
TSRS 2.29 | 40 |
| Bölüm | Açıklama Başlıkları | İlgili TSRS | Sayfa |
|---|---|---|---|
| 9.4 | İklimle Bağlantılı Fırsatlarla Uyumlu Hâle Getirilmiş Varlıkların veya İşletme Faaliyetlerinin Miktarı ve Yüzdesi |
TSRS 2.29 | 40 |
| 9.5 | İklimle Bağlantılı Risk ve Fırsatlara Yönelik Sermaye Harcaması, Finansman veya Yatırım Miktarı |
TSRS 2.29 | 40 |
| 9.6 | İç Karbon Fiyatlaması | TSRS 2.29 | 40 |
| 9.7 | İklimle İlgili Ücretlendirme Politikası | TSRS 2.29 | 40 |
| 9.8 | Sera Gazı (GHG) Emisyon Hedefleri | TSRS 2.33 | 41 |
| 9.9 | A1 Capital Tarafından Belirlenen Metrikler ve Hedefler | TSRS 2.28(c) | 42 |
| 9.10 | Sektöre Özgü Metrik ve Hedefler | TSRS 2.37 | 43 |
| 9.11 | Finanse Edilen Emisyonlar | TSRS 2 29(a)(vi)(2) | 43 |
| 10. | Raporlama Dönemi Sonrası Olaylar | TSRS 1.68 | 43 |
Building tools?
Free accounts include 100 API calls/year for testing.
Have a question? We'll get back to you promptly.